ANKARA - Dünya Çocuk Hakları Günü’nün sembolik kaldığını belirten DEM Parti, cezasızlık politikasının çocuk haklarının yok sayılması ve istismarı arttırdığını ifade etti.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Çocuk Komisyonu Eşsözcüsü Beritan Güneş Altın, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü'ne ilişkin DEM Parti Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. Çocukların Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) adı altında işçileştirilmesine işaret eden Beritan Güneş Altın, çocuk hakları ve çocuklara yönelik istismara zemin hazırlayan cezasızlık politikalarını eleştirdi.
Dünya Çocuk Hakları Günü'nün 36'ncı yıl dönümü olduğunu belirten Beritan Güneş Altın, "Bu günün önemine ve düne, bugüne ve yarına baktığımızda Türkiye'de ve Kürdistan'da yaşayan çocukların mevcut durumuna dair bir özetleme yapma şansımız olur. Bizler bugün 19 Kasım'a, yani 20 Kasım'dan bir gün öncesine gidecek olursak; Urfa'dan gelen acı bir haber karşımıza çıkıyor. Buradan hareketle 19 Kasım'a bakarsak, MESEM öğrencileri şahsında Türkiye'de işçileştirilmiş çocuk gerçekliğine biraz daha yaklaşabiliriz diye düşünüyorum. Urfa'da Bozova Yavuz Selim Mahallesi'nde bulunan bir marangoz atölyesinde çırak olarak çalıştırılan 15 yaşındaki Muhammed K'nin, 20 yaşındaki kalfası H. A. tarafından yüksek basınçlı bir kompresörle hava verilerek ne yazık ki uzun bir süre boyunca yaşam mücadelesi vermiş olmasına rağmen dün vefat ettiğini hep birlikte öğrenmiş olduk. Bu acı haberi almış olduk. Muhammed'in katledilşine ve katlediliş biçimine bakacak olursak devletin çocuklar için var ettiği mekanizmaların çocukları nasıl hedef aldığını ve çocukların yaşam hakkını nasıl ihlal ettiğini aslında Muhammed gerçekliğinden görebiliriz" dedi.
'CİZRE'DE GÖRÜLEN DAVA SEMBOLİK BİR DEĞERDİR'
Çocuk Hakları Günü'nde çocuk gündemine bakılması gerektiğine dikkat çeken Beritan Güneş Altın devamla şunları söyledi, "Yine çocuk hakları gününün aslında ne kadar sembolik kaldığına hep birlikte şahitlik ediyoruz. 48 çocuğu cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle yargılanan Cizre Anadolu Lisesi'nin müdür yardımcısı Burak Ercan'ın ne yazık ki 2019 yılında çok cüzi bir ceza alarak serbest kalmasının üzerine, kadın örgütlerinin, Eğitim Sen'in ve müthiş bir dayanışmayla kentte bulunan hak örgütlerinin mücadelesiyle birlikte bu dosyanın bugün şu saatlerde yeniden Cizre Adliyesi'nde görülmeye başladığını ve bu davanın sembolik bir değeri taşıdığını belirtmek gerekir. Bu dava sürecinde Türkiye'deki çocuk adalet sisteminin ne ölçüde çöktüğünü, aynı zamanda çocuğa yönelik suçlarda cezasızlık ile tüm bu suçların çocuklara her an bir risk oluşturma zemininin nasıl açıldığını hep birlikte görebiliriz.
GAZZE'DE 64 BİNDEN FAZLA ÇOCUK KATLEDİLDİ
Barışın en temel hak olduğu bu anda küresel bir alt üst oluşun yaşandığı günümüzde dünyada, Ortadoğu'da, Türkiye'de, Kürdistan'da küresel ve bölgesel emperyal güçlerin savaş politikalarından en çok etkilenenler ne yazık ki çocuklardır. Nitekim Gazze'de yürürlüğe giren ateşkes sonrasında dahi İsrail'in fiili ihlallere ve insanlık suçu işlemeye devam etmesi sebebiyle Birleşmiş Milletler Özel Raporörlüğü’nün bilgilendirmesi dolayısıyla Gazze şeridinin yarısının insani yardım girişine kapalı tutulduğu bilinmektedir. İsrail'in Gazze'deki soykırımı nedeniyle UNICEF Gazze'de 64 binden fazla çocuğun katledildiğini veya yaralandığını belirlemiş ve bu çocukların yaklaşık 4'te birinin kalıcı yaralanmalar yaşadığını açıklamıştır.
MESEMLER KAPATILMALIDIR
Bir yandan yoksullaştırılan çocuklar, bir yandan da iktidarın sermaye yanlısı politikaları nedeniyle MESEM'lerde işçileştirilen ve bu nedenle yaşamını kaybeden çocuklar gerçeği olarak toplumsal çürümenin en acı göstergesi karşımızda duruyor. Sadece bu yıl içerisinde yani şimdiye kadar en az 78 çocuğun iş cinayetinde yaşamını kaybettiği, her ay neredeyse 7 çocuğun işçileştirildiği için hayatını kaybettiğini biliyoruz. Sadece geçtiğimiz haftalarda 10 gün içerisinde basın yoluyla kamuoyuna yansıyan haberlere hep birlikte bakalım; 8 Kasım'da Kocaeli'nde Dilovası'nda bir parfüm deposunda meydana gelen yangında 4857 sayılı iş kanununa çocuk ve genç işçilerin çalıştırılması usul ve esasları hakkındaki yönetmeliğe ve Türkiye'nin taraf olduğu Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) sözleşmelerine açıkça aykırı olacak bir şekilde 16 ve 17 yaşındaki işçiler işçileştirilen çocuklar ne yazık ki yanarak hayatlarını kaybettiler. 13 Kasım'da Mersin Anamur'da 16 yaşındaki Alperen Uygun, Türkiye'nin ilk mesleki eğitim merkezi olarak açılan Rüştü Kazım Yücelen, MESEM programında çalıştırıldığı asansör firması ile birlikte gittiği inşaatta asansör boşluğuna düşerek ne yazık ki hayatını kaybetti.
CİNSEL İSTİSMAR
Çocuk istismarı ise yine Türkiye'deki bütün çocukları ilgilendiren ve güncel bir risk olarak her çocuğu her gün tehdit eden bir meseledir. Rakamlarla da ifade etmek istiyoruz; Türkiye İstatistik Kurumu'na göre 2023 yılında güvenlik birimlerine giden veya görüntülenen mağdur sayısı olan 242 bin 875 çocuğun yüzde 12'ye yakınının cinsel istismara maruz kaldığını bize gösteriyor. Bu oran yaklaşık 29 bin çocuğa denk geliyor. Yine 29 bin çocuğun yüzde 85'inden fazlasının kız çocukları olduğunu biliyoruz. TÜİK doğum istatistikleri 2024 verilerine göre 2024'te 15 yaşın altında 122, 15-17 yaş arasında 5 bin 952 çocuğun doğum yaptığını söylüyor. 6 Ekim 2025'te basına yansıyan haberlerle birlikte Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinde 16 yaşındaki bir kız çocuğunun şiddetli karın ağrısıyla başvurduğu hastanede hamile kaldığı ortaya çıkıyor. Son olarak da Adana'da bir kolejde görev yapan bilişim teknoloji öğretmeninin 2019 yılından bu yana kadın öğretmenlerin ve öğrencilerin tuvaletlerine gizli kamera yerleştirip görüntüleri internete sattığı ortaya çıkarken okul yönetiminin durumdan haberi olmadığı ve herhangi bir adım atmak yerine öğretmenlere baskı yaptığı ileri sürülüyor.
HER BİR ÇOCUK İÇİN SÜRECİ BÜYÜTECEĞİZ
Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı altında 36'ncı yılını karşıladığımız Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin her bir maddesinin, Türkiye'deki her bir çocuk için uygulanıncaya dek bu süreci büyüteceğimize, mücadele edeceğimize, çocuklarla birlikte barışı ve demokratik toplumu inşa edeceğimize olan inancımızı bir kez daha vurgulayarak bütün çocukları saygı ve sevgiyle selamlıyorum."
