16 gazeteci bir yıldır tutuklu: Keyfi cezalandırma

img
AMED - Amed’de bir yıldır tutuklu olan 16 gazeteci hakkında hazırlanan iddianamenin gazetecilik faaliyetlerinden oluştuğunu belirten Av. Resul Temur, uzun tutukluluk sürecinin keyfi bir cezalandırmaya dönüştüğünü söyledi. 
 
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen bir soruşturma kapsamında Amed merkezli birçok kentte 8 Haziran 2022’de evlere ve basın yayın kurumlarına yapılan baskınlarda, 20’si gazeteci 22 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan JINNEWS Müdürü Safiye Alagaş, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DGF) Eşbaşkanı Serdar Altan, Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç, Xwebûn Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş, gazeteciler Zeynel Abidin Bulut, Ömer Çelik, Mazlum Doğan Güler, İbrahim Koyuncu, Neşe Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Suat Doğuhan, Remziye Temel, Ramazan Geciken, Lezgin Akdeniz ve Mehmet Şahin, 8 gün sonra çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Aradan geçen 10 ayın ardından 2’si tutuksuz 18 gazeteci hakkında, “örgüt üyeliği” iddiasıyla 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. Gazetecilerin ilk duruşması ise 11 Temmuz’da Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
 
MESLEKİ FAALİYETLERDEN İDDİANAME 
 
Gazetecilerin bir yıllık tutukluluk sürecini ve davayı değerlendiren avukatları Resul Temur, gözaltı sürecinde gazetecilerin mesleki faaliyetleri nedeniyle gözaltına alındıklarını defaatle dile getirdiklerini ifade eden Temur, soruşturma sürecinin sona ermesiyle karşılaştıkları tablonun gazetecilik faaliyetinin yargılama konusu yapıldığını gördüklerini aktardı. İddianamenin gazetecilerin mesleki faaliyetleri ve kimsenin girişine izin verilmediği işyerlerinde yapılan 30 günlük aramada elde edildiği öne sürülen delillerden oluştuğunu belirten Temur, "Bu aramalarda söz konusu şirketlerin yurtdışı serverlere ulaştıkları, Medya TV ve Sterk TV'ye ait olan bir kısım yazışmaların bu serverlerden alındığı iddia ediliyor. Böyle bir yazışma gerçekten var mı, yok mu bilmiyoruz. Normal koşullarda operasyon yapıldığında, dijital materyal alınır, siber suçlara gönderilir ve incelemesi o dijital materyal üzerinden yapılır. Fakat burada korsanvari bir tarzda doğrudan bilgisayarlar üzerinde başka bilgisayarların serverlerine erişilmiş ve oradan bilgi çekildiği iddia edilmiştir" diye konuştu. 
 
DOSYA GİZLİ TANIK TAKVİYESİ 
 
Operasyon öncesinde var olmayan gizli tanığın, soruşturma sürecinde dosyaya eklenmesinin ayrı bir husus olduğuna dikkat çeken Temur, bu durumun “delil üretme” olduğunu söyledi. Temur, "Aslında dosyada gazetecilerin gözaltına alınmasını ya da tutuklanmasını gerektirir bir delil olmadığı için, sonrasında tutuklama ve hatta tutukluluk halinin devamına ilişkin oluşturulan bir kısım delillerle dosyayı yürütmeye çalıştıklarını, böyle bir usulsüzlük ve hukuksuzluk içinde olunduğunu gösteriyor" şeklinde konuştu. 
 
Gazetecilerinin uzun tutukluluk sürecinin, beraat ihtimalinin çok yüksek olduğu dosyada gazetecilerin keyfi ve açık bir şekilde cezalandırmaya döndüğünü sözlerine ekledi. 
 
MA / Müjdat Can