Türkdoğan: Süreç Öcalan'ın çözüm paradigmasına uygun sonuçlanmalı

ANKARA - Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile görüşen heyette yer alan DEM Partili Öztürk Türkdoğan, tutsakları da kapsayan kapsamlı reformların yapılması gerektiğini belirtti. Türkdoğan, "Türkiye, Öcalan'ın çözüm paradigmasından kaçamaz" dedi. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) heyeti, 24 Nisan'da Adalet Bakanı Yılmaz Tunç görüştü. DEM Parti tarafından yapılan açıklamada, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "umut hakkı", hasta tutsakların durumu, infaz yasası, İdare ve Gözlem Kurulları'nın kararları ile Kobanê Davası gibi başlıkların gündeme geldiği belirtildi. Söz konusu başlıklar uzun bir süredir kamuoyunda tartışılırken, devletin/iktidarın bu noktada hangi düzenlemeleri yapacağı ya da hangi adımları atacağı belirsizliğini koruyor. 

Bakan Tunç ile görüşen isimlerden DEM Parti Hukuk Komisyonu Eş Sözcüsü Öztürk Türkdoğan, görüşmede gündeme gelen başlıklara dair Mezopotamya Ajansı'nın (MA) sorularını yanıtladı. 
 
Bakanlık ile gerçekleştirdiğiniz görüşme tarihi ertelenmiş bir görüşmeydi. Heyet olarak hangi konuları öncelediniz?
 
Görüşmeden önce sevgili Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan, Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmüştü. O görüşmeden sonra pratik bazı konuların konuşulması için Adalet Bakanlığı ile görüşme yapılacaktı. Önder'in yaşadığı sağlık sorunu nedeniyle bu görüşme gerçekleşememişti. Önder'in o beklediğimiz mucizeyi gerçekleştirmesini ve sağlığına dönmesini diliyorum. Onun üzerine görüşme ertelenmişti. Pervin arkadaşımız da sürekli hastanede. Dolayısıyla Grup Başkanvekilleri (Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli) arkadaşlarımızla birlikte bu görüşmeyi gerçekleştirdik. Bu görüşmenin bir özelliği; heyetimiz ve yine İmralı'da bizzat bu süreci yöneten Sayın Öcalan'ın bilgisi dahilinde yaptığımız görüşmelerdir. 
 
Birinci konu başlığımız Sayın Öcalan'ın çalışma koşullarının oluşturulması ve iletişim kanallarının açılmasıydı. Tabii ki sağlığıyla ilgili olarak da gerekli tüm tedbirlerin alınmasıydı. Bunları dile getirdik. Uzun zamandan beri ilk defa Sayın Adalet Bakanı'ndan gerekliliklerin ne olduğunu bildiğini ifade eden cümleleri duyduk. Bu önemliydi çünkü ben uzun yıllar çatışma çözümü yaşamış ülkelerde bulunan bir insanım. Çatışma çözümlerinde gereklilikler vardır. Adalet Bakanlığı'nın bu gereklilikleri bildiğini belirtmesi önemliydi. Dolayısıyla bu gerekliliklere uygun adımların atılacağını bekliyoruz.
 
Partiniz de sürecin başından bu yana atılması gereken adımları bir “pazarlık” değil, “gereklilik” olarak vurguluyor.
 
Tabii ki. Süreci tam kavrayamayan veya sürece karşı olan kimi çevreler “çeşitli şartlar” diyorlar. Bunlar şart değildi zaten. Bu bir gereklilikti. Sayın Öcalan’ın 27 Şubat'taki çağrısı iyi okunursa bu çok tarihi bir çağrıdır. Dolayısıyla burada çok güçlü bir inisiyatif alınıyor. Şimdi o inisiyatifin başarıya ulaşması noktasında hükümete düşen görev nedir? Gereklikleri yerine getirmektir. Elbette ki başlangıçta mevcut yasalar sonuna kadar zorlanacaktır. Mevcut yasalar sonuna kadar zorlanırsa zaten bu gerekliklerin önemli bir kısmı başlangıç olarak karşılanacaktır. Ama negatif barış aşamasına geldiğimizde, yani silahların bırakılması ve artık çatışmanın tamamen devre dışı kaldığı aşama gerçekleştiği zaman da özel bazı yasaların çıkması gerekecektir. Onu da zaten o zaman konuşacağız, o zaman tartışacağız.
 
Öcalan’ın yaşam ve çalışma koşullarına dair bakanlıktan nasıl bir yanıt aldınız? 
 
Mevcut yasalar çerçevesinde yapılabileceklerin yapılacağı açık bir şekilde ifade edildi. Dolayısıyla mevcut yasaların sonuna kadar zorlanması halinde bile birçok şeyin yapılacağını biliyoruz. O nedenle başlangıç olarak olumlu bir görüşme olduğunu söyleyebilirim. Ama biz şimdi bir hukuki ve siyasi süreci, yani çatışma zemininden hukuki ve siyasi sürece geçiş dönemini konuşuyoruz. Dolayısıyla her aşamayı ayrı ele almak gerekecektir. O nedenle biz bütün bu değerlendirmelerimizi aşama aşama yapmaktayız.
 
2013-2015 yılları arasındaki süreçte Akil İnsanlar Heyeti’nde yer aldınız. O dönem "Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun" Resmî Gazete'de yayınlanarak yasalaşmıştı. Ancak siyasetçilerin süreç kapsamındaki faaliyetleri yargılama konusu yapıldı. Kobanê Davası bunun en somut örneği. Benzer bir durumun yaşanmaması için nasıl bir yol izlenmeli?
 
2013'te başlayan ve 8’inci ateşkes dönemi dediğimiz süreçte, barış ve çözüm süreci fiili olarak başlamıştı. O dönem Başbakan Erdoğan, tüm devlet bürokrasisine ve kabinesine sözlü talimatlar vermişti. 
O talimatlarla bütün bu faaliyetler yürütülüyordu. Daha sonra bunların artık fiili ve sözlü talimatlarla yürümeyeceği anlaşılınca bahsettiğiniz kanun çıkartıldı. Bu kanunun sekretaryasını, kamu düzeni ve güvenliği müsteşarlığı yürütmekteydi. Fakat 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişle birlikte kamu düzeni ve güvenliği müsteşarlığı kaldırıldı. Kanun ama yürürlükte halen. Yani o kanun şu anda cumhurbaşkanına oldukça kapsamlı yetkiler vermektedir.
 
Mevcut sorunların yaşanmaması için -Kobanê Davası'nda gördüğümüz gibi- görüşmede yer alacak heyetler, başkaca görevlendirilecek insanlar ve süreci güvenceye alacak çeşitli kararlara veya yasaya ihtiyaç olacaktır. Bu tip süreçlerde yasal güvenceler gereklidir. Yasal güvencelerin de mutlaka oluşturulması gerekir.
 
Görüşmeye kapsamlı bir dosyayla gittiniz. Hasta tutsaklar, AYM kararları, TMK gibi… Karşı tarafta karşılık bulmadığını düşündüğünüz konu başlıkları oldu mu? 
 
Bütün konuları karşılıklı olarak anlatma, konuşma ve tartışma imkanı bulduk. Bu süreç devam edecek. Orada tek bir görüşmeyle kalmayacak. Eksik kalan bir konu olduğunu düşünmüyorum. Türkiye'deki ceza mevzuatı bir bütün olarak çeşitli adaletsizlikler içermektedir. Ama şu anda acil konumuz daha çok hapishanedeki tutsaklar olduğu için, ağır hasta mahpuslar olduğu için, infaz eşitsizliği olduğu için, infaz yakmalar olduğu için biraz daha oraya yoğunlaştık. Terörle Mücadele Kanunu’nun kendisi zaten bizatihi bir problemdir.
 
 

AKP'nin yönetime geldiği ilk yıllarda kimi "reformlar" gündeme gelmişti. 2004'te AİHM kararlarının bağlayıcılığı kesinleşmişti. Yine o yıllar Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) kaldırılması gündeme gelmişti. Ancak çatışmalı sürecin başlamasıyla bunu kaldırmaktan vazgeçmişti...

 
2002'de Türkiye'de tek bir PKK militanı yoktu. Kürt sorununu çözmek için çok uygun bir ortam vardı. Ama iktidar bunu değerlendirmedi. Yeniden kapsamlı reformlar yapmak gerekir. 
 
Evet, Türkiye 2004 yılında kapsamlı bir hukuk reformu yapmıştı. Buna bağlı olarak tüm ceza mevzuatı gözden geçirildi. 1 Ocak 2005 tarihinden beri uygulanan yeni ceza kanunu, yeni ceza muhakemesi kanunu, ceza infaz kanunu esasında bu mantıkla hazırlanmıştı. Fakat Türkiye 2004 yılında Kürt sorununu çözemediği için başka bir yöne evrildi. Kimse unutmasın; Sayın Öcalan'ın 1999'da İmralı'da yaptığı çağrı üzerine 2002 yılında Türkiye'de tek bir PKK militanı yoktu. Hepsi Türkiye'yi terk etmişti. Kürt sorununu çözmek için çok uygun bir ortam vardı. Ama o dönemin iktidarı bunu değerlendiremedi. Değerlendiremeyince Haziran 2004'te yeniden silahlı çatışmalar başladı. Silahlı çatışmalar başlayınca iktidar TMK'yi kaldırmaktan vazgeçti. Hem TMK kaldı hem de yeni reform yasaları aleyhte düzenlemelerle yürütüldü. Böyle olunca çok büyük adaletsizlikler ortaya çıktı. Suçların cezaları artırıldı. TMK'ye göre yüzde 50 artırıldı. Yetmedi, TMK'ye göre şartlı salıverme süresi 3/4 olarak belirlendi. Son Kovid yasasıyla da 3/4 bile artık az geliyor. Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu kararlarıyla insanların neredeyse aldıkları cezanın tamamı çektiriliyor. Şimdi bunun kabul edilebilir bir yanı yoktur. Yani "terör" tanımının belirsizliğinin yarattığı mağduriyetlerin giderilmesi gerekiyor.  
 
İçeride birçok seçilmiş siyasetçi, belediye başkanı, belediye eşbaşkanı, belediye meclis üyesi, il genel meclis üyesi, sendikacı, öğrenci, akademisyen, aydın, yazar, avukat var. Bunların hapiste olmaması gerekir. Bunun için de yeniden kapsamlı reformlar yapmak gerekir. Anladığım kadarıyla PKK'nin kongresini gerçekleştirip silahsızlanma süreci başladığında hem çeşitli özel yasaları konuşacağız hem de bu kapsamlı hukuk reformlarını bir daha gündemimize alıp çok yüksek sesle kamuoyunun bilgisi dahilinde de bunları konuşma imkanı bulacağız.
 
Bundan sonraki süreçte görüşmeler sürecek mi ya da bir sonraki görüşmenin tarihi net mi?  
 
Anladığım kadarıyla ihtiyaç halinde bu görüşmeler olacaktır. Sürecin gidişatına bağlı olarak bu tarz görüşmelerin olabileceğini ifade etmek isterim. Ama grubumuz sürekli Adalet Bakanlığı ile diyalog ve iletişimini sürdürmektedir.
 
PKK, dün önemli bir açıklama yaptı. Açıklamada, “27 Şubat tarihli çağrıda belirtilenlerin yapılabilmesi için bize ulaşan somut bir şey henüz yok. Bu durumun değişmesini, Önder Apo’nun özgür yaşar ve çalışır koşullara kavuşarak herkesin dört gözle beklediği parti kongresini yönetir hale gelmesini diliyoruz" vurgusu öne çıktı. Sürecin aktörlerinden biri olan PKK ile iletişim kanallarının yetersiz bırakılmasını nasıl yorumlarsınız?
 
Burada, insan hakları savunucusu ve çatışma çözümü konularında çalışmış biri olarak konuşacağım; Kürt hareketi defalarca Sayın Öcalan'ı baş müzakereci olarak gösterdi. Bütün legal-illegal hareketin kendisi, bunun dışında bu konuyla kafa yoran herkes, siyasal partiler… Böyle olunca şu anda baş müzakereci ile yürütülen görüşmelerde ne yapılması gerekiyor? Baş müzakerecinin kendisinin etki alanında olan tüm örgütüyle, tüm bileşenleriyle görüşme kanallarının açık tutulması lazım. İşte bunu anlattık. Dolayısıyla siz tek bir kişiyi muhatap alıyorsanız, o zaman o bir kişi de sizin muhatap almadığınız tüm kesimlerle muhatap olacak ki, onların görüş ve önerilerini alacak ki, onlarla doğrudan doğru iletişim kuracak ki bu süreç sonuçlansın.
 
O vakit tecridin kaldırılması bu sürecin en önemli gereklerinden? 
 
Tabi ki. Tecrit kalkacak, iletişim kanalları açılacak, çalışma koşulları iyileştirilecek ki Sayın Öcalan hemen hemen herkesle görüşecek, onların -kendi hareketini kastediyorum- görüş ve önerilerini alacak, bu şekilde toplanacak kongreyi fiziken olmasa bile çeşitli iletişim imkanlarıyla yönetme kabiliyetine sahip olacak. İşte o zaman zaten herkes muhatap alınmış olacaktır. Dolayısıyla bu sorun bu şekilde ancak giderilebilir. Hükümet bunun farkında, devlet bunun farkında. Dolayısıyla farkında olmaları, adım atmaları gerektiğini gösteriyor.
 
Sürecin gidişatına baktığınızda ön görüleriniz neler? 9’uncu ateşkes süreci barışla sonuçlanacak mı?
 
Türkiye'de barışın sağlanması ve Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözülmesi konusunda çok uzun bir süredir mücadele eden bir insanım. Devlet diyaloğu 93'te başladı. 93'te başlayan süreçlerin tamamını çeşitli dönemler itibariyle uzaktan ve yakından izlemiş, bazen katkı sunmuş, bazen farklı noktalarda görev almış, Akil İnsanlar Heyeti içerisinde yer almış bir insanım. Bu sefer Sayın Öcalan çok kararlı. 93'te başlattığı bu süreci bu sefer sonuçlandıracak. Onun kararlılığı çok önemli. Öncelikle halkımızın bunu bilmesi gerekir.
 
 
Sürecin başarılmaması için hiçbir neden yok. Yeter ki dikkatli olalım, sürecin amacına ve ruhuna uygun davranalım, üzerimize düşen görevleri yerine getirelim. 
 
Bu yeni bir süreç değil. Tabii ki yeni özellikleri var döneme göre. Sayın Öcalan'ın 93'te başlattığı, 2013'te mutlaka yapmak istediği ama Ortadoğu'daki gelişmeler nedeniyle bir türlü olmayan süreç, şimdi tam da Sayın Öcalan'ın demokratik ulus çözümü paradigmasına uygun olarak sonuçlanmalı. Türkiye artık bu paradigmadan kaçamaz. Sağ siyasetçiler, bunu tarihsel olarak Türk-Kürt ittifakını yeniden canlandırma olarak söylüyorlar. ama Sayın Öcalan zaten bunu yıllardır demokratik ulus çözümü olarak söylüyor. Şimdi koşullar uygundur. İç ve dış koşullar uygundur. Türkiye'de ilk defa ana akım siyasi partilerin tamamı süreci destekliyor. Bakın bu ilk defa yaşanıyor. Yani Cumhur İttifakı birleşenlerinin ana omurgası AK Parti ve MHP süreci destekliyor.
 
Yine o ittifakın içerisinde yer alan çeşitli ulusalcı diye tabir ettiğimiz çevreler süreci destekliyor. Yani destek beyanlarını açıkladılar. CHP, yani Sayın Özgür Özel kesinlikle süreci destekleyeceğini açıkladı. Bu çok çok önemli bir durumdur. Çünkü CHP'nin çağrıyı desteklemesi çok önemlidir. Zaten biz DEM Parti olarak bu sürecin içerisindeyiz.
 
Bir başka nokta Sayın Öcalan’ın 27 Şubat çağrısını uluslararası camia destekledi. Birleşmiş Milletler, Türkiye'nin batılı müttefikleri ve Avrupa Birliği destekledi. Şimdi böyle olunca bu sürecin başarıya ulaşmaması için hiçbir neden yok. Yeter ki bizler çok dikkatli olalım, sürecin amacına ve ruhuna uygun davranalım, çeşitli provokasyonlara karşı uyanık olalım ve üzerimize düşen görevleri yerine getirelim. Ben o açıdan bu sürecin aşama aşama gerçekleşeceğini düşünüyorum.
 
Bu "fırsat" kaçırılırsa Türkiye'ye etkileri ne olur? 
 
Türkiye artık bu fırsatı kaçıramaz. Çünkü şu anda içinde bulunduğu ekonomik durum bu fırsatı kaçırmasına imkan tanımıyor. Yani bu fırsat kaçarsa Türkiye ekonomik olarak çökebilir. Bu fırsat kaçarsa Türkiye siyasi olarak çok büyük bir çalkantı içerisine girebilir. Bütün siyasi partilerin sorumlu davranması gerekir. Yani çeşitli siyasi çıkarlar uğruna heba edilebilecek bir süreç değildir bu süreç. Hepimizin mutlaka ve mutlaka Sayın Öcalan'ın bu çağrısını gerçekleştirecek bir pozisyon almamız gerekiyor. Bu önemlidir.
 
Nitekim MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin tutumu da bunu göstermektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın heyetimizi kabul etmesi, bizim parti olarak Sayın Adalet Bakanı ile yaptığımız görüşmeler aslında artık geri dönülmez bir noktaya girdiğimizi de gösteriyor. Kaldı ki kişisel gözlemim, bu saatten sonra kimse geri dönemez. Ben sürecin başarıya ulaşacağını düşünüyorum.
 
MA / Fırat Can Arslan
 

Diğer başlıklar

21:36 Amed’de sanayi sitesinde patlama
21:10 5 kent için kuvvetli yağış uyarısı
20:45 Silêmaniye’de 1 Mayıs yürüyüşü
20:28 CHP'nin otobüs şoförüne ev hapsi
20:08 Çukurova’da 1 Mayıs talepleri ‘adalet, özgürlük ve eşitlik’ oldu
19:52 Şam’da gözaltına alınan gazeteciler serbest
19:45 Şam’da 48 saatte 74 kişi öldürüldü
18:39 Antalya'da deprem
17:50 Bebeğe şiddet uygulayan erkek tutuklandı
17:25 Gün boyu Taksim mücadelesi: 400 aşkın gözaltı
16:02 'Birleşik mücadele kazanacak'
15:45 İstanbul 1 Mayıs mitingi son buldu
15:16 İstanbul'da kadınların, gençlerin, işçilerin sözü alanda
15:13 1 Mayıs kutlamalarında sosyalizm vurgusu: Öcalan'ın koşulları iyileştirilmeli
15:11 Bakırhan Öcalan’ın mesajını aktardı: Kapitalizm umudumuzu çalıyor
14:58 Tandoğan’da 1 Mayıs: Hukuk yoksa sokak var
14:51 Emek ve Demokrasi Güçleri: Demokratik toplum işçilerin mücadelesiyle mümkün
14:47 Ege'de onbinler 1 Mayıs mitinglerinde buluştu
14:41 İran’da bir günde en az 12 kişi idam edildi
14:37 İran Kürt öğretmeni ihraç etti
14:23 İmamoğlu’ndan 1 Mayıs mesajı: Bu devran elbet dönecek
14:08 Kanal8: Şam kırsalındaki muhabirlerimizden haber alamıyoruz
14:07 Sendikalardan manifesto: Eşitlik ve özgürlük mümkün, yeter ki birlik olalım
14:02 34 parti ve örgütten ‘Şam kırsalındaki savaşı durdurun’ çağrısı
13:58 SOHR: Suriye'de Nisan ayında 352'si sivil, 452 kişi öldürüldü
13:57 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Demokratik toplum emekçiler olmadan kurulamaz
13:16 Şengal 1 Mayıs: Emek özgürlüktür
13:10 Kadıköy'de 1 Mayıs mitingi başladı
13:07 Binler İstasyon Meydanı'nda: Eşitlik ve barış istiyoruz
12:55 Wan’da 1 Mayıs: Emek, demokrasi ve barış için mücadele edeceğiz
12:40 Kuzey ve Doğu Suriye'de 1 Mayıs kutlamaları
11:58 İstanbul'da 200'ü aşkın gözaltı
11:50 Tülay Hatimoğulları: Emekçiler Kürt sorunun çözümüne katkı verecektir
11:33 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından Zürih 1 Mayıs’ına mektup
11:31 Yüzbinler 1 Mayıs alanlarında
11:09 DBP: Emeğin özgürlüğü ve demokratik toplum için 1 Mayıs’a!
11:00 Xelfetî erkek şiddeti: 1ölü, bir yaralı
10:56 Şair Fadıl Öztürk vefat etti
10:50 Mecidiyeköy'de 1 Mayıs direnişi
10:48 Gazeteci Özdal son yolculuğuna uğurlandı
10:40 Gazeteci Berekat: Dürzilere dönük saldırılar planlı
10:19 Kadıköy’e 1 Mayıs yürüyüşü başladı
10:04 Amed'de 'Kadın Emeği ve Kültür Sanat Buluşması' düzenlenecek
10:02 Kürdistan'da enerji projesi adı altında 'acele kamulaştırma' kararları
09:36 1 Mayıs: DİSK abluka altındaki Taksim Meydanı'na çelenk bıraktı
09:33 DEM Parti'den 1 Mayıs mesajı
09:32 1 Mayıs’ta alanlarda değil fabrikadalar: Kölelik sistemi devam ediyor
09:21 Oluç: Önder'i ziyaret edenler çözüm konusunda adım atılmasını istiyor
09:08 Eren Keskin: 'Umut hakkı'nın uygulanması lütuf değil, görevdir
09:05 Eğitim Sen ile uluslararası dayanışma kampanyası
09:02 Ekoloji örgütleri: Devlet ilk adım olarak elini doğadan çekmeli
09:01 Yargıtay kadın katiline verilen 'iyi hal' indirimli cezayı fazla buldu
09:00 Artemêt Eşbaşkanı: Kadının güç ve öncü olduğu bir kent için mücadele ediyoruz
09:00 01 MAYIS 2025 GÜNDEMİ
08:31 Wan’da yolcu otobüsü devrildi: 28 yaralı
08:30 Gazeteci Ümit Özdal yaşamını yitirdi
30/04/2025
23:13 Hintli bilim insanı Gayatri Çakravorty Spivak’den Abdullah Öcalan’ın çağrısına destek
22:15 MSD’den Şam’daki çatışmalara ilişkin açıklama
21:34 Agirî’de öğrenci yurdunda taciz iddiası
20:56 DAİŞ’in bomba hazırlama uzmanı yakalandı
20:50 İstanbul'a 1 Mayıs ablukası: Kapatılacak yollar, duraklar ve alternatifleri
20:27 BBC ‘Yasak Bölge’ belgeselini yayınladı
20:20 İsrail, Şam güçlerine saldırdı
20:13 Kadınlar şiddete karşı mücadeleyi tartıştı
20:07 İstanbul ve İzmir'deki gözaltılara tepki: Mücadele engellenemeyecek
19:13 KHK eyleminin 329'uncu haftasında gözaltılara tepki
18:48 Bayraktar’ın 150 bin liralık ‘dron’ davasına ret kararı
18:40 Cenevre eylemi 52’nci ayında: 26 Nisan ‘Kürt Ulusal Günü’ ilan edilsin
18:34 Eskişehir'de üniversite kampüsüne çocuk parkı: Haklarımız yok sayılıyor
18:24 TUAYDER: Hasta tutsakların özgürlüğü için adım atılsın
18:17 Bakırhan: Amed’in barış iradesi Ankara çözümü ile buluşmalı
17:57 İsveçli gazeteciye ceza
17:35 İmamoğlu'nun gittiği otelin müdürleri serbest bırakıldı
17:30 Önder’in tedavi gördüğü hastaneye ziyaretler sürüyor
16:33 BAC'ın Nisan raporu: 33 tutuklu Beluc idam edildi
16:20 Bakırhan gençlerle buluştu: Değişim için kolları sıvayalım
15:55 Taksim'de 1 Mayıs ablukası
15:43 ODTÜ'de 1 Mayıs kutlaması
15:27 Tülay Hatimoğulları'ndan tekstil işçilerine 1 Mayıs ziyareti
15:22 Aksaray Cezaevi'nde onlarca tutsağın tahliyesine engel
15:01 Amed ve Peyas Belediyesi’nde 8 yıl sonra 1 Mayıs kutlaması
15:00 DEM Parti’den Tunç’a: Görevinizi yapın
14:49 DEM Parti'den işçi hakları için Meclis'e kanun teklifi
14:25 Taksim çağrısı yapanlara ‘örgüt üyeliği’ suçlaması
14:12 'İrade gaspı' davasında adli kontrol tedbiri kaldırıldı
14:03 Kazanhan davası: Sanık polisin hattını kullanan kişi dinlenecek
14:00 AYM'den 'yeniden yargılama' kararı
13:43 Birçok kentte 1 Mayıs hazırlığı
13:34 Pakistan Enformasyon Bakanı'ndan 'Hindistan saldıracak' açıklaması
13:24 Pelin Yılmaz’ın taziyesine kitlesel ziyaret
13:01 İzmir Barosu'ndan gözaltılara tepki
13:00 Mexmur’da ambargoya karşı yürüyüş
12:43 Can’ı zırhlı araçla ezen polisin davasında mütalaa hazırlanacak
12:33 Önder için şarkı yazdı: Diren Sırrı
12:10 İstanbul’da 1 Mayıs programı belli oldu
11:32 TJK-E’den 'Özgür Yaşamla Diyaloglar' etkinlikleri
11:27 Eskişehir'de 1 Mayıs'a çağrı
10:43 'Yüzde 3'lük engelli kadrosu 2'ye düşürülmek isteniyor'
10:26 Ailelerden İmralı'ya gitmek için yeni başvuru
10:13 Bakanlık kalp krizi geçiren tutsağın başvurusunda topu savcıya attı
09:59 Öcalan'ın avukatı: 'Umut hakkı' için hukuk politikasında değişikliğe gidilmeli
09:26 Ağır iş yükü ve güvencesiz çalışmaya karşı alanlarda olacaklar
09:25 Muğla'da art arda deprem
09:21 HDK Abdullah Öcalan’ın çağrısı için ‘halk kürsüleri’ kuracak
09:19 Kadın katillerini ve sermayeyi koruyan yargıya karşı 1 Mayıs’a çağrı
09:18 3 kentte ev baskınları
09:16 Çukurova 1 Mayıs'a hazır
09:15 Polis 'fişledi' üniversite soruşturma başlattı
09:14 Kadınlar 'çağrı' seferberliğine öncülük ediyor
09:14 TEM'e göre PKK/KCK'nin 151 logo ve amblemi var!
09:12 'Eşit ve kapsayıcı kentler istiyoruz'
09:11 DİGEL Tekstil direnişi 1 Mayıs’a taşınacak
09:10 Wan'da 1 Mayıs sürecin ruhuyla kutlanacak
09:09 Şirnex'te öğretmen 4 çocuğa cinsel tacizde bulundu
09:09 Ağrı İl Özel İdaresi AKP'ye çalışıyor!
09:07 AKP'nin 23 yıllık işçi politikası: Yoksulluk, güvencesizlik ve ölüm
09:02 Peköz: Kıbrıs ve Kürt sorununda Abdullah Öcalan'ın paradigması Ankara için fırsat
09:00 30 NİSAN 2025 GÜNDEMİ
08:30 İBB soruşturmasında 18 tutuklama
29/04/2025
22:35 İmamoğlu'nun gittiği otelin müdürlerine gözaltı kararı
22:04 Mustafa Karasu: Meclis’in içinde olmadığı bir sorunun çözümü olamaz
21:37 Tişrîn Barajı’ndaki direniş 112’nci gününde
21:29 PÎK, Kürt Ulusal Birlik Konferansı’na desteğini açıkladı
20:32 Ankara’da gözaltı ve tutuklamalar protesto edildi
19:30 Ayşe Barım’a 30 yıl hapis istemi
19:24 Soma Davası’nda 10 sanığa beraat!
17:38 Eskişehir’de gözaltına alınan öğrenciler serbest
17:33 İstanbul’da 2 bin 928 binada hasar tespit edildi
17:05 Gazeteci ve siyasetçilerden Sırrı Süreyya Önder’e ziyaret
16:40 Öğrenciler süreci tartışacak
16:15 Kürtçe şarkıya 10 ay ceza
16:07 Halepçe’nin vilayet olması kararı onaylandı
16:02 DBP ve DEM Parti heyetinden MSD’ye ziyaret
15:53 Özerk Yönetim 1 Mayıs’ı tatil ilan etti
15:29 Curnê Reş'te Kadın Dayanışma Merkezi açıldı
15:23 Kent kent 1 Mayıs çağrısı
15:05 Depremde yıkılan ve yeniden inşa edilmeyen ASM için çağrı
14:50 Êzidî kız çocuğu davasında avukatlar hakkında suç duyurusu
14:45 Tülay Hatimoğulları: Sürecin başarıya ulaşması için girişimler hızlandırılmalı
14:43 31 yılın ardından memleketinde
14:32 Barodan uyarı: Grevdeki tutsakların hayati tehlikesi var!
14:25 SES davasında karar çıkmadı
14:11 1 Mayıs'ta katledilenler anıldı: Barış için 1 Mayıs alanlarında olalım
13:55 TJA: Demokratik yaşam kadın emeği ile kurulacak
13:28 Af Örgütü ‘Dünya İnsan Haklarının Durumu’ raporunu açıkladı
13:21 GABB Eşbaşkanı Şedal: Kayyım uygulamalarına son verilsin
13:05 GABB 1'inci Dönem Olağan Meclisi toplandı
12:53 Pirsûs Katliamı davası: 10 yıl sonra görüntüler bilirkişiye gönderilecek
12:48 Êzidî çocuğun kaçırılması davası ertelendi
12:45 Tülay Hatimoğulları: İktidarı somut ve güven verici irade koymaya davet ediyoruz