Kurtulan: Meclis, Kürt sorununun demokratik çözümünü önüne koymak zorunda

img

ANKARA – DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’in dokunulmazlığının kaldırılması için yapılan komisyon toplantısında Kürt sorununun inkar edildiğini belirten HDP’li Fatma Kurtulan, “Mutlaka bu Meclis Kürt sorununun demokratik çözümünü önüne koymak zorunda” dedi.

Meclis Genel Kurulu’nda “Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi”nde ilk bölümde yer alan 11 madde muhalefetin tüm önergelerinin reddedilmesiyle kabul edildi.

İlk bölümdeki maddeler üzerine konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan, “Hâkimler ve savcılar deyince yani yargı sistemi deyince elbette ki hepimizin bildiği gibi her gün mahkemelerde -özellikle bizim arkadaşlarımızın başta Kobani davası olmak üzere- mahkeme salonlarında yargının kendisinin yargılandığını çok iyi görüyoruz. Artık, aslında, bu durum Türkiye genelinde yaşanıyor. Yargı artık kendisini yargılar durumda” dedi.

‘KOMİSYONDA KÜRT SORUNU VARDI’

Hukukun, Anayasa’nın ayaklar altına alındığının altını çizen Kurtulan, Anayasa’ya aykırı kararlar veren bir yargı mekanizmasıyla karşı karşıya olduklarını dile getirdi. AKP’nin ihtiyacı doğrultusunda hareket eden bir yargı mekanizmasıyla karşı karşıya olduklarını ifade eden Kurtulan, ekledi: “Bugün de yargıya talimat niteliğinde bir Komisyon çalışmasına tanıklık ettik. Karma Komisyon toplantısına katıldık, orada Salihe Aydeniz arkadaşımızın bir polisi tokatladığı yönündeki duruma dair dokunulmazlığın kaldırılması tartışıldı. Günlerdir işlenen ‘Polisimize hakaret etti, şiddet uyguladı’ denilen durumu, bu Komisyonda, böyle bir itham görmedik, daha çok Kürt sorununa dair beyanlar vardı” dedi.

‘KÜRTLER BU SİSTEME PKK’DEN ÖNCE 28 KEZ İTİRAZ ETTİ’

Komisyonda Kürt sorununun inkar edildiğini ifade eden Kurtulan, şöyle konuştu: “Demokrasiyle çözülecek bir durum olmadığını, hatta daha da ileri giderek PKK tarihini bize izah ettiler. 74'te Fis köyünde, bir köyde 25 kişinin katıldığı bir toplantıyla kendini ilan ettiğini bize anlattı; sonunda Kürt sorununu getirdi PKK'ye bağladı. Oysaki ‘Tarihi ben iyi araştırdım’ diyorlarsa eğer, PKK'den önce de 28 defa Kürtlerin bu sisteme inkâra dayalı bir ret durumu yaşadıklarını, itiraz ettiklerini biliyor olmaları lazımdı.

DİYARBAKIR HALKININ SEÇME HAKKINI İHLAL EDİYORSUNUZ

Bu fezlekenin, Salihe Aydeniz şahsında yaşananın aslında adı tam da şudur. Yani Diyarbakır'da bu ilk değil tabii daha önce Musa Farisoğulları'nın Leyla Güven arkadaşımızla birlikte milletvekilliğini düşürdünüz. Yani Diyarbakır milletvekillerine... İlk kayyım atadığınız yerlerden biri oldu, hatta seçim akşamı Diyarbakır Belediyesine kayyum atanması gerektiği yönünde görüşmeleriniz basına yansımıştı zaten. Selçuk Mızraklı, orada seçilen milletvekilimiz, sonra Belediye Başkanı oldu, şu an tutuklu. Semra Güzel'i alavereyle dalavereyle hemen, bunu da işlediniz, çözüm sürecinin verdiği rahatlıkla yapılan bir durumu suç olarak gördünüz; sonradan yine bir oyunla ‘Yoklama alıyoruz’ dediniz, şimdi Semra Güzel'e dair muhtemelen devamsızlıktan daha önce Faysal Sarıyıldız'a, vesaireye uyguladığınız gibi bir oyunla düşürme planı içerisindesiniz. Saliha üzerinde de yaşanan aynı, Diyarbakır seçimlerini aslında iptal ediyorsunuz, Diyarbakır halkının iradesini yok sayıyorsunuz; adım adım böyle tek tek çeşitli gerekçelerle biraz Diyarbakır'ın, Kürt halkının seçme seçilme hakkını aslında ihlal ediyorsunuz. 

BUGÜN SALİHA YARIN BAŞKASI

Sizin de belirttiğiniz gibi, hem ‘Polise şiddet uyguladı’ deyip de hiç üzerinde durmadığınız gibi, Kürt sorunu odaklı konuşmalar yaptığınız gibi kaldı ki bir milletvekilinin dokunulmazlığı kalkıyor, bir insanın geleceğini masaya yatırmışsınız güle oynaya, öyle keyifle hemen yarım saat içerisinde alelacele ‘Bunu bitirelim, dağılalım’ dayatması içerisinde oldunuz. Kürt sorununun demokratik çözümünü bu masaya yatırmadığınız sürece -bugün Saliha, yarın da başka başka olur.

ENİNDE SONUNDA MECLİS GÜNDEMİNE ALACAK

Ancak bu mücadele, bu direniş burada devam edecektir; Kürt sorununun demokratik çözümü olmazsa olmazdır. Eninde sonunda bu Meclis -belki bizler değişiriz ama- mutlaka bu Meclis Kürt sorununun demokratik çözümünü önüne koymak zorunda. O toplantılarda Meclis rol alacak, Meclis inisiyatif alacak ‘Ben Kürt sorununu hangi yol yöntemle tartışayım, şiddet dışındaki yol yöntemlerin hangisini tartışayım?’ diye eninde sonunda sevgili arkadaşlar, bu Meclis bunu gündemine almak durumunda. Yapılması gereken şey şudur: Bunu mutlaka ele alacak, Meclis rol alacak, demokratik bir anayasayla Kürt sorununun demokrasiyle çözülmesini mutlaka sağlayacak.

KOLTUKLARINIZ İÇİN BUNU YAPIYORSUNUZ

Tecride çok öfkelisiniz, dile getirdiğimizde bunu suç sayıyorsunuz. Evet, tecridi şu anlamda çok önemsiyoruz: Tecridi uygulayarak yönünüzü savaşa döndürdünüz, insan haklarını ihlal etmeye çevirdiniz; tecride yönünüzü dönerek, tecridi derinleştirerek diyalog yollarını kapattınız, oranın kapılarını açtığınızda biliyorsunuz ki sizler bu koltuklarda oturamayacaksınız, Kürtlere böyle saldıramayacaksınız; koltuklarınızın ömrünü uzatmak için bu yöntemlere başvuruyorsunuz, inanın kaybeden Türkiye oluyor, hepimiz oluyor, tüm halklarımız oluyor. Gelin, bu yöntemden vazgeçin. Demokrasi, demokrasi, demokrasi deyip yönünüzü demokrasiye çevrin diyorum.”

Genel Kurul, kanun teklifinin ikinci bölümü üzerine yapılan konuşmalarla sürüyor.