WAN – Wan depreminde 14'üncü yılında, yaşamını yitirenler anıldı. TMMOB Wan İl Koordinasyon Kurulu üyesi Engin Işık, deprem sonrasındaki yapılaşmada bilimsel veriler ve mühendislik disiplinlerinin dikkate alınmadığı pek çok örnek görüldüğünü kaydetti.
Mimarlar Odası Wan Şubesi, 23 Eylül 2011'de meydana gelen Wan depreminin 14'üncü yılında yaşamını yitirenleri andı. Deprem Anıtı önünde yapılan anmaya, sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda yurttaş katıldı. Konuya ilişkin açıklama yapan TMMOB Wan İl Kurumlar Koordinasyonu Engin Işık, depremde yaşamlarını yitirenleri anarak, deprem kuşağında yer alan kentte deprem riskinin yüksek olduğunu söyledi.
Depremde yaşanan can kayıplarına neden olan yapılaşma sorunlarına işaret eden Işık, "Binaların yeterli statik analizler yapılmadan ve gerekli malzeme standartlarına uygun olmadan inşa edildiğini ortaya koymuştur. Deprem mühendisliği disiplininin gerektirdiği analizlerin yapılmadığı, yer bilimleri verilerinin yeterince dikkate alınmadığı yapılar, maalesef çok sayıda can kaybına neden olmuştur" dedi.
'RANT DEĞİL BİLİMİ ESAS ALIN'
Yeni yapılaşmaya yönelik sorunlara işaret eden Işık, "Wan Depremi sonrasında başlatılan kentsel dönüşüm çalışmaları, riskli yapıların yıkılması ve yenilenmesi açısından önemli adımlar içerse de ne yazık ki bu süreçte bilimsel veriler ve mühendislik disiplinlerinin yeterince dikkate alınmadığı pek çok örnek görülmüştür" ifadelerini kullandı.
Afet risklerinin azaltılmasının gelecekteki depremlerden korunma amacı taşıdığını dile getiren Işık, "Kentsel dönüşüm, sadece yapıların yenilenmesiyle sınırlı kalmamalı, şehir planlama ve mimarlık ilkelerine uygun olarak geniş kapsamlı bir afet yönetimi stratejisi çerçevesinde ele alınmalıdır. Yapı denetim sisteminin güçlendirilmesi, özellikle riskli binaların tespiti ve güçlendirilmesi konusunda daha kararlı adımlar atılmasını zorunlu kılmaktadır. Depremler sadece yapıları değil, toplumsal düzeni de altüst eder. Bu nedenle, afet anında halkın güvenli bir şekilde toplanabileceği acil toplanma alanları, afet yönetiminin kritik bir parçasıdır. Van Depremi sonrasında ortaya çıkan gereksinimlerden biri de bu alanların yetersizliği olmuştur. Afet durumunda kişi başına 2 metrekareden az olmamak şartıyla belirlenmiş alanlar, şehir planlama süreçlerinde kesinlikle göz ardı edilmemelidir. Ancak ne yazık ki, ülkemizde bu alanların imar baskısı altında kaldığını, bazı şehirlerde rant projelerine kurban edildiğini görmekteyiz. Bu alanlar, afet anında halkın güvenle bir araya gelebileceği hayati bölgeler olup, korunmaları için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması şarttır. TMMOB olarak, deprem gerçeği ile yaşamak zorunda olduğumuz bu coğrafyada, daha güvenli, dayanıklı ve bilimsel temellere dayalı şehirler inşa etmek için üzerimize düşen her türlü sorumluluğu almaya hazır olduğumuzu bir kez daha belirtmek isteriz" şeklinde konuştu.
Ardından konuşan Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Neslihan Şedal, "Maalesef her yıl anılarına atıfla burada bir araya geliyoruz. Bu kenti afetlere dayanıklı bir kent yapma sözü veriyoruz; ancak her defasında vesayetçi anlayışın engelleriyle karşılaşıyoruz" diye belirtti.
Açıklama alkışlarla sona erdi.