Efrîn'de kadına yönelik suçlar rutinleşti: Türkiye yargılanmalı 2021-11-07 09:02:15   URFA - TSK’nin işgaliyle kadına yönelik suçların rutinleştiğine dikkati çeken Efrîn İnsan Hakları Derneği üyesi Nayele Mihemed, Türkiye’nin işlediği savaş suçları nedeniyle yargılanması gerektiğini söyledi.    Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve desteklediği paramiliter grupların 20 Ocak 2018’de başlattığı saldırılar sonrası 18 Mart’ta selefi grupların denetimine geçen Kuzey ve Doğu Suriye’nin Efrîn Kantonu'nda yaşanan insanlık trajedilerine her gün bir yenisi ekleniyor. Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına göre, talan, gasp, tecavüz, etnik temizlik ve Türkleştirme merkezine dönüştürülen kentte, şimdiye kadar binin üzerinde kadın kaçırıldı. Kaçırılan kadınların çoğunun akıbeti ise bilinmiyor.    Efrîn Sivil Toplum Örgütleri’nin 25 Ekim’de Şehba’da yaptığı açıklamaya göre, kentte 18 Mart 2018 ile 25 Ekim 2021 tarihleri arasında 84 kadının katledildi. Kadınlardan 6’sı yaşamına son verirken, 71 kadına yönelik cinsel saldırı suçu işlendi. Efrîn İnsan Hakları Derneği üyesi Nayele Mihemed, TSK ve desteklediği paramiliter grupların Efrîn’e yönelik saldırılarının başlangıcından bugüne kadar işledikleri “savaş suçları” ve kadınların yaşadıklarını değerlendirdi.    SAVAŞ SUÇU İŞLENİYOR   TSK ve desteklediği paramiliter güçlerin Efrîn’e girmesinden bu yana yaşanan vahşetin dünya tarihinde benzerinin olmadığını söyleyen Nayele Mihemed, yaşananların savaş suçu olduğunu söyledi. İşlenen savaş suçlarının çoğunun bilinçli olarak kadınlara karşı işlendiğini kaydeden Nayele Mihemed, “İşgalden sonra kadınlara karşı bütün kötülükler yapıldı. Katledildiler, tacize, tecavüze uğradılar, zorla evlendirildiler. Rojava Devrimi ile elde ettiği bütün hakları ellerinden alındı, evlere hapsedildiler.  Efrîn’deki sivil toplum örgütleri olarak tespit ettiğimiz 84 kadının katledildiği, ancak gerçek sayılar bundan çok daha fazla. 6 kadın da yaşadıklarına dayanamayarak intihar etmek zorunda kaldı. Her gün ama her gün kaçırma haberleri geliyor. Sayı bini aştı. 71 kadına yönelik cinsel saldırı suçu işlendi” diye konuştu.    İLK SALDIRI KADINLARA    Kadınlara karşı işlenen insanlık suçların devam ettiğini dile getiren Nayele Mihemed, “Kadına karşı işledikleri suçlarla Efrîn’de kalan diğer insanların da kentten çıkmasını sağlamak istiyorlar” dedi. TSK ve desteklediği paramiliter güçlerin Efrîn’e girmesiyle insanlık suçlarının başladığına vurgu yapan Nayele Mihemed, “Kadının iradesi güçlüydü, iradeleri kırılırsa bütün toplumun iradesinin kırılacağının farkındaydılar” ifadelerini kullandı.    KADIN KENTİYDİ…   Efrîn’in Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi kontrolünde bulunduğu dönemde bir kadın kenti olduğunun altını çizen Nayele Mihemed, özerk yönetimle birlikte kadınların elde ettiği kazanımlara değindi. Nayele Mihemed, “Kadın kenti cehenneme çevrildi. Kadınlar ayaklarının üzerinde duruyordu, neler yapabileceğini bütün dünyaya göstermişti. Gerek askeri, gerekse de ekonomik fark etmez her alanda rolünü oynamışlardı. Siyasi, diplomatik her yerde karar merci oldular. Kadın kurumları kuruldu, emekleri görünür oldu” şeklinde konuştu.   ‘YARGILANMALILAR’    Kadın haklarını savunan uluslararası kadın örgütlerine Efrîn’de yaşanan vahşete sessiz kalmama çağrısında bulunan Nayele Mihemed, sözlerini şöyle sürdürdü: “Uluslararası sözleşmelerde kadınların haklarının korunması koruma altına alınmış. Kadınlara karşı işlenen bütün suçlara karşı birlikte savunma gerekliliği yer alıyor. Sözleşmelerde tecavüz, taciz, işkence olaylarının suç olduğu belirtiliyor. Türkiye bu suçların hepsini uzun yıllardır işliyor. Bütün kadınlara çağrımızdır, Efrîn’de bulunan kadınların da hakkını savunun. Dayanışma için Türkiye’ye ‘dur’ deyin. Efrîn’de işlenen suçlara karşı bütün kadınlar bulundukları devletlerin yönetimlerine baskı oluşturmalı. Türkiye uluslararası mahkemelerde işlediği suçlardan kaynaklı yargılanmalı ve işledikleri her suç için mahkum edilmeli.”    MA / Emrullah Acar