27 yıllık tutsak: Tecridin dışarıya bakan penceresi yoktur fakat...

img
İZMİR - 27 yıllık tutsak Zeki Bayhan, tecride dair yazısında, "Tecridin dışarıya bakan penceresi yoktur fakat direnen insan tecrit duvarlarında küçük delikler yaratmasının yollarını bulur. Biliyorum siz de özgür değilsiniz ve korkarım böyle devam ederse sizin de tecridiniz koyulaşabilir" diye kaydetti. 
 
İzmir Buca Kırıklar 2 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Zeki Bayhan, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinden başlatılıp, tüm cezaevleri ve topluma sirayet eden “tecrit” politikasına dair bir yazı kaleme aldı. Tecridin amaç ve hedeflerini madde madde yazan Bayhan, avukatları aracılığıyla yazıyı ajansımıza ulaştırdı.
 
27 yıldır tutsak olan Bayhan, bu süre içerisinde cezaevinde "Soykırımcı Devlet Paradigmasından Çıkış-Demokratik Ulus", "Demokratik, Ekolojik, Cinsiyet Özgürlükçü Paradigma", "Sıfıra yükselmek" ile "21. Yüzyılda Özgürlük İdeolojisi-Demokratik Sosyalizm" kitaplarını yazdı. Bayhan, "Biliyorum siz de özgür değilsiniz ve korkarım ki böylesi duyarlılıklarınız devam ederse sizin de tecridiniz koyulaşabilir" uyarısında bulundu.
 
Bayhan’ın tecritle ilgili yazısının tamamı şöyle: 
 
"Biliyorum siz de özgür değilsiniz ve korkarım ki böylesi duyarlılıklarınız devam ederse sizin de tecridiniz koyulaşabilir. Değil mi ki bugün iktidar yanlısı olmayan herkes her an hapishaneyle tanışabilir. Birkaç yıl önce tutuklanan genç bir arkadaş, onlarca arkadaşın birlikte attığı sloganlardan sonra 'Oh be burada daha özgürüm, dışarıda bu sloganları atsam tutuklanırdım' deyiverdi. Tecrit kavramı dışarıdaki insan algısında nasıl çağrışımlar yaratıyor merak ediyorum. Tecrit konusunda bir şeyler yazmam istendiğinde aklıma ilk gelen şey ne söylenebilir ki oldu. Söylenecek bir şey olmadığı için değil, bilakis o kadar çok şey ve yıkıcı sonu var ki hangisini nasıl anlatmalı bilemiyor insan ve elbette söylenecek şeylerin ne kadar anlaşılacağı kuşkusu aklından çıkmıyor insanın. Çünkü tecrit uygulamaları derinliğine düşünüldüğünde o kadar insanlık dışı ki normal insan algısının, deneyiminin dışında kalıyor. O nedenle anlaşılması hiç kolay değil. 
 
TECRİDİN 7 PENCERESİ
 
Tecrit penceresiz olmaktır. Tecritte bütün pencereler içeriye bakar. İnsanın içine... Bu bir tür kendi kendini tahribe zorlanmasıdır. İnsanın baktığı her yerde sadece kendisini görmeye, kendisini duymaya, kendisini hissetmeye zorlanması korkunç bir işkencedir. İnsan bir girdaba kapılmışçasına döne döne dibe çekiliyor, un ufak olup kendi üzerine çöküyor gibi hissediyor. Evet tecridin dışarıya bakan penceresi yoktur fakat direnen insan tecrit duvarlarında küçük delikler yaratmasının yollarını bulur. Bilirsiniz insan yüzünü küçük bir deliğe dayayıp baktığında o delik büyür pencereye dönüşür. İşte ben de size içeriyi, tecridin içini görebileceğiniz birkaç pencere açmaya çalışacağım. Biliyorum dışarının aydınlığından içerinin karanlığını görmek zordur ama gözünüzü pencerelere iyice yaklaştırsanız belki bir parça görürsünüz. 
 
Tecridi 7 pencereye benzetiyorum. İlki insanı dört duvar arasına alıp fiziksel olarak yalıtılmasıdır. Olgusal yanı var. Tecrit, gerçekte insanın dört duvar arasına alınmasıyla sınırlı bir uygulama değildir. Tecritte amaç insan zihninin bedenine hapsedilmesidir. Yıkıcı olan budur. Fiziksel yalıtma, hapishane rejiminin kontrol, takip teknolojileri ve uygulamalar silsilesinin amacı da budur. Tecritle tutsağın bütün dikkati, duyarlılığı, kaygıları, korkuları, kendisine, kendi bedenine yönlendirilir. Tutsak bu tuzağa düştüğü anda kendi kendisini oymaya başlar, tüketir. Tecrit kişiyi kişinin kendi eliyle yıkıma sürükleme siyasetidir. Fiziksel, ideolojik-politik, ruhsal ama illa ki yıkım. 
 
DÜŞÜNSEL ÇÖKERTME
 
İkinci pencere; tecrit ile insanı psikolojik, duygusal ve düşünsel manada çökertme amaçlanıyor. Tecrit koşullarında tek başına veya bir iki farklı kişiyle kalmak elbette fark eder. İnsanın kendi sesinden başka bir ses duyması rahatlatıcıdır fakat zamana yayılmış tecrit koşullarında birlikte kalınan kişiler de birbirileri için canlılığını, farklılığını adım adım kaybeder. Birkaç metrekarelik bir alanda sürekli iç içelik zamanla birlikte kalan insanların birbirilerinin her davranışını, refleksini ezberlemesine yol açar ve birlikte kalanlar birbirileri için farklılıklarını yitirdikleri oranda tecrit sisteminin birer parçasına dönüşürler. Tek kişilik tecrit, üç kişilik tecride dönüşür ve bazen üç kişilik tecrit daha da zorlu haller alabilir, alır.
 
İNSANI İNSANSIZLIKLA CEZALANDIRIR
 
Pencere üç; tecrit insanın, insanla da insansızlıkla da cezalandırıldığı bir yıkım sistematiğidir. Tek kişilik tecrit insanı insansızlıkla cezalandırır. Farklı bir ses duymayı özlemle ararsınız. Diğer taraftan üçlü-beşli tecritte de insanla cezalandırılırsınız. Yıllarca ama yıllarca yalnız kalabileceğiniz, kendinize ait tek bir ana sahip olamamanın ne kadar korkunç bir eziyet olduğunu anlayabilir misiniz bilmiyorum. Kafanız bozulunca çekip gidemiyor, yanınızdakilerden bunalınca bir odaya çekilip kapıyı kapatamıyor, baş ağrıları ile kıvranırken sessiz bir köşe bulup dinlenemiyor olma gibi hallerden bahsediyorum. 
 
ZAMAN ALGISI YOK OLUR 
 
Pencere dört; tecritte yaşam sonsuz bir tekrara dayanır. Her gün bir diğer günün aynısıdır. 10-20-30 yıl boyunca hep aynı günü yaşadığınızı düşünün. Kendinizi zamana asılı kalmış gibi hisseder; zaman algınızın silindiğini duyumsarsınız.
 
MEKANİKLEŞTİRİR
 
Pencere beş; sonsuz tekrara dayalı tecrit yaşamı zamanla düşünce ediminin yerini alışkanlığa bırakmasına yol açar. Hep aynı günü yaşamak insanların yapıp etmelerini yeniden yeniden düşünmelerini gereksiz kılar. Alışkanlık da düşünülmüşlükten gelir. Ama zihin bir kez düşünmüş ve neyin nasıl olacağını kodlamıştır. Sonrası sınırsız tekrardır. Tecritte alışkanlıklar yaşamı o düzeyde mekanikleştirir ki çoğu kez hiç düşünmeden yapar insan. Bazen 'Acaba bunu yaptım mı?' diye bir soru takılır akla. Döner bakarsınız, yapmışsınızdır. Hapishanedeki insan çok düşünür gibidir. Oysa bu gerçek manada analitik bir düşünme değildir çoğunlukla. Biraz melankoliye bulanmış, bölük-pörçük kırıntılar arasında gidip-gelmeler dalıp çıkmalardır. Tecrit insan zihnini bedenine hapseder demiştim. Zihnin hapsedildiği ağ da alışkanlıklardır.
 
BİR SİSTEMDİR
 
Pencere altı; tecridi tek tek uygulamalar üzerinden düşünmek yanıltıcıdır. Tecrit bir sistemdir, uygulamalar bütünüdür. Tek tek uygulamalar da bu bağlam içinde anlamını bulur. Dolayısıyla uygulamalara dair tutsak algısı dışarıdan bakan insanların algısıyla aynı olmayabilir. Çoğunlukla da olmaz. Sözgelimi; her gün, günde iki kez sayım alınır. Tutuklular sayılır. Devlete sorarsanız 'Güvenlik nedeniyle saymak zorundayım' der. Dışarıdaki insana sorsanız 'Bu anlaşılırdır, zararı yok' der. Tutsak algısında ise sayım ona bir demirbaş olduğunu günde iki kez hatırlatılması, hiçlik bilincinin canlı tutulması uygulamasıdır. Şimdi düşünelim; dışarıdaki insanın bu uygulama konusundaki algısı devlete mi yakın tecrit edilene mi? 24 saat her türlü teknolojik araçla gözlem ve takip altında tutulan tutsakların hücrede olup olmadığının tespiti için ayrıca fiziki sayım alınmasının ne kadar güvenlikle ilgili olduğunu ayrıca dikkatinize sunuyorum.
 
DİRENMEK MÜMKÜN
 
Pencere yedi; tecrit gardiyanların da psikolojisini bozar. İnsanlık dışı uygulamaların yürütücülerinin normal kalması düşünülemez. İnsanlar adım adım gardiyanlaşır. Sistem de bunu bilir. Bundandır ki dışarıdan gelen avukatlarla, ailelerle muhatap olan gardiyanlar ile içeride tutsaklarla muhatap olan gardiyanlar genelde farklıdırlar. Hapishanenin bir içeriye bir dışarıya bakan yüzü vardır. Bu pencereler aydınlık taşıyan pencereler değil, dışarıya karanlık taşıyan pencereler. Madalyonun diğer yüzüne dair bir iki şey belirterek bitirmek istiyorum; evet tecrit koyu karanlıktır. İnsanı sayısız ağla kuşatır. Ama tüm bunlara rağmen direnmek mümkündür. Tecride karşı direnmek zordur, karanlığın içindeki ışığı yakalayıp büyütmeniz gerekir. Politik tutsaklar bunu başarırlar. Direniş çok yönlüdür. 10 yıl 20 yıl tecrit edilmiş bir tutsağın güncel politik bir yayımlanabilir bir makale yazması mesela, tecride karşı büyük bir şeydir. Yazının entelektüel içeriği elbette önemlidir ama bundan daha önemli ve değerli olan yıllarca tecrit edilmiş olmasına rağmen halkın mücadelesinin gündeminden kopmamış olması ve güncel politikaya dair söz kurabiliyor olmasıdır. Bu tecridin insan iradesiyle aşılabileceğini gösteren bir direniş örneğidir.
 
Politik tutsaklar hapiste de tecritte de olsa mücadele eden politik öznelerdir. Hapislik veya tecrit koşulları dolayısıyla mücadele eden politik özne konumundan mağdur insan konumuna geçiş politik tutsak için yıkımın başladığı noktadır. Bu bir tuzaktır. Kurgulanmıştır. Ne yazık ki bu tuzağa düşenlerimiz oluyor. Politik tutsaklar politik kimlik ve mücadelelerinden yalıtıldığında geriye mağdur insan kalır. Tecrit rejiminin amacı da budur. Hapishane, tecrit rejiminin değişimi politik sistemin değişimiyle mümkündür. Bu uzun bir mücadele dolayısıyla zaman gerektirir. Bu, tecrit hemen kalkmayacak demektir. O halde hapishanedeki politik tutsakların yaşamlarına direnişlerine küçük de olsa dokunuşlar, katkılar düşünülebilir. Unutulmamalıdır ki; tecritteki insan en çok insana ihtiyaç duyar ve mesele maddi destek değildir. 
 
NEFES OLUN
 
Hapishanede tecridi en koyu haliyle yaşayanlar ağırlaştırılmış müebbet cezası verilen politik tutsaklardır. Bulunduğum cezaevinde 9 kişi, bulunduğumuz kampüsteki 3 cezaevinde toplam 20 civarıdır sayıları. Yurtsever, devrimci, demokrat avukatlardan her biri bu arkadaşlardan birinin vekaletini alsa ve sadece 3 ayda 1 saatlik bir görüşme yapsa bile bu arkadaşlara bir nefes aldırabilirler. Yine avukat olmayıp görüşemeyen duyarlı insanlardan her biri bu arkadaşlardan biriyle mektup arkadaşı olsa, birkaç ayda bir iki kitap yollayabilse bu arkadaşlara nefes olur. Böyle dokunuşlar çok mu zor? Takdir sizlerin. Ben önerdim. Tecridi en koyu yerinden tutup, oradan başlamalı mücadeleye. Orayı Unutmayalım! Tecrit soğuk olabilir ama direniş ruhu sıcaktır. Direnenlerin sıcaklığıyla hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum…"
 
MA / Tolga Güney

Diğer başlıklar

10/08/2024
20:58 İstanbul'da kayyıma karşı direniş 58'inci gününde
20:52 Dêrazor'da DAİŞ'e operasyon
20:26 Instagram'a erişim engeli ‘anlaşma’ üzerine kalktı
19:42 Otobüs kazasında hayatını kaybeden 5 kişi Agirî'de toprağa verildi
18:58 İstanbul'da kadın buluşması: Tecrit örgütlü mücadeleyle kalkar
18:48 Adana'da kayyım protestosu
18:40 Sebahat Tuncel: Sadece şikayet ederek değiştiremeyiz
18:00 Dep’te 'jineolojî' paneli: Demokratik Modernite umuttur
17:37 Dêrazor'daki saldırıların bilançosu açıklandı
17:25 RSF: Türkiye'de 10 yılda 131 gazeteci tutuklandı
16:28 İstanbul'da bir kadın katledildi
16:06 30 yıldan sonra tahliye oldu: Verdiğimiz bedel amacına ulaşacak
15:23 Hasta tutsak Karataş’ın tahliyesi için çağrı yapıldı
15:07 MEBYA-DER ailelerle buluştu: Gündemimiz tecrit olmalı
15:04 EŞİK 'soyadı hakkı' için TİHEK ve Kamu Denetçiliği'ne başvurdu
14:49 Sağlık durumu kötüye giden Çelebi'nin tahliyesini istediler
14:39 F Oturması: Hasta tutsak Ayık’ın yaşamı tehlikede
14:35 Ulusal Wifaqi Partisi: Statü Yasası’nda değişiklik Iraklı kadın ve çocukların aleyhinedir
14:17 1. Dep Kültür ve Doğa Festivali başladı
13:53 Hasandin'de madene karşı miting: Yaylamızı kimseye vermeyiz
13:43 Ege'de talan için 'acele kamulaştırma' kararları
13:21 Erkek şiddet: Bir kadın katledildi, ikisi yaralı
13:04 Kayıp yakınları Dîgor Katliamı’nın faillerinin cezalandırılmasını istedi
12:20 Cumartesi Anneleri Ferhat Tepe'nin faillerini sordu
11:39 DEM Parti: Budak ihanetçi ve korkak olarak hatırlanacaktır
11:19 Qoser Belediye Eşbaşkanı İpek özür dileyip, görevi devretti
11:05 Bakırhan: Êlih pilot kent olarak hedef alınıyor
10:25 Kürtçe konuşmaları yasaklanınca işten ayrıldılar
09:57 Garrigos: Abdullah Öcalan özgür olmalı
09:44 Şam güçlerinin Dêrazor’a saldırıları sürüyor
09:44 Tuğba Esgin'in faili tutuklandı
09:43 Muğla'da HES eylemi: 7 gözaltı
09:35 Gazeteci Mutlu: Derâzor’da Kürt-Arap çatışması yok, rejim Araplara saldırıyor
09:33 Êzîdxan Asayişi: Êzidîler için en güvenli yer Şengal'dir
09:23 İsrail okul bombaladı: En az 100 ölü
09:08 Yazar Zeren: Edebiyatımız gerçekliğimiz karşısında zayıf
09:06 30 yıllık hasta tutsağın tahliyesine ‘iyi hal’ engeli
09:05 Borcam'ın çöken havuzları Ereğli'yi zehirliyor
09:04 Yurttaşlardan saldırılara tepki: Savaş varsa yoksulluk da vardır
09:03 AK'ye 'umut hakkı' bildirimi: İnfaz yasası değişmeli
09:02 Yağış ve maliyetler çiftçinin belini büktü
09:00 10 AĞUSTOS 2024 GÜNDEMİ
09/08/2024
23:18 ‘İdama hayır, özgür yaşama evet’ eylemi
23:06 Kaboğlu İstanbul Baro başkanlığı için adaylığını açıkladı
22:52 ‘Kayyımcı anlayış gidene kadar mücadele edeceğiz’
22:37 İsrail’den Gazze Şeridi'nde yeni bir tahliye emri
22:16 Brezilya'da yolcu uçağı düştü
22:08 Hol’dan Dêrazor saldırısına tepki
21:45 Şişhane nöbetinde savaş politikalarına tepki
21:18 Köpek katliamına karşı tepkiler sokağa taştı
20:57 Açık Radyo davasında RTÜK'ün itirazına ret
20:16 Arınç'tan Kurtulmuş'a Atalay ikazı!
19:59 Mücadele Cephesi’nden kapatma tepkisi: Eşitlik istiyoruz
19:23 Aram Tigran kilamlarıyla anıldı
18:26 Akdeniz'de deprem
18:20 Rusya'dan Erdoğan-Esad görüşmesine ilişkin açıklama
17:59 Özel’den belediyelere çağrı: Katliam yasasını uygulamayın
17:53 KDP kamplarından kaçan Êzidî aileler Şengal’e ulaştı
17:26 Meclis Dijital Mecralar Komisyonu olağanüstü toplanacak
17:21 Duhok’ta çocuklara Türk bayraklı balon dağıtıldı!
16:52 Özerk Yönetim: Saldırılar Türkiye’nin talebi doğrultusunda gerçekleşiyor
16:51 AKP'li belediyenin katliam otopsisi: Zehirleyerek öldürmüşler
16:47 Gazeteci Hüseyin Deniz mezarı başında anıldı
16:42 Tahran'daki saldırılarda Nobel ödüllü tutsak Nergis Muhammedi de yaralandı
15:53 Kanîreş'te çıkan yangın büyüyor
15:44 Êzidîler KDP'den kaçıyor
15:42 'Abdullah Öcalan ile iletişim sağlanmalı'
15:35 Şirnex’te 4 cenaze hastanede bekletiliyor
15:33 31 yıllık tutsağın tahliyesine 6’ncı engel
14:57 Amêdiyê kırsalı bombalandı
14:31 Meclis'e Can Atalay başvurusu: 16 Ağustos'ta toplantı çağrısı
13:54 Hazine son 7 ayda 618,5 milyar faiz ödedi
13:52 Deniz Fırat ödülleri sahiplerini buldu
13:16 HRW ve İFÖD: Erişim engeli ifade özgürlüğünün ihlalidir
12:06 Tutsak Dari: Hastane için 4-5 ay bekliyoruz
12:05 İran’da idamları protesto eden tutuklulara saldırı
11:53 Saldırıların sürdüğü bölgede mezarlık ateşe verildi
11:45 Ailelerden İmralı için başvuru
11:27 Cûdî'deki yangın söndürüldü
11:12 Türkiye’de 6.5 milyon çocuk şiddetli yoksulluk içinde
10:58 QSD: Dêrazor'da 6’sı çocuk 11 kişi katledildi
10:43 Gümüşova’daki kazada 25 kişi yaralandı
10:15 Türkiye 'ihlal' kararını uygulamazsa hangi yaptırımlarla karşı karşıya kalır?
10:01 Ankara sokakları: Savaşa bütçe var ama halka yok
09:45 Ekolojist Çağlar: Ağaç kesimine karşı tepki yetersiz
09:36 Fıstığın maliyeti arttı, fiyatı düştü
09:34 Dep Kültür ve Doğa Festivali yarın başlıyor
09:31 Altındağ’da köpekler öldürülüp toplu gömüldü
09:17 Instagram yasağı: Ses çıkarılmazsa diğer platformlar da kapatılabilir
09:16 Eltürk'ün bedenin teşhir edilmesi cezasız bırakıldı
09:15 Tutuklanan gençlere ırkçı müzikler dinletildi
09:14 Kadifekale'nin kimliğine 'özel' saldırı
09:10 Ağır hastalıklarına rağmen tahliyeleri engelleniyor
09:09 DEM Parti Kadın Meclisi’nin başlıca hedefi örgütlülük
09:06 Ne yaralar sarıldı ne de hesap soruldu
09:05 Bir yazıya 7,5 yıl ceza!
09:04 Urmiye: Aydın ve yazarlar harekete geçmeli
Sefkan: Tutumsuz kalmak işgale destek demektir
09:03 Farisoğulları: Çözüm Abdullah Öcalan'ın paradigmasında saklı
09:00 09 AĞUSTOS 2024 GÜNDEMİ
08:58 Şam’a bağlı gruplar Dêrezor’da 11 kişiyi katletti
08:23 Ankara'da kaza: 9 ölü, 26 yaralı
07:45 Meteorolojiden 17 il için yağış uyarısı
08/08/2024
23:03 Aşiretlerden QSD’ye destek açıklaması
22:36 Hafriyat kamyonun çarptığı taksi dereye uçtu
22:30 Türkmen Cephesi: Kerkük konusunda KDP ve Araplar ile anlaştık
21:45 Kayyıma karşı nöbet sürüyor: Ortak mücadeleyi büyütelim
21:31 Süleymaniye’nin 2 kırsal köyü bombalandı
20:57 Colemêrg’te Gülistan Doku Futbol Turnuvası final maçı oynandı
20:37 Baraja giren 3’ü çocuk 4 kişi boğuldu
20:28 TMMOB: MESEM’deki uygulama eğitim değildir
20:21 Dara Hênê’de çıkan yangın söndürüldü
20:11 Amed’te ‘Madde bağımlılığıyla mücadele’ semineri
19:52 Êfrin raporu: Kaçırma, işkence, gasp
19:32 İsrail sivillerin sığındığı okulu bombaladı
19:04 ‘Özgürlük Sosyolojisi’ konferansında mücadeleyi büyütme kararı
18:40 1 astsubay yaşamını yitirdi
18:07 AKP’nin anketlerdeki düşüşü sürüyor
17:51 Amedspor taraftarlarından bilet fiyatına tepki
17:35 Rusya’nın Kursk bölgesinde OHAL
17:21 MSD Eşbaşkanı tüm aşiretleri saldırılara karşı durmaya çağırdı
16:17 Adli tutuklunun intihar ettiği iddiası
15:52 968 yeni mahkeme faaliyete geçecek
15:51 Ruhsatsız maden ocağında göçük: Bir işçi yaşamını yitirdi
15:09 Cûdî'de yangın
15:07 Deniz Fırat mezarı başında anıldı
15:06 Eğitim Sen Wan Şubesi'nden 'çifte standart' protestosu
14:56 Ege'deki yangınlar kontrol altına alındı
14:54 Kocaeli 2 No’lu Cezaevi raporu: Tedaviler yarıda bırakılıyor
14:39 TİP, Atalay için Meclis’i toplanmaya çağırdı
14:26 KNK Eşbaşkanı Karamus: İşgal edilen bölgelere cihatçı güçler yerleştiriliyor
13:56 Tutsak Erdemci darp edildi
13:23 Hastanede verilen üzümde salyangoz çıktı
13:08 Domates yetiştiricileri 'Hükümet istifa' sloganıyla eylemde
13:08 30 yıllık tutsağın tahliyesine 3'üncü engel
12:56 Mor Çatı'dan BM'ye 'göçmen kadınlar' raporu
12:01 Merkez Bankası'nın enflasyon tahmini değişmedi
11:57 Katalan lidere karşı 'yakalama' operasyonu
11:51 Avukatlardan İmralı için başvuru
11:32 Kaymakamlık düğünleri 'izne' tabi tuttu
11:25 Muğla ve Aydın'daki orman yangınları devam ediyor
11:14 Bahçeci'den KDP'ye: Kendi çıkarlarınızı Kürtlerin çıkarlarına tercih ettiniz
11:13 Bir 'nokta' yalanı daha
11:00 Japonya'da deprem sonrası tsunami uyarısı
10:51 Şam'a bağlı güçlerden Dêrazor’a yeni saldırı
10:49 Kocaeli’nde zincirleme kaza: 15 yaralı
09:55 Minbic’in köylerine saldırı
09:22 Sanayi Sitesi’ndeki yangında bir iş yeri küle döndü
09:21 Katledilen gazeteci babasını anlattı: Faillerden birisi okuduğum lisede öğretmendi
09:09 Enver Paşa'nın fikirleri iktidarda: 'Gizli soykırım' rejimi
09:08 Koselî’de kum ocakları can alıyor: Kapatılsın!