Abdullah Öcalan: Meclis Komisyonu gelirse, demokratik müzakere süreci başlatacağım

img
HABER MERKEZİ - DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, bugün yapılan İmralı ziyaretinde Abdullah Öcalan’ın sürecin oyalayıcı ve geciktirici bir hal aldığını söylediğini belirterek, Meclis Komisyonu’nun ziyaret gerçekleştirmesi durumunda Abdullah Öcalan’ın demokratik müzakere sürecini başlatacağını dile getirdi.
 
JIN TV’de yayınlanan özel programa katılan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Nezahat Doğan’ın sorularını yanıtladı.
 
* 1 Ekim’de Meclis açılışında verilen fotoğraf kareleri ve tartışmalar gündeme oturdu. Öncelikle bu tartışmalara bir açıklık getirir misiniz?
 
Dün Meclis açılışı öncesi ve sonrasında asıl gündem yerine ne yazık ki farklı konular tartışıldı. Biz DEM Parti olarak o gün Meclis’e gitmeye karar verdik ve gitmeyen siyasi partiler vardı. Ondan kaynaklı olarak sosyal medyada birçok tartışma ve eleştiri yaşandı. Biz DEM Parti olarak bir müzakere ve mücadele partisiyiz. Geçen yıl 1 Ekim’de Devlet Bahçeli’nin DEM Parti sıralarına gelmesiyle bir süreç başladı ve 1 yıl oldu. Bu kez de Cumhurbaşkanı DEM Parti sıralarına geldi. Bu bir sene boyunca bir müzakere yürüttük. Bu yürüyen müzakeredeki en temel amaç Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi, Türkiye'de artık silahların susması, barışın konuşulması, demokratik yasaların konuşulması, demokratikleşme sürecini barışla bütünsel bir biçimde konuşmak. Biz bu diyaloğu sürdürürken elbette ki bu diyaloğun devam ettiği bir dönemde parlamentoya gitmemiz gerekiyordu. Tabii akabinde yaşanan selamlaşmayla ilgili yaşanan sorunlar daha sonra biliyorsunuz özür dilendi bizden. Sonuç itibariyle geçen sene normalleşme süreci konuşuluyordu, CHP grup olarak gittiler, ayağa da kalktılar, diyalog da kurdular cumhurbaşkanıyla ama bu dönem böyle bir şeyi tercih ettiler. Biz onların tercihlerine sonsuz bir saygı duyuyoruz.
 
Aynı şekilde Sayın Özgür Özel de bu konuyla ilgili açıklama yaptığında DEM Parti'nin tercihine saygı duyduğunu belirtti. Sosyal medyada linçe dönüşecek yaklaşımlar oldu. Elbette DEM Parti olarak bizlerin de eksik yaptığı şeyler olabilir. Bizler bu konuda kendi toplumumuza, halkımıza, sol sosyalist yapılara, bileşenlerimiz ittifak güçlerimize yeri geldiğinde de öz eleştirel bir tutum içinde de oluruz. Olacağız da ihtiyaç duyuldukça. Ancak siyasette bazı imgelerin, bazı fotoğrafların dönemsel önemi olabilir. Ama politik sonuçlara bir fotoğraf karesinden varılması doğru değil.
 
Dosttan, sosyalistlerden, devrimcilerden, halkımızdan gelen eleştiriler, değerlendirmeler baş göz üstüne. Ama bu süreç başladığı ilk günden yani geçen senenin 1 Ekim'inde Devlet Bahçeli bizim sıralarımıza gelip selam verdiğinde hatırlarsanız bir çevre vardı ki böyle feveranlar içinde oldu. “İşte barış böyle mi olur, böyle barışılır mı?” Oysa bu feveranlık yapan kesimin önemli bir bölümünü Kürt halkıyla bugüne kadar hiç dayanışmamış, hiç Kürt halkıyla ortaklaşmamış bir kesim olarak da görüyorum. Ama bütün eleştiri yapanları da bu kategoriye koymadığımın altını özel olarak çizmek isterim. Ama bir tarafı var ki gerçekten bu sürece karşı olan, barışın olmasını, Türkiye'nin demokratikleşme ve barış sürecinin inşa edilmesini istemeyen bir kesim var. Bu kesim AKP olmadan önce de tarihsel olarak Kürt sorunuyla mesafeli duran bir kesim. Bu kesimde bir şeyi köpürtüyor. Bunu barış siyaseti ve demokratikleşme açısından tehlikeli buluyorum. Ayrıca bir televizyon, bir fotoğraf karesinden bir seçim ittifakı, bir anayasa değişim ittifakı gibi sonuçların çıkartılması son derece abartılı.
 
* Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan da zaten daha önceki görüşme süreçlerinde DEM Parti’nin yürüttüğü siyaset içerisinde bir 3’üncü yol olarak tarif ettiği yerde herkese ittifakların demokratikleşme ekseninden kurulabileceği ifadesi vardı. Dolayısıyla bunda herhangi bir beis yok değil mi?
 
Şimdi bu müzakere dönemi esasen devlet ve PKK arasında yürütülmektedir. Türkiye'deki demokratik siyaset olarak hem DEM Parti hem Türkiye'deki demokrasi güçlerine düşen en önemli görev barışın toplumsallaşmasını sağlamak ve Türkiye'de barış inşa edilirken bunu demokrasiyle birlikte inşa etmektir. Çünkü biz kalıcı bir barış istiyoruz. Geçici bir barış değil. Ve dolayısıyla biz hiçbir zaman DEM Parti olarak gerek parti programımız, ilkelerimiz, uğrunda bu kadar bedel ödediğimiz, uğrunda mücadele ettiğimiz değerlerimiz, tarihimiz açısından dönüp baktığımızda biz antidemokratik olan bir şeyle zaten uzlaşamayız.Biz barışı reddeden, demokrasiyi reddeden, şiddeti ön plana çıkaran, çatışmayı ön plana çıkaranları asla kabul etmeyiz ve özellikle burada demokrasinin altını kalın kalın çiziyorum. Biz dikkat ederseniz bu süreci tanımlarken onu demokrasiyle bütünleşik olarak her zaman ifade ettik.
 
* AKP iktidarı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan süreç başladığı andan itibaren “terörsüz Türkiye” olarak tarif ediyor bunu. Şimdi halen Cumhurbaşkanı o resmi dilini tam olarak “terörsüz Türkiye'den” çıkararak barış ortamına getirecek bir kavrama oturtmadı. Bu hala neden böyle?
 
Dil değişmeli. Bu hepimiz açısından öyle, başta iktidar, devlet açısından. Şimdi siz “sürekli terörsüz Türkiye” dediğinizde ve kimi medya gruplarının ya da kişilerin kullandığı bazı kelimeler ve kavramlar var. Bunlar hakikaten toplumu barışa hazırlayan, barışın toplumsallaşmasını sağlayan, barışın tesis edilmesini sağlayan dil olmuyor. Bu bakımdan barış dilini hep birlikte güçlendirelim. Barışın dili ve demokrasinin dili bu topraklarda güçlenirse, biz gerçekten kalıcı bir barışı hep birlikte tesis edebiliriz. Dil değişmeden tavır değişmez. Dil, tavrın, beynin, ruhun, fikrin yansımasıdır. Dil değişirse bizim düşüncemiz de değişir. Dil boyutu, ana dil boyutu olan bir meseleyi “terörle” yaftalayarak konuşmaya devam ederseniz o zaman bahsini ettiğim tanımlardan uzaklaştırmış, dolayısıyla çözümü de buradan uzaklaştırmış olursunuz ve sadece ve sadece Kürt sorununu “silah bırakmaktan” ibaret olarak görmüş olursunuz.
 
* Bütün bu eksende komisyona bile baktığımızda Kürtçe ana dilin dahi konuşulmadığı yerde toplumdaki o güvensizlik bir kez daha keskinleşiyor. DEM Parti burada sözünü ne kadar güçlü kurabiliyor acaba?
 
Meclis’te oluşan komisyonun hangi amaçla oluştuğu çok net ortada. Kürt sorunu bir çatışmasızlık zemininden siyasi ve hukuki zemine taşıma ana fikriyle kuruldu. Dolayısıyla bu komisyonda belki en çok eleştirilecek ve tarihi kayıtlara geçen en negatif şey Kürt annelerin Kürtçe kendilerini ifade etmelerine izin verilmemesidir. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Komisyonun birçok konuda kamuoyu nezdinde, halk nezdinde ve başta Kürt halkı, Kürt anneleri nezdinde güven zedeleyen tutumları olmuştur. Bir annenin kendi ana diliyle kendini ifade etmeye tahammülünüz yoksa doğal olarak halk döner der ki: “Arkadaşım, barış olacaksa nasıl bir barış olacak acaba?” Bize bu soru çok geliyor.
 
* DEM Parti olarak birçok toplantı da gerçekleştirdiniz. Bütün bu toplantılar yeterli miydi? DEM Parti’ye bir eleştiri var mı? Özellikle Batı’da bunu yeteri kadar göremiyoruz tartışmaları ya da değerlendirmeleri de var.
 
DEM Parti olarak sürekli sahada olan, bir yandan müzakereyi yürütürken mücadeleden asla taviz vermeyen bir siyasi partiyiz ve hep böyle çalıştık. Elbette eksiklerimiz var. Kürt sorunu devasa bir sorun. Ve Kürt sorununu farklı halkların ve inançların gündemi haline getirmek o kadar kolay bir mesele değil. Bizim en büyük amacımız gerçekten Türkiye'de bütün farklılıkların, bütün ezilen ve sömürülenlerin gündeminin aynı zamanda barış olmasıdır. Bugün Türkiye'de bir işçi, emekçi ekmeği küçülüyorsa, aldığı ücret pula dönüyorsa, para pul oluyorsa bunun en önemli sebeplerinden biri kapitalist sistemin sömürgesiyse diğer bir tarafı da savaştır.
 
* Şimdi esas konuya gelmek istiyorum. Bugün DEM Parti İmralı Heyeti adaya bir görüşme yaptı. Bu görüşmeden detaylar neler oldu?
 
Öncelikle Sayın Öcalan'ın dışarıda olan herkese çok selam ve sevgileri var. Gayet iyi ve morali oldukça yüksek. Tabii süreç konuşulmuş ve değerlendirilmiş. Şimdi 1 Ekim'den bu yana tam bir sene geçti. Bu bir sene boyunca neler yapıldı, neler yapılmadı, bunlar değerlendirilmiş. Şunu söylemeliyim: Sayın Öcalan bu sürece dair gereklilikler büyük bir ciddiyetle yerine getirilmelidir, bunun altını özel olarak çizmiş.
 
Aslında birçok görüşmede ısrarla herkesi bir ciddiyete davet etme hali var. Neden bu ciddiyete davet etme hali oluyor? Komisyon biliyorsunuz bir süredir dinlemeler yapıyor. Biz bu dinlemelere kesinlikle çok değer veriyoruz, çok önem atfediyoruz. Ancak yeterli değil. Biz bu dinlemelerin Meclise bağlı bir alt komisyon tarafından devam etmesini önerdik. Bunların hepsi tarihi belgeler, hafıza ve aynı zamanda yüzleşme; aynı zamanda barışın toplumsallaşmasına çok büyük katkı sağlayacak bir rıza oluşuyor.
 
ÖCALAN GEÇ KALDIĞINI DÜŞÜNÜYOR
 
Bu bakımdan çok kıymetli ama yine bu süreçte altını çizdiğimiz en temel noktalardan biri yasal ve hukuki düzenlemelere bir an önce başlanmasıdır. Bize göre çok geç kalındı. Sayın Öcalan da öyle görüyor ve zaten bugünkü görüşmede bunun altını özellikle çizmiş. Zaman kaybetmeden bu sürecin artık bir siyasi zeminde daha güçlü konuşulması, yasal ve hukuki düzenlemelerde de zaman kaybetmeksizin bir an önce o çalışmalara girilmesi gerektiğini vurgulamış.
 
Siyasi zeminde güçlü konuşulması derken neyi ifade ediyor? Çözümün siyasi zeminde güçlü konuşulmasını kastediyor. Şunu ifade ediyor: Komisyonun oluşup dinlemesi yeterli olmaz. Aynı zamanda komisyonun en temel görevlerinden bir tanesi de yasama faaliyetidir. Dolayısıyla Sayın Öcalan bu görüşmede parlamentoyu bilhassa bu görevi icra etmek üzere bir an önce görevini yerine getirmesi, bu sorumluluğun hayata geçmesinin ne kadar tarihsel bir öneme sahip olduğunun altını özel olarak çizdi.
 
SOMUT ADIMLAR İÇİN GÖRÜŞMELER BAŞLAYACAK 
 
Ve tabii yine bu görüşmelerde açığa çıkan noktalardan biri bu adımların karşılıklı atılmasıdır. Yani somut adımların karşılıklı atılması için heyetler daha yoğun bir görüşmenin içine girecekler. Bu önemli bir gelişme. Sonuçta bu süreç taraflar arasındaki görüşmelerle ilerlemektedir. Ve bazı adımlar karşılıklı atılmalı diye hep ifade ettik. Bugüne kadar en somut adımı bir taraf attı. 27 Şubat'ta Sayın Öcalan bir çağrı gerçekleştirdi. Akabinde PKK kongresini topladı ve fesih kararı aldı ve daha sonra 11 Temmuz'da Süleymaniye'de silah yakma töreni gerçekleşti. Bir barış grubu, 30 kişilik bir barış grubu ve içinde PKK'nin eş başkanının bulunduğu bir silah yakma töreni gerçekleşti. Bütün bunlar atılmış çok somut adımlardır. Bu somut adımlara karşılık elbette bizim en büyük beklentimiz Türkiye'deki demokratik siyaset olarak da yasal düzenlemelerin yapılmasıdır. Yani silah bırakan PKK ile ilgili bir yasal düzenleme. O yüzden buna biz “özel düzenleme” diyoruz.
 
ÖCALAN DEMOKRATİK MÜZAERE SÜRECİ BAŞLATMAK İSTİYOR
 
Meclis Komisyonu’nun adaya gitmesi yine gündeme gelen konulardan biri. Sayın Öcalan elbette komisyonun buraya gelmesi halinde “ben kendileriyle bir demokratik müzakere yürüteceğim” diyor. Ve aynı zamanda bütün kesimlerle, sadece komisyon değil, kendisi birçok kesimle görüşmek istiyor ve onlarla bir demokratik müzakere sürecini başlatmak istiyor.
 
Bu demokratik müzakere sürecini kendisi talep ediyor ve başlatmak istediğini belirtiyor. Yasal konular büyük bir ciddiyetle ele alınmalı. Oyalanmadan vazgeçilmeli. O, süreci bir oyalama ve sürünceme hali olarak görüyor. Bunların bir an önce bitmesi lazım. Sayın Öcalan bütün bunları tabii ki ifade etti ve aynı zamanda özellikle komisyonda annelerin Kürtçe konuşturulmaması nedeniyle son derece üzgün olduğunu ve tepkili olduğunu ifade etmiş. Bu amaç için kurulmuş bir komisyonun anneleri Kürtçe konuşturmamasının kabul edilebilir bir şey olmadığını da kendisi ifade etmiş.
 
* Şunu da sormak istiyorum, bu görüşmenin ardından ve tüm bu tartışma başlıklarına baktığımızda heyet trafiği artacak dediniz, komisyonun İmralı’ya gidip görüşme gerçekleştirmesinde bir hızlanma olabilir mi?
 
Komisyon bir an önce İmralı'ya gitmeli. Bizim yaklaşımımız çok açık. Sayın Öcalan sadece baş müzakereci değil, aynı zamanda bu sürecin baş aktörü. Dolayısıyla biz umut hakkı derken, 25 sene cezaevinde kalmış bütün insanları kapsayan bir hak olduğunu söylüyoruz. Umut hakkı ya da Sayın Öcalan'ın özgür yaşayıp özgür çalışabileceği koşulların oluşması demek bu sürecin ilerletilmesi için baş aktör olarak kendi görevlerini yapması, bu emeği sarf edebilmesi, bu çabayı daha güçlü ve etkili kullanabilmesi için çok önemli. Bu bakımdan biz çok acil bir biçimde umut hakkının gündeme gelmesi, Sayın Öcalan'ın koşullarının çok daha hızlı bir şekilde ivedilikle düzenlenmesi, komisyonun da bütün bunlardan önce en ivedi, en hızlı şekilde adaya gitmesi ve bu görüşmeyi gerçekleştirmesi gerekliliğinin üzerinde duruyoruz. Özgürlükler yasası derken toplumun özgürleşmesi üzerinden de kendisinin özgür olabileceğini ifade ediyor.
 
* Hızlı atılacak adımlar derken, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan artık İmralı kapılarının da sadece heyetin sınırlı gidip gelmesi koşulunda değil daha geniş ölçekli bir zaman diliminde görüşmelerin yapılmasından bahsediyor, öyle mi? Komisyon hızlı adım atacak mı?
 
Aynen öyle. Elbette kendisi de bazı görüşmeler yürütüyor, adada devletle görüşmelerini sürdürüyor ve kendisinin bu konudaki yaklaşımı ve söylemleri, talepleri çok net. Yani biraz önce saydığım hukuki ve yasal düzenlemeler yapılmalı. Oyalama olmamalı. Hatta bir önceki görüşmesinde “Biz Muaviye oyunlarını iyi biliriz. Muaviye oyunlarına karşı bir direniş de sergileriz” diyor. Biz Hüseyni direniş diye tarif ediyoruz. Yani Muaviye'ye karşı bir Hüseyni direnişle durulur. Dolayısıyla gerçekten kendisinin ısrarla üstünde durduğu konu: ciddiyet, aciliyet, görevler. Görevler belli. Yani yapılması gereken adımlar nedir; biraz önce konuştuğumuz yasal düzenlemeler. Özgürlük yasalarının çıkması, demokratikleşme yasalarının çıkması. Mesela deniyor ki entegrasyon. Bunu Suriye için daha çok tartışıyorlar, Rojava için.
 
NE DEDİĞİ ÇOK NET
 
Şimdi demokratik entegrasyon demek demokratik yasalar çıkacak, o demokratik yasalar çerçevesinde bir entegrasyon demektir. Mevcuda şu an Suriye üzerinden söylersek mesela entegre olmak o kadar eklektik durur ki yani olmaz böyle bir şey. Ne neye entegre olacak o bile belli değil. Mekanizma nedir, hangi mekanizmaya entegre olunacak mesela Suriye için özellikle söylüyorum. Türkiye için de Sayın Öcalan ısrarla barış, barış, demokratik toplum ve demokratik entegrasyondan bahsediyor. Demokratik entegrasyonun tanımı çok net. Bu söylenirken ne denmek istendiği net. Sonuçta demokratik yasalar çıkacak, özgürlük yasaları çıkacak. Cezaevlerinde hasta mahpuslardan tutalım da infazı yakılanlara kadar aslında bunlar yasal düzenleme istemeyen adımlar. Bunların hayata geçmesi lazım. Mesela AİHM kararları var. 8 Ekim'de AİHM kararlarıyla ilgili itirazın son günü 8 Ekim.
 
DEMOKRATİK MÜZAKERE SÜRECİNE HIZ VERELİM 
 
Şöyle toparlayacak olursak bu süreç sürüncemede bırakılmamalı. Evet. Herkes net olmalı. Herkesten kastım, zaten bir taraf gerçekten önemli adımlar atmıştır. Şu anda adım atmak devletin, iktidarın inisiyatifinde. Bu adımların atılması için de mevcut olan komisyonun artık hangi yasal düzenlemeler yapılacaksa onunla ilgili taslak önerileri hazırlamalı ve ihtisas komisyonuna bir an önce göndermeli. 1 Ekim'de Meclis açılması ile birlikte zaten artık aktif olarak bütün ihtisas komisyonları toplanacak. Bir an önce bu konuları ilk konular olarak ele alıp yasal düzenlemeler yapılmalı. Umut hakkı, bununla beraber TCK, TMK tartışmaları, yerel yönetimler yasası, kayyum yasası lağvedilmeli. Bütün bunlar için net olmak lazım. İvedi davranmak lazım. Hem Ortadoğu'daki gelişmeler, dünyadaki gelişmeler, Türkiye'deki gelişmeler bizim oyalanmamıza müsaade etmeyen koşullarla karşı karşıyayız. Dolayısıyla oyalanmayalım. Bir an önce bu yasal düzenlemeleri yapalım ve somut adımlar atalım. Bizim şu dönemde altını ısrarla çizeceğimiz nokta budur. Demokratik müzakere sürecine hep beraber hız verelim."

Diğer başlıklar

23:08 Hamas, tüm esirleri serbest bırakmaya hazır olduğunu açıkladı
22:10 Eğitim Sen'den 5 Ekim kutlaması
22:05 Abdullah Öcalan: Meclis Komisyonu gelirse, demokratik müzakere süreci başlatacağım
21:31 Narin Güran davasında 12 sanık ve 3 çocuğa verilen hüküm bozuldu
21:21 Ankara'da arıza nedeniyle su kesintisi
21:10 Cizîr'de bir gencin intihar etiği iddia edildi
21:06 Şirnex'te Hacı Lokman Birlik anması
20:59 İsrail'in saldırıları protesto edildi
20:40 Peyas'ta kadın festivali başladı
19:45 Binlerce kişi kadınları karşıladı: Zaman özgürlük zamanıdır
18:27 Trump'tan Hamas'a: 6 Ekim'e kadar süren var
18:23 Erdoğan, Trump ile görüştü
17:59 Barış Bor’un taziyesine kitlesel ziyaret
17:49 Gazze’de açlıktan yaşamını yitirenlerin sayısı 457’ye yükseldi
17:46 İstanbul'da 3 adliyenin başsavcısı değişti
17:43 'Fens tellerine zarar verme davasında' ceza istemi
17:41 Özgürlük yürüyüşçüleri yarın Adana'da olacak
17:25 Wan’da işçiler belediyeye yürüdü: Kayyım gidecek, işçiler kazanacak
17:24 ÇHD'den Yılmaz'a görüşme yasağı koyan savcı hakkında HSK'ye başvuru
17:09 'Barış istiyoruz çünkü' kampanyası İskenderun'da da başlatıldı
17:05 Kadınlar Fırat'ın batısına geçti: Barış güneşin özgürlüğü ile gelir
17:00 Dêrsim'de maden arama itirazına bilirkişi görevlendirmesi
16:54 Vartinîs Katliamı'nda katledilenler anıldı
16:51 'Sayın Öcalan özgür olmadan kimse özgür olamaz'
16:26 İlham Ehmed’den yürüyüşe mesaj: Her adımınızda yanınızda yürüyoruz
16:15 Êlih’te ‘Demokratik Toplum ve Özgürlük’ mitingi düzenlenecek
16:08 DEM Parti heyeti İmralı’dan döndü
15:55 Tuncer Bakırhan: AİHM kararları bağlayıcıdır
Tülay Hatimoğulları: Siyasi tutsaklar serbest bırakılmalıdır
14:32 CHP kongre davasında reddi hakim talebine ret
14:14 Konya'da Kürtçe ders kayıtları başladı
14:02 Pelda Elçi ve çocuklarının durumu İnsan Hakları Komisyonu'na taşındı
13:08 DEM Parti: AİHM kararları gereği Kobanê davası tutsakları tahliye edilmeli
12:56 İzmir'de yağış sokakları göle çevirdi
11:49 Özgürlük yürüyüşçüleri: Bu süreci kadınlar tamamlayacak
11:23 Basının Eylül'ü: Gözaltı, tutuklama, soruşturma, dava, erişim engelleri
11:08 Kadınlar Amara'da: Tarihi yürüyüşümüz sonuç alacak
10:57 TÜİK: Eylül enflasyonu aylık yüzde 3.23
ENAG: Eylül enflasyonu aylık yüzde 3.79
10:27 DEM Parti heyeti İmralı’ya doğru yola çıktı
09:44 Kadriye Doğan: ‘Umut hakkı' barış için sağlanmalı
09:19 Antropolog Sibel Özbudun: Türkiye halen meseleyi bir ‘terör’ sorunu olarak görüyor
09:17 Hamit Ekinci: Öcalan'ın çağrısı, küresel sürecin Kürt tarafınca doğru okunduğunu gösteriyor
09:14 Eşi ve iki yakını öldürülen Neriman Özcan: Planlı bir infazdı
09:13 Barış Anneleri: Barışın koşulu Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüdür
09:12 Wan sokakları: Komisyon Öcalan'ı dinlemeli, burada barış Rojava'da savaş olmaz
09:12 Agirî’de şeker pancarı hasadı: Bir kilosu bir bardak çay etmiyor
09:11 Enternasyonal dayanışma: Nagihan Akarsel’in makaleleri farklı dillere çevrildi
09:10 Tek kişilik hücrede demokratik çözüm çabaları
09:00 03 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:54 Ayşe Barım için itiraz üzerine yeniden tutuklama kararı verildi
02/10/2025
23:45 Nijerya’da ‘Lassa ateşi’ salgınından 166 kişi hayatını kaybetti
23:08 İdlib'in kuzeyinde araç hedef alındı: 1 ölü
23:02 Êzidî kadınlardan Öcalan'ın mesajına yanıt: Mücadelemiz daha da güçlendi
22:53 Çandar: QSD'ye 'terör' diyen sürece karşı provokasyoncudur
22:26 DEM Parti'li Bozan: Anadilde eğitim için adımalar atılmalı
21:50 Suzan Elik için hastane önünde açıklama
21:41 Yürüyüşçüler kadınlarla atölyelerde bir araya geldi
21:38 Amedspor olağanüstü kongreye gidiyor
21:20 Özgürlük yürüyüşçüleri şölenle karşılanacak
20:22 İsrail'in protesto edildiği eyleme polis saldırdı
20:00 İzmir’den seslendiler: Filistin halkı yalnız değildir
19:27 Küresel Sumud Filosu Türkiye Delegasyonu: İsrail 48 yurttaşı alıkoydu
19:23 223 işçinin direnişi sürüyor: Hakkımızı istiyoruz
19:15 'Kürtçe'ye yönelik ayrımcı politiakalar derhal sonlandırılmalı'
19:02 Kezban Konukçu: Milyonerlerin sayısı artarken yoksulluk da artıyor
18:29 HDP binasına saldırdan kişi cezaevine girmeyecek
17:49 Çandar: Trump çok kazançlı çıktı Türkiye’nin ise ne aldığı belli değil
17:42 İran’da Beluc kadın kardeşi yerine gözaltına alındı
17:28 Hatimoğulları ve Bakırhan Alevi kurum temsilcileriyle bir araya geldi
17:23 ÖHD’den komisyon’a genişletilmiş rapor: Umut hakkı güvence altına alınmalı
17:15 Prof. Dr. Erdem: Ademi Merkeziyetçilik anayasal bir ilke olmalı
16:59 Kadınlardan ‘Öcalan’a özgürlük’ yürüyüşü
16:52 Musa Anter İzmir'de anıldı
16:28 Narin Güran davasında 3 tahliye
15:14 Marmara Denizi’nde deprem
15:12 Komisyonda konuşan ÖHD Eş Genel Başkanları: ‘Umut hakkı' demokratikleşme için önemlidir
15:00 Gazeteci ve siyasetçilerin adli kontrolleri kaldırıldı
14:57 ‘Sanal devriye’ ile kapatma kararına itiraz reddedildi
14:48 Kadın yürüyüşçüler Xelfetî'de: Önderliğimizin özgürlüğü kırmızıçizgimizdir
14:01 İstanbul Barosu’ndan Adalet Nöbeti
13:39 Amed’de şüpheli kadın ölümü
13:35 Hukukçu Gülseren: Mevzuat düzenlemeleri gündeme alınmalı
13:23 Gundikê Melê'de 300 yıldır kurulan sofra: Tamtamûk
13:11 İHD: ESP’lilere dönük işkence iddiaları soruşturulmalı
12:40 İsrail'in 'Sumud Filosu'na müdahalesine soruşturma
12:39 Kadınlar ‘Özgürlük Yolu'nda yürüdü
12:32 Geçiş Hükümeti, Tişrîn Barajı çevresini bombalıyor
11:48 Foza Yûsif'tan kadın yürüyüşüne mesaj: Rebêr Apo'nun özgürlüğünün zamanı
11:37 'Tavsiyeleri en kısa sürede Meclis Kurulu'na iletmeyi umuyoruz'
11:32 Xarpêt'te gazeteciye saldırı
11:31 Yürüyüşçülerden mezarlık ziyareti: Minnettarız
10:46 Gazeteci Murat Verim tahliye oldu
10:28 ‘Barışın inşası Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünden geçiyor’
09:46 Tekli hücrede ölüme takipsizlik
09:38 Fransız tarihçi Ducange: Kürtlerin varoluş mücadelesi göz ardı ediliyor
09:24 46 yıl ‘kimliksiz’ yaşayan yurttaş sınır dışı edilecek
09:23 Mûş Barosu Başkanı: Vartinis katliamı davasında beklentimiz onarıcı adalet
09:22 KCDK-E Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt: Hedefimiz Önder Apo'nun özgürlüğü
09:08 Arap Sebxa aşireti lideri El Sûhan: Öcalan'ın mesajı QSD'ye desteğimizi pekiştirdi
09:07 Çorum’dan getirildiği Wan’da aynı anda 6 görev ‘yürütüyor’
09:06 Kuraklık Arçak ve Sıxke göllerini de vurdu
09:04 Tüm ayrıntılarıyla uluslararası komplo süreci
09:03 Serhat'ta 'Barış istiyorum çünkü' kampanyasına ilgi yoğun
09:02 ÖHD'li Altuntaş: Komitenin kararı hukuku keyfi kullanmak isteyenlere güç veriyor
09:01 Dokunduğu her hayatta iz bıraktı: MİT ajanları Nagihan’ı hedef aldı
09:00 02 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:38 İsrail’den Sumud Filosu’na saldırı: 200’ü aşkın gözaltı
01/10/2025
23:59 Hacı Lokman Birlik paylaşımına ceza
23:40 DEM Parti: Sumud Filosu'nun yanındayız
23:32 İsrail, Sumud Filosu'na saldırdı: Gözaltılar var
23:12 Yazar Rizgar Turhan 30 yıldan sonra tahliye edildi
21:57 Meclis açılışı resepsiyonu sona erdi
21:53 Tunç'tan 'Öcalan ile görüşme' açıklaması
21:14 İktidara çağrı: Sumud Filosu’nun güvenliğini sağlayın
20:26 MHP'li Feti Yıldız'dan Demirtaş sorusuna yanıt
20:24 ‘Şiddete uğrayan kadınların şikayeti işleme konulmuyor’
19:49 30 yıldan sonra tahliye edildi: Öcalan özgür olmadan kimse özgür olamaz
19:45 Şam’a bağlı güçlerden Tişrîn Barajı’nı saldırı
19:43 Meclis açılışına özel düzenlenen resepsiyon başladı
19:39 Cenevre’de ki eylem 245’inci haftasında
19:36 Umut Yürüyüşçüleri Curnê Reş'te: Komisyon cesur adımlar atmalı
19:32 223 işçi: Kayyıma hakkımız haram olsun
19:09 KHK eylemi 340’ıncı haftasında
19:03 Amedspor’a Kürtçe reklam nedeniyle verilen cezaya tepki
18:44 Yürüyüşçüleri karşılama çağrısı
18:27 Amedspor, Mehmet Altıparmak’la yollarını ayırdı
18:25 Wan'da öğrenci servisi ile TIR çarpıştı
18:10 TEV Çand üyeleri AK önünde: Abdullah Öcalan’a ‘umut hakkı’ tanınsın
17:59 Cûdî’deki yangın söndürüldü
17:57 İsmail Beşikçi normal servise alındı
17:23 Pervin Buldan: İmralı görüşmesi en kısa sürede olacak
17:04 AKP'den DEM Parti'ye nezaket ziyareti
16:37 DEM Parti, MHP, Erdoğan ve Kurtulmuş görüşmesi sona erdi
16:34 Erdoğan'dan Tülay Hatimoğulları'na 'el sıkma' özrü
15:59 Ayşe Barım hakkında tahliye kararı verildi
15:35 DEM Parti, MHP, Erdoğan ve Kurtulmuş bir araya geldi
15:28 Cûdî’de yangın
15:25 Erdoğan Meclis açılışında konuştu: Sürecin hassas olduğunun farkındayız
15:16 Şêxmeqsûd ve Eşrefiye Meclisi: Geçici hükümet sözlerini tutmalı
15:15 Ankara’ya yürüyen kadınlar 4 Ekim’de Adana’da olacak
15:14 Kadınlar, Amed'den meşalelerle Ankara'ya uğurlandı
15:07 Cizîr’de bir yurttaş darp edilerek gözaltına alındı
13:21 Êzidî kadın örgütlerinden Bağdat’a ‘Şengal’ uyarısı
13:19 Honduras’tan Kürt halkıyla dayanışma çağrısı
13:18 Semra Güzel tahliye edilmedi
12:42 Hikmet Kıvılcımlı düzenlenecek panellerle anılacak
12:18 Beluclar ‘Kanlı Cuma’da yitirilenleri andı
12:14 Kadınların ‘özgürlük yürüyüşü’ başladı: Barış için Öcalan’ı dinleyin
10:43 Amedspor’a bir kez daha ceza kesildi
10:00 Yönetmen Alper: 'Silah bırakın' deniliyorsa siyaset kanalları açılmalı
09:53 Federe Kürdistan'da 'hükümet' krizi: KDP iktidarını paylaşmak istemiyor