Kürkçüler’de ihlaller arttı: 5 kişilik koğuşa bir tabak yemek 2022-06-24 09:02:02   İSTANBUL - Kürkçüler Cezaevi'nde tutulan Harun Kaya, maruz kaldıkları hak ihlallerini aktardığı mektubunda, 5 kişilik odalara bir tabak yemek verildiğini belirtti.    Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu Harun Kaya, ajansımıza gönderdiği mektup aracılığıyla yaşadıkları hak ihlallerini paylaştı. Siyasi tutuklulara karşı özel uygulamalar olduğunu ve bunun PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecritten bağımsız olmadığı ifade edilen mektupta, “İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan’a yönelen tecrit, son yıllarda daha da yaygınlaşmıştır” hatırlatmasında bulunuldu.    BİR YILDIR TEK KİŞİLİK HÜCREDE   Mektupta, aynı cezaevinde bulunan Abdulkadir Baybars adlı tutuklunun bir yılı aşkın bir süredir tek başında tutulduğu bilgisi yer aldı. Mektupta, Baybars’ın kimseyle görüştürülmediğinin ve sosyal etkinliklere katılamadığının belirtildi.    ‘AĞZINI AÇ, DİLİNİ GÖSTER’    Kaya mektubunda, bulunduğu cezaevinde 60’a yakın siyasi tutuklu olduğunu ve hastane sevkleri olduğu halde tedavi olamadıklarını ve duruşmalara katılamadıklarını dile getirdi. Mektubun devamında, “Ağzını aç, dilini göster” dayatmasıyla psikolojik ve fiziki işkence uygulandığını ancak tutukluların bu dayatmaları kabul etmedikleri dile getirildi. Dayatmaları kabul etmedikleri için tutukluların mahkemeye ve hastaneye götürülmediğinin yer aldığı mektupta, bu durumun sağlık ve yargısal süreçler açısından sorunlar yarattığı ifade edildi.   GÖRÜŞLER ENGELLENİYOR   Mektubun devamında şu ifadelere yer verildi: “Odalarda, koğuşlarda değil kafeslerde tutuluyoruz. Bu durumun yasal ya da hukuki bir dayanağı yok. Bu kafes tipi yapılar tümüyle psikolojik bir işkence amacı taşınarak oluşturulmuş ve biz siyasi tutsaklar için hazırlanmıştır. Odalar hiçbir suretle değiştirilmiyor. Ailevi yakınlık, görüş vb. gibi gerekçeler var olmasına rağmen cezaevi idaresi taleplerimizi, ‘Örgütsellik’ kalıbı içerisinde değerlendirerek bizleri bu haktan yararlandırmıyor. Bizlere bu minvalde şu söyleniyor: ‘Oda değişim talebinde bulunan kişi kaldığı odadaki bir kimseyle/kimselerle kavgalı olmalı.’ Böylece, bizlerin yoldaşlık bağını bilen idare, oda değişimini ilişkilerimizin bozulması, kavgalı olmamız temennisi üzerine inşa ediyor.”    DAİŞ’LİLER AYNI KORİDORDA    Cezaevlerinde 12 Eylül rejiminin kurumsallaştırılmak istendiğine vurgu yapılan mektupta, şunlar dile getirildi: “Burada da Esat Oktay Yıldıray tipini andıracak memur ve görevliler türemektedir. Nerede ırkçı, faşist zihniyetli kimseler varsa infaz memuru kılığına sokulmakta ve bizlere sözel ve hatta yer yer fiziki saldırıya yönelmektedirler. Çok yönlü bir saldırı politikası yürütülüyor. Aynı davada yargılandığımız arkadaşlarımızla her türlü teması engelleyen idare, aynı hassasiyeti DAİŞ’lileri bize yakın yerlerde barındırmak suretiyle göstermemektedir. Bizleri DAİŞ’lilerle aynı koridorda, yer yer aynı görüş alanında bir araya getirerek provokasyona zemin sunuluyor.”    2 SOMUN YERİNE BİR SOMUN EKMEK   Cezaevinin bir rant ve ticarethaneye dönüştürüldüğünü belirtildiği mektupta, ayda 150 TL elektrik faturasının kesildiği dile getirildi. Elektriğe yapılan zamların doğrudan tutuklulara yansıdığına yer verilen mektupta, “Yine yaklaşık 2 ay önce istihkakımız olan kişi başı iki somun ekmek 1 adete düşürüldü. Bu durum mevcut ekonomik duruma bağlı olarak bir fırsat biçiminde görülüp sürekli ve ticari bir uygulamaya dönüştürüldü. Bir süre önce cezaevi kantininden somun ekmek satılmaya başlandığını talep eden hükümlülerin 2 buçuk TL karşılığında satın alabileceğini biçiminde bir duyuru yapıldı.”    5 KİŞİLİK ODAYA BİR TABAK   Yemeklerde miktar ve kalitenin düşürüldüğünü kaydeden Kaya, 5 kişilik odalara bir kişilik yemek verildiğini söyledi. Yemeklerin bayat ve kötü olduğunu da yazan Kaya, “Bulunduğumuz cezaevi kelimenin tam anlamıyla bir fırsatçılık yapmakta, cezaevi bir tüccar mantığıyla idare edilmekte, daha doğru bir ifadeyle tutuklular sömürülmek istenmektedir” dedi.   Mektupta, şöyle denildi: “Bizler bu olaylara karşılık politik tutumumuzu koruyor, geliştiriyoruz. Cezaevinde inşa edilen 12 Eylül rejimi geçmişte olduğu gibi bugün de onurlu ve özgür insanın duvarına çarpacaktır.”