İSTANBUL - Sırrı Süreyya Önder’in verdiği barış mücadelesini sürdüreceklerini belirten Ayla Akat Ata, “Bu bir miras ve aynı zamanda bir vasiyet. Bunu gerçekleştirmek için bedel ödemeye hazırız” dedi.
İstanbul'da tedavi gördüğü hastanede 3 Mayıs'ta hayatını kaybeden ve 4 Mayıs’ta son yolculuğuna uğurlanan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder için İstanbul başta olmak üzere birçok merkezde taziye kuruldu. Taziyeye toplumun ve siyasetin her kesiminden insanlar ziyarette bulundu. Taziye ziyaretlerini kabul edenlerden siyasetçi Ayla Akat Ata, 2013’te yürütülen süreçte birlikte çalıştığı Sırrı Süreyya Önder’in mücadelesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘UZUN YILLAR ÇALIŞMA YÜRÜTTÜK’
Ayla Akat Ata, 2011-2013 yılları arasında beraber çalışma yürüttüklerini ifade ederek, “O mesai süreci bizim açımızdan öğretici oldu. O’nu yakından tanıma fırsatı verdi. Önemli bir kimlik; kendisine has üslubu, yaşama bakış açısı, değerlendirme tarzı olan bir yoldaşımız. Hepimizin hayata dair bir yorumu, bir iddiası var. Sırrı Bey de iddiası olan, yaşama dair yorumu, sevinçleri, üzüntüleri olan bir yoldaşımız. Belki en çok buluştuğumuz gerçeklik, ülkenin içinde bulunduğu çatışma ve savaş gerçeğiydi. Bunun için vermiş olduğumuz barış mücadelesinde Anayasa Masası’na otururken de, toplumsal sözleşme nasıl sağlayabilir diye sorduk. Ele aldığımız her başlıkta; vatandaşlıktan anadile, anadilden statüye kadar bunu değerlendirdik. Arkadaşımız yoluna ada gerçeğiyle devam etti ve her görüş ona çok şey kattı. O da bizlere ve topluma çok şey kattı. Türkiye toplumu içerisinden böyle bir yoldaşın çıkmış olması, neredeyse unutulacak noktaya gelmiş aydın sanatçı duyarlılığını ortaya koymuş olması ve bunu barış gerçeğiyle toplumsallaştırabilmesi çok değerli ve çok kıymetliydi” dedi.
‘BARIŞ MÜMKÜNDÜR DİYEBİLMEK ÖNEMLİ’
Önder’i değerli kılan özelliklerinden birisinin bedel ödeyebileceğini bilerek barış mücadelesi vermeyi göze alması olduğuna dikkat çeken Ayla Akat Ata, “Çatışmak çok kolay, ama önemli olan barışabilmek, bunun için emek harcayabilmek. Dünyadaki çatışma-barış süreçlerine bakıyoruz; çatışmanın, savaşın olduğu dönemlerden çok daha ağır bedeller ödenmiş. Bunun bilgisine sahip birisi olarak bunu göze almış olması, son dönemde sağlık problemlerine rağmen, sağlığını bile erteliyor olup barışın emekçisi olması... Ve onu özgün kılan, bizim için vazgeçilmez kılan özelliklerinden birisi; cesaret. Baskı, susturma, yargıyı sopa olarak kullanma bunlar dikkate alındığında bir şeylere cesaret edebilmek; bu ortamda söz söyleyebilmek, ‘barış mümkündür’ ve ‘barış için bedel ödemeye hazırım’ diyebilmek çok önemli. Sırrı Bey bunu başardı ve 18 gün boyunca hastanede, dün burada, sokaklarda Türkiye toplumunda o iddiasının ne kadar toplumsallaşabildiğini gösterdi. Eğer elini taşın altına koyanların sayısı artarsa bunun ne kadar mümkün olabildiğini ortaya koydu. Bunu Türkiye toplumuna mal edebilmek Sırrı Bey’in bize, Türkiye toplumuna, Türkiye’deki aydın, sanatçı, yazar dostlarına bir vasiyeti olsun” diye belirtti.
BARIŞIN TOPLUMSALLAŞTIRILMASI İHTİYACI
Barış mücadelesinin sahiplenilmesinin ve toplumsallaştırılmasının mümkün olduğunu söyleyen Ayla Akat Ata, “Barışın emekçisi olmak ağır bir sorumluluktur. Her şeyden önce Sırrı Bey herhangi bir insan değil, İmralı Heyeti’nin üyesi. 2013 yılından beri bu heyetin üyesi olarak almış olduğu çok ağır bir sorumluluk var. Ve o yükü kaldırdığınızda doğal olarak o yükü nasıl taşıdığınız, nerede tökezlediğiniz, nerede yürüdüğünüz, koştuğunuz, emeklediğiniz her süreçte bir değerlendirme konusu olmuştur. Bugün Diyarbakır’dan Batman’a, Batman’dan Van’a, Van’dan Şırnak’a kadar kime mikrofon uzatırsanız Sırrı Bey hakkında söyleyeceği bir söz vardır; İnsanların, halkın, gençlerin yüreğine dokundu. Bizler yorumumuzla, iddiamızla, hatamızla, sevincimiz, üzüntümüzle var olan insanlarız. Her şeyden önce insanız, Sırrı Bey de bu kimlikle insanların yüreğine dokundu ve herkesin üzerine söz söyleyebildiği, yaşadığı kaybı anlamlandırabildiği ve bunu ortaya koyabildiği bir kimlik oldu. Onun geriye bırakmış olduğu bir miras var; Kürdistan toplumu açısından bu mirasın layıkıyla taşınacağını düşünüyorum. Türkiye toplumu açısından bir bütün değerlendirdiğimizde bu 18 günlük hastane süreci gösterdi, istenirse bu miras Türkiye toplumu tarafından da layıkıyla karşılanabilir, kaldırılabilir sahiplenilebilir, toplumsallaştırılabilir” diye konuştu.
‘BARIŞ İÇİN RİSK ALACAĞIZ’
Barış mücadelesini her koşulda devam ettireceklerini söyleyen Ayla Akat Ata, Türkiye toplumunun barış için sorumluluk alması gerektiğine işaret etti. Ayla Akat Ata, “Dünyanın birçok coğrafyasında yaşamsallaşmış, Sırrı Bey buna inandığı için emek harcadı. Çağrım, Türkiye toplumunun tüm bileşenlerinedir; bu bir miras aynı zamanda bir vasiyet. Bunu gerçekleştirmek için risk alacağız, bedel ödemeye hazır olacağız, duyguda ortaklaşacağız ve başaracağız hep beraber” ifadelerini kullandı.
MA / Yeşim Tükel