Colemêrg’te tepki: Karaman’ın tutuklanması kabul edilemez

img
COLEMÊRG - Colemêrg Belediyesi Eşbaşkanı Cihan Karaman’ın tutuklanmasına tepki gösteren sivil toplum örgütleri, “Belediye eşbaşkanları ve seçilmişlerin yargı yolu ile baskı altına alınarak hapsedilmeleri kesinlikle kabul edilemez” dedi.
 
Colemêrg’teki sivil toplum örgütleri, 26 Ocak günü katıldığı duruşmada 10 yıl 6 ay hapis cezası verilerek tutuklanan Colemêrg Belediyesi Eşbaşkanı Cihan Karaman’a ilişkin açıklama yaptı. KKamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Colemêrg Şubeler Platformu binasındaki açıklamaya, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), KESK Colemêrg Şubeler Platformu, DİSK/Genel-İş, Hakkari Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (HESOB), Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği (TMMOB) Colemêrg İl Koordinasyon Kurulu,  İnsan Hakları Derneği (İHD) Colemêrg Şubesi yöneticileri ve üyeleri katıldı.
 
‘ÖZGÜRLÜK HAKLARI İHLAL EDİLDİ’
 
Açıklama yapan ÖHD Colemêrg Şube üyesi avukat Azad Özer, otoriter rejim uygulamalarının bir örneği kayyım politikalarını meşrulaştırma saikiyle yapılan hukuksuzlukların yeni örneklerle devam ettiğini belirterek, “Kayyım atamalarına meşruiyet kazandırmak için TMK( Terörle Mücadele Kanunu) kullanılarak, belediye eş başkanları ve seçilmişlerin yargı yolu ile baskı altına alınarak hapsedilmeleri ise kesinlikle kabul edilemez. Bu süreçte birden fazla seçilmişin özgürlük ve güvenlik hakkı ağır şekilde ihlal edilmiştir” dedi.
 
‘KAYYIM POLİTİKASI HALK İRADESİNİ YOK SAYMADIR’
 
Karaman’ın yapılan tüm duruşmalarına katılım sağlamasına rağmen, kaçma şüphesi gerekçe gösterilerek verilen hükmen tutuklama kararının hukuki olmadığını belirten Özer, “Bu karar temellendirme den uzak bir şekilde verilen hapis cezası ile kayyım eliyle halkın iradesine yapılan gasp meşrulaştırmaya çalışılmaktadır. Bizler emek ve demokrasi mücadelesi veren sivil toplum kuruluşları olarak halkın iradesi ile seçilen Belediye Eşbaşkanı Cihan Karaman şahsında bir kente karşı yapılan bu hukuksuzluğu kabul etmiyoruz. Demokrasinin gereği olarak seçme ve seçilme hakkı kapsamından halkın oyları ile seçilen yerel yönetimlere karşı yürütülen kayyum politikaları ile halkın iradesi yok sayılmaktadır. Sadece bu durum bile her fırsatta sandık ve halkın iradesi ile seçildiklerini beyan edenlerin aslında sandık iradesini kendilerine oy verenler olarak anladıklarının, kendileri gibi düşünmeyen bütün kesimleri yok saydıklarının göstergesidir” diye konuştu.
 
‘DEMOKRATİK YAŞAM HEDEF ALINDI’
 
Demokratik toplumlarda yerel yönetimlerin demokrasinin omurgasını oluşturduğunu vurgulayan Özer, iktidarın kayyım atama hukuksuzluğunu tahakkümünün bir parçası haline getirdiği günden bu yana demokrasi ve demokratik yaşamı hedef aldığını ifade etti. Özer, “Halkın iradesi üzerinden tekçi ve iktidarcı bir anlayış oluşturulmaktadır. Yurttaşların yönetim kademelerine doğrudan katılımını hedefleyen ve söz sahibi kılan etkin bir yerel demokrasi anlayışını daha güçlü şekilde tesis etmeliyiz. Tam bir demokratik sistemin inşası için yerel demokrasinin güvence altında olması hepimizin sorumluluğudur” dedi.