İranlı öğrenci: Kadınlar bir devrimi başlattı

  • kadın
  • 09:06 30 Eylül 2022
  • |
img
ANKARA - İranlı kadın öğrenci N.R., çocuk yaşlardan bu yana defalarca “ahlak polisi” tarafından baskı gördüğünü anlatarak, “İranlı kadınlar, erkekleri arka planda bırakıp bir devrimi başlattılar” dedi. 
 
İran'ın başkenti Tahran’da 22 yaşındaki Kürt Kadın Jîna Mahsa Amini, İslami kurallara uygun şekilde başını kapatmadığı gerekçesiyle “ahlak polisi” tarafından işkenceyle katledildi. Amini’nin 16 Eylül’de yaşamını yitirmesinin ardından başlayan eylemler, kadınların öncülüğünde İran’ın tüm bölgelerine yayılıyor.
 
Türkiye’ye eğitim için gelen ve ülkesinde bir çok defa çocukluktan bu yana “ahlak polisi” ile karşı karşıya gelen N.R., İran’daki eylemlere dair Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.
 
BİREYSEL ÖZGÜRLÜK YOK 
 
İran'da kadınların bireysel özgürlüklerinin olmadığını söyleyen N.R., “Ben ilk defa 13 yaşındayken ahlak polisi tarafından uyarıldım. ‘Bir daha saçlarım bu kadar dışarıda gezmeyeceğim’ diye sözlü olarak bir tutanak tutuldu. Ahlak polisleri, özellikle Ahmedinejad zamanında her sokakta oluyordu. Genelde 3-4 çarşaflı kadın ve iki tane erkek olur. Benim başıma gelen olaylarda hep kadınlar beni uyardı -erkekler şeriat olarak kadına dokunamazlar- ama tabi direniş sergileyince zor kullanıyorlar. 16 yaşında da ahlak polisi tarafından tutuklandım ve bu kez infaza götürüldüm. O zaman ben de biraz direndim. Fiziksel bir temas olmadı ama erkek ahlak polisleri devreye girdi ve ‘yerine otur seni götüreceğiz’ diye bana bağırdı. Yaşım küçük olduğu için ağladım, erken bıraktılar. Aldıkları kızların birçoğu geceyi orada geçiriyor, mahkemeye sevk ediliyor. Bu olay üç kere tekrarlanınca, bir sabıka kaydı oluşturuluyor. Sadece saçların biraz dışarıda diye çok kolay alıp götürebiliyorlar” ifadelerini kullandı.
 
SOSYAL BASKI ARACI 
 
Ahlak polislerinin her durumda aileleri aradığını ve bunun küçük şehirlerde kadının üstünde sosyal bir baskı oluşturduğunu belirten N.R., şunları anlattı: “İran’dan yurt dışına gidenlerin yüzde 70’i bu kısıtlamalardan dolayı yurt dışına çıkmayı tercih ediyor. Bende de bu durum çok etkili oldu. Çünkü bu olayı, o stresleri kaç kere bizzat yaşadım. O stres insanın gençliğini yıpratıyor. Benim yaşadığım olaylarda fiziksel bir zor kullanmasalar bile, davranış tarzları o kadar aşağılayıcı ki insan kötü hissediyor. Hiçbir şey yapmadığın halde, sadece saçların biraz dışarıda olduğu için o kadar aşağılayıcı davranıyorlar ki ister istemez bıkıyorsun. Bu sadece küçük çapta bir olay. Kırbaç cezası gibi çok fazla yaptırımları var.”
 
İran'da kadınların hayatlarının büyük oranda kısıtlandığını belirten N.R. “Bir akşamüstü arkadaşına kahve içmeye çıkacaksın, onu bile normal bir ruh haliyle yapamıyorsun, çünkü her an ahlak polisi seni yakalayabilir. Bu arabanın içinde de sokakta da olabilir. Bir kafenin içine girip seni alıkoyabilirler. Kadınların üzerinde hep stres ve baskı vardı” dedi.  
 
KADINLAR DEVRİM BAŞLATTI
 
İranlı kadınların yürüttükleri mücadelenin kendisini duygulandırdığını belirten N.R., şunları söyledi: “İran devriminin ikinci haftasında Ruhullah Humeyni ‘kadınların zorunlu olarak hicapla örtünmeleri gerekiyor’ dedi. Bu 8 Mart ile de çakışıyordu. Binlerce kadın Tahran Üniversitesi’nde toplanıp bu rejime karşı eylem yaptı. O zaman yine susmadılar. Bu 40 senelik birikimi taşıran son damla. Kadınların birlerine bu kadar sahip çıkmaları o kadar etkileyici ki. Bir kadın başka bir kadını dört beş tane polisin elinden almaya çalışıyor. Kürdistan'da bir kadın arabanın içinde çocuğuyla beraber giderken duruyor ve çocuğunu arabada bırakıp bir erkeği polislerin elinden almaya çalışıyor. Bu kadınlardaki o güçle, cesaretlerle gurur duyuyorum. Erkekleri arka planda bırakıp bir devrimi başlattılar ve devam ettiriyorlar. İran’da daha önce de böyle eylemler oldu ama hiçbiri bu kadar uzun sürmedi, dünya çapına yayılmadı. Tabi ki erkeklerin de desteği oluyor ama bunu kadınlar başardı. Çok gururluyum. Buradan bir şey yapamasam da tüm dualarım onlarla. Mahsa Kürt’tü ama tüm bölge ayağa kalktı. Tüm ülkenin birlikte hareket etmesi çok güzel. Kürdistan’dan, Tebriz’den, Tahran’dan her yerden insanlar ayaklandı.”
 
‘DEĞİŞİM İÇİN BUNLAR YAŞANMALI’
 
İnternet bağlantısının kesilmesinin ardından ailesi ile iletişim kuramadığını aktaran N.R., “Sadece annemi özlediğim için oturup ağladım. O an onu arayıp ulaşamıyordum. 2-3 hafta önce ne zaman istersem annemle konuşabiliyordum. Ama şu an ne zaman konuşabileceğiz, ne zaman arayabilecek belirsiz. Arada konuşabiliyoruz ama o an annemi özlüyordum, arayıp konuşmak istiyordum ve yapamadım. Biz her ne kadar farklı bir ülkeye gelsek de kalbimiz hep İran’da kalıyor. Arkadaşların, ailen orada ve hep bir bağın var. Oradan yorulmuş olsan da orası senin ülken. Öldürülen insanların hepsi benim kardeşim ve hepsinin acısı çok farklı. Neredeyse her iki üç senede bir böyle olaylar oluyor ve her defasında da çok üzülüyoruz. Değişim için galiba bunlar yaşanmalı. İnşallah bu kez başaracağız güzel günler göreceğiz” diye konuştu.