Azizoğlu: Kayyım Kürtlerin kendisini yönetmesine karşı darbedir

img
DİYARBAKIR - Kayyım atamalarının “Kürtler kendini yönetmesin” mantığının devamı olduğunu belirten Silvan Belediye Eşbaşkanı Abbas Azizoğlu, “Sandık iradesi ortadadır. Yarın seçim olsa, halk bir kez daha iradesini ortaya koyacaktır” dedi. 
 
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Allah’ın lütfu” dediği 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 20 Temmuz 2016’da ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler ile önü açılan kayyım atamaları, iktidarın politikası haline geldi. OHAL ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yönetimindeki 102 belediyeden 96’sına kayyım atayan AKP, 31 Mart 2019 yerel seçimleri sonrası kazanamadığı belediyelere, bir kez daha kayyım atamalarıyla el koydu. HDP’nin 31 Mart seçimlerinde yüksek oy oranlarıyla kazandığı 6 belediyeye “KHK” gerekçesiyle el koyan AKP, 19 Ağustos 2019’da kayyım atamalarına başladı. 
 
AKP’nin 19 Ağustos’ta HDP yönetimindeki Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyeleri eşbaşkanlarının görevden alınmasıyla başlayan kayyım darbesinde, toplam 45 HDP’li belediyeye kayyım atandı. 4 milyon 356 bin 819 seçmenin iradesinin gasp edildiği politikayla belediyelere atanan vali ve kaymakamlar, Kürtlerin sembol isimlerinin yer aldığı tabela, levha ve anıtları kaldırdı, çok dilli belediyecilik yerine “tek dilli” belediyeciliği getirdi, kadın kurumlarına erkekleri atadı, adrese teslim ihalelerle kaynakların yandaşlara aktarılması Sayıştay raporlarına yansıdı. 
 
İktidarın ikinci kayyım darbesi üzerinden geçen 3 yılı, görevden uzaklaştırılarak yerine kayyım atanan Silvan Belediyesi Eşbaşkanı Abbas Azizoğlu ile konuştuk. 
 
AKP iktidarının 30 Ekim 2014 tarihli Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında karar altına aldığı “Çöktürme Planı”nı madde madde uygulandı. Bunların bir parçası ise Kürt siyasetçilere yönelik siyasi soykırım operasyonları oldu. İlk olarak 11 Eylül 2016’da DBP’li belediyelerle devreye konulan kayyım politikasıyla ne amaçlandı? 
 
Halk, kendi iradelerini seçti. Belediye başkanlıklarında, belediye meclis üyeliklerinde, il genel meclis üyeliklerinde böyle bir tutum içerisine girmişti ve bu da iktidarı tamamen çözümsüz hale getirdi. Seçimlerle alamadığı belediyeleri, kayyım siyaseti, irade gaspı ile elde etmek için bu çaba içerisine girdiler. Tabi ki bunun arka planı da var. Kürtlerin yerel yönetimlerde bu çıkışı onlar için bir tehlike arz ediyordu. Çünkü temel mantıkları, yüz yıllık cumhuriyetin mantığı “Kürtler irade olmasın”, “Kürtler kendilerini yönetmesin” oldu. Dolayısıyla elde edilen bu başarının önünün kesilmesi için böyle bir tutum içerisindeler. 
 
 
 Üç yıl gibi bir süre içerisinde birçok belediyemizde hiç borç yokken, milyonlarca TL borç batağına sürüklenmiştir.
 
2014 seçimleri sonrası 102 belediyeden 96’sına kayyım atandı. Birçok belediye eşbaşkanı gözaltına alındı. O döneme kadar ortaya çıkarılan projeler tamamen tersyüz edilerek, ortadan kaldırıldı. Özelikle ilk kayyım atamalarından sonra iki alana yönelim oldu. Birincisi kadın kazanımlarına yönelik müthiş bir saldırı, bütün kadın kazanımları ortadan kaldırılmıştı, kadın müdürlükleri, kadın daire başkanlıkları, kadın sığınma evleri gibi bütün çalışmalar yok edildi. Kimi yerlerde tamamen müdürlükler ve daire başkanlıkları kapatıldı. Kapatamadıkları yerlerde erkek atamak sureti ile içini boşaltamaya çalıştılar. İkinci bir alanda kültür ve dil alanıydı. Tamamen bu tür kurumlarda çalışanlar işten atıldı, müdürler ihraç edildi, daire başkanları tutuklandı. Dolayısıyla kültür sanat çalışmaları ve kadın çalışmalarının önüne geçildi. 
 
Aynı zamanda işin ekonomik tarafı var, bizim 2014’te aldığımız birçok belediyede hiçbir borç yokken, 2019 seçimleri sonrasında aldığımız belediyeler bütün gelir gider ve borç durumları halkla paylaşıldı. Orada işin vahameti ortaya çıktı. Üç yıl gibi bir süre içerisinde birçok belediyemizde hiç borç yokken, milyonlarca TL borç batağına sürüklenmiştir. Sadece eşbaşkanı olduğum Silvan Belediyesi’nin bile borcu 68 milyon TL. Bununla hedeflenen, birincisi hem belediye imkânlarını talan etmek, kendi yandaşlarına peşkeş çekmek, hem de sonraki seçimlerde gelecek olan HDP’li seçilmişlerinin çalışma yürütmesinin önüne geçmek. Fakat yanlış hesap Bağdat’tan döner. 2019 seçimlerinden sonra görüldü ki bütün bu borçlara rağmen halk iradesi kendi imkânlarıyla halk ile beraber birçok hizmete imza atmıştır. Üç yıla bakınca kayyımlar Kürtler kendilerini yönetmesin diye darbe girişiminde bulunmuşlardır, halkın iradesini yok saymışlardır, belediyelerin tümünü gasp etmişlerdir, belediyeleri karakollara çevirmişlerdir. 2019 seçimlerinden sonra geldiğimizde ilk işimiz belediyeleri o görüntülerden kurtarmak oldu. Belediyelerimiz hava aldı, halka açıldı. Halkın malı halka teslim edildi. 
 
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde HDP 65 belediye kazandı. Ancak seçimler öncesi kayyım tehdidinde bulunan iktidar, birçok eşbaşkana mazbata vermedi. Seçimi kazanmamalarına rağmen yerine AKP’liler getirildi… 
 
Tamamen kendi özlerinde olan hırsızlık mantığının ön plana çıkmasıdır. 2019 seçimleri öncesinde yoğun bir propaganda süreci geçirildi. Özelikle halkın arasına belediye kazanılırsa bile kayyımlar atanacak, halkın kendi iradesini göstermesinin önüne geçmek için antipropagandalar yapıldı. İktidarın en yetkili ağızlarından bire bir ‘eğer yine kazanırlarsa yine kayyum atanır’ açıklamaları yapıldı. Biz ne dedik; bir gün bile olsa, halkın iradesi tecelli edecektir ve o belediyeleri kayyımlardan temizleyeceğiz. Ve dediğimizi yaptık. 2019 seçimlerinde 65 belediyeden zafer ile çıktık. Bunun üzerine ikinci bir darbe olarak nitelendirdiğimiz YSK’nin ihraç edilen adaylarımıza karşı ikinci bir darbesi gerçekleşti. 65 belediyemizden 8 belediye eşbaşkanlarına “KHK”li olduklarından dolayı mazbata verilmedi. Bu aynı zamanda yine Türkiye’de hukukun olmadığının göstergesidir. Eğer herhangi bir kusur teşkil etseydi, KHK’li diye bütün haklarından mahrum oldukları ortaya çıkmış olsaydı veya böyle bir hukuki dayanak olmuş olsaydı, başvuru sırasında YSK’nin bunları kabul etmemesi gerekirdi. Hukuksuzluğunun temelinde bu var. Sandık iradesi ortadadır. Sandık iradesinin dışında gerçekleşen her türlü olaya biz açık ve net bir şekilde hırsızlık diyoruz. Bunun başka bir anlamı yoktur. Bugün de seçim olsa, yarın da seçim olsa bu şahıslar, o belediyeyi göremezler, çünkü halk nettir, iradesini net olarak ortaya koyacaktır. 
 
Sonrasında HDP’nin neredeyse bütün belediyelerine kayyımlar atandı, görevden alınan eşbaşkanlar yargılamalara maruz kaldı, tutuklandı. Nitekim halen birçok eşbaşkan cezaevinde. AKP’nin kayyım politikasında yargı nasıl bir rol oynuyor? 
 
 
Kayyım atamalarının hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Hiçbir eşbaşkanımızın dosyasında belediye döneminde yapılan işlemlerle ilgili soruşturma yoktur. Bugüne kadar hiçbir dosyada bununla ilgili bir delil yoktur. 
 
Yerine kayyım atanan eşbaşkanlarımıza “kongreye niye katıldın” suçlamaları yöneltildi, “aday tanıtım toplantısına katıldığı” gerekçesiyle soruşturmalar açıldı. Bunun üzerinden dosyalar hazırlanarak, kayyım atamalarına gerekçe yapıldı. Halen güncelliği korunduğu için Uludere Belediye Başkanı ve Hilal Belde Belediye Başkanı 1 Ocak 2022 tarihi itibarıyla Şırnak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde “ihaleye fesat karıştırmak, rüşvet almak” suçundan ceza aldı. 7 ay geçti, AKP iktidarı kendilerine bağlı olan bu iki belediye başkanını görevden almamışlardır. Daha dün yapılan bir açıklamada “belediye başkanlığı döneminde gerçekleştirilmediği için herhangi bir soruşturma açılmamıştır” ibaresi kullanılıyor. Görevden alınan, yerine kayyım atanan, tutuklanan hiçbir arkadaşımız, seçildiğin günden, görevden alındığı güne kadar hiçbir soruşturmaya tabi olmamışlardır. Tamamen önceki yıllardan kalan, siyasetçi olmalarından kaynaklanan açıklamaları ve partinin ilgili çalışmalarına katıldıkları için soruşturmalardır. Açık ve net belirtmek istiyoruz, kayyım atamalarının hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Hiçbir eşbaşkanımızın dosyasında belediye döneminde yapılan işlemlerle ilgili soruşturma yoktur. Devamlı ekonomik anlamda farklı farklı yerlerde yardımlar yapıldığı yönünde iddialar ortaya atılıyor. Bugüne kadar hiçbir dosyada bununla ilgili bir delil yoktur. 
 
Bir minareyi çaldığınızda, kılıfına uydurmanız lazım. Dolayısıyla bire bir “biz sizi görevden aldık ve size kayyım atadık” demek yerine, yargıyı kullanmışlardır. Bugün Türkiye’de hukuk katledilmiştir. Bunun sebebi iktidardır; bunun sebebi tekçi zihniyet, tek adam rejimidir. Bir yerden düğmeye basılmıştır ve o talimat üzerinden yargı eliyle kayyımlar atanmıştır. Bugünkü iktidar ne yargı bırakmıştır ne hukuk sistemi bırakmıştır. Bugün yaşadığımız gibi ekonomi sistemi de eğitim sistemi de bırakmışlardır. Tek bir elden, tek bir yerden, tek bir talimatla bunlar gerçekleştiriliyor. Düşünün yangın söndürmek için talimat bekleniyor. Türkiye bu hale gelmiştir. Dolayısıyla talimatla kayyımlar atanıyor, siyasetçilere dosya açılıp soruşturmalar açılıyor. 
 
Geçen 3 yılda kayyımların birçok skandalı ortaya çıktı. Cumhurbaşkanına, bakanlara hediyeler, yolsuzluklar, ithal daire başkanları… Kentler nasıl yönetiliyor? 
 
Yerel yönetimler dediğimiz zaman bire bir halkla iletişim içerisinde olan, halkın taleplerini alan birinci derece kurum belediyelerdir. Şimdi hal böyle olunca, yerelin derdini, sorunlarını bilmek yereli ilgilendirir. Yerelin kendisi kendi sorunlarını çözebilir. Kayyım atamalarından sonra belediyelere, yerelle hiçbir bağlantısı olmayan, yerelin özgünlüklerinden bihaber ithal daire başkanları, ithal genel sekreterler, ithal müdürler, ithal personeller gelmeye başladı. Amaç halka hizmet etmek değildir. Amaç o belediyenin imkânlarını talan etmektir. Mardin kayyımı Mustafa Yaman’ın durumu ortadadır. Getirmiş oldukları daire başkanlıklarının neler yaptıkları ortadadır, yargıya intikal etmiştir. Bakanlara milyonlarca liralık hediyeler vermişlerdir. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin durumu ortadadır. Nasıl talan ettikleri ortadadır. Kendi zevk ve sefaları için neler yaptıkları ortadadır. Her gelen kayyım kendi ekibini getirmektedir. Bir öncekini tanımamaktadır, bir öncekini tamamen görevden alıp geri göndermektedir. Bu da rant paylaşımının ne derecede büyük olduğunu gösteriyor. Bakınız, Ankara’da itfaiye eri olan bir şahıs, Lice Belediyesi’ne Başkan Yardımcısı olarak atandı. Bu şahıs Lice’yi bilmez, ihtiyacı nedir bilmez ama kendi yandaşlarını, kendi yandaş firmalarını çok iyi bilir. Elazığ’da bütün firmaları tanır, Elazığ firmalarından alışveriş yapar. Her gelen kayyım kendi ekibini getirdiği için halkın, kamunun malını çarçur ediyorlar. Bunlar teker teker tespit edilen, kimisi yargıya intikal eden durumlardır.
 
Biz ısrarla halkın kendi kendisini yönetmesi gerektiğini söylüyor, iktidarlara gerek yok diyoruz.  Yerel yönetimlere ihtiyacımız var diyoruz. HDP bütün ötekileştirilen, sistem dışı kalmış olanların, inançların, halkların, aidiyetlerin, gençlerin, kadınların partisidir. Tüzüğünde de açık ve net bir şekilde şunu belirtiyor: Kendi kendimizi yöneteceğiz, kendimizi de kentimizi de biz yöneteceğiz! İktidarın anlamadığı şey budur. Çok seslilik, çok kültürlülük maalesef tek adam rejiminin panzehridir. En büyük düşman olarak gördüğü bu çok kültürlülük, çok renkliliği yok etmek için elinden gelen her şeyi yapıyor. Dolayısıyla HDP’nin savunduğu fikirlerin tümüne bu şekilde saldırı gerçekleştiriyor. Bugün HDP’yi kapatmak istemesindeki nedenlerden bir tanesi de budur. 
 
Kayyımların Kürtlerin iradesine yönelik olduğunu söylediniz. İktidarın Kürtlere yönelik tahammülsüzlüğü nedir? Bununla aynı zamanda eşbaşkanlık modeli mi hedef alınıyor? 
 
 
Tekçiliğe karşı çoğulculuğu savunmanın yerel seçimlerdeki tezahürü eşbaşkanlık sistemidir. Israrla eşbaşkanlık sistemine saldırmaktadır. 
 
Tarihsel alt planına baktığımız zaman iktidarlar her zaman Kürtlere karşı, Kürtlerin bir araya gelmesine karşı bu şekilde bir direnç göstermişlerdir. Dolayısıyla bugün Kürtler, Türkiye siyasetinin üçüncü en büyük partisidir. Kürtler ve Türkiye’de yaşayan bütün halklar, bütün ötekileştirilenler, kadınlar, gençler, emekçiler, Türkiye’nin üçüncü partisi haline gelmiştir. Bunu tehlike olarak görüyorlar. Kadın kazanımlarının ön plana çıkması kendilerini korkutmaktadır. Tekçiliğe karşı çoğulculuğu savunmanın yerel seçimlerdeki tezahürü eşbaşkanlık sistemidir. Eşbaşkanlık sistemi tekçiliğe karşı çoğulculuğun, demokratik kararlaşmanın modelidir. Dolayısıyla ısrarla eşbaşkanlık sistemine saldırmaktadır. Eşbaşkanlığı bir tehlike olarak görmektedir. 
 
Siz de Silvan Belediyesi’nin eşbaşkanı iken görevden alındınız. Yüzde 75 oy oranıyla seçildiniz, ancak yerinize kayyım atandı, halk iradesi gasp edildi. Siz, şahsınızda yaşanan bu irade gaspını nasıl değerlendiriyorsunuz, kayyımı nasıl tariflersiniz?
 
Kayyımı halk iradesinin gaspı olarak tanımlıyoruz. Seçim sandığına inanılıyorsa, halkın iradesine inanılıyorsa, Silvan gibi bir yerde yüzde 75’in üzerinde bir oy ile eşbaşkanlık makamı ve belediye meclisinin büyük çoğunluğunu aldık. 11 ay sonra kayyım atandı. Kayyım atamasının gerekçesinin hiçbir hukuki altyapısı yoktur. Eşbaşkanımla ilgili gözaltına alma, ev hapsi söz konusu oldu. Dosyasında yine belirtiğimiz gibi “kongreye katılma”, kendi “aday tanıtım toplantısına katılma”, partinin eylem etkinliklerine katılma, basın açıklamalarına katılması yer aldı. Bunların tamamı da 2019 seçimleri öncesinde gerçekleşen eylem etkinliklerden ibaret. Yani bir dosya hazırlanması gerekiyordu, kayyım atanması gerekiyordu, bununla ilgili içi boş, hukuki olarak hiçbir anlam ifade etmeyen bir dosya ile kayyım ataması gerçekleşti. Fakat Silvan’ın iradesi, Silvan’ın seçilmişleridir. Biz yerel yönetimleri salt dört duvardan oluşan belediye binaları olarak görmüyoruz. Biz bugün o dört duvardan oluşan belediye binaları içerisinde olmayabiliriz ama halkımız ile beraber, yine halkın seçilmişi olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz. Halkın sorunlarını dinliyoruz, hizmet yapılması gerekiyorsa, onunla ilgili üretimler yapmaya çalışıyoruz. 
 
Siz görevden alınmasaydınız, Silvan için neler yapardınız?
 
Seçimler yapıldıktan sonra stratejik planlar hazırlanılır. Biz bu beş yıllık plan hazırlama sürecini yaklaşık üç ay gibi süre içerisinde değerlendirdik. Halkın bütün dinamikleriyle, STK’larla, halk toplantılarıyla, kadınlar ve gençlerle beraber Silvan’ın geleceği için bir plan hazırladık. Silvan’ın temel sorunlarından bir tanesi alt yapı sorunları ve bununla ilgili Silvan’da kanalizasyon ve yağmur suyu alt yapısının yapılması gerekiyordu. DBB’nin Stratejik Planı’na da bunu dâhil etmiştik. Bu arada alt yapısı biten bazı yollar, üst yapı yani asfalt çalışmaları gerçekleştirildi. İlgili kurumlar ile yapılan görüşmeler ve çalışmalar sonucunda bu gerçekleştirildi. Onun dışında Silvan’da büyük bir temizlik sorunu mevcut. Bununla ilgili girişimlerimiz oldu. Kayyum atanmadan önce de bu girişimlerimizin sonucunu almıştık. Temizlik ve çöp sorununu ortadan kaldırmayı düşünüyorduk. Ayrıca Silvan’da bir kent meydanı projemiz vardı. DBB ile ortak stratejik planımıza dahil ettik. İlçenin otogar sorunu vardı. Yer belirlemesi dahi yapıldı. Maalesef kısa vadeli projelerimizi dahi gerçekleştirmeden kayyım atandı. Bugün itibari ile geldiğimiz noktada, bizim olan bazı projeleri kendi projeleriymiş gibi gösterip, yandaşa peşkeş çekme durumu söz konusudur. 
 
Sizin bu projeleriniz varken, kayyım neler yaptı? 
 
Tek dertleri talan etmek, yandaşlara peşkeş çekmek, borç batağı altına almak. Dolayısıyla uçuk fiyatlarla ihaleler yandaşlara peşkeş çekiliyor. Dolayısıyla orada görünen kalıcı olabilecek herhangi bir hizmet ve çalışmanın olmadığını görüyoruz. Bazen göz boyama için bir şeyler yapıyorlar, bir asfalt dökümü söz konusu oluyor. Bazı zamanlarda peyzaj çalışmaları söz konusu oluyor, fakat hangi çalışmayı yaparlarsa yapsınlar, maalesef halkın hizmetleri olan alanda değil, yandaşlarına peşkeş çekmek için yapıyorlar. 
 
Kayyım politikası sonuç alır mı? 
 
 
Artık siyaset aklının, iktidar aklının şunu çok iyi bilmesi gerekiyor; 100 yıllık süre boyunca Kürtler güvenlik politikalarıyla, baskıyla, şiddetle, zorla, öldürmeyle, tutuklamayla, sürgünle yok edilemediler. 
 
100 yıllık devlet politikası var. Artık siyaset aklının, iktidar aklının şunu çok iyi bilmesi gerekiyor; 100 yıllık süre boyunca Kürtler güvenlik politikalarıyla, baskıyla, şiddetle, zorla, öldürmeyle, tutuklamayla, sürgünle yok edilemediler. Tam tersi bu direniş, bu mücadele, kartopu misali her yıl, her dönem yükseldi. Günümüzde ise HDP ile büyük bir demokratik mücadele veriliyor. İnkar, imha ve savaş politikalarıyla Kürt sorunu, halkların sorunu çözülemez, bu açık ve nettir. Türkiye Cumhuriyeti devleti bu politikalarla kendisini bitirmiştir. Bugün eğer ekonomi darmadağın olmuşsa, eğer Türk Lirası’nın değeri bir anlam ifade etmiyorsa, sağlık sistemi çökmüşse, eğitim sistemi çökmüşse, ülkede işsizlik sorunu varsa, ülkede ekmek sorunu varsa, aş sorunu varsa, tümünün kaynağı savaş politikalarıdır, güvenlik politikalarıdır. Ülke kaynakları yüzde 70’i maalesef güvenlik politikalarına gitmektedir. Bütün bunlar 80 milyon insanın hakkıdır, geleceğidir. Açık ve net belirtiyoruz; savaş politikalarıyla bir yere varılmaz. Kürt sorununun barışçıl çözümü, Türkiye’deki meydana gelen bütün sistemsel sorunların çözülmesi anlamına geldiğine inanıyoruz. Ve bunun için mücadele ediyoruz. Dolayısıyla savaş politikaları değil, barış politikaları bütün halklara kazandırır. 
 
MA / Müjdat Can 

Diğer başlıklar

21/11/2025
22:56 İspanya’da 3 madenci göçük altında kaldı
22:53 Bütçe görüşmeleri: Agirî'de doktor yok, doğan çocuklar ölüyor
22:39 Humus’ta kaçırılan Alevi gençler katledildi
22:36 Bangladeş’in başkenti Dakka’da deprem
22:32 Mazlum Ebdî, Şêx Mani El Cerba ile bir araya geldi
22:29 Kayyımın TELE1'de 32 kişiyi işten çıkardığı iddiası
22:25 29 öğrenci zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırıldı
22:01 AKP'den Hüseyin Yaman İmralı'ya gidecek
21:53 Böcek ailesinin kaldığı otelin sahibi ve çalışanı tutuklandı
21:51 Çiğdem Açlan'ın cenazesi köyünde toprağa verildi
21:44 Tülay Hatimoğulları: Kalıcı barışın tek yolu örgütlenmek
21:18 İsrail katlettiği Filistinli'nin cenazesini alıkoydu
21:15 'Sağlık hizmetlerinin 3'te 1'i özel sektöre devredilmiş durumda'
20:57 CHP PM üyesi Fırat: Parti yönetimimiz tarihsel bir hataya düşmüştür
20:24 Aynı firmanın ilaçlaması bir çocuğun ölümüne de neden olmuş
20:16 Şişli'de 25 kişi zehirlenme şüphesiyle hastaneye başvurdu
20:11 'Şüpheli kadın ve çocuk ölümleri aydınlatılsın'
20:06 Temel: CHP stratejik bir hata yapmıştır
19:44 Kadınlar, şartlı tahliyelerin engellenmesini protesto etti
19:35 Amed’de trafik kazası
19:29 Geçiş Hükümeti Reqa’yı Dêrazor’a bağlayan yolu kapattı
19:26 Zaxo Spor taraftarlarından Amedspor’a ziyaret
19:22 Pervin Buldan: Komisyonun İmralı kararıyla daha emin adımlarla yürüyeceğiz
18:47 223 işçinin eylemi devam ediyor
18:45 SRK inşaat, ajansımızı tehdit etti
18:38 ÖGB, Anadolu Üniversitesi öğrencilerine saldırdı
18:23 Murat Çepni: Öcalan’la görüşmek olmazsa olmazdır
18:21 TJA’dan fail Burak Ercan’ın beraat etmesine tepki
18:17 İmralı'ya dört kişilik heyet gidecek
18:12 Ahmet Faruk Ünsal: CHP büyük bir siyasi hata yaptı
18:07 İskender Bayhan: CHP'nin İmralı heyetinde olmaması ciddi bir eksikliktir
18:02 Wanlılar: CHP tarihi bir hata yaptı, kaybedecek
17:55 UNICEF: Ateşkese rağmen İsrail 72 çocuğu katletti
17:37 Bayındır: CHP toplumun sesine kulak vermedi
17:33 DEM Parti'den ilk açıklama: Görüşme kader niteliğinde, mesafeli yaklaşımlar üzüntü verici
17:24 SYKP Eş Genel Başkanı Titiz: CHP kararını gözden geçirsin
17:19 Tülay Hatimoğulları'ndan, hayatını kaybeden işçilerin ailelerine ziyaret
17:12 Bayındır'dan Göktayi ailesine taziye ziyareti
17:06 CHP’nin kararına tepki yağdı
17:01 YSP Eş Genel Sözcüsü: Kürt halkı bunu unutmayacak
16:59 CHP'nin İmralı kararının arkasında İmamoğlu mu var?
16:53 Komisyon'un hafta başında Abdullah Öcalan ile görüşmesi bekleniyor
16:45 İşkence ile katledilen çocuk işçi için yürüyüş
16:40 Komisyon Abdullah Öcalan ile görüşme kararı aldı
16:39 Eren Keskin: CHP’nin davranışı kabul edilemez
16:26 Komisyonda İmralı oylaması başladı
16:20 Agirî’de Sırrı Süreyya Önder Parkı açıldı
16:15 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Kürt halkı not ediyor
Ahmet Şık: İmralı’ya gidilmeli, gerekirse Kandil’e gidilmeli
15:47 Bakırhan’dan CHP’ye: İktidar karşıtlığını çözüm karşıtlığına dönüştürmeye çalışıyor
15:45 CHP süreci sabote etmeyi sürdürüyor: Toplantıyı terk ettiler
15:35 Aydın: Karar hem Türkiye demokrasisi hem de CHP açısından sorunlara yol açar
14:28 CHP'li Emir: İmralı'ya temsilci göndermeyeceğiz
14:18 Meclis komisyonu İmralı ziyareti gündemiyle toplandı
14:11 Kadınlar devlet-erkek şiddetine karşı alanlarda
13:53 MHP’li Yıldız: İmralı’ya ben gideceğim
13:33 KESK’ten 22 Kasım mitingine çağrı
13:31 Özel: Demokratik siyasetin önünün açılmasını savunuyoruz
13:30 Kurtulmuş parti koordinatörleri ile bir araya geldi
13:29 İHD Çocuk Hak İhlali Raporu: Bir yılda en az 192 hak ihlali
13:28 Kadını katletmek isteyen fail tutuklandı
13:09 CHP’nin kurultayda oylanacak parti programında neler var?
13:04 Riha'nın Ape Melle'si son yolculuğuna uğurlandı
12:58 Uğur Kaymaz ve babası mezarları başında anıldı
12:26 Kurtulmuş partilerin koordinatörleriyle bir araya gelecek
12:20 Ankara Tiyatro Festivali başlıyor
11:39 İstanbul’da sahte reçete soruşturması
11:21 Netleşme zamanı
10:31 Katılımcı Bütçe programında Komisyon Süreci’ne geçildi
10:06 Çetin Lodi: Yazarlar barış taleplerini yükseltmeli
10:03 EMEP Genel Başkanı Aslan: Sosyalist partiler tabanlarını sürece hazırlamalı
09:57 Îlham Ehmed ajansımıza konuştu: Genel bir çözüme açığız, Türkiye ile ortak çıkarlarımız var
09:47 Türkiye Riknaddin'de neyi amaçlıyor?
09:38 Ceza hukukçusu Kanar: ‘Geçiş yasaları’ kapsamında köklü reformlar yapılmalı
09:34 DSİ’nin ‘işletmede’ dediği baraj 6 yıl sonra yapılmış
09:29 Asgari ücret yorumu: Kaşıkla verilip kepçeyle alınıyor
09:25 'Barışı kadınların söz ve karar gücüyle inşa edelim'
09:23 Helebcelilerin kimsesiz mezarlarına Mûş sahip çıkıyor
09:22 Uğur Kaymaz ve babası 21 yıl önce katledildi: Adalet için yeni mekanizmalar yaratılmalı
09:15 3 milyon insan köye dönüş için çözüm bekliyor
09:13 Irak ve Federe Kürdistan’da ‘kadın mücadele birliğine’ ihtiyaç var
09:11 Yusuf Karadaş: Enerji ve ticaret yolları yeni gerilimlere yol açacak
09:06 Selime Büyükgöze: Erkek şiddeti eşitlikle son bulabilir
09:02 Kış lastiği uygulaması başlıyor: Fiyatlar cep yakıyor
09:00 21 KASIM 2025 GÜNDEMİ
20/11/2025
23:54 Maduro’dan Karayip'ler için ‘ağır silah’ ve ‘füze’ talimatı
22:50 Edirne’de kadın cinayeti
22:21 Tecavüze uğrayan çocuk yoğun bakımda
22:11 DEM Partililerden MESEM tepkisi: Çocukları öldürüyor
21:34 Trump’tan Zelenski’ye Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sonlandırmak için taslak
21:19 Almanya’da Kürt Çocuk Korosu’na 'Entegrasyon' ödülü
21:13 Bina ilaçlamasında 7 kişi hastaneye kaldırıldı
21:07 Eğitim Bakanı’na tepki: Bir yılda bin 300 öğrenci gözaltına alındı
20:33 Rojin Kabaiş'in ağabeyi: Telefonun İspanya'ya gönderilmesi için dilekçe verdik
20:29 Amûdê, Şam ve Halep'te 25 Kasım etkinlikleri
20:06 İran'da tutsak Zeyneb Celaliyan’ın tedavisi engelleniyor
20:01 Bütçe görüşmeleri: Son bir yılda 1 milyon çocuk eğitimden koptu
19:47 Merkez Bankası soruşturmasında bir tahliye daha
19:03 Pirsûs katliamı davasına çağrı
18:59 Böcek ailesinin kaldığı otelin sahibi ve çalışanına yakalama kararı
18:55 Kuzey ve Doğu Suriye'de çocuk haklarına dikkat çekildi
18:49 Mûş'ta bir kadın katledilmek istendi
18:40 Gazze: İsrail saldırıları devam ediyor, tankları ilerliyor
18:11 Gülizar Yıldız’ı katleden Remzi Kayaalp'a ağırlaştırılmış müebbet
17:55 ABD-Çin Komisyonu: Çin deniz altı iletişim kablolarını kesmeyi amaçlıyor
17:47 11'inci Yargı Paketinin meclise gelişi ertelendi
17:40 Kadınlardan 25 Kasım çağrısı: Sokaklar bizimdir
17:26 CHP İmralı kararını yarın açıklayacak
17:24 Yaşamını yitiren YJA Star ve HPG'lilerin taziyelerine kitlesel ziyaret
17:18 HDK ve ÖHD'den direnen sağlık emekçilerine ziyaret
17:10 DEM Parti'den Burak Ercan'a ilişkin açıklama
16:53 AKP’den İmralı kararı: Olumlu oy kullanacağız
16:02 AKP İmralı gündemiyle bir araya geldi
15:50 Ankara, İmralı görüşmesine kilitlendi: Kim ne diyor?
15:29 DEM Parti'nin İmralı'ya gidecek üyesi belli oldu, diğer partilere de çağrı yapıldı
15:13 Çocukların güvenli geleceği için talepler sıralandı
15:04 Sağlık emekçileri bütçe taleplerini açıkladı
14:56 Hostekar’da 60 bin meşe palamudu ekildi
14:38 CHP ‘İmralı ziyareti’ gündemiyle toplandı
14:28 Demirtaş’tan görüşme açıklaması
13:49 Gazetecilerin davasında Aslan savunma yapacak
13:45 Gazeteci Namık Tarancı mezarı başında anıldı
13:40 Pakistan: Afganistan sınırında 23 isyancı öldürüldü
13:39 Taciz failinin beraat ettirilmesine tepki: Takipçisi olacağız
13:33 MESEM'li Eren Dağ davasında sanıklardan süre talebi
13:16 Onlarca öğrenciyi tacizden yargılanan Burak Ercan beraat ettirildi
12:35 Amedspor-Trabzonspor maçına davet
12:11 CHP’li komisyon üyeleri: Henüz karar almadık
12:03 DEM Parti: Cezasızlık politikası çocuk istismarını arttırıyor
12:02 Çocuğa cinsel taciz failinin duruşması görülmeden ertelendi
11:43 Sürece karşı çıkan CHP’liler sessizliğe büründü!
11:23 Feti Yıldız'dan AİHM kararı açıklaması: Makul sürede incelenmeli
11:18 Marcia Inhorn ve Mashuq Kurt’tan ortak mesaj: Yasal reformlar hayata geçirilmeli
10:53 CHP'nin ‘süreç karşıtı’ isimleri belli oldu!
10:42 Sokağın bütçe yorumu: Sonumuz iyi değil
10:33 DEM Parti MYK toplandı
10:28 KJK'den 25 Kasım deklerasyonu: Komün yaşatır
09:52 Fatih’te zehirlenme şüphesi: 1 kişi yaşamını yitirdi
09:36 Rojin Kabaiş eylemine ceza: Şiddetin kurumsallaştığını gösteriyor
09:22 Devlet Kürtçe ile barışmalı
09:16 MED TUHAD-FED Eşbaşkanı: Cezaevlerinde ihlaller artarak devam ediyor
09:11 İş dünyasından sürece destek
09:10 Riha Baro Başkanı Öncel: Eşit yurttaşlık temelinde anayasal düzenleme yapılmalı
09:08 Av. Yavuz: Abdullah Öcalan ile doğrudan görüşülmeli
09:07 10 bin işletmeden sadece 4'ü denetleniyor
09:05 İHD Mersin Eşbaşkanı: 100 yıllık inkar ve imha politikalarıyla yüzleşilmeli
09:04 Kadınlar ‘özgürlükçü’ perspektifle yerel yönetimleri dönüştürüyor
09:00 Kürt kadınların mücadelesi özgürlük vadediyor
09:00 20 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:46 CHP'de 'sürece karşı' olan isimler kim?
08:18 Düşürülen dronedan DAİŞ-Şam işbirliği çıktı