Gazeteci Koçuk: Onların yerine de yazacağız 2022-06-24 09:19:15   DİYARBAKIR- Diyarbakır’da 20 meslektaşıyla gözaltına alınıp adli kontrol ile serbest bırakılan JINNEWS editörü Gülşen Koçuk, adliyeye çıkarılırken kelepçelenmekle tehdit edildiklerini belirterek, "Hem kendi yerimize hem de onlar yerine yazacağız" dedi.    Diyarbakır’da 8 Haziran’da Özgür Basın çalışanı 20’si gazeteci 22 kişi, evlerine ve çalıştıkları yapım kurumlarına yapılan baskınla gözaltına alındı. Sekiz gün boyunca gözaltında tutulan 22 kişiden 16 gazeteci “örgüt üyesi olmak” iddiası ile tutuklanırken, dört gazeteci ile diğer iki kişi adli kontrolle serbest bırakıldı.     Adli kontrol talebiyle serbest bırakılanlardan biri de gazeteci Gülşen Koçuk. Sekiz günlük gözaltı sürecinden çıkar çıkmaz editörü olduğu JINNEWS’te kaldığı yerden işine devam eden Koçuk, gözaltı süreci ve özgür basına dönük baskıları anlattı.  'GÖZALTINA ALINMAMIZ TECRİDİN PARÇASI'   Gazetecilik faaliyetlerinden gözaltına alındıklarını aktaran Koçuk, “Mesleğimiz içerisinde sık sık ifade ettiğimiz tecridin, bütün yaşam alanlarına sirayet ettiğini gözaltında da gördük. Gözaltında ayrı ayrı karanlık ve 7-24 izlenen nezarethanelerde tutulmamız da bu tecrit politikasının bir parçasıydı. Gazetecilere yönelik, bizlere yönelik fiziki kaba bir şiddet yoktu belki ama bu şiddeti biz psikolojik olarak yaşadık. Mesleğimiz gereği suçlanıyor olmamız, yaptığımız haberler gereği gözaltında olmamız zaten en başında yaşadığımız hak ihlaliydi” dedi.   'GÖZDAĞI OPERASYONU'   Gözaltına alındıklarında neyle suçlandıklarını bilmediklerini söyleyen Koçuk, aynı zamanda gözaltında “suç delili” olarak soruşturma kapsamında nelerin olup olmadığını bilmediklerini ifade etti. Koçuk, “Ne avukatlarımıza, ne de bize bilgi verildi. Ama bunun yanında avukatlardan edindiğimiz bilgiyle; onlara bilgi dahi verilmeden soruşturma içeriğinin ana akım ve iktidara yakın medyayla paylaşıldığını öğrendik.  Bu da zaten bu dosyanın esasında içi boş sadece bir gözdağı verme operasyonu olduğunu ve gazetecilik mesleğini hedef alan bir yerde durduğunu gösterdi” şeklinde konuştu.    'TEHDİT EDİLDİK'   Gözaltında tehdit edildiklerini de söyleyen Koçuk, “Adliyeye çıkarıldığımız gün kelepçelenmekle tehdit edildik ve bu tehdit birkaç kez tekrar edildi. Yine kimi ırkçı müziklere maruz bırakılarak da bu şiddet sürdü. Bu yönlü de arkadaşlarımız itirazlarını ve tepkilerini dile getirdi. Ve bu şekilde ancak geri adım attırıldı. Adliye sürecini birçok avukat ve gazeteci takip etti. Savcılık sorgusunda da esasında suç olarak kabul görmeyecek ve suç olarak ifade edilemeyecek sorularla karşılaştık. Sorulan soruların esasında bir savunması bile yoktu” dedi.     SORULARLA SUÇ ÜRETİMİ   Gazetecilik faaliyeti kapsamında yapılan haberlerden suç üretilmeye çalışıldığını ve bu yönüyle kendilerine sorular sorulduğunu belirten Koçuk, “Gözaltı süresinin uzatılmasının nedeni dosyanın içerisinde bir şeyin olmamasıyla ilgiliydi. İçini doldurmak istediler. Soruşturma kapsamında bize yöneltilebilecek hiçbir soru yoktu. Uzatılan bu gözaltı süresi de birkaç soru üretme ve soru toplama üzerinden yapılmıştı. Prosedür icabı gelişen bir şeydi. Sorulan sorulardan ve yanıtlardan suç üretme yaklaşımı vardı” diye konuştu.    'TALİMATI KİM VERİYOR?'   JINNEWS’te editörlük yaptığı için haber başlıkları üzerinden kendisine sorular yöneltildiğini de ekleyen Koçuk,“‘Haberi sen mi okudun?,  Kim okudu?,  Sitede yayınlanması talimatını kim veriyor?’ şeklinde sorular soruldu. Aynı zamanda bu sorulardan bir tanesi bizim gözaltına alındığımız gün çıkan haberlerle ilgiliydi. O gün gözaltında olmamıza rağmen ‘bu haberi sen mi okudun’ sorusu yöneltildi. Ve sorulan haber bizim gözaltına alınmamıza ilişkin yapılan bir tepki haberiydi. Bu yönüyle soruşturmanın da sorularında çok özensiz bir şekilde hazırlandığını gördük. Yani telefonda bir yakınımızın cenazesiyle alakalı bir telefon görüşmesi yapmışım o cenaze dahi sorulabildi.  Suç üretimi için çaba harcanmıştı. Ama bunun hiçbir mantıki temeli yoktu” dedi.    'SORGULAMA YOKTU, KARAR VARDI'   Tutuklanan arkadaşlarının hepsinin gazeteci olduğunu vurgulayan Koçuk, “Kameramanı, program sunucusu, editörü tutuklandı. Yani soruşturma öyle bir soruşturmaydı ki Özgür Basın’a konuşan kişiyi de, konuşturan gazeteciyi de hedef alan, aynı zamanda çekeni de hedef alan bütün ayaklarıyla cezalandırmayı kendisine amaç edinen bir soruşturmaydı. PEL Yapım’da aşçılık yapan bir kadın arkadaş da gözaltına alındı ve tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildi. Yani gazetecilere yemek yapmak bile ‘suç’ demek ki. Bu şekilde bir soruşturma süreciyle karşılaştık buna belki soruşturma süreci demek bile çok yanlıştır. Çünkü bir şeyleri sorgular, araştırırsınız, incelerseniz. Ama bu öyle bir süreç değildi. Ortada sorgulama yoktu zaten verilmiş bir karar vardı ve o kararın uygulamasına tanıklık ettik. 16 arkadaşımızın tutuklanmış olması ve hiçbir tutuklama gerekçesi sayılamayacak şekilde ifadeler ve iddialarla tutuklanmış olması bunu gösteriyordu bize” şeklinde kaydetti.    SİSTEMATİK SALDIRILAR    İktidarın gözaltı ve tutuklamalarla yeni saldırıların startını verdiğini aktaran Koçuk, “Kürdistan’da uzun yıllardır çok sistematik saldırılar olduğunu görüyoruz. Bunu yazan, çizen, kamerasını buraya çeviren çok az sayıda basın kurumu var. Bu operasyonun esasında bu basın kurumlarını hedef aldığını düşünüyoruz” dedi.    SANSÜR YASASI    Meclis Genel Kurulu’na getirilecek “Dezenformasyon Yasası’na” dair de konuşan Koçuk, Özgür Basın’ın bölge kentlerinde birçok olayı açığa çıkarttığını belirterek, İpek Er’i, Gercüş’teki iddiaları, Yüksekova’daki tecavüz ve fuhuş çetelerini Özgür Basın gündeme getirdi. Ama bunların gündeme gelmesi problem oldu onlar için. Sansür Yasası, mesela bunun bir parçası. Şimdi ben bir gazeteci olarak bu iddiaları gündeme getiriyorsam yargıya düşen bu iddiaları araştırmak, soruşturma süreci de orada başlar. Ortada bir suç ya da suç iddiası vardır. O soruşturulur ama burada olay çok tersi işliyor. Sansür yasası bunun önüne engeldir. Benim toplumun gündemindeki meseleyi gündeme taşımam sorundur. Bu yönüyle sadece gazetecileri değil esasında bütün toplumu ilgilendiren bir yerde duruyor” diye konuştu.    'ÖZGÜR BASIN GERÇEKLİĞİ DEĞİŞMEYECEK'   Koçuk, “Hem kendi yerimize hem de onlar yerine yazacağız. Bir çalışıyorsak 10 çalışacağız. Bu şekilde arkadaşlarımızı özgürleştirebilir, Özgür Basın’ın amacını da sürdürebiliriz. özgür basın başta da belirttiğim gibi ne tutuklamalarla ne kaybetmeyle ne de katletmeyle bitebilecek bir gelenek değil. Yıllar öncesine dayanan bir gelenek. Bugüne kadar bitiremediler bugünden sonra da adı değişebilir AKP’si olabilir farklı bir iktidarı olabilir. Bugünden sonra da bu gerçeklik değişmeyecek.”   MA / Eylem Akdağ