Saadet, DEVA ve CHP il başkanları: Acilen yasal adımlar atılmalı

img

WAN - Sürecin devamı için iktidarın adım atması gerektiğini belirten Saadet, DEVA ve CHP Wan il başkanları, “Elzem olan adalet kavramı temelinde yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor” dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’yla Kürt sorununun demokratik zeminde çözülmesine dair başlatılan süreç, PKK'nin fesih, silahsızlanma ve Kürt Özgürlük Hareketi'nin güçlerini "Medya Savunma Alanları”na çekmesiyle atılan bir dizi adımla devam etti. Devlet ve iktidar Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu kurulması dışında henüz somut bir adım atmış değil. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Saadet, DEVA ve CHP Wan il başkanları, yasal adımların atılması ve sürecin hızlandırılması gerektiğini ifade etti. 
 
‘ANA DİLDE EĞİTİM İÇİN YASAL ZEMİN HAZIRLANMALI’
 
Saadet Partisi Wan İl Başkanı Özay İlhan, süreci yakından takip etiklerini ifade ederek, “Bu ülkede yıllarca birçok insan özelikle genç yaşta hayatını kaybetti. Artık ölüm haberlerinin bir yerde durması gerekiyordu. En büyük beklentimiz bu meselenin tamamı ile ortadan kalktığının toplum tarafından kabul edilmesi ve teyit edilmesidir. Şimdi yeni gelişen süreçle beraber başta ana dilde eğitim için yasal zeminin hazırlanması gerekiyor, bununla beraber bölgenin kalkındırılması gerekiyor. Ülkemizin yasalarda yer alan sıkıntılı görülen maddelerin değiştirilmesi gerekir. Ülkede madem İngilizce eğitim var Kürtçe de olmalı, bunun için de anayasal düzenleme olmazsa olmazdır. Meselenin temelinde adalet yatmaktadır. Süreci yürüten herkes de samimi olmalıdır” dedi.
 
‘KOMİSYON GÜVEN KAYBETTİ’
 
DEVA Partisi Wan İl Başkanı Avukat Ahmet Sönmez ise, sürece ilişkin kurulan komisyonunun yasal bir dayanağının olmadığını ifade ederek, “Komisyonun hukuki zeminde bir temeli bulunmuyor. Yarın hükümet ‘ben komisyonu kabul etmiyorum’ derse kapatabilir. Bu nedenle biz yapılması gerekenlerin acil bir şekilde yapılması gerektiğini söylüyoruz. Kayyım atamalarını, demokratikleşmeyi, hukuki hakların tanınmasını bunların geciktirildiğini düşünüyoruz. Maalesef komisyonun kurulduğu günden bu yana geçen süre içerisinde güven kaybettiğini düşünüyoruz. Yine de komisyonun başarılı olacağına olan güvenimiz ve inancımız tamdır. Biz komisyon kurulduğu günden bu yana beyanlarımız hep şu, biz itidali bir iyimserlik içerisindeyiz, yine de komisyonun bu kadar yol kat etmesini takdir ve tebrik ediyoruz” dedi.
 
‘KOMİSYON İMRALI’YI DİNLEMELİ’
 
İmralı’nın dinlenmesi gerektiğine vurgu yapan Sönmez, “Örgüt 12’nci kongresini toplayarak fesih kararı aldı. Bütün bu aşamalar İmralı’nın önerileri kapsamında oldu, dolayısıyla biz İmralı’nın dinlenilmesi gerektiğini, İmralı’nın söyleyeceği şeylerin önemli olabileceğini düşünüyoruz. Ama her şeyden önce komisyonun İmralı’ya gidip gitmeyeceğini öncelikle ilgili makamlar topluma anlatmalılar. Bu sürece ilişkin MHP İmralı’ya gidilmesi konusunda ısrarcı ama buna karşı çıkan siyasi partiler de var. AKP bu konuya ilişkin henüz somut bir adım atmadı. Cumhurbaşkanı bu sürece sahip çıkarak, komisyonun İmralı’ya gidip gitmemesi konusunda görüşlerini açıkça belirtmesi lazım” şeklinde konuştu.  
 
‘BUNDAN SONRA YAPILACAK OLAN ŞEY YASAL ADIMLAR’
 
Süreçten beklenen tek şeyin yasal adımların atılması olduğunu belirten Sönmez, “Komisyon silahsızlandırmayı amaçlar, silahsızlandırma olduğu takdirde de bunu hukuki zemine oturtmak zorundadır. Bundan sonraki süreçte de beklenen yasal adımların atılması olduğunu düşünüyoruz. Bu süreç hassas bir süreçtir, kimsenin egosunu tatmin edeceği bir süreç değildir. Hem ülke hem de bölge çok yıprandı bunun için sürece sahip çıkmamız lazım elimizi taşın altına koymamız lazım. Siyasi tutsaklar meselesi, kayyım meselesi var, konuşabileceğimiz bunlara benzer yüzlerce temel hak sorunu var. Biz bu temel hakların ve bu çözümün önüne geçebilecek sorunların tek tek ele alınıp yasal zemine oturtulmasını talep ediyoruz” dedi.   
 
‘ELİMİZDEN GELENİ YAPMALIYIZ’
 
CHP Wan İl Başkanı Seracettin Bedirhanoğlu ise, sürecin kazasız belasız ilerlemesinin çok önemli olduğunu dile getirerek, “Elbette bazı tartışmalar ufak çaplı krizler olur. Bunlar aşılır ve gördüğüm kadarıyla da aşılıyor. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısı Abdullah Öcalan’ın örgüte çağrısı, PKK’nin Süleymaniye’de silah yakması, akabinde yine örgütün Türkiye’den çekilmesi, yine meclis başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında komisyonun kurulması çok önemlidir. Yine başta genel başkanımız Özgür Özel’in ana muhalefet partisinin ve diğer partilerin sürece tam destek vermesi, komisyonda aktif yer alması. Bunların hepsini önemsiyoruz. Tabi Kürt sorunu aslında bir asırdır ülkenin kanayan yarası. Bu sorunun artık çözülmesi gerekiyor ve silahın bir seçenek olarak artık konuşulmaması lazım. Daha öncede benzer açılım, çözüm süreçleri oldu. Ama sonu maalesef hüsran oldu. Bu tür acı tecrübelerden devlet, millet, yurttaş olarak geçtik. Bunlar acı da olsa önemli tecrübelerdi. Bu tecrübelerden hareketle bu sürecin neticeye ulaşması için elimizden geleni yapmalıyız” dedi.
 
‘ERDOĞAN DAHA NET İFADELER KULLANMALI’
 
AKP, MHP ve sürecin özellikle icracı aktörlerine önemli işler ve rollerin düştüğünü söyleyen Bedirhanoğlu, “Bu bir seçim yatırımı değil ve asla olmamalı ya da bir oyalama süreci değil. Bunun bedeli çok ağır olur. Eksiklikler elbette var daha kapalı yürüyen, basının ve yurttaşların daha az bilgilendirildiği bir süreç hatta diğer süreçlere göre kıyasladığımızda da bu net olarak böyle. Yine birçok kesim hala Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından daha net ifadeler duymayı bekliyor. Wan’ın Saray ilçesindeki bir yurttaşın da Aydın’ın Nazilli’sindeki bir yurttaşında süreçle ilgili en azından temel şeyleri bilip görmesi ve buna kanaat etmesi gerekiyor. Bu kısım hala eksik bana göre. Bu anlamda yine kamu bürokrasinin de çok ciddi ve detaylı bilgilendirilmesi gerekiyor” diye konuştu.
 
‘SİYASİ TUTSAKLAR ACİLEN SERBEST KALMALI’
 
Yasal düzenlemelerin elzem olduğunu hatırlatan Bedirhanoğlu, “Elzem olan adalet kavramı temelinde yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Komisyon daha çok bu konuya yoğunlaşmalı ve meclisi harekete geçirilmelidir. Yani Selahattin Demirtaş ve onun gibi tutukluların acilen serbest bırakılması gerekiyor. Ama siz Selahattin Demirtaş’ı serbest bırakırken Ekrem İmamoğlu’nu da hapiste tutarak inanın bu insanları barışa inandıramazsınız. Yine Abdullah Zeydan’ı, Ahmet Türk’ü, Zeydan Karalar’ı, Ekrem İmamoğlu’nu görevden alıp kayyım atarsanız, sürece rağmen hala bu görevleri seçilmiş, milyonlarca insanın oyunu almış kişilere teslim etmezseniz inandırıcılığınız maalesef olmaz. Kayyımlar ülkedeki tüm belediyelerden bir an evvel çektirilmeli” dedi.
 
‘SÜREÇ ŞEFFAF OLMALI’
 
En önemli yöntemin anayasal düzlemde düzenlemelerin yapılması gerektiğine vurgu yapan Bedirhanoğlu, “Ben en çok şeffaflığı önemsiyorum, çünkü gölgelerin çok olduğu bir yerde özneler ya çok flulaşır ya da kaybolur. Yine vurguladığım gibi yurttaşlar bilgilendirilmeli. Devlet aklı, bürokrasisi ve örgüt yöneticileri görüşür konuşur. Bunun tüm detaylarını en ince detayına kadar yurttaş bilmek zorunda değil ama optimal olarak duruma hakim olmalı ve sağlıklı bir şekilde haberdar olmalı. Her bölgenin kendine ait hassasiyetleri var, sistemi var. Bu hassasiyetler ışığında çalışmalar yapılmalı” dedi. 
 
MA/ Lütfü Pala