İHD: JİTEM’cinin itirafına rağmen 4 kişinin akıbeti araştırılmadı

img
İZMİR - Çeşme’de 1998 yılında gözaltına alındıktan sonra kendilerinden haber alınamayan Neslihan Uslu, Metin Andaç, Mehmet Ali Mandal ve Hasan Aydoğan'ın akıbetini soran İHD İzmir Şubesi, JİTEM'cinin itiraflarına rağmen iddiaların araştırılmadığını belirtti. 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi ve kayıp yakınları, iki haftada bir “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganıyla gerçekleştirdikleri oturma eylemi için Konak eski Sümerbank önünde bir araya geldi. “Kayıplar vicdandır, sahip çık" ve "Failler belli kayıplar nerede" pankartlarının açıldığı açıklamaya çok sayıda kişi katıldı. Bu hafta 31 Mart 1998’de İzmir’de gözaltında kaybettirilen Metin Andaç ve arkadaşlarının failleri soruldu.
 
Eylemde konuşan İHD İzmir Şube Başkanı Zafer İncin, Metin Andaç (46), Neslihan Uslu (30), Hasan Aydoğan (24) ve Mehmet Ali Mandal’ın (40) Alaçatı'da gözaltına alındığını söyledi. O dönem avukat ve insan hakları derneklerinin tüm çabalarına rağmen gözaltında kaybettirdikleri kabul ettirilmediğini belirten İncin, “Dönemin İçişleri Bakanı Murat Başeskioğlu, ‘adı geçen şahısların örgüt üyesi olmaktan dolayı arananlar listesinde olduğu anlaşılmıştır' demekle yetindi" diye aktardı.  
 
‘İŞKENCEYLE SORGULANDI’
 
Olaydan bir yıl sonra JİTEM'e bağlı 03 Tim Görevlisi Turan Ünsal'ın basına yansıyan itiraflarına göre, Neslihan Uslu ve arkadaşlarının Foça'da askeri alan içerisinde kontrgerillaya ait bir binada işkenceyle sorgulandığını kaydeden İncin, “Sonra İzmir'in Hatay Üçkuyular semtinde yine kontrgerillaya ait bir binada tutuldular. Neslihan ve arkadaşları işkenceden çıkmış, kolları ve bacakları kırık, ilaçla uyuşturulmuş bir halde balıkçı teknesine bindirildiler ve tekne İzmir Seferihisar açıklarında bomba ile infilak ettirilerek batırıldı” ifadelerini kullandı. 
 
‘AKIBETLERİ KARANLIKTA BIRAKILDI’
 
İddialar hakkında hiçbir soruşturma başlatılmadığına vurgu yapan İncin, Neslihan Uslu, Metin Andaç, Mehmet Ali Mandal ve Hasan Aydoğan'ın akıbetleri karanlıkta bırakıldığını belirtti. Ailelerin, “Hiç olmazsa onların ölü veya diri olduklarını söyleyin. Öldülerse bize cenazelerimizi verin” talebinin de karşılıksız kaldığını belirten İncin, devletin kaybettiği insanların akıbetinin açıklanması çağrısında bulundu. 
 
Açıklama 5 dakikalık oturma eyleminin ardından son buldu.