#MeToo ile sesini duyuran İranlı oyuncu: Rojava’dan öğreneceklerimiz var

  • kadın
  • 09:03 31 Aralık 2021
  • |
img

ANKARA - Maruz kaldığı tecavüz tehditleri nedeniyle İran’dan İspanya’ya göç etmek zorunda kalan ve #MeToo Hareketi ile sesini kazandığını belirten oyuncu Shaghayegh Norouzi, kendisine ilham veren Rojava Devrimi’ni “kadın mücadelesinin başarısı” olarak nitelendirdi. 

 
Kadın mücadelesinin kesintisiz sürdüğü 2021’i geride bırakıyoruz. Farklı kıtalarda ortak sorunlar yaşayan kadınlar, eşitlik ve özgürlük mücadelesini büyüterek, “21’inci yüzyıl kadın yüz yılı olacak” belirlemesini 2022 yılına taşımayı hedefliyor. Maruz kaldıkları her türlü şiddeti teşhir etmenin ötesinde dayanışmayı ve ortak mücadeleyi de büyüten kadınlar, en baskıcı rejimlere karşı dahi mücadeleyi bırakmadı. İran rejiminin baskıcı, erkek egemen zihniyetine karşı İranlı kadınlar, Me Too Hareketi’ne dahil olarak yaşadıklarını dünyaya duyurdu. 
 
İran’da psikolojik şiddet ve tecavüz tehditlerine maruz kalan oyuncu Shaghayegh Norouzi, İran’da #MeToo Hareketi’ne öncülük eden isim. İran’da 12 yıl boyunca oyunculuk yapan Norouzi, ketten ayrılınca sahne arkasında kadınlara yaşatılan cinsel şiddet ve baskıyı anlatmaya karar verdi ve dünyaca tanınan #MeToo Hareketi’nin aktivistlerinden biri oldu. İspanya’da çalışmalarını yürüten Norouzi, mücadeleye adım atmasını “konuşmaya başladım” şeklinde nitelendirdi, ilham kaynağı ise Rojava Kadın Devrimi oldu. 
 
3 yıl önce göç etmek zorunda kaldığı İspanya’da mücadelesini sürdüren Norouzi ile yaşamını ve verdiği mücadeleyi konuştuk.
 
 
 İran’dan çıkmanıza neler etki etti?
 
Bir kadın olarak aşırı şekilde baskı ve eziyet yaşıyordum. Özelikle iş yerimde. İran’dan, kadına yönelik baskı nedeniyle çıktım. İran gibi baskıcı bir ülkeden çıkmak her kadının hakkıdır. Kadınlar toplumsal bir gruptur ki dışarı çıkma hakları var. Yani oradaki kadına karşı şiddetin kendisi göçmek için yeterli bir sebepti.  
 
Özellikle iş yerinde yaşadığınız baskıya vurgu yaptınız, İran’dayken oyunculuk yapıyordunuz, kamera arkasında kadılara neler dayatılıyor?
 
 İran Hükümeti itaat eden ve kimliği olmayan bir kadın modeli istiyor ve bu imajın yükü kadın oyuncuların sırtına yükleniyor. İran’da oyuncu olmak istiyorsanız bu yalanı temsil etmek sizin göreviniz oluyor.
 
En önemli mesele, İran Hükümeti itaat eden ve kimliği olmayan bir kadın modeli istiyor. Hükümetin yaratmak istediği kadın imajı yükünün ağırlığı da kadın oyuncuların sırtına yükleniyor. Ama benim gibi birçok oyuncu, bu imaja inanmıyor ve karşı. Yaratılmak istenen imaj, İran’daki kadınların gerçekliğini yansıtmıyor, bu nedenle buna karşı mücadele ettik. Ancak oyuncu olmak istiyorsanız bu propagandalara da boyun eğmeniz gerekiyor ve bu yalanı temsil etmek sizin göreviniz oluyor. Bu, hikayenin en önemli kısmı ama tamamı değil.  Sadece o propagandayı temsil etmekle kalmıyor, aynı zamanda kamera arkasında çok ağır şekilde kadına karşı cinsel şiddet ve cinsel istismar uygulanıyor. Bu da, İran’ın kadın düşmanlığı politikaları yüzünden. Sinemalarda çalışan kadınlara karşı; cinsel saldırı, şiddet, mesleki ve ekonomi üzerinden tehditler yapılıyor. Bu durum İran’da sistematik hale gelmiş durumda. Sistemin de bundan haberi var. ‘Kadın oyuncular erkeklerin kölesidir’ gibi bir algı var ve buna kimse müdahale etmiyor. 
 
 Peki oyunculuğa ilk başladığınızda nasıl sıkıntılarla karşılaştınız ve bahsettiğiniz tehditlerden kendinizi nasıl korudunuz?
 
Evet, kendimden de bahsedeceğim ama öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki biz kadınlar yaşadığımız sistematik cinsel şiddete karşı farklı tepkiler gösterebiliriz. Tüm kadınlardan aynı tepkiyi bekleyemeyiz. Kendime gelince, 21 yaşındaydım ve henüz eğitimim bitmemişti ama mesleği çok sevdiğim için çabaladım ve oyunculuğa başladım. Bir dizinin başrolünde oynadım. İlk deneyimim olarak 7 ay boyunca o dizinin çekimindeydim. Bunları bir kadın olarak durumumu izah etmek, ne kadar kırılgan bir durumda olduğumu anlamanız için anlatıyorum. O işe girmek için birçok sınavdan geçtim. Çok iyi olduğum için kazandığımı düşündüm ki beni seçenler de ‘300 kişi arasından seçildin’ dediler. Ama çekimlerin 3 haftası bitmeden yönetmen, mesleki arkadaşlarımın ötesinde bir ilişki istemeyi hak gördü. Bunu kabul etmedim. Ama bu sadece ‘hayır’ demekle yani bir kelimeyle olmadı. Genç ve mesleki açıdan kırılgan bir kadın için buna ‘hayır’ demek çok zor bir süreçti. Bu teklife karşı ‘hayır’ demek ve direnmek 7 aylık bir dizi çekimi sürecini benim için cehenneme çevirdi.  Sonrasında o yönetmen ve orada çalışan tüm erkekler tarafından mobbinge uğradım, başka yerlerde çalışmamı engellediler. 7 ay içinde psikolojik eziyet hayatımın tamamını etkiledi ve travmaya dönüştü. Hayatımdaki en derin olaylardan biri o 7 aylık çalışma oldu.  
 
Sonra İran’da #MeToo Hareketi’ni başlattınız. Mücadeleyi başlattığınızda İran’daki kadınların tepkisi ne oldu, ifşalar diğer kadınları nasıl etkiledi?
 
Cinsel şiddeti anlatmak dünyanın her yerinde çok zor. Türkiye’de de olduğu gibi. Benden önceleri bazı kadınlar ifşalar yapmıştı ama çok etki etmemişti. Ben bu sorunları yaşadığımda henüz #MeToo Hareketi yoktu. Ben de yalnızdım. Ama o dönemde İran’da gazeteci kadınların yaşadıkları cinsel şiddetle ilgili bir röportaj yayınlanmıştı. Ben de instagram hesabımdan bir yazı yazdım ve işimle ilgili deneyimlerimi anlattım. Yazım çok tepki çekti ve bu konu üzerinde durmaya karar verdim. Yeni yurt dışına çıkmıştım. İnstegram hesabımdan, tüm kadınların mesleklerinde yaşadıkları cinsel şiddetleri bana yazmalarını istedim. Birkaç ay boyunca kendi instegram hesabımdan birçok kadının hikayesini yayınladım. İfşaları, hesabımdan paylaştığım dönmede İran’da bazı haberler de çıkmaya başladı. Sinema içerisinde çalışan ama çok ünlü olmayan kadınlar kendi instegram hesaplarından yaşadıklarını ifşa etmeye başladı. Yani İran’da #MeToo Hareketi ilk başta kadınların özel hesaplarından yaptıkları paylaşımlarla başladı.  
 
Bu hareketlerle yavaş yavaş #MeToo dalgası başladı ve ben de ‘me_too_ movement iran’ isimli ayrı bir sosyal medya hesabı açtım, kadınlarla çalışma yürüttük. Büyüyen bu hareket, bir dayanışma grubuna dönüştü. Hem bu sayfanın arkasında çalışan kadılar hem de İran’dan gönderilen hikayeleri yazan kadınların bir dayanışma grubu. Sayfa hala aktif ve 2 binden fazla ifşa hikayeleri yayınlandı. Bu ifşalar, kendi kimliği ve kimliği belli olmayanlara ait ve hikayelerin bazıları çok güçlü olan erkeklere dairdi. Halkın onları tanıması için gerekiyordu. Bu hikayelerin birçoğu normal sıradan kadınlar tarafından anlatılıyordu. 
 
Şuan İspanya’da neler yapıyorsunuz? Oyunculuğa devam edebiliyor musunuz?
 
Hali hazırda tüm zamanımı #MeToo için harcıyorum. Bu şekilde sesimi geri aldığımı hissediyorum. Metoo içinde başka kadınlarla iş birliği yapmak, birlikte çalışmak ve kadın dayanışması, benim hiçbir zaman hiçbir yerde bulamadığım içimdeki boşluklarımı dolduruyor. Oyunculuk açısından yeni yeni küçük işlere de başladım. Ama oyunculuktaki yaratıcılığımı şimdi tamamen #MeToo için kullanıyorum. 
 
Kadın dayanışması hayatınızı nasıl etkiledi ve size güç veren ne oldu? 
 
Cinsel şiddetin kendisi çok zor. Mağdur olanı suçlama kültürü ifşaları da zorlaştırdı. Dayanışma grubu, grupça hareket etmek bana güç verdi. 
 
Dayanışma grubu, grupça hareket etmek bana güç verdi.  Karşılıklı destek. Çünkü bizim için cinsel şiddeti anlatmak çok zor. Cinsel şiddetin kendisi çok zor ve bundan bizim hiçbir suçumuz yok. Mağdur olanı suçlama kültürü ifşaları da zorlaştırdı. Ama cinsel şiddet de ifşa edilerek, karşı çıkılabilir. Mağdur olanı suçlayan anlayışa karşı bu ifşaları ve buna karşı çıkmanın ne kadar önemli olduğunu anlamamız gerekiyor. Bizim. Başka kadınlar da gelip ifşa ediyor. Yapmamız gereken iş budur. Bu mücadeleyi de  #MeToo Hareketi çok güzel yapıyor. 
 
* Kendi itirafına göre İran’da 10 yıl boyunca 300’den fazla kadına tecavüz eden Keyvan İmamverdi isimli erkek de #MeToo Hareketi sayesinde ifşa oldu ve hakkında dava açıldı. Bu dava, İran’da ifşalar üzerine açılan ilk dava mıydı? Gelişmeleri anlatır mısınız? 
 
Evet, çok sayıda kadına tecavüz eden Keyvan İmamverdi ile ilgili ifşalar oldu. Keyvan İmamverdi, aydın kimliğini kötü amaçları için kullanıyordu. İran’daki aydın toplumu da şuana kadar ifşa olanlara karşı hiçbir tepki göstermedi ve sorumluluk kabul etmedi. Bu çok acı bir şey. Keyvan İmamverdi de o toplumdan biriydi. Hakkında yapılan ifşalar sel gibi gelmeye başladı. Bu #MeToo Hareketi’nin ifşalarındandı. Davaya dönüşen ilk dosyalarından oldu. Tecavüze uğrayanlardan biri bize yazdı ve çok ağır şekilde tecavüze uğradığını anlattı. Ardından 6 kişi daha yazdı. Bazıları da başka feminist sayfalara gönderdi. Hepsini bir araya toplarsak 20’den fazla ifşa vardı. Bu dosya, yargı sistemimizin kadınların şikayetlerini kabul ettiği tek dosya oldu. Bu kadınların çok iyi bir avukatları var. Onun vasıtasıyla biz de bu dosyayı takip ediyoruz. 
 
Kadınların yaptıkları ifşaların ardından mı yargı harekete geçti yoksa kadınların resmi olarak şikayet etmeleri mi gerekti?
 
Başta kadınların ifşaları İran yargısının tepkisine neden oldu. İran’da ilk kez ifşalar yargının dikkatini çekti. Ardından kadınlar sosyal medya aracılığıyla birbirlerini buldu ve bir kadın avukata gittiler. Avukat da tüm dosyaları toplayıp savcılığa şikayette bulundu. Keyvan İmamverdi tutuklandı. Yargılaması devam ediyor. İran’da yasa sadece bir cinsel suçu tanıyor o da tecavüzdür. İspatlanırsa da cezası idamdır. Keyvan İmamverdi için de idam isteniyor. Ama idam cezası bu ifşaları yapan şikayetçi kadınların bir açıklama yapmasına sebep oldu. İfşa eden kadınlar, aynı zamanda idama da karşı olduklarını beyan etti ve idam yerine hapis cezasının verilmesini istediler. 
 
Yıl boyunca birçok ülkede kadınlar #MeToo Hareketi sayesinde başlarına gelen her türlü şiddeti ifşa etti. Yıl boyu sürdürülen hareket aynı zamanda ülkeler arası kadınların birbiriyle bağ kurmasına da neden oldu. İranlı kadınlar, dünya kadınlarıyla mücadelelerini ortaklaştırabildi mi?
 
Başka kadınlarla ilişkimizi daha çok güçlendirmek istiyoruz. Ama ne yazık ki İran’ın kadınlarıyla ilgili her türlü sıkıntı çok zayıf bir şekilde yayımlanıyor. Bizim sesimiz çok zayıf. Ama grubumuz dünyanın başka yerlerindeki kadınlarla bağ kurmak için çok çabalıyor. Uluslararası #MeToo gruplarıyla ilişki kurabildik. Türkiye’den de feminist hareketlerle bağ kurabildik, ilişkimiz de iyi gidiyor. Afganistan’daki hareketlerle de ilişki kurmaya çalışıyoruz. Bazen onların #MeToo aktivistlerinin yazılarını, haberlerini yayınlıyoruz. Bunun için çok çabalıyoruz. 
 
#MeToo Hareketi ile bir kez daha gördük ki tüm dünyada kadınların yaşadıkları ve verdikleri mücadele birbirine benziyor. Tam da bu noktada uluslararası kadın mücadelesinin daha yükselmesi gerektiğine dair neler söylemek istersiniz?
 
Erkek egemenliğinin yapısı çok çelişkili ve bu yapının çok enteresan mekanizmaları var. Bu yapı çok güçlü ve araçsaldır. Erkek egemen yapı, kadınlar üzerindeki baskısını oluşturduğu sahte kadın kimlikleriyle sürdürmek istiyor. Öyle ki kadınların birbiriyle yarıştığını, birlikte hareket edemediklerini, bir sorun varsa suç kadındadır, kadınlar güçsüzdür…Buna benzeyen birçok uzun sahte tanımlar sayabiliriz. Ama önemli olan şu ki bu tanıtımlar üzerinden bize baskı kuruluyor. Kontrol altına alınıyoruz. Buna karşı yapacağımız ise bu sahte imajı kırmak. Yaratılan bu imaj üzerine çizik atmak. Bunun da tek bir yolu var feminist ilkeler ve sorumluluklarla başarabiliriz. Bu ilkeler ki kadınların birbirine nasıl davranması gerektiğini belirliyor. Kullanılan kavramların düzeltilmesi konusunda da ısrarcı olmalıyız. Örneğin; bir tecavüz olayında sadece tecavüzcü suçludur. Mağdurun da suçlu olabileceğini hiçbir şekilde kabul etmemeliyiz. Erkeklere suçumuzun olmadığını anlatmak yerine enerjimizi asıl sorun üzerine odaklamalıyız. Bu şekilde cinsel şiddeti durdurabiliriz. Kadınlar olarak birbirimizi savunmamız, birbirimizin sesi olmamız gerekiyor. Elimizde olan imkanları başka kadınlarla da paylaşmamız gerekiyor. Ancak bu şekilde birbirimizle dayanışma kurabiliriz. 
 
Bahsettiğiniz mücadele örneklerinden biri fiili olarak Rojava’da yaşatılıyor. Rojava’daki kadınların devrimiyle ilgili neler düşünüyorsunuz? Size ilham veren noktaları oldu mu?
 
 Rojava, bir kadın savaşıdır, mücadelesidir ve başarısıdır. Bu yüzden ilham kaynağı. Onlardan öğreneceklerimiz var, çeşitliliği simgeliyor. 
 
Evet evet tabi ki ilham kaynağı oldu. Rojava’daki durum bize, kadınların direnişinin ne kadar kurtarıcı olduğunu gösterdi. Savaşı başlatan erkeklere kıyasla kadınların farkını da gösteriyor. Rojava’daki kadınların direnişinde  feministlik ilkeler de var. Onlardan öğreneceklerimiz var. Örneğin; Rojava’daki dayanışma çok çeşitliliği kabul etmiş bir hareket. Rojava çeşitliliği simgeliyor. Rojava devrimi, kadınların erkeklerin gericiliğine karşı direnişin simgesi. Kadınlar şunu anlatmak istiyor; ‘Erkeklerin gericiliğine karşı direnişimiz silahlanacak kadar ciddi. Ama aynı zamanda benim direnişim barışla, çeşitlilikle, çok kültürlülükle, farklı mezhepler arasında bir dayanışma ve birliktelik kuruyor.’ Tüm kadınların istediği de budur. Rojava, kadınlar için ilham kaynağı. Kürt kadınlarla bu konuda konuştum. Rojava’daki kadınlar da ilk başlarda o kadar güçlü değiller. Rojava’daki Kürt kadınlar, Kürt erkeklere karşı da çok fazla mücadele ettiler, bu gücü kazanabilmek için. Bence Rojava, bir kadın savaşıdır, mücadelesidir ve başarısıdır. Bu yüzden ilham kaynağı. 
 
MA / Zemo Ağgöz 
 

Diğer başlıklar

21:51 ‘Alternatif ekonomi programı’ sempozyumu
21:36 Wan’da Şeva Yelda etkinliği
21:29 Meletî’de iş cinayeti
21:20 MİT Başkanı Hamas heyetiyle görüştü
20:51 Hedef gösterilen düğün kameramanı gözaltına alındı
20:43 Semsûr’da bir kadın katledildi
20:12 Brezilya Devlet Başkanı’ndan ABD’nin müdahalelerine karşı uyarı
20:06 Kürt Dil Enstitüsü yeni yönetimini belirledi
20:04 Taciz faili Serdal Ös tutuklandı
19:41 Çıplak arama dayatması için AYM’ye başvuru
19:10 Pirsûs katliamında yitirilenler anıldı
19:03 Arkaş’tan 4 Ocak çağrısı: Kürt halkı Önderliğini özgürleştirecek
18:38 Saran adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı
18:37 Paris’teki anma programı açıklandı
18:23 Gazze’deki can kaybı artıyor
18:06 Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü talebiyle imza kampanyası
17:53 İmralı Heyeti ile TİP görüşmesi: Barış demokrasi ve özgürlüğün ön şartıdır
17:44 Sema Dalçiçek ve İnci Sümbül anıldı
17:36 Gültan Kışanak: Sözümüzü güçlü kılıp sürecin rotasını çevirebiliriz
17:27 'Geleceksizlik yaşamı cehenneme çevirdi'
17:25 Erdoğan’dan savaş sanayisine yatırıma ‘barış’ kılıfı
17:22 Alevilere yönelik asimilasyon tartışıldı
17:20 Sağlık Çalıştayı’nda komün örgütlemenin önemine değinildi
16:38 Talabani: Irak'ta güçlü bir hükümet inşa edilmeli
16:35 Gençlik ve Spor Bakanı’ndan Leyla Zana açıklaması: Hukuki süreç başlatıldı
16:28 Koma Amed İstanbul konseri kaymakamlık tarafından yasaklandı
16:24 İmralı Heyeti ile TİP görüşmesi başladı
15:49 ‘Umut ve Özgürlük’ mitingine TJA’dan çağrı: Özgür önderlikle buluşma zamanı
15:37 İmralı Heyeti ile AKP ile görüştü: Barış hukuksuz olmaz
15:33 'Adil, eşit demokratik bütçe istiyoruz'
15:22 Kürtlere hakaret eden akademisyen serbest bırakıldı
15:18 DAD’ın yeni eş genel başkanları belli oldu
15:11 Gazeteci Aykol’un durumu stabil
15:08 On günde 3 İHA düştü
15:01 Gazeteci Cihan Berk’in tutuklanması protesto edildi
14:57 Üç kentte hasta tutsaklar için eylem
14:47 Sandıktan 2026 bütçesine ‘hayır’ çıktı
14:45 Mereş Katliamı anması: Yüzleşme olmadan barış olmaz
14:35 KHK eylemi 151’inci haftasında: Hukuksuzluğu sonlandırın
14:33 Leyla Zana'ya saldırı protesto edildi - YENİLENDİ
14:29 İmralı heyeti ve AKP heyeti görüşmesi başladı
14:26 Mazlum Ebdî: 2026’da önemli başarılara imza atacağız
13:33 KESK'ten Meclis'e çağrı: Bütçeye onay vermeyin
13:30 Karabey kardeşler, Haran ve Bahçeci için adalet talebi
13:05 Cumartesi Anneleri 31 yıl önce kaybettirilen Aydoğan’ın akıbetini sordu
12:54 HPG’li Sedat Işık anıldı
12:16 Suriye ‘adına’ konuşan Savunma Bakanı Güler, QSD’yi tehdit etti
11:10 ABD, Suriye'de DAİŞ’e ait 70’i aşkın hedefi vurdu: Operasyon kritik önemde
10:56 Cizîr'de serbest bırakılan taciz faili tekrar gözaltına alındı
10:55 Fenerbahçe Başkanı Saran uyuşturucu soruşturmasında ifade verecek
10:37 İngiltere’den Şara’nın komutan ve tümenlerine yaptırım
10:29 Deklarasyon: Kentleri kadınların barış ısrarıyla yeniden kuracağız
10:11 Xwebûn 6 yaşında: Kürtçe gazeteyi her koşulda halka ulaştıracağız
10:10 Ortadoğu’da 2025: Değişen güç dengeleri
09:46 ‘Umut ve Özgürlük’ mitingine çağrı: Önderliğin özgürlüğünü haykırma günüdür
09:06 Avukat Duygu İnegöllü: Harran GBM hukuka aykırı tutsaklık merkezi oldu
09:05 Cûdî'de 50 bin palamut ekilecek
09:04 İspanya: Yüksek özerklik, açık yetki anlayışı, katılımcı demokrasi
09:02 Sebahat Tuncel: Komünal demokrasi kadınlar için yeni bir dünya
09:00 20 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
19/12/2025
23:13 Bakırhan: Demokratik anayasa ihtiyaç ama masada değil
22:25 Şam’dan muhatap belirtmeksizin Rojava’ya ‘entegrasyon’ belgesi
20:52 Cezaevi savcısından 30 yıllık tutsaklara: Bakan da arasa sizi bırakmayacağım
20:45 Riha’da trafik kazası: Bir kişi yaşamını yitirdi
20:37 'Leyla Zana üzerinden Kürt kadın mücadelesi hedefleniyor'
20:14 Nazım ve Cihan anması: Hakikat yolunda yürüdüler
20:05 Cihan Bilgin ve Nazım Daştan Kobanê’de anıldı
20:02 Fenerbahçe Başkanı Saran ifadeye çağrıldı
19:58 Hakimlik taciz faili öğretmeni serbest bıraktı
18:41 223 işçi 144 gündür direniyor
18:38 Gazeteci Cihan Berk tutuklandı
18:08 AYM’den 3 kitabın yasaklanmasına hak ihlali kararı
18:03 BM: Gazze’de soğuktan 3 çocuk yaşamını yitirdi
17:17 İstanbul'da ESP'li 6 kişi tutuklandı
16:55 Gazeteci Aykol’a yeni bir antibiyotik tedavisi başlandı
16:52 Çandar’dan Erdoğan’a: Dışişleri Bakanınıza ayar verin
16:37 Mûş'ta kadınlar bir araya geldi
16:19 AKP raporunda eski yöntem ve eski söylemler: Özerk Yönetim “tehdit” olarak tanımlandı
16:18 İŞKUR'da kura hilesi iddiası: AKP'li aileden 5 kişiye kura çıktı
15:21 Çetin Arkaş: Önder Apo’nun istediği kişilerle görüşmesinin imkanları yaratılmalı
15:09 Bozan: Cezaevi İvrendi’ye düşman hukukuyla yaklaşılıyor
15:00 Kamu emekçileri iş bıraktı
14:55 'Hayata Dönüş Operasyonu'nun yıl dönümünde cezaevi tellerine karanfil bırakıldı
14:44 Yazar Tunç’un Mereş katliamını konu alan kitapları yeniden basıldı
14:27 Katledilen Taybet İnan ve 29 kişi anıldı: İnsanlığa karşı suçtur
14:23 Kayyım kararının yürütmesinin durdurulması karara bağlanacak
14:22 İHD: 'Hayata Dönüş' operasyonlarında cezasızlık politikası sürdürülmüştür
14:13 Kaya’nın taziyesine kitlesel ziyaret
14:09 Katledilen gazeteciler Cihan Bilgin ve Daştan için mevlit verildi
12:46 'Katledilen arkadaşlarımızın hesabını sormaktan vazgeçmeyeceğiz'
12:33 AKP raporunu Meclis'e sundu
11:51 DEM Parti İmralı Heyeti ile TİP görüşmesinin tarihi belli oldu
11:13 Farqînli yurttaşlar: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü halkın özgürlüğüdür
10:53 Cizîr’de taciz faili öğretmen gözaltına alındı
09:53 2025: Küresel güç dengeleri değişti, yeniden mevzilenme başladı
09:29 Cizîr’de çok sayıda öğrencinin taciz edildiği ortaya çıktı
09:25 'Hasta tutsakları hala cezaevinde, barışa nasıl inanalım?'
09:24 10 yıldır kayyımın yönettiği kent komün ve meclislerle yeniden inşa edilecek
09:20 Eril şiddet çemberinde bir yaşam mücadelesi
09:19 Veysi Aktaş'tan 'Umut ve Özgürlük' mitingine katılım çağrısı
09:16 19 Aralık'tan bugüne tecrit daha da derinleşti
09:16 Şanogel kuruldu: Sokağa ve halka ulaşmak istiyoruz
09:15 Rûbarêşîn ve Sergen dereleri HES kıskacında
09:08 Mereş'te 47 yıllık yara: Yüzleşin
09:07 Filozof Holloway: Rojava sistemdeki süper çatlaktır
09:01 İsviçre: Doğrudan demokrasi ilkesi esastır
09:00 19 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:44 PİRHA muhabiri Cihan Berk gözaltına alındı
08:18 26 şirkete eş zamanlı operasyon: Gözaltılar var
18/12/2025
23:22 DEM Parti’den TFF’ye çağrı: Cezai yaptırım ağırlaştırılmalı
22:33 İlk 8 maddesi görüşüldü: Bu bütçe emeğin değil
21:44 Ayşe Şan, konser ile anıldı
21:12 Cenk Yiğiter’e saldıranlara hapis cezası verildi
21:06 Kuyu Tipi Cezaevleri paneli: Mekanın yarattığı şiddet rejimi
19:53 KESK: Yoksulluk ve adaletsizlik normalleştirildi
19:47 Devrimci Parti: Devrimci tutsaklara özgürlük için harekete geçelim
19:42 Arkaş: Askerlerin mezarına çiçek koymaya varım, peki ya siz var mısınız?
18:22 Denizli’de çocuk işçi yandı
18:20 Hakan Fidan, QSD'yi hedef aldı
17:47 Ebex’te Sima Semend Kadın Eserleri Kütüphanesi açıldı
17:44 Leyla Zana’ya yönelik ırkçı saldırı protesto edildi
17:39 Serhat Bölgesinde toplantılar son buldu: Tarafların imkanları eşit olmalı
17:30 Bahçeli: Abdullah Öcalan’a özgürlük mitingi ifade özgürlüğüdür
17:27 Temel: İktidarın komisyona sunacağı rapor sürecin ciddiyetiyle uyumlu olmalıdır
17:22 CHP'den 53 sayfalık rapor: Sürecin esasına ve ana aktörüne temas yok!
17:18 Bütçe görüşmeleri: Bu ülkenin geleceği muhalefetin cesaretine bağlı
17:10 Akın Birdal: İşçi sınıfının ekmeği barıştadır
16:56 Ev baskınında polis, 5 yavrusu olan köpeği kurşunlayarak öldürdü
16:40 Gazeteci Aykol, 2 ay 4 gündür yoğun bakımda
16:30 Asgari Ücret Tespit Komisyonu ikinci toplantısı gerçekleştirdi
16:22 Bakanlık Kazanhan'ın katili için 1,5 yıl sonra kırmızı bülteni uyguladı
15:37 30 bin TL’lik zam teklifi geri çekildi
15:06 Qers Barosu’ndan ırkçı doktor hakkında suç duyurusu
15:04 Kadınlardan 'Kadın Mitingi'ne katılım çağrısı
14:56 Ayşe Şan mezarı başında anıldı
14:37 DEM Parti İmralı Heyeti ile Özel görüşmesinin tarihi beli oldu
14:37 Dersim Gazeteciler Platformu kuruldu
14:36 CHP raporunu Meclis’e sundu
14:33 Çetin Arkaş: Barış olacaksa yapılanlarla yüzleşilecek
14:30 KESK: Emekçiler bu bütçeyi kabul etmiyor
14:03 DEM Parti Gençlik Meclisi üyesi kaçırılıp işkence yapıldı
13:43 Irkçı akademisyenden Kürtlere hakaret: Hakları kısıtlansın, çalıştırılmasınlar
13:00 Ahmet Türk’ten Bursaspor’a tepki: Bu tüm Kürtlere yapılan hakaret ve tehdittir
12:54 Türkiye’nin Suriye’de hedeflediği ‘üç’ şey
12:42 Barolardan Leyla Zana'ya küfre yaptırım çağrısı
12:02 Sincar davası bir kez daha mütalaa için ertelendi
12:00 Nazım ile Cihan’ın çektiği fotoğraflar sergilenecek
11:18 Asgari ücreti işveren belirleyecek: En yüksek oran yüzde 30
10:48 Efrin'de bir kadın işkenceyle katledildi
10:29 Kenanoğlu: 'Umut ve özgürlük' mitingi sahiplenilmeli