Tecrit, kadın ve özel savaş politikaları paneli: Tecrit kurumsallaştı

img
RIHA - "Tecrit, kadın ve özel savaş politikaları" panelinde konuşan avukat Ayşe Şehriban Demirel, "Tecrit kurumsallaşmış durumdadır. Bu durum bizi mücadele alanlarından da uzaklaştırmaktadır. Bu mücadeleyi kazandığımızda tecrit de sonlanmış olacaktır" dedi.
 
Özgür Kadın Hareketi (TJA), Riha’da "Tecrit, kadın ve özel savaş politikaları" paneli düzenledi. Riha Barosu Kazım Ekinci Konferans Salonu'nda gerçekleşen panelde , "Tecrit kadın kırımıdır" yazılı pankart açıldı. 
Panele, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Riha Milletvekili Ayşe Sürücü, Barış Anneleri, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi kadın avukatlar ve çok sayıda kişi katıldı. Moderatörlüğünü avukat Ruken Baran Uzun'un yaptığı panelde, Rosa Kadın Derneği üyesi Neslihan Çoban ve ÖHD'li avukat Ayşe Şehriban Demirel konuşmacı olarak yer aldı. 
 
'TOPLUM TECRİT ALTINDA'
 
Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına saygı duruşu ile başlayan panelde konuşan avukat Ayşe Şehriban Demirel, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin tüm topluma sirayet ettiğini, İmralı'daki tecritle sadece bireyin değil aynı zamanda toplumun da tecrit altında olduğunu söyledi. ÖHD olarak tecridin kaldırılması için hukuki yollara başvurduklarını ifade eden Demirel, "Tecritle asıl amaç bireyi kapatmak değil. Bireyi tahakküm altına almak, hakikatini parçalamaktır" diye konuştu.
 
'MÜCADELE KAZANIRSA, TECRİT SONLANIR'
 
Türkiye’de ve Kurdistan’daki cezaevlerinde yaşam hakkı dahil birçok temel hakkın ihlal edildiğini belirten Demirel, "Tecrit hukuku kurumsallaşmış durumdadır. Bu durum bizi mücadele alanlarından da uzaklaştırmaktadır. Bu mücadeleyi bizler kazandığımızda tecritte sonlanmış olacaktır" dedi. 
 
ÖZEL SAVAŞ POLİTİKALARI
 
Rosa Kadın Derneği'nden Neslihan Çoban ise, özel savaş politikalarına değindi. Egemen güçlerin bir toplumu yok etmek için özel savaş politikalarına başvurduğunu belirten Çoban, "Bu da ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel her alana dönük saldırı olarak karşımıza çıkıyor. Egemenler toplumu her açıdan kendi himayesine almak için bu politikalarla çaba sarfeder" dedi. Kurdistan'da Kürt kadınlarının köylerinin boşaltıldığını, metrepollere göçertildiğini belirten Çoban, "Kadınlar köyünde toprakla uğraşıp ekiyorlardı, erkeğe muhtaç değildi. Metrepollerde ise evlere hapsedildi ve tecrit altına alındı. Köyünde özgür olan kadın, metrepollerde evinin içine hapsedilerek toplumdan uzaklaştı" diye konuştu. 
 
Katledilen Firdevs Babat, tecavüze uğrayan ve intihara sürüklenen İpek Er, kaybettirilen Gülistan Doku’yu hatırlatan Çoban, bu suçlara karşı mücadele eden derneklerinin de hedef alındığını belirtti. Dil üzerindeki kültürel asimilasyon ,doğa üzerindeki tahribatlara de değinen Çoban, "Üzerimizdeki tecrit artmış durumda. Biz kadın kırımına ilişkin dahi bir açıklama yaptığımızda etrafımız çembere alınıyor. Bu tecrittir” diye belirtti. 
  
Panel soru-cevapla son buldu.