'Sincar davasında faili aklayıcı bir süreç işletiliyor' 2025-09-04 10:44:39   AMED - Mehmet Sincar'ın katledilmesine dair devam eden yeniden yargılamada 6 yıldır karar çıkmadı. Avukat Mehdi Özdemir, bu durumun "faili aklayıcı yargısal bir sürecin işletildiğini” gösterdiğini söyledi.   Demokrasi Partisi (DEP) Mêrdîn Milletvekili Mehmet Sincar, partisinin üyeleri Habip Kılıç ve Hikmet Kılıç'ın katledilmesinin dair inceleme yapmak üzere gittiği Êlih'te, 4 Eylül 1993'te DEP Êlih İl Örgütü yöneticisi Metin Özdemir'le birlikte katledildi. 3 Kasım 1996'da Balıkesir'in Susurluk ilçesinde meydana gelen kazayla ilgili hazırlanan raporda, Sincar ve Özdemir'in "Yeşil" kod ismi ile bilinen Mahmut Yıldırım ile itirafçılar Alaattin Kanat, İsmail Yeşilmen ve Mesut Mehmetoğlu tarafından katledildiği belirtilse de ne JİTEM kurucularından Mahmut Yıldırım bulundu ne de adı geçen isimler yargılandı.   İstanbul Beykoz ilçesinde 17 Ocak 2000'de düzenlenen ve Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu'nun öldürüldüğü operasyonda, Sincar'ın katledilmesinde kullanıldığı tespit edilen bir silah bulundu. Hizbullah dönük operasyonlarda, bazı Hizbullah tetikçilerinin cinayette Cihan Yıldız ve Ejder Arpa adlı Hizbullah tetikçilerinin yer aldığına dair beyanları üzerine Yıldız ve Arpa hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Yıldız hakkında açılan dava ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde askeri üye bulunması nedeniyle bu mahkemelerdeki yargılamaların "adil yargılama hakkını" ihlal ettiğine dair kararlarının ardından, Yıldız'ın avukatının Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı yeniden yargılama başvurusu kabul edildi. 2 Ekim 2019'da Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden yargılanmasına başlanan Yıldız, bu duruşmada tahliye edildi. 6 yıldır süren davada henüz mütalaa sunulmazken davanın 16'ncı duruşması 18 Aralık'ta görülecek. Davanın diğer şüphelisi Ejder Arpa ise şu ana kadar yakalanamadı.    'CEZASIZ BIRAKILMAMASI GEREKEN BİR KATLİAM'   Dosyanın avukatlarından Mehdi Özdemir, Sincar dosyasında etkin bir soruşturma yürütülmediğini, 6 yıl geçen yeniden yargılamanın da sürüncemede bırakıldığını söyledi. Özdemir, "Cihan Yıldız tek başına bir tetikçi ama cinayetin arka planı, azmettireni, 1990'lı yıllardaki devletin kaotik ve karanlık dönemi içerisinde sorumluların tespiti açısından bir yargılama faaliyeti yürütülmedi" dedi.   Sincar'ın katledilmesinin insanlığa karşı suçlar kapsamında değerlendirilmesi gereken bir suç olduğunu vurgulayan Özdemir, "Bu açıdan yargı pratiği 1990’lı yıllardaki faili belli zorla kaybettirme vakalarında olduğu gibi, Mehmet Sincar açısından da işin arka planında olan failleri, cezasızlık politikasının bir tezahürü olarak yargılama zırhı içerisinde değerlendiriliyor" diye konuştu.    'FAİLİ AKLAYICI BİR SÜREÇ İŞLETİLİYOR'   Yıldız'ın yeniden yargılamasının, Hizbullah tetikçilerinin tamamının serbest bırakılmasını kapsamında bir devlet politikası olduğunu dile getiren Özdemir, "Her ne kadar başlangıç evresinde askeri hakim üyenin bulunduğu ifade edilse de yargılamanın adilliğini bir bütünen zedeleyen her hangi bir durum olmamasına rağmen; genel geçer gerekçelerle, Cihan Yıldız'ın yeniden yargılama talebinin kabul edildi" ifadelerini kullandı.    Yeniden yargılamanın yapıldığı 6 yıllık süreçte, sadece Cihan Yıldız'ın savunmasının aldığını, kendilerinin ise tüm taleplerinin reddedildiğinin altını çizen Özdemir, bu sürecin 6 yıla yayılmasının yargılamanın sürüncemede bırakıldığını belirterek, "Cihan Yıldız'ın bu süre içerisinde serbest bir şekilde yaşamına devam etmesi, faili aklayıcı yargısal bir sürecin işletildiğini gösteriyor" diye belirtti.     'YÜZLEŞMENİN OLMADIĞI YERDE BARIŞ OLMAZ'   "Devlet, eğer bir cinayeti aydınlatmıyorsa aydınlatmak istemediğinden kaynaklıdır" diyen Özdemir, 1990'lardan beri bu durumun yaşandığını dile getirdi. Özdemir, "Bugün hali hazırda Mehmet Sincar dosyasında olduğu gibi failli aklayıcı bir yargısal süreç işletiliyorsa, bir yüzleşmenin devlet politikası kapsamında yürütülmediğini bizlere gösteriyor" dedi.    Kürt sorununa dair yürütülen sürece işaret eden Özdemir, "Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nde ilk olması gereken adaletsizliklerin, hukuksuzlukların ortadan kaldırılması ve 1990'lı yıllarda yaşanan süreçle yüzleşmeyi sağlamak. Eğer adalet tecelli etmezse, hukuka uygun bir yargılama süreci neticesinde failler tespit edilip, bir yargılama süreci işletilmezse, faili yargılayıcı, cezalandırıcı bir süreç oluşturulamazsa, yüzleşme olmaz. Yüzleştirmenin olmadığı bir yerde de barış olmaz" şeklinde konuştu.   Yaşanan faili meçhul cinayetlere işaret eden Özdemir, şunları söyledi: "Netice itibariyle 1990'lı yıllarda katledilen, zorla kaybettirilen faili belli ama meçhul bırakılmak istenen pek çok yargılama süreci zamanaşımı riski altında tutuldu ve bu zamanaşımından kapatılan çok sayıda dosya var. Esasında hukuka uygun bir yargılama süreci kapsamında bu yargılama süreçlerinin insanlığa karşı suç tanımı kapsamında değerlendirilmesi, zaman aşımı riskinin ortadan kaldırılması ve faillerin tespiti ve yargılamalarının önünün açılması lazım. Bu, Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nde de yapılması gereken en öncelikli şey, 1990'lı yıllardaki devlet eliyle ortaya konulan hukuksuzlukların giderilmesi, yüzleşmenin sağlanması ve buna dönük bir yargısal sürecin işletilmesidir."              Özdemir, Sincar cinayetinin arka planında bulunan kişi veya grupların tespiti ve yargılanmalarını sağlamak için etkin bir şekilde hukuk mücadelesini sürdüreceklerini sözlerine ekledi.    MA / Rukiye Payiz Adıgüzel