Peköz: Ortadoğu'daki gerilim ABD'nin politikalarıyla uyumlu görünmüyor

  • dünya
  • 09:10 29 Eylül 2024
  • |
img
AMED - Hizbullah liderinin öldürmesinin İran, Hizbullah ve Hamas için ciddi bir güvenlik zafiyeti olduğunu ifade eden Dr. Mustafa Peköz, Ortadoğu’daki gerilimin ABD politikalarıyla uyumlu olmadığını belirterek, “İster Trump isterse Harris kazansın; ABD'nin Ortadoğu siyasetinde bölgesel bir savaş olmayacak” dedi.
 
Ortadoğu'da süregelen Filistin-İsrail ve İsrail-Hizbullah çatışması, 7 Ekim'de Hamas'ın İsrail'e dönük saldırılarıyla yeni evreye girdi. Daha önce kontrolü bir şekilde süren savaş, İsrail'in kontrolsüz ve toplu yıkıma dayanan ve yer yer haberleşme araçları üzerinden de süren siber saldırılar gibi kapsamlı bir stratejiyle yürüttüğü savaş, bölgesel bir savaş potansiyelini de içinde barındırıyor. İsrail'in Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ı düzenlediği hava saldırısında öldürmesi, savaşın seyrini nasıl etkileyeceğini önümüzdeki günlerde belirginlik kazanması beklenirken, Siyaset Bilimci Dr. Mustafa Peköz, son yaşanan gelişmeleri ve olası yansımalarını Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirdi. 
 
 Ortadoğu'da savaşlar eksik olmuyor, ama Lübnan nerdeyse savaşlar ülkesi olarak adlandırılıyor.  Lübnan'ı önemli kılan nedir?
 
Bu soruya doğru cevap verebilmek için Lübnan'ın tarihsel ve jeopolitik durumunu iyi analiz etmekten geçiyor. Lübnan, Akdeniz havzasında birçok ülke gibi stratejik bir konumda bulunuyor. Lübnan'a hakim olan burada hava ve deniz askeri üstleri bulunduran bir küresel güç, bütün Doğu Akdeniz'in ve Ortadoğu'nun tamamına hakim olur. Ayrıca Doğu Akdeniz'deki çatışma alanının arka planında bölgede çok geniş doğal gaz rezervlerinin bulunmuş olmasıdır. Mısır'dan Kıbrıs'a kadar olan alanda Ortadoğu'nun en önemli doğal gaz yatağının varlığı tespit edilmiş durumda. Geçmiş yıllardaki çatışmalardan nispeten farklı olarak İsrail'in, Filistin ve Lübnan alanına askeri müdahalesinin politik arka planlarından birinin doğalgaz havzasını kontrol etme stratejisinin bulunduğunu söyleyebiliriz.  
 
Bazen yüz ölçümü olarak çok büyük ama jeo-stratejik konumu fazla etkili değil, bazen de tersine ülke çok küçük, ama jeo-stratejik konumu önem arz eder. Lübnan bunlardan biri olduğu için 1970'lerden beri savaşların süreklilik kazandığı bir ülke haline gelmiş durumda. Coğrafi olarak Lübnan, kuzey ve doğuda Suriye, güneyde İsrail batıda Akdeniz ile çevrili olan ülkenin ayrıca Kıbrıs ile deniz sınırı bulunuyor. Aslında fiilen İsrail ve Suriye ile de denizden komşu sayılır.
 
Lübnan idari ve politik yapısı çok hassas dengeler üzerinde kuruludur. Biliyorsunuz 24 Ekim 1945 yılına kadar Lübnan'da Fransa'nın egemenliğinde bir manda yönetimi vardı. Bu günkü devletin idari yapısı Fransa tarafından oluşturuldu, denebilir. Bu nedenle klasik bir devlet yapısının ötesinde özellikle dinsel gruplara göre bir yapı oluşturulmuş. 1975'de başlayan iç savaştan önce Lübnan'da Hıristiyanların ve Müslümanların nüfus oranı birbirine oldukça yakında. 2020 yılı verilerine göre, ise hemen hemen eşitti. Şimdi Müslümanlar çoğunlukta ve Müslüman nüfus içinde de artık Sünni çoğunlukta… Halkın tahminen yüzde 54'ü Müslüman, yüzde 40,4'ü Hıristiyan, yüzde 5,6'sı ise Dürzi.  Devlet kurumları da dinsel gruplara göre adeta bölüştürülmüş durumda. Buna göre cumhurbaşkanı Hıristiyanlardan, başbakan Sünnî Müslümanlardan, meclis başkanı ise Şiî Müslümanlardan seçilmektedir. Bu görev bölüşümü Anayasal bir kuraldır.
 
Lübnan 1970'lere kadar ve özellikle başkent Beyrut, Ortadoğu'nun finansal sektörünün merkeziydi. Dini ve politik gruplar arasında başlayan çatışmaların 1975'te iç savaşa dönüşmesi, Lübnan için bir dönüm noktası oldu. Bu çatışmalar yaklaşık 15 yıl sürdü. Lübnan, 1976-2005 yılları arasında Suriye'nin ve 1982-2000 arasında ise İsrail'in askeri müdahalesiyle karşı karşıya kaldı. İsrail'in 1982 yılında İsrail'in Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ)'ye karşı başlattığı savaş aynı zamanda Başkent Beyrut'un kuşatmasına yol açtı.  Yüzlerce Kürt ve Türk devrimci, FKÖ saflarında İsrail'e karşı savaştı. Yaşamını yetirenler ve tutuklananlar oldu.
 
 Lübnan'da Hizbullah bu süreçten sonra mı ortaya çıktı?
 
 
Ancak FKÖ, esasen İsrail karşısında fiilen yenildi. Yönetim Merkezi ve Komuta kademesi dâhil binlerce FKÖ militanı, Tunus başta olmak üzere Arap ülkelerine dağıldı. Ortaya çıkan askeri ve politik boşluk Hizbullah tarafından doldurulmaya başlandı.
 
Evet, 1982'de İsrail'in Lübnan'ın işgalinde FKÖ'nün yenilmesinden sonra ortaya çıkıp, güçlendiğini söyleyebiliriz. FKÖ'nün, Ürdün'deki çatışmalar neticesinde Lübnan'a yerleşmesi iç çatışmaları da derinleştirdi. Ancak FKÖ, esasen İsrail karşısında fiilen yenildi. Yönetim Merkezi ve Komuta kademesi dâhil binlerce FKÖ militanı, Tunus başta olmak üzere Arap ülkelerine dağıldı. Bu süreçten sonra özellikle Lübnan'da, FKÖ'nün askeri ve politik etkisi ciddi oranda zayıfladığı söylenebilir. Ortaya çıkan askeri ve politik boşluk Hizbullah tarafından doldurulmaya başlandı. Hizbullah ile İsrail arasındaki esas çatışma 2006 yılında yaşandı. İsrail tarafından 2006'da Lübnan'ın bir kaç kilometre içerisindeki kasabalar ve etrafındaki alanlara yapılan kara harekâtı, 1982'dekine göre, daha sınırlı ve yavaş oldu ve beklenilen sonucu alamadan çekildi. Hizbullah'ı tasfiye etmek için yapılan operasyon 34 gün sürdü ve bu nedenle '34 Gün Savaşı' olarak tanımlanır. Bu süreçten sonra Hizbullah'ın, Lübnan'daki askeri ve politik etkisine paralel olarak prestiji de önemli ölçüde arttı.
 
 Bugün Hizbullah Lübnan'da nasıl bir güce sahip?
 
Hizbullah, bir Şii örgütüdür ve İran ile doğrudan ilişki içerisinde bulunuyor. Bu durumu da gizlemeye gerek görmüyor. Hizbullah, Şii merkezli bir stratejiye sahip olmakla birlikte gelinen aşamada Lübnan'ın politikasında etkin bir güç haline geldiği açıktır. Hatta Lübnan'ın bütün alanlarına nüfuz eden ve etkide bulunan, devlet dışı ama Lübnan devleti kadar etkin bir güç konumunda. Bir bakıma Hizbullah, Lübnan'da devlet içerisinde paralel devlet olan bir kurumsal yapıdır. Hizbullah'ın kara, deniz, hava kuvvet komutanları var. Özel Kuvvetler ve istihbarat komutanları veya başkanları var. Bunlar sadece bir devletin ordusunda olan kurumsal askeri yapılardır.
 
Hizbullah'ın askeri gücü konusunda basına yansıyan birçok bilgi var. Hizbullah askeri bakımdan yansıdığı kadar güçlü mü?  
 
Hizbullah'ın önemli bir askeri gücü olduğu hatta Lübnan'ın ordusundan çok daha fazla güçlendiği belirtiliyor. Buna ilişkin somut bir veri bulunmamakla birlikte, 2006 yılına oranla Hizbullah'ın askeri olarak çok daha fazla güçlendiği gerçeğini reddedemeyiz. Hizbullah'ın 70 bin ile 100 bir arasında farklı düzeylerde etkili olan füzelere sahip olduğu belirtiliyor. Yedeklerle birlikte 50 bine yakın silahlı gücünün olduğu da iddia ediliyor. Hizbullah'ın İHA/SİHA gibi yapay zeka ile hareket eden silahları kullandığı geçen birkaç haftalık süreçte görüldü. Hizbullah askeri olarak belirli bir güce sahip olduğu söylenebilir, ancak İsrail'in Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazları ve telsizleri silaha dönüştürdüğünü ve ciddi bir darbe vurduğunu özellikle komuta kademesindeki ciddi bir gücü tasfiye ettiğini de gördük.
 
Çağrı cihazlarıyla yapılan saldırı, yaşanacak savaşlar için yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Kimyasal silahların kullanıldığı, bugün nükleer silah üretimleri ve devletlerin bunu bir tehdit olarak kullandığına şahitlik edilirken, bu hamle yaşanacak/yaşanıyor olan savaşlara dair bize hangi emareleri gösteriyor? 
 
Yöntemi ve biçimi nasıl olursa olsun, küresel savaşta kullanılabilecek araçlar konusunda bize bir fikir veriyor. Cepte taşınabilen bir teknik veya teknolojik aracın bir kitle imha silahına dönüştürüleceğini ortaya koyuyor. Bunun son derece tehlikeli bir durum olduğu ve bir anda milyonlarca insanın öldürülebileceğini gösterdi. Her ne kadar İsrail, bu cihazların Hizbullah militanları tarafından kullanıldığını belirtse de, sokak ortasında binlerce sivilin yaralanmasına yol açtığı ve bu nedenle savaş suçu kapsamında değerlendirileceği söylenebilir. Önümüzdeki süreçte hem Birleşmiş Milletler tarafından bu tür savaş yöntemlerinin 'savaş suçu' kapsamında ele alan bir kısım kararlar alınabilir hem de Uluslararası Adalet Divanı'nda, İsrail'in ve dolayısıyla Başbakan Netanyahu hakkında ek bir soruşturma açılması yüksek bir olasılık olarak görünüyor.
 
İsrail'in, Hizbullah'a karşı başlattığı çok kapsamlı hava saldırısı devam ederken, Hizbullah da roket ve füzelerle cevap veriyor. Savaş nereye doğru eviriliyor?
 
 
İsrail, Hizbullah'a yönelik çok kapsamlı bir şekilde başlattığı hava saldırılarıyla hem komuta kademesini etkisizleştirmek, onlar arasındaki iletişimi kırmak/kesmek hem de Hizbullah'ın füzelerinin konuşlandırıldığı yerleri vurarak, saldırı gücünü kırmak istiyor. İzlenen taktik ile askeri planın bu olduğu görülüyor.
 
İsrail'in savaş stratejisinin bölgesel krizi derinleştirme üzerine kurulu olduğu görülüyor.  Gazze'de yaklaşık bir yıldır süren ve bütün ateşkes çabalarına rağmen devam ettirilen savaş, sadece Hamas'ın askeri olarak tasfiyesini oluşturmuyor aynı zamanda bölgesel dengeleri değiştirmeye, zemin hazırlamaya yönelik olduğu artık bilinen bir durum. İsrail için Hizbullah çok daha tehlikeli bir örgüt konumunda bulunuyor. Çünkü Hizbullah, Lübnan içerisinde bir askeri ve politik bir güçtür. İkincisi önemli bir toplumsal desteği bulunuyor. Üçüncüsü de önemli bir savaşçı gücüne sahip, İran ve Suriye tarafından yıllardır askeri olarak da silahlandırıldı. 
 
Öncelikli olarak İsrail'in Gazze'de Hamas'a yönelik yaptığı saldırı ile Lübnan'da Hizbullah'a yönelik gerçekleştirdiği saldırı aynılaştırılamaz. Çünkü Lübnan, Birleşmiş Milletler üyesi bir ülke. Hizbullah'a saldırmak fiilen Lübnan'a saldırmaktır. Çünkü Hizbullah, Lübnanlı bir güçtür. Bu nedenle Hizbullah'a dönük bütün saldırılar doğrudan Lübnan halkına yönelik bir saldırıya dönüşüyor. Hizbullah'a karşı olan güçlerin önemli bir kesimi dahi Hizbullah'ı desteklemeye başladı. İsrail, Hizbullah'a yönelik çok kapsamlı bir şekilde başlattığı hava saldırılarıyla hem komuta kademesini etkisizleştirmek, onlar arasındaki iletişimi kırmak/kesmek hem de Hizbullah'ın füzelerinin konuşlandırıldığı yerleri vurarak, saldırı gücünü kırmak istiyor. İzlenen taktik ile askeri planın bu olduğu görülüyor. Hizbullah önemli bir darbe almış olsa da, şu anki veriler dikkate alındığında askeri kapasitesini önemli ölçüde koruduğu görülüyor. Ne kadar etkili olduğundan bağımsız olarak Hizbullah da roket ve füzelerle İsrail şehirlerini vurmaya devam ediyor.
 
 Hamas liderinden sonra Hizbullah lideri Hasan Nasrallah da öldürüldü. Bu durumun Hizbullah’a yansıması ne olur? 
 
Politik bir hareketi var eden birkaç temel unsuru var. Birincisi lider ve liderin etkisi, ikincisi toplumsal dayanağı üçüncüsü ideolojik-politik stratejisi... Hamas ve Hizbullah'ın ortak özelliği lidere olağanüstü bir rol biçilmesidir. Örgüt ile lider özelleştirilmiş durumda. Örgütün toplumsal tabanı için de lider ile örgüt bütünleşmiştir. İsrail bu durumu biliyor. Bu nedenle sembolleşmiş örgüt liderinin tasfiyesi ile hem örgüt yönetiminin hem toplumsal tabanda psikolojik bir yenilgi sağlamaya amaçlıyor. Bunda da başarılı olduğu söylenebilir. Ayrıca İsrail'in İran'da Hamas liderine suikast yapması, Hamas'ın Gazze'deki liderlerinin önemli bir kesimini tasfiye etmesi, geçen hafta çağrı cihazları ve telsizler üzerinden Hizbullah'ın önemli kadroların etkisizleştirmesi ve Nasrullah'ın bulunduğu yerin bombalaması aynı zamanda İran'ın hem de Hamas ve Hizbullah'ın ciddi bir güvenlik zafiyeti içinde olduklarını gösteriyor. İsrail'in savaş taktiklerinde hedeflerine ulaşması, Hamas ve Hizbullah için ciddi bir yenilgi olarak değerlendirilebiliriz. İsrail'in Hamas'ın komuta sistemini yok etmesi ve liderlerini fiziki olarak tasfiye etmesi, kara savaşını ikinci plana atarak, hava saldırılarıyla süreci tamamlayabilir.
 
 İsrail'in saldırılarını hava harekâtından kara harekâtına dönüştüreceği yönünde iddialar da kamuoyuna yansıyor. Hizbullah'a karşı bir kara harekâtı bekliyor musunuz?
  
Kara harekâtı pekâlâ mümkündür. Ancak bugünkü koşullar da ön plana çıkartılmayabilir. Birincisi uluslararası toplum, bütünüyle bir kara harekâtına karşı... İkincisi bölge ülkelerinin de tamamı kara operasyonuna karşı olduğu gibi aşamalı olarak Lübnan'ı askeri olarak destekleme sürecine girebilirler. Bu iki durum, süreci İsrail aleyhine çevirebilir. İsrail, Lübnan sınır bölgesine askeri gücünü yığmakla birlikte, kara harekâtına yönelmeyebilir. Ayrıca 2006 yılı deneyimi var. İsrail, Hizbullah'ı tasfiye etmek için kara harekâtını başlatmıştı ama bir sonuç alamadan çekildiği gibi Hizbullah bu süreçten sonra çok daha ciddi bir düzeyde güçlendi ve bugün kara harekâtına hazır olan bir Hizbullah'dan bahsedebiliriz. İsrail'in kara harekâtına girişmemesi kimseye sürpriz gelmemeli. Hava operasyonlarıyla, Hizbullah'ın gücünü önemli ölçüde kırmaya devam edebilir ve daha sonra bir ateşkes sürecine yeşil ışık yakabilir.
 
İsrail'in Lübnan'a saldırılarının kara harekâtına dönüşmesini ABD destekler mi? ABD'nin Ortadoğu'daki politikaları İsrail-Lübnan savaşından nasıl etkilenir? 
 
 
Bölgesel bir krizin artması ABD'nin Ortadoğu'daki çıkarlarıyla uyumlu görünmüyor. Washington açısında Arap Körfez ülkeleriyle olan ilişkiler de son derece önem arz ediyor. Askeri ve enerji kaynakları bakımından ABD'nin çok uzun yıllar daha bölgede kalmaya devam edeceği çok açık. 
 
İsrail çok açıktan bölgesel bir kriz yaratarak; İsrail ve diğerleri (İran-Hizbullah-Hamas-Husiler) gibi bir saflaşma yaratmak istiyor. Böylelikle özellikle İngiltere ve ABD gibi küresel güçlerin zorunlu olarak İsrail'in yanında yer alacağını hesaplıyor. Gazze'de İsrail'i aktif destekleyen uluslararası güçler ve toplum, Lübnan'a yönelik bir kara harekâtına aynı desteği vermeleri oldukça zor görünüyor. İsrail, Hamas'ın siyasi lideri Hanney'i Tahran'da vurarak aslında İran'ın İsrail'e saldırması için bir gerekçe yarattı. Ancak İran daha sakin davrandı ve İsrail'in hamlelerini boşa çıkarttı. Bu kez bu planı Hizbullah gerekçesiyle Lübnan'a yönelik gerçekleştirmeye başladı. Şuana kadar beklenilen desteği almış değil. ABD, Avustralya, Kanada, Avrupa Birliği, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İngiltere ve Katar gibi ülkeler ortak bir bildiri yayınlayarak, taraflara ama özellikle İsrail'e ateşkes çağrısı yaptı.
 
Bölgesel bir krizin artması ABD'nin Ortadoğu'daki çıkarlarıyla uyumlu görünmüyor. Sorun sadece İsrail'in güvenliğini sağlamak değil, Washington açısında Arap Körfez ülkeleriyle olan ilişkiler de son derece önem arz ediyor. Askeri ve enerji kaynakları bakımından ABD'nin çok uzun yıllar daha bölgede kalmaya devam edeceği çok açık. Bu nedenle bölgesel kriz ABD'nin stratejik planlarını olumsuz yönde etkileyecektir. ABD'de de 6 Kasım 2024'de yapılacak seçimler hiç şüphesiz ki önem arz ediyor.  İster Trump isterse Harris kazansın; ABD'nin Ortadoğu siyasetinde bölgesel bir savaş olmayacaktır. Hatta İran ile sorunların diplomatik yollarla çözülmesi için 2025 yılı içerisinde önemli adımların atılacağını söylemek yanlış olmayacaktır.
 
Hizbullah'ın İran tarafından desteklendiği biliniyor. Ancak yaşanan son saldırılar, İran'da gerçekleştirilen suikast de bir bütün değerlendirildiğin de İran sessizliğini koruyor. Siz 'İsrail'in hamlelerini boşa çıkardı' dediniz, ama bu sessizliğin sebebini biraz daha açar mısınız? 
 
İran'ın bölgedeki birkaç güçlü müttefikinden bahsedebiliriz. Hizbullah, Yemen/Hussiler ve Şam rejimi… Hizbullah ile İran arasındaki bağ oldukça derin ve karmaşıktır. Bu nedenle İsrail'in, Hizbullah'a saldırmasında Tahran'ın aktif bir tepki göstereceği beklendi. Ancak İran, bölgesel çıkarlarını düşünerek, beklenilen tepkiyi göstermedi. Yaptığı birkaç diplomatik ve politik açıklamanın ötesine geçilmedi. İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezekşiyan'ın BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada 'Herkes için barış istiyoruz ve herhangi bir ülkeyle çatışma niyetimiz yok'  demesi dikkat çekiciydi. İran, önümüzdeki 10 yıllık bölgesel stratejisini belirlerken, askeri çatışmadan çok politik-diplomatik ilişkileri ön plana çıkartacaktır. Bu nedenle İran, İsrail'in Hizbullah'a yönelik saldırısını doğrudan askeri araçlarla cevap vermeyecektir. Ancak, İran'a bağlı, ama fiilen bağımsız görünen on binlerle ifade edilen milis, Şam rejimini desteklemek için Suriye'de savaşıyor. Eğer İsrail kara operasyonuna girişirse bu milislerin önemli bir kısmının Hizbullah yanında savaşmak için Lübnan'a gidecekleri biliniyor. Şam rejimi açıktan olmasa da, Hizbullah'ı askeri olarak desteklemeye devam edecektir.
 
Değerlendirmelerinizden ortaya çıkan şu ki; İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun kara harekâtında ısrarı kazanmaktan ziyade kayba yol açar.
  
İsrail, Hamas'a yönelik saldırısında uluslararası alanda almış olduğu desteği, Lübnan'a yapacağı kara harekâtıyla kaybedecektir. Gelişmeler bunu doğruluyor. Arap ülkeleri Gazze meselesinde Hamas'ın tasfiyesine sessiz kaldılar ve süreci zımnen desteklediler. Ancak İsrail'in, Lübnan'a saldırısına karşı tutum alacakları ve hatta dolaylı olarak Hizbullah'a destek vermeleri kimseye sürpriz gelmemeli. Hizbullah, ABD, İngiltere, Avrupa Birliği tarafından halen 'terörist' görülüyor. Arap Birliği, 2016'da Hizbullah'ı 'terör örgütü' listesine dâhil etmişti. Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Hüsam Zeki, 30 Haziran 2024 tarihinde Hizbullah'ın 'terör örgütü' listesinden çıkarıldığını açıkladı. Bunun İsrail'in, Hizbullah'ı gerekçe göstererek; Lübnan'a girmesini engellemeye yönelik bir karar olduğu açıktır. Bu nedenle İsrail'in Lübnan'a yönelik olası bir kara harekâtında kazanımlarından çok kayıplarının olacağı söylenebilir. 
 
MA / Delal Akyüz 

Diğer başlıklar

11/04/2025
11:54 Uzman çavuş, Aydın'dan sonra arkadaşını öldürmek için geri gelmiş
09:59 Ağır hasta tutsak Çam hastaneye kaldırıldı
09:57 Ankara’da kar yağışı: Okullar tatil edildi
09:48 DEM Parti MYK’si bir araya geldi
09:39 Berivan Bahçeci: Çağrının toplumsallaşması için örgütleniyoruz
09:11 14 kez şikayette bulundu, cezasızlık şiddet olarak döndü
09:10 ‘Ege ve Akdeniz göçmenler için ölüm yolu oldu'
09:09 Kayyım, AKP'li başkana şoför tuttu
09:08 Öcalan'ın avukatı: Koşullar değişmedi, süreç tecrit koşullarında yürütülemez
09:04 Kürtçe hukuk literatürü için yeni bir adım: DADSAZ kuruldu
09:03 'Öcalan'ın rolünü oynayabilmesi için uygun zemin oluşturulmalı'
09:00 11 NİSAN 2025 GÜNDEMİ
08:48 Zirai don uyarısı
08:40 Şirnex'te 11 bölgeye yasak
02:20 Gazeteciler Soykan ve Ağırel serbest
10/04/2025
23:49 Ordu'da iş cinayeti
23:28 Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem ifadeye çağrıldı
22:52 Silopiya Belediyesi eski Eşbaşkanı Aydemir’e 6 yıl 3 ay hapis cezası
22:37 Tülay Hatimoğulları ÇGD ödül töreninde: Söz veriyoruz hiçbir kalem kırılmayacak
22:06 Bilkent Üniversitesi’ne akademisyen girişi yasağı!
21:46 28. Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri sahiplerini buldu
21:25 TeatraSî'den ODTÜ’de Kürtçe tiyatro
20:32 AKP'li vekilin fabrikasındaki işçiler işten atıldı
20:28 Halep'te kadınlardan 4 Nisan paneli
20:22 Ahmet El Şara’nın ADF davet edilmesine tepki
20:15 İskenderun’da kadın katliamları protesto edildi
20:11 Diyala'da 2 DAİŞ'li yakalandı
20:09 Şengal'de Şêşims bayramı
20:07 Çin'den ABD'ye: Zorbaca hamleleri kabul etmeyeceğiz
20:05 Berlin'de Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için Başbakanlık binasına yürüyüş
20:02 DFG, MKG ve Basın-İş’ten duruşmaya çağrı: Gazetecilere sahip çıkalım
19:30 Gazeteciler Soykan ve Ağırel'e tutuklama talebi
19:26 DEM Parti heyeti Rusya Dışişleri Bakan Yardımcıları ile görüştü
19:21 ‘Eskişehir’in maden çöplüğüne dönüşmemesi için Ankara’da olacağız’
19:10 Reqa ve Tebqa'da gençler Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için yürüdü
19:04 Mêrdîn'de kayyım davasında 25 kişiye beraat 8’ine ceza
18:55 DEM Parti Kadın Meclisi: Demokratikleşme ve kadın özgürlük mücadelesi bir arada yürütülmeli
18:09 Rezan Belediyesi Sağlık Merkezi açıldı
18:03 Eğtim Sen: Proje okullarına atamalar siyasi kadrolaşmaya dönüştü
17:44 4 gazeteci, Nazım Daştan ve Cihan Bilgin açıklaması nedeniyle ifade verdi
17:29 Özel harekat polisi AKP Genel Merkezi önünde intihar etti
17:14 İmralı Heyeti’nden Erdoğan görüşmesine dair açıklama
16:56 İstanbul’da ikinci ABD-Rusya görüşmesi
16:52 Gençler sordu, Serra Bucak yanıtladı
16:36 Özgür Özel: Kürtler ‘sorun vardır’ diyorsa çözmek hepimize düşer
16:24 Wan seferi iptal olan Ajet’ten yolculara ‘uçak yok’ cevabı
16:22 Ahmet Saymadi hakkında iddianame hazırlandı
16:20 102 genç tahliye edildi
16:08 31 yıl sonra tahliye olan Mutlu’ya kitlesel ziyaret
16:07 DEM Parti Ekoloji Komisyonu: İzmir yok oluşa sürükleniyor
15:57 Adana’da 2 kişiye tahliye edildi
15:53 Erdoğan ile görüşen Önder: Çok daha umutluyuz
15:42 Cenazesi yakılan Nourtani’nin duruşmasına katılım çağrısı yapıldı
15:05 Shelling around village in Dohuk
15:03 DEM Parti İmralı heyeti ile Erdoğan görüşmesi sona erdi
15:01 Barış Mitingi çağrıcılarının yargılamasına yeniden başlandı
14:43 Kürt Ulusal Kongresi haftaya gerçekleşecek
14:25 Duhok’ta bir köyün çevresi bombalandı
14:08 Hayvansever Yerdeşen'i katleden şahıs tutuklandı
13:45 İmralı Heyeti-Erdoğan görüşmesi başladı
13:32 DEM Parti ‘çağrı’ gündemli ev ziyaretleri başlatıyor
13:29 Tecavüz failine 16 yıl hapis cezası
13:26 Kayyım Akdeniz'de taşınmazların satışına başladı
13:23 İmralı Heyeti'nden görüşme öncesi açıklama: Önerilerimizi paylaşacağız
13:18 Levent Dölek’in aralarında olduğu 4 kişi hakkında tahliye kararı
12:57 Urfa 2 Nolu'da görüşe giden ailelere çıplak arama
12:38 İran'da 5 tutuklu idam edildi
12:22 Uzman çavuşun katlettiği Aydın'ın amcası konuştu: Kabul edilemez
12:09 Ankara Gar Katliamı 114’üncü ayında
12:07 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından haftanın ikinci görüşme başvurusu
12:04 Af Örgütü: Sudan'da kadın ve çocuklara tecavüz artıyor
11:49 İran’da gazeteci Vida Rabbani tahliye edildi
11:29 Colemêrg’te ahır çöktü: 25 küçükbaş hayvan öldü
10:52 Colemêrg-Wan karayolunda kaza: 8 yaralı
09:56 Anlaşma sonrası 7 bin aile Efrîn'e döndü
09:43 Koza'ya 1 ayda 2 'ÇED gerekli değil' kararı
09:39 Köyleri yakılan ve yakınlarını yitiren aileler çözüm istiyor
09:23 Üveyş Öcalan ölümünün 32'nci yılında anılacak
09:22 Sağanak ve kar geliyor
09:19 Boykottaki öğrenciler: Kayyımlara ses çıkarılsaydı İmamoğlu'nu konuşmazdık
09:09 AKPM: Öcalan'ın çağrısı olumlu, gözaltı ve tutuklamalar endişe verici
09:07 'Sürecin samimi ilerlemesi için hasta tutsaklar bırakılmalı'
09:06 Türkiye'nin adım atmadığı 'umut hakkı'na dair komiteye bildirim yapılacak
09:05 Abdullah Öcalan’ın kitabı İsveççe’ye çevrildi
09:05 Savaşta 2 çocuğunu yitiren Saadet Öklü: Adım atma sırası devlette
09:03 Saldırılar sürüyor: Hükümete sorumluluk düşüyor
09:02 Amed'den kadına şiddete tepki: Çözüm özsavunma
09:00 10 NİSAN 2025 GÜNDEMİ
08:58 Ankara'da maden ocağında göçük: 13 yaralı
07:57 Gazeteciler Soykan ve Ağırel gözaltına alındı
09/04/2025
23:55 Trump, Çin gümrük vergisini yüzde 125'e çıkardı
23:15 Ankara Emniyet Müdürlüğü hakkında suç duyurusu
23:06 Colemêrg’te şiddetli fırtına
21:56 Narin Güran dosyasının ‘canlandırma’ görüntülerine tepki
21:49 Uzman çavuşun katlettiği gencin görüntüleri ortaya çıktı
21:38 Siyasi partilerden mücadeleyi yükseltme çağrısı
21:29 Qelqeli’de bahar şenliği
20:48 Hivzullah Mutlu 31 yıl sonra tahliye edildi
20:35 Hezex’te bir çoban yaşamını yitirmiş halde bulundu
20:17 Tahliye edilen Mukadder Yıldız Okalin’den mücadele vurgusu
19:48 Tişrîn’deki direniş sürüyor
19:28 Husiler: ABD'nin Yemen'e düzenlediği saldırılarda 107 sivil öldü
19:24 Siyanürlü altın madeninin ÇED süreci durduruldu
19:20 Cenevre eylemi: Abdullah Öcalan özgürleşene kadar mücadele sürecek
19:10 KHK eyleminde öğrenciler için tahliye talebi
19:06 Çayırlı köylüsüne imza baskısı
18:37 İmralı Heyeti-Erdoğan görüşmesinin saati ve yeri netleşti
18:04 Tutuklu ve ev hapsindeki 28 kişi hakkında tahliye kararı
17:56 Mahir Polat hakkında ev hapsi kararı
17:50 Ajanlığı kabul etmeyen Shahla Pırastah sınırı dışı edilmek isteniyor
17:43 İmamoğlu'na açılan Akın Gürlek davasının duruşması Silivri'ye alındı
16:48 DEM Parti Kadın Meclisi’nden ‘Demokratik Toplum’ buluşması
16:37 Mêrdîn ve Şirnex'i toz bulutu esir aldı
16:09 Deniz Poyraz'ın annesi hastaneye kaldırıldı
15:49 Borsada kayıp 2 trilyon: DEM Parti komisyon kurulmasını istedi
15:15 Siyanürlü maden projesine tepki: Talana izin vermeyeceğiz
15:01 Çiğli Belediyesi verdiği sözü tutmadı: İşçiler yeniden eylemde
14:47 32 yıl tutsaklığın ardından tahliye edildi
14:45 Çin-ABD arasında 'vergi' savaşı
14:24 'Tutuklanan öğrencilerin talepleri bizim talebimizdir'
14:05 Mülakat Mağduru Öğretmenler nöbetlerini sonlandırdı
13:29 DEM Parti İmralı Heyeti yarın Erdoğan ile görüşecek
13:11 Ateşkese rağmen saldırılar sürüyor
12:48 Bakan Tunç: Mahir Polat’ın sonuçları ATK’ye gidecek
12:15 Berkin Elvan'ın anne ve babasına hapis cezası
11:42 Gazetecilere 'gazeteci değilsin' davası
11:27 Fırat Epözdemir hakkında 15 yıla kadar hapis istemi
10:50 Hêlîn Ümit: Sürecin siyasal ve hukuki gerekliliklerinin yerine getirilmeli
10:44 Abdullah Öcalan: Umudumu koruyorum, süreci sonuna kadar götüreceğim
09:46 Ağız içi aramayı reddeden tutsaklara görüş yasağı
09:45 Son 3 ayda en az 14 bin 478 kişi tutuklandı
09:13 Mahkeme kararına rağmen zehir saçan çöplükte önlem alınmıyor
09:05 Alıkonulan YBŞ’lilerin aileleri eylemde
09:02 Ferhat Kurtay’ın kardeşi: Üzerimize düşeni yaparsak devlet adım atmak zorunda kalır
09:00 09 NİSAN 2025 GÜNDEMİ
08:49 Meteoroloji’den 10 il için yağış uyarısı
08/04/2025
23:49 Saha araştırması: Çağrıya büyük destek, 'umut hakkı' talebi
23:17 Amed’de yangın: 5 kişi hastaneye kaldırıldı
23:11 Riha’da şüpheli kadın ölümü
22:15 Üniversite öğrencileri YÖK’e yürüdü
22:05 Beyaz Saray’dan İran’a ‘müzakere’ tehdidi
21:49 Peyas’ta 2 grup arasında silahlı kavga: 7 yaralı
21:31 Îlham Ehmed, Özerk Yönetim’in kırmızı çizgilerini açıkladı
20:44 ABD'den Çin'e yüzde 104 gümrük vergisi kararı
20:35 Binevş Altay için mevlit verildi
19:54 Kadınlardan 'Barış ve Demokratik Toplum İnşası' buluşması
19:09 İmamoğlu’nun diplomasını iptal eden komisyonu duyurdu: Siyasi talimatın kanıtı
19:02 Kadınlar Abdullah Öcalan için fidan dikti
18:07 20 soruşturmada, 819 kişi hakkında dava açıldı
17:58 30 yılın ardından tahliye edilen Avşar’a kitlesel ziyaret