Çekpas sapı bilmecesi 2023-06-07 09:13:14   ANKARA - İhlallerin merkezi olarak anılan cezaevlerinde çekpas sapı sağlam olarak almaya çalışan tutukluların mücadelesi ile çekpas için rapor arayan idarenin durumu bilmeceyi andırıyor.   Ankara merkezli yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınarak, 3 Nisan Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde tutuklanan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, tutulduğu Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tanıklık ettiği hak ihlallerini, “Çek pas sapı bilmecesi” başlıklı yazısıyla kaleme aldı. Müftüoğlu, yazısında aynı cezaevinde tutuklu bulunan Nuriye Adet’in yaşadığı sağlık sorunları karşısında idarenin tutumuna dikkat çekti.    ‘SUÇLULARI ISLAH ETMEK…’   Müftüoğlu’nun yazısı şöyle: “Sistemler, iktidarlar, toplumsal düzeni, birlikte yaşamı sağlayabilmek adı altında yasalar oluşturuyorlar. Baştan sona hukuksuzluk olduğu açık olan günümüzdeki sisteme göre iktidarın karşısında söz söyleyen partiye geçen herkes ‘suçlu’ olarak kabul ediliyor. Tabi günümüzde de bu durum daha da kangrenleştiğini, herkesin yani iktidarın söylediğini tekrar etmeyen de ‘suçlu’ olarak görülüyor. Tüm bunlar da topluma kanıksanıyor. Bu kadar ‘suçlu’yu ‘ıslah’ etmek için de her kente yeni cezaevleri inşa ediliyor.    ÖLDÜRMEYE NİYETLİ İKTİDAR   Tabi bununla da yetinmeyip cezaevleri kampüse dönüştürülüyor. Alfabenin neredeyse her harfini alan tiplerde inşa edilen cezaevlerinde her bir tutukluya ayrı ‘özel’ uygulamalarla işkence ediliyor. Kentlerin dışına inşa edilen bu cezaevlerinde dünya ile bağlantı tümden sıfırlamak, insanları yalnız, bir başına, dünyadan kopuk hissettirmek ilk adımlardan biri oluyor. Resmi araçların sesi ve sirenler dışında dışarıdan bir ses duymanız mümkün değil. Köpek hırlaması, kedi miyavlaması, tavuk gıdıklaması, televizyonda olmasa muhtemelen unutacağınız bir şey olacak. Tabi özgürlük tutkunu kuşlar kanatlarıyla dünyanın aslında güzel bir yer olduğunu, özgürlüğün bir kanat çırpışı kadar yakın olduğu umudunu taşıyor. Her ötüşleriyle size baharın, özgürlüğün mücadelesini anlatıyor gibiler. Sizi hapsederek ‘öldürmeye’ niyetli olan iktidar karşısında sizin de aklınızı, ruhunuzu ve bedeninizi korumak için özel bir çaba içerisine girmeniz gerekiyor.    İDARENİN İKNA EDİLMESİ    Her şeyden izole edilen, beton ve demirle kaplı ve üzeri tel örgüyle çevrili bu alanda sağlığınızı korumanız zor olsa da bunun için özel çaba göstermeniz gerekiyor. Temizlik bu anlamda ciddi ve büyük önem taşıyor. Bunun için kantinden parasını ödeyerek temizlik malzemesi, fırça ve çek pas almanız gerekiyor. Tabi çek pas ve fırça alınırken, bunların sapı ikiye bölünerek size satılıyor. Kısa çek pas sapının satılmasının amacı ise, ‘amaç dışı kullanımı’ engellemek. Tam da bu noktada bir türlü kimsenin anlamadığı amaç dışı kullanımın ne anlama geldiğini, ne ifade edeceğini biraz da sizin düşünmenizi isterim. Biz bir türlü bir yanıt bulamadık. Koğuş arkadaşlarımın büyük bölümü cezaevi sürecinde boyun ve bel fıtığı olmuş. Yeni cezaevlerinin sağlam insanı hasta ettiğini birebir gözlerimle de görmüş oldum. Boyun ağrısı ile revire, ardından hastaneye giden koğuş arkadaşım Nuriye Adet’e de doktor tarafından geçtiğimiz aylarda boyun düzleşmesi teşhisi konulmuş. Doktor ilaç ve egzersizlerin yanı sıra ağrının artmasını sağlayacak kimi hareketlerden kaçınması gerektiğini belirtiyor. Nedir bu hareketler, boynunu zedeleyecek düzeyde eğilmemek. Bunun önüne geçmek için de ya temizlikten vazgeçmeniz ya da idareyi uzun çekpas sapı vermesi için ikna etmeniz gerekiyor. Temizlikten vazgeçme ihtimali olmadığından, idareyi ikna etmeniz için dilekçeyle uzun çekpas sapı talep edilir. Ancak gelen sap yine idare tarafından kırılmıştır. Nedeni sorulduğunda ise bunun için bir doktor raporu verilmesi gerektiği söylenir. Tabi burada her talep için dilekçe yazmanız istenir, ancak buna verilen yanıt sözlüdür. Hukuken bu duruma itiraz etmenizin yolunu da kapatmış oluyor.    ÇEKPAS SAPI İÇİN DOKTOR RAPORU   Bunun üzerine koğuş arkadaşım Nuriye Adet, bir işkenceye dönüşse de bir kez daha doktor yolunu tutuyor. Uzun çekpas sapı verilmesi için rapor yazılmasını talep ediyor. Doktor ise çekpas sapı bir medikal malzeme olmadığı için buna dair bir rapor yazılmayacağını, idarenin teşhise bakarak böyle bir karar vermesi gerektiğini belirtiyor. Bu durum üzerine bir daha dilekçe yazan Nuriyet Adet’e, bir kez daha sözlü olarak ret yanıtı veriliyor. Aylarca giden gelen bu tablodan sonuç çıkarılmış değil. Okurlar, çekpas sapının amaç dışı kullanımı noktasında düşünürken, tabipler ise çekpas sapını alabilmek için nasıl bir rapor hazırlanabileceğini düşünebilir.”   MA / Dicle Müftüoğlu