Bakırhan: Bu sürecin menziline demokrasi ve hukuku koyduk

ANKARA - DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, tüm halkların ve inançların eşitliğini istediklerini belirterek, “Bu sürecin menziline demokrasi ve hukuku koyduk. Bu sürecin özü, eşit bir kardeşlik hukuku ve demokratik toplumsal mutabakattır” dedi. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Meclis’te partisinin grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Bakırhan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaptıkları görüşmeye işaret ederek, görüşmenin yapıcı geçtiğini ve temaslarının devam edeceğini aktardı. 
 
'ROTAMIZI BİRLİKTE ÇİZELİM'
 
Bakırhan, Ortadoğu coğrafyasının yeniden şekillendiğine işaret ederek, "Kimi güçler yer değiştiriyor. Ortadoğu yine bu işlerin merkezinde ve yine hedeftedir. Eski dengeler çözülüyor, herkes gelecek yüzyılın rotasını çizme telaşında. Haliyle biz de hem dünyadaki hem Ortadoğu’daki gelişmelerden azade değiliz. Türkiye de hemen Ortadoğu’da bu gelişmelerin yanı başında duruyor. Biz de tam bu sürecin başlamasıyla birlikte diyoruz ki gelin kendi rotamızı, yolumuzu birlikte çizelim" diye konuştu. 
 
Bakırhan, şunları söyledi: "Bir başkası bizim rotamızı, yolumuzu belirlemesin. Bizim rotamızı Türkiye halkları belirlesin. Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı bizim rotamız olsun. Demokratik bir cumhuriyet bizim rotamız olsun. Kürt'ün, Alevinin eşit yurttaş olduğu bir rota, bizim rotamız olsun. Aksi halde rotasını belirlemeyenlerin rotası; emperyal ve hegemonik güçler tarafından belirleniyor. Onların belirlediği rotalar da hem o ülkelere hem de o bölgede yaşayan insanlara kan, acı ve gözyaşı getiriyor. Kansız, acısız, gözyaşısız bir Türkiye ve Ortadoğu, hepimizin özlemini duyduğumuz bir gelişme olur. Bunun mücadelesini veriyoruz.
 
ÖCALAN ROTA İÇİN KAPI ARALIYOR
 
Bu topraklarda Türk var, Kürt var, Alevi var, Sünni var. Toplumun her renginden insanlar yaşıyor. Bu toprağın bütün renklerine uygun bir yaklaşım içerisinde olabilirsek; emin olun rotasını en doğru yere sürükleyen bir halde olabiliriz. Kimse bu ülkede kimsenin üzerinde değil ve  kimse kimsenin gerisinde değil. Hepimiz bu ülkenin yurttaşlarıyız. Bu süreçte Demokratik Ulus mutabakatıyla gerçek bir eşitlik zemini kurabiliriz. Ortadoğu halkları ilk defa belki de başkasının senaryosuna bağlı kalmadan kendi senaryosunu yazabilir. Biz kendi senaryomuzu birlikte yazalım diyoruz.
 
Sayın Öcalan’ın çağrısı, rotamızı ve senaryomuzu yazabileceğimiz, çizebileceğimiz ve birlikte hareket edebileceğimiz bir kapı aralıyor. Kendi sözünü söyleyen, kendi kararını veren bir irade ortaklığı sağlamak bu süreçte mümkün. Demokratik bir Ortadoğu ve demokratik bir Türkiye geçmişte belki hayaldi, ancak emin olun, bu son süreçle birlikte artık hayal değil.
 
GÜVEN İNŞA ETMEK CAN DAMARIDIR
 
Bu tarihi dönemde güven inşa etmek bu sürecin can damarıdır. Hem Kürt halkında hem de Türkiye halklarında bu sürece ilişkin bir tereddüt var. Bir güven sorunu var. Muhtemelen Adıyaman’dan gelen arkadaşlarımızın kafasında da aynı sorular var. Bir sürecin layıkıyla devam edebilmesi için güven ortamının tesis edilmesi gerekiyor. Bu güveni yeniden tesis etmek için hepimize büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. En başta da AKP’ye ve ortağına düşüyor. Bütün siyasi partilere sorumluluk düşüyor. Özellikle bu süreçte güveni tesis etmek, toplumu bu konuda ikna etmek ve toplumu bu sürecin yanında konumlanmaya sevk edecek bir söylem ve pratik içerisinde olmamız lazım.
 
AKP SÖZ KURMALI
 
Bu konuda, başta AK Parti olmak üzere birçok siyasi partide deneyimi olan, birikimi bulunan ve geçmişte bu süreçte yer almış insanların da bu süreçte söz kurması, öne çıkması gerekiyor. Bu sürecin toplumsallaşması için onların da sürece katkı sunacağı bir pratik içinde olmaları gerekiyor. Yani bu süreçte sadece DEM Parti değil, herkes daha cesur olmalı, daha büyük bir sorumlulukla hareket etmeli ve bu sürece katkı sunacak söz, pratik ve eylem içerisinde olması gerektiğini belirtmek istiyoruz.
 
MHP'nin de kendi teşkilatına ve tabanına bu süreci anlatmak için bir çaba ve gayret içinde olduğunu biz de görüyoruz. Muhalefetteki siyasi partilerin bu konudaki duruşu fena değil; ama bunun sadece sözle değil, onların da bu süreçte aktif görev alarak kendi tabanlarını bilgilendirmeleri, sürece aktif katılımlarına destek sunacak çağrılar, açıklamalar ve planlamalar yapmaları gerektiğini belirtmek istiyoruz. Gittiğimiz her yerde toplum bize çok net bir soru soruyor. Diyor ki: 'Aylardır bu süreç başladı, siz sahadasınız; iktidar neden bu konuda ürkek davranıyor?'
 
İktidar niye sahada yok? Seçimlerde ilçe ilçe, köy köy dolaşan iktidar, Türkiye’nin yüzyıllık meselesi tartışılırken, çözüm yolu aranırken, neden Siirt’in Şirvan ilçesine, Kars’ın Digor ilçesine gelmiyor? Neden anlatmıyor bu süreci?
 
Gittiğimiz her yerde insanlar diyor ki: 'Barış için toplumsal sahiplenmeyi büyütmek sadece sizin mi görevinizdir? İktidarın görevi değil mi, ana muhalefet partisinin görevi değil mi?' Biz de burada, sizin huzurunuzda, grup toplantımızda iktidara ve ana muhalefet partisine soruyoruz: toplumsal rızayı yaratmak sadece bizim mi görevimizdir? İnşallah önümüzdeki günlerde, başta iktidar olmak üzere, birçok siyasi partinin sahada bizim gibi ter dökerek, mücadele ederek, bilgilendirerek, bilinçlendirerek bu sürece katkı sunacakları bir tabloya hep birlikte şahitlik ederiz.
 
AKP DAHA FAZLA SORUMLULUK ALABİLİR
 
AK Parti daha fazla sorumluluk alabilir, cesaretle konuşabilir, çözüm dilini daha çok kullanabiliriz. Güven sadece sözle mi olur? Tabi ki söz önemli ama sadece sözle olmaz. Güven verici adımların da atılması gerekiyor. Bugün bir yandan barışı konuşuyoruz ama bir yandan cezaevlerine bakarken büyük bir acı yaşıyoruz. 
 
GÜNDE İKİ CENAZE, TABUT ÇIKIYOR
 
Adalet Bakanlığının verilerine göre cezaevlerinde ortalama günde 2 hasta tutuklu hayatını kaybediyor. 515 günde bin 26 hasta tutsak yaşamını yitirmiş. Yanlış duymadınız ya bin 26 hasta tutsak yaşamını yitirmiş. Tedavi edilse belki bugün yaşayacaklardı. Onları bekleyen eşlerinin, çocuklarının, ailelerinin yanında olacaklardı. Her gün neredeyse 2 cenaze, 2 tabut çıkıyor ve insanların omuzlarında gömülüyorlar. Bu dehşet tabloyu sona erdirmek, barışın ilk ve en acil adımıdır. Bir diğer adım da infaz düzenlemesine ilişkin olmalıdır. Yıllardır keyfi nedenlerle cezaevlerinde kalan binlerce insan, adaletin aşınmasına neden oluyor. Bunu artık herkes görüyor.
 
CEZAEVLERİ BOŞALMALIDIR
 
Bu sürecin odağında olan adalet duygusunu zedeleyen infaz kanunu, artık demokratik standartlara göre yeniden düzenlenmelidir. Cezaevleri boşaltılmalı, cezaevlerinde bulunan tutsakların aileleri çifte bayram yapabilmelidir. Bu konuda, bu çerçevede çıkacak infaz paketini destekleyeceğimizi; aksi takdirde, kendi düşüncelerimizi dile getireceğimizi ifade ediyoruz.
 
KAYYIMLAR
 
Hafta sonu Amed’teydik. Yerel yönetimler ara dönem konferansımız yapıldı. Seçilmiş bir çok kentten arkadaşımızda oradaydı. Çok verimli tartışmalar oldu ama konferansta en çok güven arttırıcı adımlar tartışıldı. Kayyımların kaldırılması ve yerel demokrasinin güçlendirilmesinin Türkiye'nin demokratikleşmesine sağlayacağı büyük katkıyı konuştuk. Halkın iradesine müdahale eden kayyım uygulaması, demokrasiye aykırıdır. Türkiye’nin barışını aradığı bu süreçte, artık Türkiye bu kayyım belasından kurtulmalıdır. 
 
Güven artırıcı adımlardan biri de medyada kullanılan dildir. Eski diliyle yeni bir yüzyıl kurulamaz. Eskinin diliyle  demokratik bir zemini oluşturamayız. Medyanın dili en başta acilen değişmelidir. Hala sürece uygun olmayan zehirli, tahrik edici bir dil kullanılıyor. Bilen, bilmeyen herkes konuşuyor. Herkes yorum yapıyor. Aynı insanlar futbolu da yorumluyor. Psikolojide anlatıyor. Felsefe de anlatıyor. İklim değişikliğini de anlatıyor, Kürt meselesini de anlatıyor. Bence artık Türkiye bu tür yorum ve yaklaşımlardan kurtulmalıdır.  
 
BARIŞ DİLDE BAŞLAR, TOPLUMA YAYILIR
 
Sabah akşam bize, değerlerimize hakaret edenlerin dili, çözüm zemini zehirliyor. Çok açık söylüyorum; biz de tabanımız oldukça rahatsızız. Sevgili Adıyamanlılar, gece dümdüz bize hakaret eden, bu kimi medya yayın organlarındaki dili siz gerçekten kabul ediyor musunuz, katılıyor musunuz?
 
Dolayısıyla bu süreç en başta dille başlar; dilin başta medyada çözülmesi gerekiyor. Medya çözüm dilini ne kadar benimser, ne kadar konuşursa, barışın toplumsallaşması da o kadar güçlü olur. Barış toplumda başlar, barış dilde başlar, toplumda hayat bulur. Evet, bir süreç yürüyor; bu süreçte gerçekten kaygıları olan insanlar da var. Herkes bizim gibi düşünmüyor. Yüz yıllık algılar, yüz yıllık tekçi, inkarcı yaklaşım, kabul etsek de etmesek de, haklı haksız insanların kafasında kimi soru işaretleri ve endişeleri de yaratmış durumdadır. defalarca söyledik ama yine söylüyorum: bu ülkenin başkenti, dili ve bayrağıyla hiçbir sorunumuz olmadı; hiçbir zaman da bizi tartışma konusu değil.
 
DEVLET ARTI DEMOKRASİ
 
Evet, sesini duyuyorum o endişeleri olanların. Peki, bunlar değilse, 'Siz ne istiyorsunuz?' diye soruyorlar şimdi bize. Onlara da yanıt veriyorum. Derdimiz Türkiye’nin değerleriyle değil, rejimin demokratik olmayan karakteriyledir. Rejimin Kürt'ü kabul etmeyen karakteriyledir. Aleviyi eşit yurttaş olarak kabul etmeyen karakteriyledir. Biz devlet artı demokrasi formülünü savunuyoruz: Devlet artı demokrasi. Demokrasisi olmayan devletin, yüzyıldır bu ülkeyi nereye getirdiğine hep birlikte şahitlik ediyoruz.
 
NE İSTİYORUZ?
 
Kürt'ün dilinin, kültürünün, kimliğinin ve varlığının dışlanmadığı; Alevilerin eşit yurttaş olacağı bir ülke istiyoruz. Demokratik eşit vatandaşlık istiyoruz. Var mı burada kimseyi rahatsız edecek bir şey? Ülke demokratik olsun; Kürt de, Arap da, Çerkez de, Alevi de, Azeri de, Sünni de eşit olsun. Düşünün, biz bunları istiyoruz, bunları savunuyoruz.
 
Televizyon kanallarında gerçekten insan şaşırıyor; insanın aklıyla alay ediyorlar. Birisi çıkmış, adı da Barış, diyor ki 'Bu barış süreci ülkeyi böler.' Şaşırarak bunları izliyoruz. Demokratik eşit vatandaşlık, güçlü yerel demokrasi istiyoruz. Batman iradesine kayyım atanmasını istemiyoruz. Batman’da yerel yönetimlerin yetkileri artırılsın, yerele daha rahat hizmet sunsun istiyoruz. Kayyım olmasın istiyoruz.
 
BARIŞ BİZDEN BÜYÜKTÜR
 
Bazı vatandaşlar da şunu soruyor: demokrasiyi hedeflemeyen de barış mı olur? Bizler bu sürecin menziline demokrasi ve hukuku koyduk. Bu sürecin özü, eşit bir kardeşlik hukuku ve demokratik toplumsal mutabakattır. Barış, demokratik topluma ulaşmamızı sağlayacak yegâne köprüdür.
 
Ne yapacağız? Barış köprüsü ile birlikte demokrasiye ulaşacağız. Bu köprüyü hep birlikte inşa edeceğiz. Çünkü barış, solcuların, sekülerlerin, sağcıların, muhafazakârların, milliyetçilerin hepimizin ortak hakkıdır; sadece bizim değil. Bu ortak hakkı birlikte savunmalı ve bu köprüyü birlikte inşa etmeliyiz. Bazıları bize sürekli, bilerek, isteyerek bunu yapıyorlar. 'MHP ve AKP ile iş birliği mi yapacaksınız?' türünden sorular yöneltiyorlar. Net söyleyelim: Barış ve demokrasi bizden de, Cumhur İttifakı’ndan da büyüktür.
 
BARIŞ MİSAK’İ YÜZYILIN KAPISINI ARALAYABİLİR
 
Emin olun barış karşıtları ne yaparsa yapsın asla bunlara pirim vermeyeceğiz. Doğru bildiğimiz yoldan vazgeçmeyeceğiz. Kimsenin imtiyazlı yaşamı için milyonların geleceğini heba etmesine izin vermeyeceğiz. Bunun sözünü veriyoruz. Kim ne der ne hesabın peşine düşerse düşsün biz artık omuzlarımızda bu ülkenin çocuklarının tabutlarını taşımak istemiyoruz. Biz barışı omuzlamak istiyoruz. Yaşamın kutsallığına inanıyoruz. Ortak vatanda demokratik bir yaşam için dün de hazırdık bugün de hazırız. Varız ve çalışacağız. Türkiye’nin yeni yüzyılda barış misakına ihtiyacı var. Barış misakının kaynağı da toplumdur. Barış misakı ile ölümlerde ayrışarak değil, yaşamda birleşerek bir arada olacağız. Barış misakı Türk Kürt ilişkilerinde yeni bir yüzyılın kapısını aralayabilir. Bu misak sadece bugünün değil, gelecek yüzyılların da refahını, huzurunu ve kardeşliğini garanti edecek taahhüttür.
 
ANAYASAL GÜVENCE 
 
Bin yıllık kardeşliğimizi, eşit yurttaşlığa dayalı demokratik bir anayasa ile güvence altına alabiliriz. Bugün 27 Mayıs’ın yıl dönümündeyiz. Buradan bir kez daha seslenmek istiyorum: askeri vesayet ve darbe kültürünü demokratik bir sözleşme ile tamamen kapatabilir ve bu topraklardan kaldırabiliriz. Darbenin panzehiri özgür siyasettir, evrensel hukuktur, demokratik uzlaşıdır. Siyaseti kişisellikten arındırıp kurumsal çözümlere odaklanma zamanıdır. Siyasetin “benden” “bize”, kişisel hedeften ortak gelecek eksenine kayması anayasal dönüşümü hazırlar. Anayasa tartışması tabu değildir; demokrasi, adalet ve özgürlük ekseninde samimi bir müzakere alanı olmalıdır. 
 
Ne eski vesayete sığınırız, ne de mevcut merkezileşmeyi kabul ederiz. Biz Üçüncü Yol’uz. Biz demokratik zeminiz. Biz 86 milyon insanın barış içerisinde, kardeşçe yaşamasını savunan bir yoluz ve öyle olmaya devam edeceğiz. Biz kimsenin yedeği ya da pazarlık unsuru değiliz; ha, biz DEM Parti’yiz. Arkasında yüzlerce, binlerce arkadaşımızın yaşamını yitirdiği, 40 yıldır bütün zulüm ve acılara rağmen ayakta durmayı bilen Türkiye’nin en temel zemin haline gelen bir partiyiz.
 
 
 
 

Diğer başlıklar

24/11/2025
17:08 Seyhan Belediyesi'ndeki tacize tepki
16:42 Tarım ve Orman Bakanı’na tepki: Türkiye zehirleniyor
16:40 Aykol'un kan değerlerini bozan antibiyotik tedavisi durduruldu
16:07 Kendirci soruşturmasında 3 kamu görevlisi açığa alındı
15:44 Hayali eylem nedeniyle verilen cezaya itiraz edildi
15:04 İnanç örgütleri: Kadına biçilen tüm baskı biçimlerini reddediyoruz
15:03 Wan’da taziyelere kitlesel katılım
14:19 CHP eski vekillerden Özel’e ‘İddialar’ araştırılsın mektubu
14:08 Şakran Cezaevi önünde 25 Kasım eylemi
13:59 Aykol'un kan değerlerinde bozulma görüldü
13:49 'İşkenceyi' haberleştiren Öznur Değer ve Osman Akın'a dava açıldı
13:36 Erdoğan: Komisyonun aldığı karar sürecin önünü açacaktır
13:33 İHD: Kürdistan'da son bir yılda 88 kadının yaşam hakkı ihlal edildi
13:19 Biri cezaevinde 17 kadına yapılmamış bir eyleme katılmaktan ceza
12:42 Abdullah Öcalan ile yapılacak görüşmenin tutanakları Meclis Komisyonu’na getirilecek
12:27 Meclis Komisyonu İmralı'ya gitti
11:22 Feti Yıldız İmralı’ya gitmeden önce paylaştı
11:20 Gazeteci Ali Barış Kurt'un tahliyesi ertelendi
11:00 Meclis Komisyonu İmralı'ya gidiyor
10:52 Filozof Therborn: Abdullah Öcalan çağrısıyla Nobel Ödülü'nü hak etmiştir
10:48 Karayılan: CHP yanlıştan geri dönsün
09:53 Gazeteci Özdemir: Duhok'taki fotoğrafın gerekleri yerine getirilsin
09:29 Mazlûm Ebdî: İmralı’yı ziyaret ihtiyacı duyuyoruz, Türkiye bundan korkmamalı
09:13 'Özgürlük şehitlerine barışın müjdesini vermek istiyoruz'
09:11 'Tüm halklar süreci desteklemeli'
09:10 ‘25 Kasım’da kadını yok sayan politikalara cevap verelim’
09:09 'CHP Kürtler üzerinden oyun oynamaya son versin'
09:08 Beluc Fariba Borhanzahi: Jin, jiyan, azadî ortak haykırış olarak benimsendi
09:02 Rojhilat Genç Kadınlar Birliği üyesi: Temel kazanım özgürlüktür
09:00 İstanbul’da 'Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı' düzenlenecek
09:00 24 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:55 Meteoroloji’den 32 il için sağanak uyarısı
00:00 İstanbul'da ulaşıma 25 Kasım engeli
23/11/2025
23:08 Humus’ta 2 kişi katledildi
22:30 Egîdê Cimo Ma Muzik okulu bir yaşında
20:48 Kavga eden Gürhan ve Dündar ailelerine sağduyu çağrısı
20:43 Mersin’de 14 işçi zehirlendi
19:29 Trump’tan Biden’ı suçlama, Zelenski’ye sitem
19:22 Beluc hak savunucusu Turan Halamzahi cezaevine girecek
18:39 Paris’te kadınlardan görkemli yürüyüş
18:00 Metin-Kemal Kahraman’ın ‘Ferfecir’ albümünün 25 yılına özel konser
17:54 İsrail Beyrut’a saldırı düzenledi
17:48 Humus’ta Alevi ve Hristiyan mahallelerine saldırı
17:43 Bakanlık Şêx Said'i aşağılayıcı ürün satışını durdurdu
17:39 İmamoğlu, CHP’nin İmralı’ya gitmeme kararını destekledi
17:36 İsrail’in ateşkesi tanımıyor: 339 kişi katledildi
17:30 Kadınlardan örgütlülük çağrısı: Asla yalnız yürümeyeceksin
17:20 İtalyan Sosyolog: Kürt siyasi hareketi başka bir dünyanın önünü açacak adımlar attı
17:19 Dilovası’nda açıklama: Kastik katillere karşı özgür yaşamı inşa edeceğiz
17:14 19 HPG’linin taziyesine kitlesel ziyaret
17:10 Awesta'dan anadilde eğitim talebi
17:08 Alevilerden süreç talebi: Her toplum baskısız yaşayabilmelidir
15:48 Sabahat Tuncel'den CHP'ye: İmralı'ya gitmeden Kürt sorununu çözemezsiniz
15:29 Tülay Hatimoğulları: Süreç devletle yürütülen bir süreçtir
15:14 HPG'li Gündüz'ün taziyesine kitlesel ziyaret
15:11 Gazeteci Aykol'a PEG tedavisi uygulanacak
14:42 Dorşîn’de ağaç kıyımına karşı fidan ekimi
13:40 Ronahi Gazetesi basılı yayına yeniden başladı
12:49 Şengal’de kadınlar erkek şiddetine karşı çözümü tartıştı
12:43 Öğrenci yurdunda şüpheli ölüm
10:50 Wan'da silahlı kavgada baba-oğul yaşamını yitirdi
10:26 Sakarya'da zehirlenen tutuklu sayısı 171'e yükseldi
10:22 Agirî'de 'güvenlikçi' adımlar: Barış sürecinin ruhuna ters düşüyor
10:07 Jin dergi 25 Kasım’ı kapağına taşıdı
09:34 Yeni Yol'a 'İmralı' müdahalesi mi yapıldı?
09:30 Özel Okmeydanı Hastanesi çalışanları: Hakkımızı alana kadar mücadele edeceğiz
09:29 ‘Kadın katliamları dosyaları 'şüpheli ölüm' denilerek kapatılıyor’
09:28 Halktan Sezgin Tanrıkulu’na: Amed sokaklarına girmemeli
09:26 KESK’in bölge mitingine katılan emekçiler: Halktan yana bütçe istiyoruz
09:25 Adliye bahçesinde işlenen bir cinayetin anatomisi
09:23 Gazeteci Can: CHP İmralı’ya gitseydi tabanından büyük bir reaksiyon almayacaktı
09:20 Hurda metallerin dönüşümü: Sanat bir zihin meselesi
09:19 Yoksulluk, güvencesizlik ve şiddet zincirinde yaşam mücadelesi
09:17 Türkiye'de COP31 için alternatif zirve hedefi
09:13 Mahkeme Trump'un 'hızlı sınır dışı' talebini reddetti
09:12 Jinwar ‘kadın kentleri’ne ışık tutuyor
09:04 MA’ya konuşan Mazlûm Ebdî: QSD’nin katılımı Suriye ordusunu güçlendirir, huzur getirir
09:00 23 KASIM 2025 GÜNDEMİ
22/11/2025
23:27 İşkenceyle katledilen Kendirci'nin dosyasına gizlilik kararı getirildi
23:22 Hamburg’da Bîra Sûrê belgeseline ödül
23:17 31 yıl sonra tahliye olan Karatay memleketinde karşılandı
22:55 Riha'da yaşanan 2 ayrı kazada 2 kişi öldü
22:51 Riha’da engelli bakım merkezinde yangın: 1 çocuk yaşamını yitirdi
20:34 Türkiye Kobanê’de çiftçilere ateş açtı
19:44 Kılıçdaroğlu'ndan CHP’nin İmralı kararına tepki: Tarihin doğru tarafında olmak cesaret ister
19:11 25 Kasım etkinliklerinde birlikte mücadele vurgusu
18:39 Tülay Hatimoğulları: Komisyon tarihi bir karar aldı
18:35 Kadınlar katledilmek istenen Yasemin D.'yi ziyaret etti
18:29 Kadın tutsakların çizimleri sanatseverlerle buluştu
18:19 Özel: Komisyonda aldığımız karardan dönmeyeceğiz
17:32 Şax’ta Kadın Yaşam merkezi açıldı
17:29 Ekmek, toprak, adalet mitingi: Ekolojik saldırıya karşı kendimizi korumak zorundayız
17:17 25 Kasım kapsamında medyanın dili tartışıldı
17:10 Halide Türkoğlu: Kadınlar barış ısrarını sürdürmeli
17:02 Ekoloji Kervanı Kuzey Ege'de
16:36 Amedspor maçında Jîna Emînî’nin koreografisi açıldı
16:22 Wan’da Burak Ercan kararı protesto edildi
15:43 Emekçiler bütçe taleplerini açıkladı
15:35 Şevket Epözdemir katledilişinin 32’nci yılında anıldı
15:30 KESK’ten bölge mitingi: Bütçe emeğe ve barışa ayrılmalı
15:23 Pervin Buldan'dan partilere: Çözümün gelişmesi için herkes elini taşın altına koymalı
15:01 Dêrsim Emek ve Demokrasi Platformu: Halkın iradesi derhal teslim edilmeli
14:52 İSKİ’den su tüketimi uyarısı
14:45 Kadınlara yönelik cezaevindeki şiddet tartışıldı
14:22 Hasta tutsakların tahliyesi talep edildi
14:09 Wan’da Çocuk Hakları Dayanışma Ağı kuruldu
14:02 Katledilen ve kaybedilen kadınlar için adalet istendi
13:57 Bakırhan: ‘Şununla oturmam’ diyenler barış istemiyor, bunu da bir yere not ettik!
13:31 Yeni Yol Grubu İmralı'ya gidecek heyete üye vermeyecek
13:09 Cumartesi Anneleri: 45 yıldır Hayrettin Eren’in nerede olduğunu soruyoruz
12:57 Abdullah Öcalan: Hukukun yeniden inşa edilmesi bir gerekliliktir
12:42 Bozkurt ve Akgül’ün taziyesine kitlesel ziyaret
12:37 Mansur Yavaş ve özel kalem müdürü hakkında soruşturma izni
12:31 DEM Parti Mersin’de gazetecilerle bir araya geldi
12:26 Bahis soruşturmasında 149 hakemin kariyeri sona erdi
12:25 Değer Artış Payı Uygulama Yönetmeliği değiştirildi
12:24 Tülay Hatimoğulları: Hiç kimsenin çözümden kaçma lüksü yoktur
12:11 Siyaset Bilimci Aksoyoğlu: CHP’nin tutsak edildiği bir siyaseti izledik
11:35 DBP: Çözüm iradesini yok saymak, barış ve eşitlik taleplerinin inkârdır
10:33 Mazlûm Ebdî’den MA’ya önemli değerlendirmeler
10:12 Komisyonun İmralı’ya gitme kararını gazeteler nasıl gördü?
09:55 Kaybeden Kürtler değil CHP olacak
09:49 Dêrsim Belediyesi’nde kayyımın 1 yılı: Bina ve arsalar satılığa çıkarıldı
09:44 Rojava Film Festivali’ne katılan Ott: Burası Ortadoğu’ya örnek olabilir
09:31 Amed sokakları: CHP çözüm istemiyor
09:27 TTB süreç için çalışmalar yapacak: Hekimler süreci desteklemeli
09:27 Semsûr'da depremzedeler oldukları yerde!
09:24 Bulancak Sanat Tiyatrosu, 38 yıldır sahnede
09:07 Şikayete rağmen çocuk istismarı davasında soruşturma tamamlanmıyor!
09:06 Yoksullaşmanın fotoğrafı: Kirasını ödemek için eşyalarını satıyorlar
09:04 KESK Wan’da bölge mitingi düzenliyor
09:04 Wan'da uyuşturucuya karşı ortak mücadele hattı kuruluyor
09:02 Filistinli kadınlar 'acıma' değil adalet istiyor
09:01 'Barış sürecinde hasta mahpusların tahliyesi sağlanmalı'
09:00 İmralı ziyaretinde hangi başlıklar masada olacak?
09:00 22 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:30 Belen'de 7 katlı binada yangın: 2 ölü
21/11/2025
22:56 İspanya’da 3 madenci göçük altında kaldı
22:53 Bütçe görüşmeleri: Agirî'de doktor yok, doğan çocuklar ölüyor
22:39 Humus’ta kaçırılan Alevi gençler katledildi
22:36 Bangladeş’in başkenti Dakka’da deprem
22:32 Mazlum Ebdî, Şêx Mani El Cerba ile bir araya geldi
22:29 Kayyımın TELE1'de 32 kişiyi işten çıkardığı iddiası
22:25 29 öğrenci zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırıldı
22:01 AKP'den Hüseyin Yaman İmralı'ya gidecek
21:53 Böcek ailesinin kaldığı otelin sahibi ve çalışanı tutuklandı
21:51 Çiğdem Açlan'ın cenazesi köyünde toprağa verildi
21:44 Tülay Hatimoğulları: Kalıcı barışın tek yolu örgütlenmek
21:18 İsrail katlettiği Filistinli'nin cenazesini alıkoydu
21:15 'Sağlık hizmetlerinin 3'te 1'i özel sektöre devredilmiş durumda'