Azizoğlu: Kayyım Kürtlerin kendisini yönetmesine karşı darbedir

img
DİYARBAKIR - Kayyım atamalarının “Kürtler kendini yönetmesin” mantığının devamı olduğunu belirten Silvan Belediye Eşbaşkanı Abbas Azizoğlu, “Sandık iradesi ortadadır. Yarın seçim olsa, halk bir kez daha iradesini ortaya koyacaktır” dedi. 
 
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Allah’ın lütfu” dediği 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 20 Temmuz 2016’da ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler ile önü açılan kayyım atamaları, iktidarın politikası haline geldi. OHAL ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yönetimindeki 102 belediyeden 96’sına kayyım atayan AKP, 31 Mart 2019 yerel seçimleri sonrası kazanamadığı belediyelere, bir kez daha kayyım atamalarıyla el koydu. HDP’nin 31 Mart seçimlerinde yüksek oy oranlarıyla kazandığı 6 belediyeye “KHK” gerekçesiyle el koyan AKP, 19 Ağustos 2019’da kayyım atamalarına başladı. 
 
AKP’nin 19 Ağustos’ta HDP yönetimindeki Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyeleri eşbaşkanlarının görevden alınmasıyla başlayan kayyım darbesinde, toplam 45 HDP’li belediyeye kayyım atandı. 4 milyon 356 bin 819 seçmenin iradesinin gasp edildiği politikayla belediyelere atanan vali ve kaymakamlar, Kürtlerin sembol isimlerinin yer aldığı tabela, levha ve anıtları kaldırdı, çok dilli belediyecilik yerine “tek dilli” belediyeciliği getirdi, kadın kurumlarına erkekleri atadı, adrese teslim ihalelerle kaynakların yandaşlara aktarılması Sayıştay raporlarına yansıdı. 
 
İktidarın ikinci kayyım darbesi üzerinden geçen 3 yılı, görevden uzaklaştırılarak yerine kayyım atanan Silvan Belediyesi Eşbaşkanı Abbas Azizoğlu ile konuştuk. 
 
AKP iktidarının 30 Ekim 2014 tarihli Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında karar altına aldığı “Çöktürme Planı”nı madde madde uygulandı. Bunların bir parçası ise Kürt siyasetçilere yönelik siyasi soykırım operasyonları oldu. İlk olarak 11 Eylül 2016’da DBP’li belediyelerle devreye konulan kayyım politikasıyla ne amaçlandı? 
 
Halk, kendi iradelerini seçti. Belediye başkanlıklarında, belediye meclis üyeliklerinde, il genel meclis üyeliklerinde böyle bir tutum içerisine girmişti ve bu da iktidarı tamamen çözümsüz hale getirdi. Seçimlerle alamadığı belediyeleri, kayyım siyaseti, irade gaspı ile elde etmek için bu çaba içerisine girdiler. Tabi ki bunun arka planı da var. Kürtlerin yerel yönetimlerde bu çıkışı onlar için bir tehlike arz ediyordu. Çünkü temel mantıkları, yüz yıllık cumhuriyetin mantığı “Kürtler irade olmasın”, “Kürtler kendilerini yönetmesin” oldu. Dolayısıyla elde edilen bu başarının önünün kesilmesi için böyle bir tutum içerisindeler. 
 
 
 Üç yıl gibi bir süre içerisinde birçok belediyemizde hiç borç yokken, milyonlarca TL borç batağına sürüklenmiştir.
 
2014 seçimleri sonrası 102 belediyeden 96’sına kayyım atandı. Birçok belediye eşbaşkanı gözaltına alındı. O döneme kadar ortaya çıkarılan projeler tamamen tersyüz edilerek, ortadan kaldırıldı. Özelikle ilk kayyım atamalarından sonra iki alana yönelim oldu. Birincisi kadın kazanımlarına yönelik müthiş bir saldırı, bütün kadın kazanımları ortadan kaldırılmıştı, kadın müdürlükleri, kadın daire başkanlıkları, kadın sığınma evleri gibi bütün çalışmalar yok edildi. Kimi yerlerde tamamen müdürlükler ve daire başkanlıkları kapatıldı. Kapatamadıkları yerlerde erkek atamak sureti ile içini boşaltamaya çalıştılar. İkinci bir alanda kültür ve dil alanıydı. Tamamen bu tür kurumlarda çalışanlar işten atıldı, müdürler ihraç edildi, daire başkanları tutuklandı. Dolayısıyla kültür sanat çalışmaları ve kadın çalışmalarının önüne geçildi. 
 
Aynı zamanda işin ekonomik tarafı var, bizim 2014’te aldığımız birçok belediyede hiçbir borç yokken, 2019 seçimleri sonrasında aldığımız belediyeler bütün gelir gider ve borç durumları halkla paylaşıldı. Orada işin vahameti ortaya çıktı. Üç yıl gibi bir süre içerisinde birçok belediyemizde hiç borç yokken, milyonlarca TL borç batağına sürüklenmiştir. Sadece eşbaşkanı olduğum Silvan Belediyesi’nin bile borcu 68 milyon TL. Bununla hedeflenen, birincisi hem belediye imkânlarını talan etmek, kendi yandaşlarına peşkeş çekmek, hem de sonraki seçimlerde gelecek olan HDP’li seçilmişlerinin çalışma yürütmesinin önüne geçmek. Fakat yanlış hesap Bağdat’tan döner. 2019 seçimlerinden sonra görüldü ki bütün bu borçlara rağmen halk iradesi kendi imkânlarıyla halk ile beraber birçok hizmete imza atmıştır. Üç yıla bakınca kayyımlar Kürtler kendilerini yönetmesin diye darbe girişiminde bulunmuşlardır, halkın iradesini yok saymışlardır, belediyelerin tümünü gasp etmişlerdir, belediyeleri karakollara çevirmişlerdir. 2019 seçimlerinden sonra geldiğimizde ilk işimiz belediyeleri o görüntülerden kurtarmak oldu. Belediyelerimiz hava aldı, halka açıldı. Halkın malı halka teslim edildi. 
 
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde HDP 65 belediye kazandı. Ancak seçimler öncesi kayyım tehdidinde bulunan iktidar, birçok eşbaşkana mazbata vermedi. Seçimi kazanmamalarına rağmen yerine AKP’liler getirildi… 
 
Tamamen kendi özlerinde olan hırsızlık mantığının ön plana çıkmasıdır. 2019 seçimleri öncesinde yoğun bir propaganda süreci geçirildi. Özelikle halkın arasına belediye kazanılırsa bile kayyımlar atanacak, halkın kendi iradesini göstermesinin önüne geçmek için antipropagandalar yapıldı. İktidarın en yetkili ağızlarından bire bir ‘eğer yine kazanırlarsa yine kayyum atanır’ açıklamaları yapıldı. Biz ne dedik; bir gün bile olsa, halkın iradesi tecelli edecektir ve o belediyeleri kayyımlardan temizleyeceğiz. Ve dediğimizi yaptık. 2019 seçimlerinde 65 belediyeden zafer ile çıktık. Bunun üzerine ikinci bir darbe olarak nitelendirdiğimiz YSK’nin ihraç edilen adaylarımıza karşı ikinci bir darbesi gerçekleşti. 65 belediyemizden 8 belediye eşbaşkanlarına “KHK”li olduklarından dolayı mazbata verilmedi. Bu aynı zamanda yine Türkiye’de hukukun olmadığının göstergesidir. Eğer herhangi bir kusur teşkil etseydi, KHK’li diye bütün haklarından mahrum oldukları ortaya çıkmış olsaydı veya böyle bir hukuki dayanak olmuş olsaydı, başvuru sırasında YSK’nin bunları kabul etmemesi gerekirdi. Hukuksuzluğunun temelinde bu var. Sandık iradesi ortadadır. Sandık iradesinin dışında gerçekleşen her türlü olaya biz açık ve net bir şekilde hırsızlık diyoruz. Bunun başka bir anlamı yoktur. Bugün de seçim olsa, yarın da seçim olsa bu şahıslar, o belediyeyi göremezler, çünkü halk nettir, iradesini net olarak ortaya koyacaktır. 
 
Sonrasında HDP’nin neredeyse bütün belediyelerine kayyımlar atandı, görevden alınan eşbaşkanlar yargılamalara maruz kaldı, tutuklandı. Nitekim halen birçok eşbaşkan cezaevinde. AKP’nin kayyım politikasında yargı nasıl bir rol oynuyor? 
 
 
Kayyım atamalarının hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Hiçbir eşbaşkanımızın dosyasında belediye döneminde yapılan işlemlerle ilgili soruşturma yoktur. Bugüne kadar hiçbir dosyada bununla ilgili bir delil yoktur. 
 
Yerine kayyım atanan eşbaşkanlarımıza “kongreye niye katıldın” suçlamaları yöneltildi, “aday tanıtım toplantısına katıldığı” gerekçesiyle soruşturmalar açıldı. Bunun üzerinden dosyalar hazırlanarak, kayyım atamalarına gerekçe yapıldı. Halen güncelliği korunduğu için Uludere Belediye Başkanı ve Hilal Belde Belediye Başkanı 1 Ocak 2022 tarihi itibarıyla Şırnak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde “ihaleye fesat karıştırmak, rüşvet almak” suçundan ceza aldı. 7 ay geçti, AKP iktidarı kendilerine bağlı olan bu iki belediye başkanını görevden almamışlardır. Daha dün yapılan bir açıklamada “belediye başkanlığı döneminde gerçekleştirilmediği için herhangi bir soruşturma açılmamıştır” ibaresi kullanılıyor. Görevden alınan, yerine kayyım atanan, tutuklanan hiçbir arkadaşımız, seçildiğin günden, görevden alındığı güne kadar hiçbir soruşturmaya tabi olmamışlardır. Tamamen önceki yıllardan kalan, siyasetçi olmalarından kaynaklanan açıklamaları ve partinin ilgili çalışmalarına katıldıkları için soruşturmalardır. Açık ve net belirtmek istiyoruz, kayyım atamalarının hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Hiçbir eşbaşkanımızın dosyasında belediye döneminde yapılan işlemlerle ilgili soruşturma yoktur. Devamlı ekonomik anlamda farklı farklı yerlerde yardımlar yapıldığı yönünde iddialar ortaya atılıyor. Bugüne kadar hiçbir dosyada bununla ilgili bir delil yoktur. 
 
Bir minareyi çaldığınızda, kılıfına uydurmanız lazım. Dolayısıyla bire bir “biz sizi görevden aldık ve size kayyım atadık” demek yerine, yargıyı kullanmışlardır. Bugün Türkiye’de hukuk katledilmiştir. Bunun sebebi iktidardır; bunun sebebi tekçi zihniyet, tek adam rejimidir. Bir yerden düğmeye basılmıştır ve o talimat üzerinden yargı eliyle kayyımlar atanmıştır. Bugünkü iktidar ne yargı bırakmıştır ne hukuk sistemi bırakmıştır. Bugün yaşadığımız gibi ekonomi sistemi de eğitim sistemi de bırakmışlardır. Tek bir elden, tek bir yerden, tek bir talimatla bunlar gerçekleştiriliyor. Düşünün yangın söndürmek için talimat bekleniyor. Türkiye bu hale gelmiştir. Dolayısıyla talimatla kayyımlar atanıyor, siyasetçilere dosya açılıp soruşturmalar açılıyor. 
 
Geçen 3 yılda kayyımların birçok skandalı ortaya çıktı. Cumhurbaşkanına, bakanlara hediyeler, yolsuzluklar, ithal daire başkanları… Kentler nasıl yönetiliyor? 
 
Yerel yönetimler dediğimiz zaman bire bir halkla iletişim içerisinde olan, halkın taleplerini alan birinci derece kurum belediyelerdir. Şimdi hal böyle olunca, yerelin derdini, sorunlarını bilmek yereli ilgilendirir. Yerelin kendisi kendi sorunlarını çözebilir. Kayyım atamalarından sonra belediyelere, yerelle hiçbir bağlantısı olmayan, yerelin özgünlüklerinden bihaber ithal daire başkanları, ithal genel sekreterler, ithal müdürler, ithal personeller gelmeye başladı. Amaç halka hizmet etmek değildir. Amaç o belediyenin imkânlarını talan etmektir. Mardin kayyımı Mustafa Yaman’ın durumu ortadadır. Getirmiş oldukları daire başkanlıklarının neler yaptıkları ortadadır, yargıya intikal etmiştir. Bakanlara milyonlarca liralık hediyeler vermişlerdir. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin durumu ortadadır. Nasıl talan ettikleri ortadadır. Kendi zevk ve sefaları için neler yaptıkları ortadadır. Her gelen kayyım kendi ekibini getirmektedir. Bir öncekini tanımamaktadır, bir öncekini tamamen görevden alıp geri göndermektedir. Bu da rant paylaşımının ne derecede büyük olduğunu gösteriyor. Bakınız, Ankara’da itfaiye eri olan bir şahıs, Lice Belediyesi’ne Başkan Yardımcısı olarak atandı. Bu şahıs Lice’yi bilmez, ihtiyacı nedir bilmez ama kendi yandaşlarını, kendi yandaş firmalarını çok iyi bilir. Elazığ’da bütün firmaları tanır, Elazığ firmalarından alışveriş yapar. Her gelen kayyım kendi ekibini getirdiği için halkın, kamunun malını çarçur ediyorlar. Bunlar teker teker tespit edilen, kimisi yargıya intikal eden durumlardır.
 
Biz ısrarla halkın kendi kendisini yönetmesi gerektiğini söylüyor, iktidarlara gerek yok diyoruz.  Yerel yönetimlere ihtiyacımız var diyoruz. HDP bütün ötekileştirilen, sistem dışı kalmış olanların, inançların, halkların, aidiyetlerin, gençlerin, kadınların partisidir. Tüzüğünde de açık ve net bir şekilde şunu belirtiyor: Kendi kendimizi yöneteceğiz, kendimizi de kentimizi de biz yöneteceğiz! İktidarın anlamadığı şey budur. Çok seslilik, çok kültürlülük maalesef tek adam rejiminin panzehridir. En büyük düşman olarak gördüğü bu çok kültürlülük, çok renkliliği yok etmek için elinden gelen her şeyi yapıyor. Dolayısıyla HDP’nin savunduğu fikirlerin tümüne bu şekilde saldırı gerçekleştiriyor. Bugün HDP’yi kapatmak istemesindeki nedenlerden bir tanesi de budur. 
 
Kayyımların Kürtlerin iradesine yönelik olduğunu söylediniz. İktidarın Kürtlere yönelik tahammülsüzlüğü nedir? Bununla aynı zamanda eşbaşkanlık modeli mi hedef alınıyor? 
 
 
Tekçiliğe karşı çoğulculuğu savunmanın yerel seçimlerdeki tezahürü eşbaşkanlık sistemidir. Israrla eşbaşkanlık sistemine saldırmaktadır. 
 
Tarihsel alt planına baktığımız zaman iktidarlar her zaman Kürtlere karşı, Kürtlerin bir araya gelmesine karşı bu şekilde bir direnç göstermişlerdir. Dolayısıyla bugün Kürtler, Türkiye siyasetinin üçüncü en büyük partisidir. Kürtler ve Türkiye’de yaşayan bütün halklar, bütün ötekileştirilenler, kadınlar, gençler, emekçiler, Türkiye’nin üçüncü partisi haline gelmiştir. Bunu tehlike olarak görüyorlar. Kadın kazanımlarının ön plana çıkması kendilerini korkutmaktadır. Tekçiliğe karşı çoğulculuğu savunmanın yerel seçimlerdeki tezahürü eşbaşkanlık sistemidir. Eşbaşkanlık sistemi tekçiliğe karşı çoğulculuğun, demokratik kararlaşmanın modelidir. Dolayısıyla ısrarla eşbaşkanlık sistemine saldırmaktadır. Eşbaşkanlığı bir tehlike olarak görmektedir. 
 
Siz de Silvan Belediyesi’nin eşbaşkanı iken görevden alındınız. Yüzde 75 oy oranıyla seçildiniz, ancak yerinize kayyım atandı, halk iradesi gasp edildi. Siz, şahsınızda yaşanan bu irade gaspını nasıl değerlendiriyorsunuz, kayyımı nasıl tariflersiniz?
 
Kayyımı halk iradesinin gaspı olarak tanımlıyoruz. Seçim sandığına inanılıyorsa, halkın iradesine inanılıyorsa, Silvan gibi bir yerde yüzde 75’in üzerinde bir oy ile eşbaşkanlık makamı ve belediye meclisinin büyük çoğunluğunu aldık. 11 ay sonra kayyım atandı. Kayyım atamasının gerekçesinin hiçbir hukuki altyapısı yoktur. Eşbaşkanımla ilgili gözaltına alma, ev hapsi söz konusu oldu. Dosyasında yine belirtiğimiz gibi “kongreye katılma”, kendi “aday tanıtım toplantısına katılma”, partinin eylem etkinliklerine katılma, basın açıklamalarına katılması yer aldı. Bunların tamamı da 2019 seçimleri öncesinde gerçekleşen eylem etkinliklerden ibaret. Yani bir dosya hazırlanması gerekiyordu, kayyım atanması gerekiyordu, bununla ilgili içi boş, hukuki olarak hiçbir anlam ifade etmeyen bir dosya ile kayyım ataması gerçekleşti. Fakat Silvan’ın iradesi, Silvan’ın seçilmişleridir. Biz yerel yönetimleri salt dört duvardan oluşan belediye binaları olarak görmüyoruz. Biz bugün o dört duvardan oluşan belediye binaları içerisinde olmayabiliriz ama halkımız ile beraber, yine halkın seçilmişi olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz. Halkın sorunlarını dinliyoruz, hizmet yapılması gerekiyorsa, onunla ilgili üretimler yapmaya çalışıyoruz. 
 
Siz görevden alınmasaydınız, Silvan için neler yapardınız?
 
Seçimler yapıldıktan sonra stratejik planlar hazırlanılır. Biz bu beş yıllık plan hazırlama sürecini yaklaşık üç ay gibi süre içerisinde değerlendirdik. Halkın bütün dinamikleriyle, STK’larla, halk toplantılarıyla, kadınlar ve gençlerle beraber Silvan’ın geleceği için bir plan hazırladık. Silvan’ın temel sorunlarından bir tanesi alt yapı sorunları ve bununla ilgili Silvan’da kanalizasyon ve yağmur suyu alt yapısının yapılması gerekiyordu. DBB’nin Stratejik Planı’na da bunu dâhil etmiştik. Bu arada alt yapısı biten bazı yollar, üst yapı yani asfalt çalışmaları gerçekleştirildi. İlgili kurumlar ile yapılan görüşmeler ve çalışmalar sonucunda bu gerçekleştirildi. Onun dışında Silvan’da büyük bir temizlik sorunu mevcut. Bununla ilgili girişimlerimiz oldu. Kayyum atanmadan önce de bu girişimlerimizin sonucunu almıştık. Temizlik ve çöp sorununu ortadan kaldırmayı düşünüyorduk. Ayrıca Silvan’da bir kent meydanı projemiz vardı. DBB ile ortak stratejik planımıza dahil ettik. İlçenin otogar sorunu vardı. Yer belirlemesi dahi yapıldı. Maalesef kısa vadeli projelerimizi dahi gerçekleştirmeden kayyım atandı. Bugün itibari ile geldiğimiz noktada, bizim olan bazı projeleri kendi projeleriymiş gibi gösterip, yandaşa peşkeş çekme durumu söz konusudur. 
 
Sizin bu projeleriniz varken, kayyım neler yaptı? 
 
Tek dertleri talan etmek, yandaşlara peşkeş çekmek, borç batağı altına almak. Dolayısıyla uçuk fiyatlarla ihaleler yandaşlara peşkeş çekiliyor. Dolayısıyla orada görünen kalıcı olabilecek herhangi bir hizmet ve çalışmanın olmadığını görüyoruz. Bazen göz boyama için bir şeyler yapıyorlar, bir asfalt dökümü söz konusu oluyor. Bazı zamanlarda peyzaj çalışmaları söz konusu oluyor, fakat hangi çalışmayı yaparlarsa yapsınlar, maalesef halkın hizmetleri olan alanda değil, yandaşlarına peşkeş çekmek için yapıyorlar. 
 
Kayyım politikası sonuç alır mı? 
 
 
Artık siyaset aklının, iktidar aklının şunu çok iyi bilmesi gerekiyor; 100 yıllık süre boyunca Kürtler güvenlik politikalarıyla, baskıyla, şiddetle, zorla, öldürmeyle, tutuklamayla, sürgünle yok edilemediler. 
 
100 yıllık devlet politikası var. Artık siyaset aklının, iktidar aklının şunu çok iyi bilmesi gerekiyor; 100 yıllık süre boyunca Kürtler güvenlik politikalarıyla, baskıyla, şiddetle, zorla, öldürmeyle, tutuklamayla, sürgünle yok edilemediler. Tam tersi bu direniş, bu mücadele, kartopu misali her yıl, her dönem yükseldi. Günümüzde ise HDP ile büyük bir demokratik mücadele veriliyor. İnkar, imha ve savaş politikalarıyla Kürt sorunu, halkların sorunu çözülemez, bu açık ve nettir. Türkiye Cumhuriyeti devleti bu politikalarla kendisini bitirmiştir. Bugün eğer ekonomi darmadağın olmuşsa, eğer Türk Lirası’nın değeri bir anlam ifade etmiyorsa, sağlık sistemi çökmüşse, eğitim sistemi çökmüşse, ülkede işsizlik sorunu varsa, ülkede ekmek sorunu varsa, aş sorunu varsa, tümünün kaynağı savaş politikalarıdır, güvenlik politikalarıdır. Ülke kaynakları yüzde 70’i maalesef güvenlik politikalarına gitmektedir. Bütün bunlar 80 milyon insanın hakkıdır, geleceğidir. Açık ve net belirtiyoruz; savaş politikalarıyla bir yere varılmaz. Kürt sorununun barışçıl çözümü, Türkiye’deki meydana gelen bütün sistemsel sorunların çözülmesi anlamına geldiğine inanıyoruz. Ve bunun için mücadele ediyoruz. Dolayısıyla savaş politikaları değil, barış politikaları bütün halklara kazandırır. 
 
MA / Müjdat Can 

Diğer başlıklar

09:00 02 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
01/12/2025
23:52 Amasya'da cezaevi nakil aracı kaza yaptı
23:48 2026 yılı bütçe teklifi komisyonda kabul edildi
23:01 Geçiş Hükümeti, Süveyda'da bir kişiyi katletti
22:16 Trump, Netanyahu ile görüştü
22:12 Humus’un doğu kırsalında işkence ile toplu gözaltılar
21:15 Barrack, Şara ile görüştü, Trump desteğini yineledi
20:45 Özgür Özel'e yanıt: Kürtleri sadece sıkıştığınızda hatırlamayın
20:16 Bankacı Seçil Erzan'a 102 yıl 2 ay hapis cezası
19:41 Erdoğan: Süreç yeni bir dönemin kapısını açacak
19:34 Ukrayna'da ailelerini yitiren çocuklar Türkiye'de tecavüze uğradı
19:15 31 yıldan sonra tahliye edilen Esen: Başaracağımız günler yakın
18:24 15 yaşındaki MESEM öğrencisi ölü bulundu
18:12 Beyza Yavuz'un şüpheli ölümüyle ilgili 1 kişi tutuklandı
17:35 Gazeteci Aykol’un tedavisi devam ediyor
17:32 ÖHD: Kadın tutsaklar çifte görünmezlik yaşıyor
15:45 Barış Annesi Aliye Timur yaşamını yitirdi
15:25 Şirnex'teki baskı ve provokasyon girişimleri bütçe görüşmelerine taşındı
15:22 30 yılın ardından tahliye olan Çirik’ten örgütlülük vurgusu
15:19 Erkek şiddetine karşı işbirliği ve koordinasyon sağlanacak
14:50 DİSK 2026 asgari ücreti araştırma raporunu açıkladı
14:27 Emeklilerden ‘bütçe’ protestosu
13:24 Evrensel Gazetesi'ne saldıran sanık tahliye edildi
13:16 DEM Parti her yıl Engelliler Onur Yürüyüşü düzenleyecek
13:15 Özerk Yönetim: Adem-i merkeziyetçi bir Suriye inşa edilebilir
12:26 Sosyolog Griffin: Türk ve Kürt barışı insanlık için hayati önemde
11:35 TÜİK üçüncü çeyrek büyüme verileri açıklandı
10:52 Sudani ile Tom Barrack bir araya geldi
10:51 Köylüler, Sekasur'da maden şirketi çalışanlarını kovdu
10:40 Güney Afrika’dan Trump’ın ‘beyaz soykırımı’ iddialarına yanıt
09:20 Birçok kentte sağanak ve kar yağışı bekleniyor
09:17 Qoser’de öldürülen ailenin avukatları: Medyanın yaklaşımı insani değil
09:03 Down sendromlu Zınar ilk hayalini gerçekleştirdi, sıra ikincisinde
09:02 'Şirnex'te süreç karşıtı bir akıl var'
09:01 Hasta tutsağın eşi: Orada kalırsa yaşamını yitirecek
09:00 01 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
30/11/2025
22:50 Radyoya Dengê Gel yayın hayatını sonlandırdı
21:39 Ekoloji Derneği toprak buluşturulmak üzere 30 bin palamut dağıttı
21:26 'Kovid Yasası siyasi tutsakları kapsayacak şekilde düzenlemeli'
20:58 Tarsus'ta 'Demokratik toplumla yeniden doğuş' şöleni
20:37 Sosyalist Enternasyonal'den Kürtlere özyönetimin tanınması çağrısı
19:22 Bayındır: Devlete adım attıran Kürtlerin mücadelesiydi
19:03 'Çocuklarımız okula aç giderken huzur içinde yaşayamayacaksınız'
18:40 Goma Hûsika da maden ocağına karşı palamut ekildi
18:26 'Herkesin kendisi olarak var olduğu bir düzenlemeye ihtiyaç var'
17:45 Êlih'te 5 HPG'li için kurulan taziyelere kitlesel ziyaret
17:42 'Suriye'de Alevilere yeni bir Kerbela yaşatılıyor'
17:01 'Kadın ve annelerin mücadelesiyle zorla kaybedilmelerle hesaplaşıldı'
16:59 Ekin Kültür ve Sanat Komünü’nden asimilasyon politikalarına karşı konser
16:45 Sağlıkçılardan 'il dışı görevlendirme' protestosu
16:30 Gimgim'da 'Ava Spî'yi kurutacak proje protesto edildi
16:00 Zeynep Ersönmez'in taziyesine kitlesel ziyaret
15:59 Gimgim'da 30 bin meşe palamudu ekildi
15:53 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
15:45 ZIWAN-KURD’un açılışı gerçekleştirildi
15:18 Mêrdîn’de Şîyar Be Uyuşturucu ile Mücadele Platformu kuruluşunu ilan etti
15:12 Peru, Şili sınırında OHAL ilan etti
14:11 Mersin'de barış paneli: Artık konuşma değil adım atma zamanı
13:55 PKK’nin 'terör listesi'nden çıkarılması için AB’ye soru önergesi
13:51 Barajda yaşamını yitirenlerin isimleri belli oldu
13:21 Yemen’de kadınlar sanal şiddeti tartıştı
13:07 Süheyla Baytekîn için kurulan taziyeye ziyaret
12:36 Sri Lanka’dan kasırga sonrası yardım çağrısı
12:21 Cizîr belediye eşbaşkanlarının tehdit edilmesine tepki: Sorumlular hesap vermeli
12:06 Faik Özgür Erol: Demokratik entegrasyon karşılıklı tanınmaya dayalı birlikteliktir
11:45 Colemêrg-Wan yolunda otomobil baraja düştü: 3 kişi kayıp
11:34 Rotinda’nın ‘Çîroka Zarokên Roj û Agir I’ kitabı çıktı
10:59 Afganistan’da mezhepsel baskı derinleşiyor
10:53 Eskişehir’de şüpheli kadın ölümü
10:20 Yolcu otobüsü devrildi: 2 ölü, 21 yaralı
10:09 ‘Ekonomik krizden çıkış yolu barıştır’
10:04 Venezuela’dan Trump’a: Sömürgeci bir saldırı
09:41 Tahliye olan hasta tutsak Muhlise Karagüzel: Bu barışı sağlayacağız
09:26 Jin derginin 144’üncü sayısı yayında
09:05 ‘Şirnex’te hukuksuzluğa imza atan mülkü amirler yasalara uysun’
09:02 'Umut hakkı için Anayasa’nın 90’ıncı maddesi yeterlidir'
09:00 30 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:55 Gine Bissau'da darbe sonrası yeni hükümet kuruldu
29/11/2025
23:44 Sağlık Bakanı Memişoğlu sezaryen doğumu hedef aldı
22:44 Bayındır: Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı ekseninde harekete geçin
21:21 Erdoğan'dan 'süreç' açıklaması: Sabotajların üstesinden geliyoruz
21:05 Adana'da 27 Kasım kutlaması
20:57 SYRİZA ve Avrupa Solu'ndan DEM Parti'ye 'süreç' ziyareti
20:23 Ege İnsan Hakları Okulu: Demokratik toplum sosyalizmi özgürlük çağının hamlesi
20:17 Kaya ailesinin öldürülmesinde tutuklu sayısı 3'e yükseldi
18:51 Ahmet Özer, DEM Parti Eş Genel Başkanlarıyla görüştü
18:48 Dêrazor'da komün konferansı düzenlendi
18:27 Özgür Özel yeniden CHP Genel Başkanı seçildi
18:24 Şam’da bakanlık binasına giren Süveydalı gençten haber alınamıyor
18:20 Doğu ve Güneydoğu Dernekleri Platformu'ndan sürece destek çağrısı
17:58 Erdoğan ile Kurtulmuş bir araya geldi
17:51 Hesekê'de binlerce kişi Abdullah Öcalan için yürüdü
17:47 'İsrail ile ticareti sürdürenler Filistin'in yanında değildir'
17:41 'Suriye'de Aleviler için insani yardım koridoru açılsın'
17:27 Sancaktepe mitingine çağrı: Onurlu bir yaşam için ses yükseltelim
16:50 Kadınlardan ‘Yükselen sesler, ortaklaşan mücadeleler’ paneli
16:42 Hewler’de eylemcilere ateş açıldı: 3 ölü iddiası
16:25 Kayyımın AKP’li aday için dağıttığı kolilerin görüntüsünü paylaştı
16:25 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
15:40 PKK’li Yürür ve Taş anıldı
15:20 Çocuk işçi ölümleri için sorumluluk çağrısı
15:16 KESK'ten Ege'de genel grev çağrısı
14:58 Hasta tutsaklar Delal Tekdemir ve Salih Gün için tahliye talebi
14:22 Ege İnsan Hakları Okulu: Kapitalizm yerine komünalite
14:10 İmralı'ya üye göndermeyen CHP’den istifa etti
14:03 Kayıp yakınları: Sürecin temel parçası adalet ve yüzleşmedir
13:58 Emekçiler Wan’dan seslendi: Savaşa değil barışa bütçe
13:23 Cumartesi Anneleri Mahmut Doğan için adalet istedi
13:11 Suriye'deki Alevilere dönük katliam protesto edildi
12:38 Emniyet Amiri'nden Cizîr Belediye eşbaşkanlarına tehdit ve darp
12:18 Halk şölenine katılan yurttaşlar: Onurlu barış için mücadele edelim
12:11 CHP Genel Başkanı Özel'den kurultayda 'süreç' açıklaması
11:27 Tayip Temel: İlham Ehmed’in de konferansa katılmasını bekliyoruz
11:05 Tutsak Filiz Işık’ın tahliyesi 6 ay ertelendi
11:02 Mesûd Barzanî’den Abdullah Öcalan'a teşekkür: Süreci desteklemeye hazırız
10:08 Besê Hozat: İktidar süreç konusunda halen kararsızdır
09:46 Ankara'da gençlerden kuruluş kutlaması
09:43 Sağkan: Barışın inşası için hukukun üstünlüğü tesis edilmeli
09:39 İstanbul 'ekmek' mitingine hazırlanıyor
09:03 Eski polis okulu yerine bina yapılmak isteniyor
09:02 Halep'te yeniden DAİŞ tehdidi!
09:00 Bir poster nedeniyle 10 yıldır yargılanıyor
09:00 29 KASIM 2025 GÜNDEMİ
28/11/2025
22:02 Okmeydanı Demokrasi Platformu'ndan direnişteki sağlık emekçilerine destek
21:27 ‘Enflasyona göre yapılacak ücret artışları halkı daha da yoksullaştıracak’
20:58 Kadın+ Edebiyatçılar Grubu'ndan yayın sektörüne 'şiddete karşı adım at' çağrısı
20:50 Şam'da Alevi yurttaşa suikast
20:32 Bayındır: İktidara adım attıracak gücümüz var
19:54 Maden ve kum ocağına karşı nöbete geçtiler
19:50 Rusya’da WhatsApp’a kademeli kısıtlama
19:44 Ege İnsan Hakları Okulu: Barışın inşası toplumsal müzakeredir
19:15 Amedspor’dan önemli galibiyet
19:11 Papa 14. Leo İstanbul'da
19:02 Suriye’deki Alevi katliamı protesto edildi
18:57 Bermal Nergis ve Muhlise Karagüzel tahliye edildi
18:51 Dilan Karaman için inceleme komisyonu kuruldu
18:28 Peyas Belediyesi’nden ‘heykel’ açıklaması
18:24 KESK'ten işçilerin direnişine destek
18:16 Amedspor’dan Elçi kareografisi
17:48 Abdullah Öcalan'ın çağrısı Almanya mahkemesinde okundu
16:44 'İslam'da Barış ve Demokratik Toplum' paneli: İnsanlığın ortak hakikati barıştır
16:04 Eski Belediye Eşbaşkanının tahliyesi üçüncü kez engellendi
15:48 'Hasta tutsakları serbest bırakın, ihlalleri sonlandırın'
14:49 Roboskî için Adalet Girişimi: Hakikat ve Adalet Yasası çıkarılmalı
14:44 Dilan Karaman zılgıtlarla defnedildi
14:23 Tahir Elçi mezarı başında anıldı
14:00 Elçi anıldı: Geçmişle yüzleşin, cinayeti aydınlatın
13:48 Ege İnsan Hakları Okulu başladı
12:51 'Özgür Halk' yeni yıla dijital yayınla başlayacak
12:48 CHP 39'uncu Kurultayı başladı