‘Demokratik dönüşüm hukuki zeminde kendini var edebilir’ 2025-06-24 10:44:53   ANKARA - Demokratik ve yapısal dönüşümün ancak hukuki zeminde kendini var edebileceğini söyleyen ÖHD’li Nurdan Kılıç, Meclis kapanmadan tüm siyasi bileşenlerin dahiliyle komisyon kurulması gerektiğini ifade etti.    Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrının ardından PKK kongresini toplayıp çalışmalarını sonlandırdı. Bugüne kadar Abdullah Öcalan ve Kürt hareketi üzerine düşen sorumlulukları yerine getirirken, iktidar ve devlet herhangi bir somut adım atmadı.    Meclis’te kabul edilen ve 4 Haziran’da Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 10'uncu Yargı Paketi, özellikle hasta tutuklular, ağırlaştırılmış müebbet ve İdare Gözlem Kurulları gibi başlıklarda beklentilerin karşılanmaması, kamuoyunda tepkiye yol açtı.   İSTİSNA HUKUK SÜRÜYOR    Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Avukat Nurdan Kılıç, 10’uncu Yargı Paketi’nde “umut hakkı”na yer verilmemesinin beklentileri karşılamadığını söyledi.  Kılıç, “Siyasi tutsaklar yine yargı paketinin dışarısında bırakıldı. Bu durum istisna hukukunun sürdüğünü gösteriyor” dedi.“Umut hakkı”na ilişkin değerlendirmelerde bulunan Nurdan Kılıç, “Bir kişiyi yaşamı boyunca hapishanede tutmak, işkencenin bir biçimidir ve işkence hem sözleşmelerle hem de yasalarla mutlak olarak yasaklanmıştır. Yani devletlerin cezalandırma yetkisi olsa da, bir kişiyi süresiz bir tutsaklığa mahkum etmek, yaşama dair umudunu elinden almak, devletin hak ve yetkisi dâhilinde değildir. Ancak uygulamada, siyasi mahpusların bu haktan yararlandırılmaması, Türkiye infaz hukukunda yerleşik bir uygulama halini almıştır. Devletin siyasallaşması, beraberinde yargının da siyasallaşmasını getirmiş ve kanun uygulayıcılarının infaz koşullarını siyasi yaklaşımlar ve pratiklerle belirlediği keyfi bir düzene dönüşmüştür” diye belirtti.   HASTA TUTSAKLAR    Yargı paketinde siyasi tutsakları dışarıda bırakılmasına tepki gösteren Nurdan Kılıç, “Barışın inşası için atılacak adımların başında, hasta mahpusların tahliyesi ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının infazında AİHM’in umut hakkına ilişkin kararlarının tanınması vardı. Bununla birlikte toplumda siyasi tutsakların tahliyelerinin yolunu açan yasal düzenleme yapılması beklentisi vardı. Bu paketle umut hakkının dışarıda bırakılması, yerleşikleşen istisna hukukun uygulanmasından vazgeçme konusunda hâlâ bir direnç olduğuna işaret ediyor. 10’uncu Yargı Paketi'nde aslında özel infaz usullerine dair önemli değişiklikler var. Siyasi mahpuslar yine dışarıda bırakıldı. Bu da istisna hukuk uygulamasının devam ettiği anlamına geliyor. Yine hasta mahpuslar yönünden yapılan düzenlemede, daha önce fıkrada olmayan ‘toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike’ şartı getirildi. Bu ifadelerin siyasi tutsaklar yönünden uygulamada ne türden keyfilikleri beraberinde getirdiğine, yakıcı biçimde tanık oluyoruz” dedi.    ‘HUKUKİ GÜVENCELERİN VERİLMESİ LAZIM’   Dünya deneyimlerinin gösterdiği üzere çatışmaların sona ermesi ve çözümlerin müzakere edilmesi, ancak devlet yetkilileri tarafından sağlanan hukuki güvencelerle gerçekçi bir zemine oturabileceğini söyleyen Nurdan Kılıç, "Demokratik ve yapısal dönüşüm ancak böyle bir hukuki zeminde kendini var edebilir. Bu nedenle hem bölgesel düzeyde hem de Türkiye için tarihi bir kavşak olan barış sürecinin, aktörlerin kuşatıcı bir perspektifi benimsemesi ve barışın tüm topluma yayılması için ihtiyaç duyulan hukuki zeminin yaratılması gerek. 10. Yargı paketiyle maalesef bu beklenti henüz karşılık bulmadı” ifadelerini kullandı.    ‘YENİ İNFAZ USULLERİ GELİŞTİRİLİYOR’   Cezaevlerinde siyasi tutsaklara yönelik yeni infaz uygulamalarıyla tecridin derinleştirildiğini söyleyen Nurdan Kılıç,  İdare ve Gözlem Kurulu’nun aldığı kararlarla tahliyelerin ertelendiğini, infaz rejiminin iyileştirilmesi önünde ciddi bir bariyer olduğunu ifade etti.    ‘MECLİS’TE KOMİSYON KURULMASI GERKİYOR’   Sürece işaret eden Nurdan Kılıç sözlerini şöyle tamamladı: “Yeni barış süreci hem bölgesel hem dünya ölçeğinde çok değerli ve anlamlı bir süreç. Bu sürecin öneminin ve ciddiyetinin farkına varılması ve ivedilikle adımların atılması gerekiyor. Bunun gereği olarak yakın zamanda Meclis’te komisyon kurulması gerekiyor. Bütün toplum kesimlerinin siyasi temsilcilerinin katılım sağlaması gerekiyor. Süreç komisyon eliyle şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. Yine buna dair de toplumda çok büyük bir beklenti mevcut. Meclis’in kapanışının uzatılması ve ivedilikle komisyon kurulması, somut bir adım atılması gerekiyor.”