Anneler: Önderliğimiz özgür olmadan barış olmaz

img

ADANA - Çatışmalı süreçte köyleri yakılarak göçe zorlanan ve çocuklarını yitiren anneler, çocuklarının cenazelerini isteyerek, "Önderliğimiz özgür olmadan barış olmaz" dedi.

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmesiyle ilerleyen Barış ve Demokratik Toplum Süreci, toplumda karşılığını buluyor. Kırk yıllık çatışmalı süreçte köyleri yakılan ve ağır bedeller ödeyen aileler, çağrının tarihsel önemine dikkat çekerek iktidara “çözüm ve kalıcı barış için adım atın” çağrısında bulundu.
 
'BİR MEZARI OLSUN'
 
Oruç ailesi, 1993 yılında Amed’in Bismil ilçesine bağlı Alluzê (Aluç) köyünde evleri yakıldığı için Adana'ya göç etmek zorunda kaldı. Baskılara karşı mücadele eden Zehra Oruç (Tamara Şilan Sipan) 2016 yılında Amed'in Sur ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında yaşamını yitirdi, ancak cenazesi teslim edilmedi.  Kızının cenazesini almak için yıllardır mücadele eden anne Bezo Oruç, kızının cenazesinin kendilerine verilerek, bir mezarının olmasını istiyor.  
 
'KANLAR MEZARLIKTA ÇIKTI'
 
Beza Oruç ilk olarak 2017'de Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na ve Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ne başvurarak, DNA testi için kan örneği verdi. Ancak, ATK İstanbul Biyoloji İhtisas Dairesi, 18 Ağustos 2017 tarihli Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği yazıda; "Bugüne kadar gönderilmemiş olduğu hususu" diyerek Bezo Oruç'un verdiği kan örneklerinin gönderilmediğini belirtti. Bunun üzerine Bezo Oruç, 2018 ve 2021 tarihlerinde tekrardan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na ve Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ne başvurdu. Savcılık ve emniyet daha önce Bezo Oruç'tan kan örneği aldığından ötürü başvurularda tekrardan kan örneği almadı. Savcılık ve emniyet  Bezo Oruç'a "Sonuç gelmedi, bekleyin" diyerek ailenin tüm başvurularını sonuçsuz bıraktı. Ancak, 13 Mayıs 2021'de ise Amed'in Yeniköy Mezarlığı’na giden kent sakinleri, “kimsesizler” bölümündeki mezarlıkları ziyaret ederken, toprağa gömülü içi dolu kan tüpleri ile karşılaştı.
 
'BU KIZIN MEZARI OLMAYACAK'
 
Kızının cenazesini almak için mücadele ettiklerini ancak buna rağmen cenazelerine ulaşamadıklarını ifade eden anne Bezo Oruç, Amed'te bir polis amirinin, "bu kızın mezarı olmayacak" dediğini belirterek, "Biz cenazemizi istiyoruz. Barış istiyoruz. Bize cenazemiz verilsin ve bir mezarı olsun. Hakkı yok bir emniyet müdürünün 'mezarı olmayacak" demesi. Bu günah değil midir? Allah için bu hak değil midir? Ölmüş mezardan kalkmayacak" dedi.
 
Tüm annelerin birbirine el vererek, bu ülkeye barış getirmesini isteyen Bezo Oruç, "Barış istiyoruz. Bizde bu yurdun halkız. Bu ülke bozulursa, sadece bize hepimize onlara da bozulur. Tutsakları serbest bıraksınlar. Barışımız ve özgürlüğümüz Önderliğimize bağlıdır. Önderliğimizi bıraksınlar" diye konuştu.
 
'YOĞUN İŞKENCELERE MARUZ KALDI'
 
Kızının cenazesini arayan annelerden biri de  Xeza Özlü. Şırnex'ın  Elkê (Beytüşşebap) ilçesine bağlı Mezra Köyünden 1997 yılında köylerinin yakılması sonrası sonrası Adana'ya göç eden binlerce aileden biri. Xeza Özlü'nün, kızı Sultan Özlü'nün 1995'te Kürt Özgürlük Mücadelesi saflarına katılır. Xeza Özlü ve 2 çocuğu Adana'da polisin yoğun baskı ve işkencelerine maruz kalır, 2004 yılında işkence ile karşılaşır, 4 ay cezaevinde kalır.  Xeza Özlü, 2007 yılında tekrardan tutuklanır ve 3 yıl cezaevinde kalır. Uğradığı işkenceye dair yıllarca tedavi görür. 1998 yılında Sultan Özlü'nün Dersim'de yaşamını yitirdiğine dair kolluk güçlerince aileye bilgi verilirken, o dönemde aile can güvenliklerinden ötürü Dersim'e gidemez. O günden sonra ise cenazenin akıbeti bilinmez.
 
'ÖLÜMLE BİR YERE VARILMAZ'
 
"Talebimiz barışın olunması ve çocuklarımızın cenazelerinin verilmesidir" diyen Xeza Özlü, 30 yıldır kızının takıbetini bilmediklerini söyledi. Bir anne olarak bu ülkeye barışın gelmesi ve ne gerilla ne asker ne de polisin ölmemesi için barış mücadelesi verdiğini ifade eden Xeza Özlü, bu ülkeden kardeşçe yaşamak istediklerini vurguladı. 
 
Barış ve Demokratik Toplum Süreci'ne değinen Xeza Özlü, Abdullah Öcalan'ın barış çabalarına işaret ederek, çözüme dair devletin somut adım atmasını eleştirerek, "Devlete güvenmiyoruz.9 aydır hiçbir şey yapmamış. 9 ayda 10 devlet barışırdı" dedi. Barış istemeyen kesimlere tepki gösteren Xela Özlü, "Neden barış olmasın. Ben kızımı kaybettim ve cenazesi yok ortada, ben barış istiyorum. Ölümle bir yere varılmaz. Ben cenazemi istiyorum, kızım bir mezarı olsun ve gidip ziyaret edeyim. Onurlu bir barış istiyoruz. Önderliğimizi bıraksınlar. Önderliğimiz özgür olmadan barış olmaz" diye konuştu.
 
MA / Hamdullah Yağız Kesen