Türkiye'ye iktidarın onayı ve sınırları açması ile gelip yerleşen resmi rakamlara göre, 3 milyon 762 bin Suriyeli sığınmacı, günümüze AKP-MHP iktidarının Avrupa devletlerine kaşı kullandığı bir koz olarak korundu. Türkiye sığınmacılar için tutulma merkezi yapılırken, Avrupa'dan fonlar alındı, çıkarlar için siyaset malzemesi yapıldı. Günümüze kadar AKP-MHP'nin açıktan yürüttüğü bu politikaya karşı tepki göstermeyen muhalefet partileri, ırkçılığa varan söylemler ile sığınmacıların geri gönderilmesi gerektiğini söylemeye başladı. Sıkıştığını anlayan, Ukrayna savaşı ile Avrupa'ya karşı koz sayısı artan AKP-MHP iktidarı da, sayı vererek henüz ülkelerindeki savaş bitmeden sığınmacıları gönderme hazırlığı yaptığını duyurdu. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 3 Mayıs’ta İdlib'te inşa edilen briket evlerin anahtar teslim töreninde Türkiye’de yaşayan 1 milyon Suriyeliyi belli bölgelere yerleştireceklerini söyledi.

Daha önce bazı mülteciler, Kuzey ve Doğu Suriye’de TSK ve desteklediği grupların denetiminde bulunan Kürt nüfusunun yoğun olduğu yerlere yerleştirildi. Bu kentlerden biri de Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürt nüfusunun en kalabalık olduğu, ancak TSK ve desteklediği grupların denetimine geçtikten sonra insanların göç ettiği Efrîn. Efrîn İnsan Hakları Örgütü'nün 5 Mart 2022 tarihinde yaptığı açıklamaya göre kentte; "En az 300 bin insan zorunlu göçe maruz kaldı. Kürtler ve Efrin'in yerli halkı yerine Türkmen, Arap, Filistinlilerden oluşan 450 bin kişi yerleştirildi. Efrîn yerlisinin oranı yüzde 95'lerdeyken bu işgalin ardından yüzde 25'lere indi.” 

 

Tartışmalara dair konuşan Efrîn Kanton Meclisi Eşbaşkanı Mehemed Naso, Türkiye'nin 20 Ocak 2018’de askeri olarak girdiği Kuzey ve Doğu Suriye'nin Efrîn Kantonu'nda yaşanan hak ihlalleri ve ağır insanlık suçlarının hız kesmeden devam ettiğini belirtti. 

 

‘5 YILDIR İNSANLIK DRAMI YAŞANIYOR’

 

Türkiye’nin bölgede güçleri bulunan uluslararası ülkelerden onay alması ile Efrîn’e girdiğini belirten Naso, “Efrîn’de 5 yıldır insanlık dramı yaşanıyor. Mezarlar yıkıldı, kadınlar kaçırılıyor, zeytin ağaçları kesildi. İnsanlar bu işgale karşı direndiler. Tarihe geçecek bir direniş yaşandı. Katliamlar ile yüz yüze kaldı bu halk. İnsan hakları olduğundan bahsedilir, bu hakların hepsi ayaklar altına alındı. Hiçbir kanun gözetilmeden bunlar yapıldı" diye konuştu. 

 

KÜRT DEMOGRAFİSİ DEĞİŞTİRİLDİ

 

Kentin Türkiye ve desteklediği grupların denetimine geçmesinden sonra aradan geçen 5 yılda Kürt demografyasının değiştirildiğini vurgulayan Naso, “Kürtçe tabelalar yerine Türkçe tabelalar asıldı. Kentlerin isimleri Türkçeleştiriliyor. Türkçe resmi dil yapılmış durumda. Efrîn halkı yüzde 80 göç etti, kalan yüzde 20 de köle olarak kullanılıyor ve göç etmeleri için ellerinden geleni yapıyorlar. Buna karşı herkes sessiz. Herkes kendi çıkarları için bu politikalara sessiz kalıyor. Suriye’de çatışmalar başladığında binlerce insan yönünü barışın hakim olduğu Efrîn’e döndü. Efrîn işgal edildiğinde bu insanlar başka yerlere göç etmek zorunda kaldı. Efrîn’e başka yerlerden getirdikleri kişileri yerleştirdiler. Bu kabul edilemez” diye konuştu. 

 

‘AMAÇ SAVAŞI DERİNLEŞTİRMEK’

 

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’de yaşayan 1 milyon Suriyeliyi Suriye’de belli bölgelere yerleştirecekleri yönünde yaptığı açıklamalara değinen Naso, “Erdoğan konuştuğunda ‘Barış ve huzur için yapıyoruz’ diyor. Ancak Erdoğan ve çeteleri bölgede en büyük huzursuzluğun kaynağı ve barışın önünde de engeller. Vekalet savaşı yapıyorlar. Halkları birbirine düşman ediyorlar. Bu politikalar Osmanlı döneminden kalma politikalar. Erdoğan’ın ‘1 milyon kişiyi göndereceğiz’ demesi ‘savaşı derinleştireceğiz’ demesidir. Bu kişileri işgal ettikleri yerlere yerleştirecekler. Kendi kirli politikaları için bu kişiler kullanılacak. Bunu Şam hükümetinin onayı olmadan yapamazlar. Bölgede yaşayan halklar bunu kabul etmiyor. İşgalciler işgal ettikleri yerlerden çıkana kadar bu savaş sürecek, herkes bunu böyle bilsin. Biz savaş değil huzur istiyoruz. Bunun için herkes Türkiye’nin işgaline karşı ses çıkarmalı. Biz Efrîn halkıyız, bu topraklar bizim binlerce yıldır yaşadığımız topraklar. Kimse bizi bu topraklardan koparamaz. Hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklar. Karşılarında direnen bir halk var. Hiçbir zaman direnmekten vazgeçmeyeceğiz ve kirli siyasetlerini yeneceğiz. Artık yeter herkes Erdoğan’ın bu savaş politikalarına karşı ses çıkarmalı” ifadelerini kullandı.

 

‘KÜRT HALKI İHANETİ KABUL ETMEZ’

 

Türkiye’nin KDP desteği ile Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki Zap, Avaşîn ve Metina’ya başlattığı saldırıların mülteci politikalarından bağımsız olmadığının altını çizen Naso, devamında şunları söyledi: “Türkiye ile birlikte Kürtlere dönük saldırıların içinde yer alan herkesi lanetliyoruz. Biz hiçbir zaman ihaneti kabul etmiyoruz. Tarih bunu yazacak, halklar bunları unutmayacak. Kürt halkının güçlerinin görevi bu topraklar üzerinde yaşayan halkları savunmaktır. Bu yaşayanlara karşı savaşmak değil. Bu yapılanlar operasyon değil; ihanet saldırılarıdır. Kim Türkiye ile birlikte hareket ederse ihanet içinde olur ve biz ona karşı oluruz. Kim bu halkın değerleri için mücadele ederse biz onlarla olacağız. Herkes yapılanların amacına odaklanmalı ve ne yapılmak istendiğini iyice kavramalı. Kürt halkını Kürtlerin eliyle yok etmek istiyorlar. Biz Kürdistaniyiz. Nerde olursa olsun bu toprakları savunacağız. Şehitlere bunun sözünü verdik. İhanete ve işgale karşı demokratik ulus projesini savunmaya, irademizi kimseye teslim etmemeye devam edeceğiz. Sonunda kazanan biz olacağız.” 

 

MA / Emrullah Acar