Azizoğlu: Kayyım Kürtlerin kendisini yönetmesine karşı darbedir

img
DİYARBAKIR - Kayyım atamalarının “Kürtler kendini yönetmesin” mantığının devamı olduğunu belirten Silvan Belediye Eşbaşkanı Abbas Azizoğlu, “Sandık iradesi ortadadır. Yarın seçim olsa, halk bir kez daha iradesini ortaya koyacaktır” dedi. 
 
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Allah’ın lütfu” dediği 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 20 Temmuz 2016’da ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler ile önü açılan kayyım atamaları, iktidarın politikası haline geldi. OHAL ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yönetimindeki 102 belediyeden 96’sına kayyım atayan AKP, 31 Mart 2019 yerel seçimleri sonrası kazanamadığı belediyelere, bir kez daha kayyım atamalarıyla el koydu. HDP’nin 31 Mart seçimlerinde yüksek oy oranlarıyla kazandığı 6 belediyeye “KHK” gerekçesiyle el koyan AKP, 19 Ağustos 2019’da kayyım atamalarına başladı. 
 
AKP’nin 19 Ağustos’ta HDP yönetimindeki Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyeleri eşbaşkanlarının görevden alınmasıyla başlayan kayyım darbesinde, toplam 45 HDP’li belediyeye kayyım atandı. 4 milyon 356 bin 819 seçmenin iradesinin gasp edildiği politikayla belediyelere atanan vali ve kaymakamlar, Kürtlerin sembol isimlerinin yer aldığı tabela, levha ve anıtları kaldırdı, çok dilli belediyecilik yerine “tek dilli” belediyeciliği getirdi, kadın kurumlarına erkekleri atadı, adrese teslim ihalelerle kaynakların yandaşlara aktarılması Sayıştay raporlarına yansıdı. 
 
İktidarın ikinci kayyım darbesi üzerinden geçen 3 yılı, görevden uzaklaştırılarak yerine kayyım atanan Silvan Belediyesi Eşbaşkanı Abbas Azizoğlu ile konuştuk. 
 
AKP iktidarının 30 Ekim 2014 tarihli Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında karar altına aldığı “Çöktürme Planı”nı madde madde uygulandı. Bunların bir parçası ise Kürt siyasetçilere yönelik siyasi soykırım operasyonları oldu. İlk olarak 11 Eylül 2016’da DBP’li belediyelerle devreye konulan kayyım politikasıyla ne amaçlandı? 
 
Halk, kendi iradelerini seçti. Belediye başkanlıklarında, belediye meclis üyeliklerinde, il genel meclis üyeliklerinde böyle bir tutum içerisine girmişti ve bu da iktidarı tamamen çözümsüz hale getirdi. Seçimlerle alamadığı belediyeleri, kayyım siyaseti, irade gaspı ile elde etmek için bu çaba içerisine girdiler. Tabi ki bunun arka planı da var. Kürtlerin yerel yönetimlerde bu çıkışı onlar için bir tehlike arz ediyordu. Çünkü temel mantıkları, yüz yıllık cumhuriyetin mantığı “Kürtler irade olmasın”, “Kürtler kendilerini yönetmesin” oldu. Dolayısıyla elde edilen bu başarının önünün kesilmesi için böyle bir tutum içerisindeler. 
 
 
 Üç yıl gibi bir süre içerisinde birçok belediyemizde hiç borç yokken, milyonlarca TL borç batağına sürüklenmiştir.
 
2014 seçimleri sonrası 102 belediyeden 96’sına kayyım atandı. Birçok belediye eşbaşkanı gözaltına alındı. O döneme kadar ortaya çıkarılan projeler tamamen tersyüz edilerek, ortadan kaldırıldı. Özelikle ilk kayyım atamalarından sonra iki alana yönelim oldu. Birincisi kadın kazanımlarına yönelik müthiş bir saldırı, bütün kadın kazanımları ortadan kaldırılmıştı, kadın müdürlükleri, kadın daire başkanlıkları, kadın sığınma evleri gibi bütün çalışmalar yok edildi. Kimi yerlerde tamamen müdürlükler ve daire başkanlıkları kapatıldı. Kapatamadıkları yerlerde erkek atamak sureti ile içini boşaltamaya çalıştılar. İkinci bir alanda kültür ve dil alanıydı. Tamamen bu tür kurumlarda çalışanlar işten atıldı, müdürler ihraç edildi, daire başkanları tutuklandı. Dolayısıyla kültür sanat çalışmaları ve kadın çalışmalarının önüne geçildi. 
 
Aynı zamanda işin ekonomik tarafı var, bizim 2014’te aldığımız birçok belediyede hiçbir borç yokken, 2019 seçimleri sonrasında aldığımız belediyeler bütün gelir gider ve borç durumları halkla paylaşıldı. Orada işin vahameti ortaya çıktı. Üç yıl gibi bir süre içerisinde birçok belediyemizde hiç borç yokken, milyonlarca TL borç batağına sürüklenmiştir. Sadece eşbaşkanı olduğum Silvan Belediyesi’nin bile borcu 68 milyon TL. Bununla hedeflenen, birincisi hem belediye imkânlarını talan etmek, kendi yandaşlarına peşkeş çekmek, hem de sonraki seçimlerde gelecek olan HDP’li seçilmişlerinin çalışma yürütmesinin önüne geçmek. Fakat yanlış hesap Bağdat’tan döner. 2019 seçimlerinden sonra görüldü ki bütün bu borçlara rağmen halk iradesi kendi imkânlarıyla halk ile beraber birçok hizmete imza atmıştır. Üç yıla bakınca kayyımlar Kürtler kendilerini yönetmesin diye darbe girişiminde bulunmuşlardır, halkın iradesini yok saymışlardır, belediyelerin tümünü gasp etmişlerdir, belediyeleri karakollara çevirmişlerdir. 2019 seçimlerinden sonra geldiğimizde ilk işimiz belediyeleri o görüntülerden kurtarmak oldu. Belediyelerimiz hava aldı, halka açıldı. Halkın malı halka teslim edildi. 
 
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde HDP 65 belediye kazandı. Ancak seçimler öncesi kayyım tehdidinde bulunan iktidar, birçok eşbaşkana mazbata vermedi. Seçimi kazanmamalarına rağmen yerine AKP’liler getirildi… 
 
Tamamen kendi özlerinde olan hırsızlık mantığının ön plana çıkmasıdır. 2019 seçimleri öncesinde yoğun bir propaganda süreci geçirildi. Özelikle halkın arasına belediye kazanılırsa bile kayyımlar atanacak, halkın kendi iradesini göstermesinin önüne geçmek için antipropagandalar yapıldı. İktidarın en yetkili ağızlarından bire bir ‘eğer yine kazanırlarsa yine kayyum atanır’ açıklamaları yapıldı. Biz ne dedik; bir gün bile olsa, halkın iradesi tecelli edecektir ve o belediyeleri kayyımlardan temizleyeceğiz. Ve dediğimizi yaptık. 2019 seçimlerinde 65 belediyeden zafer ile çıktık. Bunun üzerine ikinci bir darbe olarak nitelendirdiğimiz YSK’nin ihraç edilen adaylarımıza karşı ikinci bir darbesi gerçekleşti. 65 belediyemizden 8 belediye eşbaşkanlarına “KHK”li olduklarından dolayı mazbata verilmedi. Bu aynı zamanda yine Türkiye’de hukukun olmadığının göstergesidir. Eğer herhangi bir kusur teşkil etseydi, KHK’li diye bütün haklarından mahrum oldukları ortaya çıkmış olsaydı veya böyle bir hukuki dayanak olmuş olsaydı, başvuru sırasında YSK’nin bunları kabul etmemesi gerekirdi. Hukuksuzluğunun temelinde bu var. Sandık iradesi ortadadır. Sandık iradesinin dışında gerçekleşen her türlü olaya biz açık ve net bir şekilde hırsızlık diyoruz. Bunun başka bir anlamı yoktur. Bugün de seçim olsa, yarın da seçim olsa bu şahıslar, o belediyeyi göremezler, çünkü halk nettir, iradesini net olarak ortaya koyacaktır. 
 
Sonrasında HDP’nin neredeyse bütün belediyelerine kayyımlar atandı, görevden alınan eşbaşkanlar yargılamalara maruz kaldı, tutuklandı. Nitekim halen birçok eşbaşkan cezaevinde. AKP’nin kayyım politikasında yargı nasıl bir rol oynuyor? 
 
 
Kayyım atamalarının hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Hiçbir eşbaşkanımızın dosyasında belediye döneminde yapılan işlemlerle ilgili soruşturma yoktur. Bugüne kadar hiçbir dosyada bununla ilgili bir delil yoktur. 
 
Yerine kayyım atanan eşbaşkanlarımıza “kongreye niye katıldın” suçlamaları yöneltildi, “aday tanıtım toplantısına katıldığı” gerekçesiyle soruşturmalar açıldı. Bunun üzerinden dosyalar hazırlanarak, kayyım atamalarına gerekçe yapıldı. Halen güncelliği korunduğu için Uludere Belediye Başkanı ve Hilal Belde Belediye Başkanı 1 Ocak 2022 tarihi itibarıyla Şırnak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde “ihaleye fesat karıştırmak, rüşvet almak” suçundan ceza aldı. 7 ay geçti, AKP iktidarı kendilerine bağlı olan bu iki belediye başkanını görevden almamışlardır. Daha dün yapılan bir açıklamada “belediye başkanlığı döneminde gerçekleştirilmediği için herhangi bir soruşturma açılmamıştır” ibaresi kullanılıyor. Görevden alınan, yerine kayyım atanan, tutuklanan hiçbir arkadaşımız, seçildiğin günden, görevden alındığı güne kadar hiçbir soruşturmaya tabi olmamışlardır. Tamamen önceki yıllardan kalan, siyasetçi olmalarından kaynaklanan açıklamaları ve partinin ilgili çalışmalarına katıldıkları için soruşturmalardır. Açık ve net belirtmek istiyoruz, kayyım atamalarının hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Hiçbir eşbaşkanımızın dosyasında belediye döneminde yapılan işlemlerle ilgili soruşturma yoktur. Devamlı ekonomik anlamda farklı farklı yerlerde yardımlar yapıldığı yönünde iddialar ortaya atılıyor. Bugüne kadar hiçbir dosyada bununla ilgili bir delil yoktur. 
 
Bir minareyi çaldığınızda, kılıfına uydurmanız lazım. Dolayısıyla bire bir “biz sizi görevden aldık ve size kayyım atadık” demek yerine, yargıyı kullanmışlardır. Bugün Türkiye’de hukuk katledilmiştir. Bunun sebebi iktidardır; bunun sebebi tekçi zihniyet, tek adam rejimidir. Bir yerden düğmeye basılmıştır ve o talimat üzerinden yargı eliyle kayyımlar atanmıştır. Bugünkü iktidar ne yargı bırakmıştır ne hukuk sistemi bırakmıştır. Bugün yaşadığımız gibi ekonomi sistemi de eğitim sistemi de bırakmışlardır. Tek bir elden, tek bir yerden, tek bir talimatla bunlar gerçekleştiriliyor. Düşünün yangın söndürmek için talimat bekleniyor. Türkiye bu hale gelmiştir. Dolayısıyla talimatla kayyımlar atanıyor, siyasetçilere dosya açılıp soruşturmalar açılıyor. 
 
Geçen 3 yılda kayyımların birçok skandalı ortaya çıktı. Cumhurbaşkanına, bakanlara hediyeler, yolsuzluklar, ithal daire başkanları… Kentler nasıl yönetiliyor? 
 
Yerel yönetimler dediğimiz zaman bire bir halkla iletişim içerisinde olan, halkın taleplerini alan birinci derece kurum belediyelerdir. Şimdi hal böyle olunca, yerelin derdini, sorunlarını bilmek yereli ilgilendirir. Yerelin kendisi kendi sorunlarını çözebilir. Kayyım atamalarından sonra belediyelere, yerelle hiçbir bağlantısı olmayan, yerelin özgünlüklerinden bihaber ithal daire başkanları, ithal genel sekreterler, ithal müdürler, ithal personeller gelmeye başladı. Amaç halka hizmet etmek değildir. Amaç o belediyenin imkânlarını talan etmektir. Mardin kayyımı Mustafa Yaman’ın durumu ortadadır. Getirmiş oldukları daire başkanlıklarının neler yaptıkları ortadadır, yargıya intikal etmiştir. Bakanlara milyonlarca liralık hediyeler vermişlerdir. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin durumu ortadadır. Nasıl talan ettikleri ortadadır. Kendi zevk ve sefaları için neler yaptıkları ortadadır. Her gelen kayyım kendi ekibini getirmektedir. Bir öncekini tanımamaktadır, bir öncekini tamamen görevden alıp geri göndermektedir. Bu da rant paylaşımının ne derecede büyük olduğunu gösteriyor. Bakınız, Ankara’da itfaiye eri olan bir şahıs, Lice Belediyesi’ne Başkan Yardımcısı olarak atandı. Bu şahıs Lice’yi bilmez, ihtiyacı nedir bilmez ama kendi yandaşlarını, kendi yandaş firmalarını çok iyi bilir. Elazığ’da bütün firmaları tanır, Elazığ firmalarından alışveriş yapar. Her gelen kayyım kendi ekibini getirdiği için halkın, kamunun malını çarçur ediyorlar. Bunlar teker teker tespit edilen, kimisi yargıya intikal eden durumlardır.
 
Biz ısrarla halkın kendi kendisini yönetmesi gerektiğini söylüyor, iktidarlara gerek yok diyoruz.  Yerel yönetimlere ihtiyacımız var diyoruz. HDP bütün ötekileştirilen, sistem dışı kalmış olanların, inançların, halkların, aidiyetlerin, gençlerin, kadınların partisidir. Tüzüğünde de açık ve net bir şekilde şunu belirtiyor: Kendi kendimizi yöneteceğiz, kendimizi de kentimizi de biz yöneteceğiz! İktidarın anlamadığı şey budur. Çok seslilik, çok kültürlülük maalesef tek adam rejiminin panzehridir. En büyük düşman olarak gördüğü bu çok kültürlülük, çok renkliliği yok etmek için elinden gelen her şeyi yapıyor. Dolayısıyla HDP’nin savunduğu fikirlerin tümüne bu şekilde saldırı gerçekleştiriyor. Bugün HDP’yi kapatmak istemesindeki nedenlerden bir tanesi de budur. 
 
Kayyımların Kürtlerin iradesine yönelik olduğunu söylediniz. İktidarın Kürtlere yönelik tahammülsüzlüğü nedir? Bununla aynı zamanda eşbaşkanlık modeli mi hedef alınıyor? 
 
 
Tekçiliğe karşı çoğulculuğu savunmanın yerel seçimlerdeki tezahürü eşbaşkanlık sistemidir. Israrla eşbaşkanlık sistemine saldırmaktadır. 
 
Tarihsel alt planına baktığımız zaman iktidarlar her zaman Kürtlere karşı, Kürtlerin bir araya gelmesine karşı bu şekilde bir direnç göstermişlerdir. Dolayısıyla bugün Kürtler, Türkiye siyasetinin üçüncü en büyük partisidir. Kürtler ve Türkiye’de yaşayan bütün halklar, bütün ötekileştirilenler, kadınlar, gençler, emekçiler, Türkiye’nin üçüncü partisi haline gelmiştir. Bunu tehlike olarak görüyorlar. Kadın kazanımlarının ön plana çıkması kendilerini korkutmaktadır. Tekçiliğe karşı çoğulculuğu savunmanın yerel seçimlerdeki tezahürü eşbaşkanlık sistemidir. Eşbaşkanlık sistemi tekçiliğe karşı çoğulculuğun, demokratik kararlaşmanın modelidir. Dolayısıyla ısrarla eşbaşkanlık sistemine saldırmaktadır. Eşbaşkanlığı bir tehlike olarak görmektedir. 
 
Siz de Silvan Belediyesi’nin eşbaşkanı iken görevden alındınız. Yüzde 75 oy oranıyla seçildiniz, ancak yerinize kayyım atandı, halk iradesi gasp edildi. Siz, şahsınızda yaşanan bu irade gaspını nasıl değerlendiriyorsunuz, kayyımı nasıl tariflersiniz?
 
Kayyımı halk iradesinin gaspı olarak tanımlıyoruz. Seçim sandığına inanılıyorsa, halkın iradesine inanılıyorsa, Silvan gibi bir yerde yüzde 75’in üzerinde bir oy ile eşbaşkanlık makamı ve belediye meclisinin büyük çoğunluğunu aldık. 11 ay sonra kayyım atandı. Kayyım atamasının gerekçesinin hiçbir hukuki altyapısı yoktur. Eşbaşkanımla ilgili gözaltına alma, ev hapsi söz konusu oldu. Dosyasında yine belirtiğimiz gibi “kongreye katılma”, kendi “aday tanıtım toplantısına katılma”, partinin eylem etkinliklerine katılma, basın açıklamalarına katılması yer aldı. Bunların tamamı da 2019 seçimleri öncesinde gerçekleşen eylem etkinliklerden ibaret. Yani bir dosya hazırlanması gerekiyordu, kayyım atanması gerekiyordu, bununla ilgili içi boş, hukuki olarak hiçbir anlam ifade etmeyen bir dosya ile kayyım ataması gerçekleşti. Fakat Silvan’ın iradesi, Silvan’ın seçilmişleridir. Biz yerel yönetimleri salt dört duvardan oluşan belediye binaları olarak görmüyoruz. Biz bugün o dört duvardan oluşan belediye binaları içerisinde olmayabiliriz ama halkımız ile beraber, yine halkın seçilmişi olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz. Halkın sorunlarını dinliyoruz, hizmet yapılması gerekiyorsa, onunla ilgili üretimler yapmaya çalışıyoruz. 
 
Siz görevden alınmasaydınız, Silvan için neler yapardınız?
 
Seçimler yapıldıktan sonra stratejik planlar hazırlanılır. Biz bu beş yıllık plan hazırlama sürecini yaklaşık üç ay gibi süre içerisinde değerlendirdik. Halkın bütün dinamikleriyle, STK’larla, halk toplantılarıyla, kadınlar ve gençlerle beraber Silvan’ın geleceği için bir plan hazırladık. Silvan’ın temel sorunlarından bir tanesi alt yapı sorunları ve bununla ilgili Silvan’da kanalizasyon ve yağmur suyu alt yapısının yapılması gerekiyordu. DBB’nin Stratejik Planı’na da bunu dâhil etmiştik. Bu arada alt yapısı biten bazı yollar, üst yapı yani asfalt çalışmaları gerçekleştirildi. İlgili kurumlar ile yapılan görüşmeler ve çalışmalar sonucunda bu gerçekleştirildi. Onun dışında Silvan’da büyük bir temizlik sorunu mevcut. Bununla ilgili girişimlerimiz oldu. Kayyum atanmadan önce de bu girişimlerimizin sonucunu almıştık. Temizlik ve çöp sorununu ortadan kaldırmayı düşünüyorduk. Ayrıca Silvan’da bir kent meydanı projemiz vardı. DBB ile ortak stratejik planımıza dahil ettik. İlçenin otogar sorunu vardı. Yer belirlemesi dahi yapıldı. Maalesef kısa vadeli projelerimizi dahi gerçekleştirmeden kayyım atandı. Bugün itibari ile geldiğimiz noktada, bizim olan bazı projeleri kendi projeleriymiş gibi gösterip, yandaşa peşkeş çekme durumu söz konusudur. 
 
Sizin bu projeleriniz varken, kayyım neler yaptı? 
 
Tek dertleri talan etmek, yandaşlara peşkeş çekmek, borç batağı altına almak. Dolayısıyla uçuk fiyatlarla ihaleler yandaşlara peşkeş çekiliyor. Dolayısıyla orada görünen kalıcı olabilecek herhangi bir hizmet ve çalışmanın olmadığını görüyoruz. Bazen göz boyama için bir şeyler yapıyorlar, bir asfalt dökümü söz konusu oluyor. Bazı zamanlarda peyzaj çalışmaları söz konusu oluyor, fakat hangi çalışmayı yaparlarsa yapsınlar, maalesef halkın hizmetleri olan alanda değil, yandaşlarına peşkeş çekmek için yapıyorlar. 
 
Kayyım politikası sonuç alır mı? 
 
 
Artık siyaset aklının, iktidar aklının şunu çok iyi bilmesi gerekiyor; 100 yıllık süre boyunca Kürtler güvenlik politikalarıyla, baskıyla, şiddetle, zorla, öldürmeyle, tutuklamayla, sürgünle yok edilemediler. 
 
100 yıllık devlet politikası var. Artık siyaset aklının, iktidar aklının şunu çok iyi bilmesi gerekiyor; 100 yıllık süre boyunca Kürtler güvenlik politikalarıyla, baskıyla, şiddetle, zorla, öldürmeyle, tutuklamayla, sürgünle yok edilemediler. Tam tersi bu direniş, bu mücadele, kartopu misali her yıl, her dönem yükseldi. Günümüzde ise HDP ile büyük bir demokratik mücadele veriliyor. İnkar, imha ve savaş politikalarıyla Kürt sorunu, halkların sorunu çözülemez, bu açık ve nettir. Türkiye Cumhuriyeti devleti bu politikalarla kendisini bitirmiştir. Bugün eğer ekonomi darmadağın olmuşsa, eğer Türk Lirası’nın değeri bir anlam ifade etmiyorsa, sağlık sistemi çökmüşse, eğitim sistemi çökmüşse, ülkede işsizlik sorunu varsa, ülkede ekmek sorunu varsa, aş sorunu varsa, tümünün kaynağı savaş politikalarıdır, güvenlik politikalarıdır. Ülke kaynakları yüzde 70’i maalesef güvenlik politikalarına gitmektedir. Bütün bunlar 80 milyon insanın hakkıdır, geleceğidir. Açık ve net belirtiyoruz; savaş politikalarıyla bir yere varılmaz. Kürt sorununun barışçıl çözümü, Türkiye’deki meydana gelen bütün sistemsel sorunların çözülmesi anlamına geldiğine inanıyoruz. Ve bunun için mücadele ediyoruz. Dolayısıyla savaş politikaları değil, barış politikaları bütün halklara kazandırır. 
 
MA / Müjdat Can 

Diğer başlıklar

14/11/2025
23:56 Yeni kurulan TELE2’nin haberine erişim engeli
23:42 Licê'nin Qelesi mezrasında ev baskını
23:19 Şam'da art arda patlamalar meydana geldi
22:50 Gençlerden Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için meşaleli yürüyüş
22:43 DEM Parti eski il eşbaşkanına 13 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
22:36 Mêrdîn'de fırtınada motosikleti devrilen kurye yaralandı
22:10 Rahman A. boşanma aşamasında olduğu kadını katletti
21:36 Kürdistan kentlerine ayrılan kültür ve turizm bütçesi yüzde 5'in altında
21:23 Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê girişlerindeki kontrol noktaları kaldırıldı
21:20 Sabahat Tuncel: Barış bizim için bir tercih değil zorunluluktur
20:46 İstanbul'da Rojin Kabaiş için eylem
20:35 Êlih'te iş cinayeti
19:46 Gülhan'ı katleden faile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
19:19 ‘Aç kalalım ama kültürsüz kalmayalım’
18:37 İşçiler 107 gündür eylemde: Taleplerimiz karşılansın
18:24 CHP'den İBB iddianamesine ilişkin HSK'ye başvuru
18:18 DEM Partili Oluç: Eli kulağındadır, kayyım rejiminin sonuna geliniyor
18:08 Riha’da toz taşınımı etkili oldu
18:02 HPG’li İş, kitlesel bir şekilde toprağa verildi
17:32 25 Kasım eylemleri: Dayanışmayla karanlığı yeneceğiz
17:06 Çetin'in taziyesine 'şehit namirin' sloganıyla ziyaret
17:01 Vince çıkan işçilerin eylemi kazanımla sonuçlandı
16:42 DEM Parti Kadın Meclisi direnişteki kadınları ziyaret etti
16:41 DEM Parti Turizm Bakanlığından Kürtçe ve diğer dilleri teşvik edilmesini istedi
15:52 Dilek İmamoğlu: Adalet yara alırsa umut yeşermez
15:19 İHD: 6 bin 94 kişinin yaşam hakkı ihlal edildi
15:00 Bireysel silahlanma protestosu
14:07 Silahlı saldırıda 4 kişiyi yaralayan korucular serbest bırakıldı
13:54 LeMan davasında Pehlevan hakkında tahliye kararı
13:09 KESK'li kadınlar 25 Kasım programını açıkladı: Barış talebinde ısrarcıyız
12:26 MB anketine göre enflasyon beklentisi yükseldi
11:45 Çakıroğlu: Cumhuriyetin 2'nci yüzyılının kurucularından biri Abdullah Öcalan olacak
11:31 Tanrıkulu: Güven artırıcı adımlar atılmalı
Ekmen: Toplumun desteği süreç için önemli
11:13 AB Türkiye Delegasyonu Amed Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret etti
11:09 Sürecin etkili öncülere ihtiyacı var
10:55 Seyîd Rıza'nın mezar yeri açıklansın: Gidersem gözüm açık kalacak
10:51 Bakırhan: Süreçte belediyelere büyük sorumluluk ve görev düşüyor
09:58 92 yaşındaki tutsak annesi: Ölmeden oğlumu görebilecek miyim?
09:44 Erzincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde ‘suça göre’ muamele!
09:43 'Katliama işveren yer hazırlıyor, devlet göz yumuyor'
09:41 Prof. Dr. Nilgün Toker: Süreç hukuki güvence altına alınmalı
09:39 Barış Anneleri'nden komisyona çağrı: Komisyon önderliğimizle görüşsün
09:33 Wan'da Mısır Çarşısı metruk bir yapıya dönüştü
09:31 ÖHD’li Güneş: 'Umut hakkı’nın uygulanmaması demokratikleşmeye dirençtir
09:30 Her okulun kapısındalar: Çocuklar ve kadınlar 'özel' hedef
09:11 MARSU daire başkanı hakkında ‘taciz ve mobing’ten suç duyurusu
09:09 'Ölümlerin önüne geçmek için acil gündem hasta tutsaklar olmalı'
09:07 Engellenen röportajın 4. bölümü: Devleti demokratikleştirmek lazım
09:00 14 KASIM 2025 GÜNDEMİ
13/11/2025
23:46 Süveyda’da çatışmalar şiddetleniyor
23:37 DEM Partili Uysal: Gençlerin soluyacağı temiz hava kalmadı
21:30 Hatay Arsuz’da orman yangını
21:21 DEM Partili Hun: Her 4 gençten biri Türkiye’yi terk etmek istiyor
20:45 Sırrı Süreyya anısına turnuva: Her gol barış sözü olacak
20:40 Hatimoğulları ve Bakırhan, Demokratik Yerel Yönetimler Kuruluyla bir araya geldi
20:35 AB delegasyonu Amed'de
20:29 Uyuşturucuya karşı mücadeleye ayrılan bütçe yüzde 0,02
20:22 Kuzey ve Doğu Suriye’de üçlü görüşme
20:01 Meteoroloji'den 6 il için 'sarı kod 'uyarısı
19:58 Halkevleri: Polis eliyle özel bir saldırı programı uygulanıyor
19:55 Erdoğan, Erhürman'la görüştü
19:33 DEM Parti'den bütçe görüşmelerinde gençler için fon önerisi
19:22 'Yaşamlarımızı örgütlü mücadelemize emanet edeceğiz'
19:17 Şemrex’te kadınlar fidanları toprakla buluşturdu
19:11 Amedspor’dan 'bahis' açıklaması
19:07 Pasûr'daki iş cinayeti protesto edildi: Önlemler alınmadı
19:01 Dilovası Belediye Başkanı'nın eleştirilere yanıtı 'çoğu yer kaçak' oldu
18:47 223 işçinin direnişi 106'ncı gününde
17:51 Rusya: Ukrayna'ya saldırılar sürecek
17:37 Madde bağımlılığı ve fuhuşa karşı yürüyüşe çağrı
17:25 Adlığ ve Edemen’in taziyesine kitlesel ziyaret
16:59 Gazeteci Aykol'un hayati riski sürüyor
16:45 Mûş’ta ‘Kadın kurtuluş ideolojisi’ atölyesi
16:33 Pasûr’daki iş cinayetindeki ihmaller zinciri
16:30 TFF, bahis soruşturmasında futbolcuların cezalarını duyurdu
16:18 Ferdi Zeyrek'in ölümüne ilişkin iddianame kabul edildi
16:15 Suriye'nin Londra Büyükelçiliği 13 yıl sonra açıldı
16:13 Barrack: QSD’nin entegrasyonunu görüştük
16:07 HPG’li Öztürk’ün taziyesine kitlesel ziyaret
15:55 Komisyonun toplanacağı tarih belli oldu
15:45 İmamoğlu'nun hesabına erişim engeli
15:40 Wan Barosu: Rojin’in faillerinin bulunması için mücadelemiz sürecek
15:01 Cenazelere dönük saldırılara tepki: Barış sadece silahların susması değildir
14:58 Demokratik Modernite'nin yeni sayısı çıktı
14:56 Gazeteci Rahime Karvar’a ceza
14:25 ABD'den Türkiye'deki 7 şirkete yaptırım
14:24 Ahmet Özer’den DEM Parti’ye ziyaret
14:11 '6 kişinin öldüğü işyeri ruhsatsızdı, belediye göz yumdu'
14:07 Mûş'ta 'Çocuk yaşta zorla evlilikle mücadele' çalıştayı
13:54 HDP binasını yakma girişimi davasının gerekçeli kararı açıklandı
13:26 Epstein’ın mesajlarında Barrack’ın adı geçiyor
13:21 Nev Bahçe’de toplanan ayvalar reçele dönüştü
12:43 Sinemada katledilen çocuklara adanan festival başlıyor
12:22 DEM Parti: Alevilerin rızasının olmadığı çalışmaları durdurun
12:19 Tayfun Kahraman'ın tahliye talebine ret
12:13 Gazeteci Şahin’in yurt dışı yasağı 7 yıldır kaldırılmıyor
11:59 Behdînan’da seçim protestoları sürüyor
11:34 'İktidar Abdullah Öcalan'la görüşme konusunda yaklaşımını ortaya koymalı'
11:18 Taliban kadınlara okuma yazma veren kursları kapattı
11:16 Amûdê Katliamı kınandı:Unutmayacağız, unutturmayacağız
10:42 Şara’nın ABD ziyareti sonrası Suriye’yi ne bekliyor?
10:37 Pervin Buldan: Süreç yasal düzenlemeyle birlikte ilerler
10:18 Yangından kurtuldu: Hiçbir koruyucu önlem alınmıyordu
10:14 Rojin’in vücudundaki 2 DNA’nın bulaş olmadığı kesinleşti
09:50 Jeoloji Mühendisi: Deprem basıncı ve enerjisi batıya kaydı
09:47 Mersin'de 18 tutsak hastalıklarına rağmen tahliye edilmiyor
09:46 Cezaevinde ‘disiplin cezası’ alsan dert almasan ayrı bir dert!
09:45 Wan sokakları: Demokrasi için haklarımız tanınmalı
09:33 Tek saha çalışmasının koordinatörü: Stratejik planlar gerekli
09:25 Bahçeli’nin ‘sonuna geldik’ dediği süreç hangi aşamada?
09:18 Çevre mitingine katılım çağrısı: Direniş meşrudur
09:17 18 kez anjiyo olan tutsak tahliye edilmiyor
09:08 Tutsaklardan Aykol'a: Devrimci iradenle bu illeti de bertaraf edeceğine inanıyoruz
09:07 Sındırgı'da peş peşe üç deprem meydana geldi
09:05 Rojhilatlı hukukçudan Kürtçe için mücadele
09:03 TJA'lılar: Kadınlar süreçte öncü rol oynayacak
09:02 'Küçük Mardin' kentsel dönüşüm kıskacında: Nereye gidelim?
09:00 13 KASIM 2025 GÜNDEMİ
12/11/2025
23:50 KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman, Ankara'da
22:54 Irak seçim sonuçları açıklandı
22:33 'Türkiye Kadınlar ve çocuklar için cehenneme dönüştürüldü'
22:25 Kayyımın işten çıkardığı işçiler 104 gündür direniyor
21:38 Irak seçimlerine katılım oranı yüzde 56,11 oldu
21:05 Antalya’da bir polis evli olduğu kadını ve kızlarını katletti
21:00 İmamoğlu: Temelsiz davalarla hedef alındık
20:55 31 yıldan sonra tahliye edildiler: Daha kararlı bir sesin çıkması gerekiyor
20:42 Mereş depreminde yıkılan Hacı Ömer Apartmanı Davası görüldü
19:32 Erdoğan ve Bahçeli bir araya geldi
19:27 Ordu’da maden ocağında çalışan şoför yaşamını yitirdi
19:20 KHK eylemi 346'ıncı haftasında: Direnişimizi sürdürüyoruz
19:11 SES İstanbul Şubeleri: 2026 yılı bütçesi toplumsal gerçeklikten kopuk
19:06 Uluslararası Af Örgütü: Milyonlarca insan ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya
19:03 Kadınlardan Dilovası'ndaki iş cinayeti protestosu
18:28 Muhalefetten, katledilen kadınların fotoğrafları ile iktidara yanıt
18:13 Akdeniz’de 5.4 büyüklüğünde deprem
18:08 Ahmet Özer: Barış sürecinin ruhu demokrasiyi gerektiriyor
17:52 RTÜK’ün yeni üyeleri seçildi
17:42 Eş Genel Başkanlar: Barış sürecine zarar veren Mızraklı kararı derhal geri alınmalı
17:39 31 yılın ardından 3 tahliye, 2 engelleme
17:33 Delal Gencer davasında azmettiriciye beraat, faile iyi hal indirimi
17:27 Özel: Ekrem başkan, 'iddiaları çürütmek için gün sayıyorum' dedi
17:21 Eğitim Sen: Hizmet içi eğitim anlayışı oluşturulmalı
16:43 Bütçenin sadece yüzde 1.2'si kadınlara ayrıldı
16:33 ‘Erkek egemen anlayış kalkıncaya kadar mücadelemiz sürecek'
16:31 DEM Parti’den tahliye engeline tepki
16:13 Kadınlar 'Barış ve Özgürlük Kürsüsü'yle taleplerini dile getirecek
15:44 Aykol'un tedavisinde ek ilaçlara geçildi: Hayati tehlike sürüyor
15:43 Mızraklı’nın ‘tahliye talebi’ ikinci kez reddedildi
15:40 Torbalı patlaması davasında karar verildi
15:35 HDK Kadın Meclisi: 25 Kasım'da Türkiye'nin her yerinde alanlarda olacağız