HABAER MERKEZİ - Kuyu Tipi cezaevlerinin kapatılması talebiyle açlık grevinde olan Fikret Akar ve Serkan Onur Yılmaz’ın durumuna dikkat çekilen açıklamada, Adalet Bakanlığının durumdan haberdar olduğunun ve sorumluluğun bakanlıkta olduğu belirtildi.
Marmara Cezaevi’nde 4 Kasım 2019’da tutulan Çiğdem Şenyiğit, 213 gündür süresiz açlık grevinde olan ve Çorlu Y Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Fikret Akar’ın durumuna dikkat çekmek için bulunduğu cezaevinden mektup gönderdi. Akar, Y ve S tipi yüksek güvenlikli cezaevlerinin kapatılması talebiyle 214 gündür açlık grevinde. Yine Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, yüksek güvenlikli cezaevlerinin kapatılması ve sevk istemiyle süresiz açlık grevinde olan tutsakların durumuna dikkat çekmek için Beyoğlu’nda bulunan dernek binalarında açıklama gerçekleştirdi.
Tutsaklar olarak Silivri 9 Nolu’nun C1 koridorunda bir etkinlik yaptıklarını aktaran Çiğdem Şenyiğit, “Bugün Çorlu Kuyu Tipi hapishanesinde süresiz açlık grevi direnişinde olan Fikret Akar’ın direnişini selamladık. Fikret abiyi selamlarken, Filistin halkından, İsrail hapishanelerinden, ABD emperyalizminden, Samsun tütününden, Anadolu halkının yoksulluğundan bahsettik. Bunların her biri birbiriyle alakalı” denildi.
‘KUYU TİPLERİNE KARŞI DİRENİŞTE’
Çiğdem Şenyiğit, yazdığı mektupta, “Fikret Akar, benim köylüm aynı zamanda. Biz Samsun Çarşamba’nın Şeyhgüven köyündeniz. Ama birbirimize köyde değil, faşizme karşı mücadele içinde rastladık. Omuz omuza Anadolu’da tütünü, inciri, buğdayı bitiren emperyalizme karşı mücadele ettik. Halkın kapılarını çaldık, sevinçleriyle büyüdük, öfkeleriyle bilendik. Dünyanın Karadeniz’den ibaret olmadığını, Kürt, Türk, Alevi, Arap, Terekeme halkları ve inançlar olduğunu gördük. Ve halkların en büyük özleminin özgür, adil bir ülkede yaşama isteği olduğunu. Emeğinin karşılığını alabilmekten başka murattan olmadığını… Her mücadele bedeller ister. Zulüm arttıkça bedel büyür. Çok eskilerde, çağlar öncesinde cezalar meydanlarda infaz edilirmiş, ibreti alem olsun diye. Şimdilerde cezaevinin hangi tipte olduğu, oraları hiç görmeyenler için de korku yayma aracına dönüştü. Amaç hem içerdeki siyasi tutsakları dize getirmek, dirençlerini kırmak hem de halka huzursuzluk yaymak. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bu nedenle kuyu tipine karşı direnişte Fikret Akar” ifadeleri kullanıldı.
‘HAYKIRIŞLAR DİRENİŞİMİZİ BÜYÜTECEK’
Mehtap Şenyiğit, “Bugün koridorumuzda Fikret abi için şiirler okuduk. Grup Yorum’un tutuklu iki üyesi Sultan ve Betül, ‘Düşman çizmesi altında yurdum’ şarkısını söylediler. Öyle güzel söylediler ki eminim kuyularda direnenlere, hatta tüm siyasi tutsaklara ulaşmıştır sesleri. Onları dinlerken, bir yandan cenazeleri başında bekleyen Hakan Tosun’un ailesini de düşündük bir yandan Rojin Kabaiş’in feryat eden babasını. Tüm haykırışlar, direnişimizi büyütecektir. Yorumcuların ezgisinde Silivri 9 Nolu’nun koridorlarına yayılan şarkıda dediği gibi ‘göğsümüzde umudun çapraz fişekliği” diye belirtti.
BASINA ÇAĞRI
Basına da çağrı yapılan mektupta, yüksek güvenlikli cezaevlerinin kapatılmasına karşı açlık grevinde olan tutsakların seslerinin duyulması talebinde bulunarak, “Bu ülkede fişekliğini çıkarmadan mesleğini yapan gazetecileri, avukatları, sanatçı, ve aydınları selamlıyoruz. Fikret Akar ve Serkan Onur Yılmaz’ın açlık grevi direnişlerindeki taleplerini ve seslerini tüm dünyaya ulaştırmanızı istiyoruz” denildi.
ÇİĞDEM ŞENYİĞİT HAKKINDA
Soma katliamına ilişkin açıklamaya katıldığı için İzmir’de “örgütü üyeliği” iddiasıyla 15 Ocak 2017’de gözaltına alınan Çiğdem Şenyiğit, çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Davanın ilk duruşmasında hakkındaki “örgüt üyeliği” suçlaması düşürülerek, “örgütü propagandası” iddiasıyla İzmir 15’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Şenyiğit, 12 Ekim 2017’de tahliye oldu. Tahliye olduğu gün tanık B.E. ve gizli tanık ifadeleri doğrultusunda tekrar gözaltına alınan Şenyiğit, İstanbul Adliyesi 29’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıkarıldı. Yaklaşık 1 buçuk yıl cezaevinde kalan Şenyiğit, 28 Mart 2019 tarihinde ev hapsi tedbiriyle tahliye edildi. Şenyiğit, 4 Kasım 2019’da hakkındaki ev hapsi adli kontrol tedbirlerini ihlal ettiği iddiasıyla tekrar tutuklanarak, Marmara (Silivri) Cezaevi’nde gönderildi. Yargı süreci devam eden Çiğdem Şenyiğit, halen Marmara Cezaevi’nde tutsak.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, yüksek güvenlikli cezaevlerinin kapatılması ve sevk istemiyle süresiz açlık grevinde olan tutsakların durumuna dikkat çekmek için Beyoğlu’nda bulunan dernek binalarında açıklama gerçekleştirdi. Açıklamaya çok sayıda avukat katılırken, “Serkan Onur Yılmaz 352 gündür ölüm orucunda! Serkan Onur Yılmaz’ın talepleri kabul edilsin” pankartı açıldı. Toplantıda, açıklamayı ÇHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Doğa İncesu okudu.
Y, S, R tipi ve Yüksek Güvenlikli Cezaevlerinin kapatılması için çeşitli yöntem ve biçimlerde tutsakların direnişleri devam ettiğini belirten Doğa İncesu, “Kuyu tipi hapishaneler daha önceki raporlarımızda da açıkladığımız üzere 3 katlı olarak yapılan ağırlaştırılmış hapishanelerdir. Kuyu tipi hapishanelerde tutulan tutsaklar infaz kanuna aykırı olarak günde 1- 1 buçuk saat havalandırmaya çıkarılmaktadır. Yine infaz kanununda hücre cezasının en fazla 20 gün uygulanabileceği belirtilmiştir. Ancak kuyu tipi hapishanelerde sınırsız ve süresiz bir hücre cezası uygulanmaktadır. Kuyu tipi hapishanelerde hücreler güneş ve havanın girmemesi için özel olarak tasarlanmış olup camlarda ancak kalem ucunun geçebileceği kadar boşluklar bulunan teller bulunmaktadır. Tutsakların kitap- yayın ve sohbet gibi pek çok hakkı bu hapishanelerde gasp edilmektedir. Kırıkkale F Tipi gibi hapishaneler de kuyu tipi hapishane uygulamalarını hayata geçirmektedir. Bu durum kuyu tipi hapishanelerin olağan bir infaz rejimi haline getirilmeye çalışıldığını göstermektedir” diye konuştu.
TUTSAKLARIN DURUMUNA DAİR BİLGİLERİ PAYLAŞTI
Derneklerine yapılan başvurularda en az 15 tutsağın açlık grevinde olduğunu belirten Doğa İncesu, Bolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Serkan Onur Yılmaz’ın 352 gündür açlık grevinde olduğunun hatırlattı. Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde bulunan Ayberk Demirdöğen’in 232’nci gününde olduğunu ifade eden İncesu, “Çorlu Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde tutulan Fikret Akar ise açlık grevi eyleminin 214’üncü gününde” dedi. Yılmaz ve Akar’ın durumunun kritik olduğunu vurgulayan Doğa İncesu, şu bilgileri paylaştı: “Serkan Onur Yılmaz’ın ellerde ve ayaklarda sinir hasarından kaynaklı uyuşmalar artmıştır. Yılmaz ayak parmaklarını hissetmiyor. Nefes darlığı problemi her geçen gün artıyor. Gelinen aşamada Yılmaz yürüyememekte olup avukat görüşüne tekerlekli sandalye ile çıkmaktadır. Fikret Akar’ın durumu ise şöyle; Ellerde ve ayaklarda uyuşmalar başlamış ve her geçen gün artmakta. Özellikle eylemin 190’ınıncı gününden sonra sıvı tüketimi ve şeker tüketimi önemli miktarda düşmüştür. Kulak çınlaması ve tıkanması yaşamaktadır. Halsizlik, uyku bozukluğu, ayaklarda kasılma gibi pek çok sorun gözlemlenmiştir. Akar’ın kanser hastalığı geçirmiş olması ve ilerleyen yaşı sebebiyle hücre yıkımı daha hızlı bir şekilde gelişmektedir.”
‘SORUMLULUK ADALET BAKANLIĞINDA’
Adalet Bakanlığının Yılmaz ve Akar'ın durumundan haberdar olduğunu söyleyen Doğa İncesu, “Bu bakımdan sağlık durumları kritik aşamaya geçmiş Fikret Akar ve Serkan Onur Yılmaz’ın taleplerinin bir an evvel kabul edilmesi ve gerekli sevk işlemlerinin yapılması gerekmektedir. ÇHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu olarak ölüm orucu ve açlık grevindeki tutsakların taleplerinin kabul edilebilir olduğunu ve sorumluluğun Adalet Bakanlığında olduğunu ifade ediyoruz” diye belirtti.
İZMİR
ÇHD İzmir Şubesi de “kuyu tip"lerine ilişkin açıklama yaptı. Dernek binasında yapılan açıklamada konuşan ÇHD Şube Başkanı Dilancan Ateş Turgal, Yüksek güvenlikli, Y ve S Tipi cezaevlerinin kapatılması için tutsakların direnişinin devam ettiğini belirterek, 26 Ekim tarihi itibarıyla derneklerine ulaşan bilgilere göre, açlık grevi ve ölüm orucu eylemine devam eden 15 tutsağın olduğunu aktardı. Dilancan Ateş Turgal, "Serkan Onur Yılmaz ve Fikret Akar’ın sağlık durumu kritik aşamayı geçmiş bulunmaktadır. Adalet Bakanlığı, Serkan Onur Yılmaz ve Fikret Akar’ın sağlık durumundan haberdar olup, her iki tutsağa da haftada iki gün il sağlık kurulu hekimlerini göndermektedir. Bu bakımdan sağlık durumları kritik aşamayı geçmiş Fikret Akar ve Serkan Onur Yılmaz’ın taleplerinin bir an evvel kabul edilmesi ve gerekli sevk işlemlerinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir" diye belirtti.
ADALET BAKANLIĞI’NA ÇAĞRI
Adalet Bakanlığı’nın 352 gündür Serkan Onur Yılmaz’ın taleplerine karşı tepkisiz olduğunu söyleyen Dilancan Ateş Turgal, "Ölüm sınırında olan Serkan Onur Yılmaz’ın taleplerini kabul etmeyerek Bakanlık ölüme ortak oluyor. Adalet Bakanlığı’nı insan onurundan yana, yaşamdan yana harekete geçmeye çağırıyoruz" dedi.
