Soro: Öcalan’a karşı birleşen güçler Efrin’de de aynısını yapıyor

img

İSTANBUL - KNK Dış İlişkiler Komitesi Üyesi Selahattin Soro Efrin saldırısı için, “Kürtlerin soykırıma uğratılmasında bir el ele verme var. Öcalan’ın tasfiyesinde nasıl bir ortak akıl yürütüldüyse bugün de Efrin’de aynısı yapılıyor” diyerek Kürtlerin buna müsaade etmeyeceğini söyledi. 

Türkiye’nin Efrin’e yönelik saldırısı 17’nci gününde devam ediyor. Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Dış İlişkiler Komitesi Üyesi gazeteci Selahattin Soro, Efrin direnişini, uluslararası güçlerin Türkiye’nin saldırılarına karşı sessizliğini ve Soçi Zirvesini değerlendirdi.
 
‘KÜRTLERİN ORTADOĞU’DA SÖZ SAHİBİ OLMASINI İSTEMEDİ’
 
Fırat’ın doğusunda Kürtlerin koalisyondan aldığı desteğin benzerini Fırat’ın batısına almadığını dile getiren Soro, “Efrin özgünlüğünde ilk başlarda ÖSO, El-Nusra ve türevleri Kürtlere karşı tutum aldılar ve saldırılar gerçekleştirdi. Burada Kürtler önemli bir başarı elde etti. Kürtlerin başarısı ile Efrin barış adası haline geldi. Bu barış adasına yüzbinlerce insan farklı bölgelerden geldi. Efrin’de halklar bir yerden destek almadan ya da kısmen aldıkları destekle kendi imkanlarıyla yeni bir yaşamı inşa etti ve her türden insanı barındırdı. Yeni bir yönetim biçimi ortaya çıkardı. Bu dikkat çekici. Kürtlerin üçüncü bir çizgide Ortadoğu’da söz sahibi olmasını Türkiye istemedi. Bu kapsamda sürekli çetelerini öne sürdü ama bir başarı elde edemedi. Tüm saldırılara rağmen Kürtlerin Rakka ve Derezor’da başarı elde etmesi Erdoğan-MHP ittifakını sahaya indirdi. Destekledikleri çetelerin yenilgileri kendilerinin sahaya inmesini sağladı” değerlendirmesinde bulundu.
 
‘YENİ GELİŞMLERİN BAŞLANGICI’
 
Türkiye’nin saldırısını “işgal girişimi” olarak değerlendiren Soro, bu saldırıların Suriye’de önemli gelişmeler ortaya çıkaracağını söyledi. Türkiye’nin Efrin saldırısı ile tüm Kürt halkına karşı bir savaş başlattığını vurgulayan Soro, “17 günlük süreçte Türkiye’nin hesaplarının tutmadığını, tutmayan hesaplarına rağmen geri adım atmayacaklarını bilmek gerekir” dedi.
 
‘AL İDLİB’İ VER EFRİN’İ’
 
Türkiye’nin Halep döneminde Şam’a dayatmış olduğu “Al Halep'i ver tampon bölgeyi” politikasını bu defa Rusya ve Rejim’e “Al İdlib’i ver Efrin’i” şeklinde yürüttüğü değerlendirmesinde bulunan Soro, “Astana süreci ile birlikte Türkiye’nin İslami grupların hamisi olduğu teyit edilmişti. Türkiye bunu kabul ederek sahaya girmişti” dedi.
 
‘ÇOK DERİN İLİŞKİ VAR’
 
“Türkiye ile terörist örgütlerin ilişkileri çok derin bir ilişki”  diyen Soro, “Heyet Tahrir Şam eskortluğunda bir yerden bir yere geçtiğini ve El-Nusra’nın bunu kutladığını gördük. Türkiye ile terörist örgütlerin ilişkisi çok derin bir ilişki” ifadesinde bulundu. Batı Suriye’de aktörlerin yeni bir pozisyon aldığını vurgulayan Soro, “Burada DAİŞ savaşı sonrası yeni bir dönem başladı. Bu yeni dönemde Kürtler kurban edildi. Burada iki güç var. ABD ve Rusya. ABD, Rakka ve Tabqa’da DAİŞ’e karşı birlikte mücadele ettiği Efrin güçlerine ‘Efrin, koalisyonun operasyon alanı içerisinde değil’  diyerek sırt çevirdi. Rusya hava sahasını kontrol ediyordu. Güçlerini geri çekerek Türkiye’nin operasyon yapabilmesine imkan sağladı. Rusya, Kürtlere ‘ABD ile müttefik iseniz ABD ses çıkarır’ dedi ya da ellerindeki kazanımları rejime teslim etmeye mahkum etmeye çalıştı. Bir nevi Kürtlere Halil ile Celil arasında şaşırıp kalmaları istendi” diye konuştu.
 
‘SOÇİ FİYASKO İLE SONUÇLANDI’
 
Kürtlerin Ortadoğu’da üçüncü bir çizgide ısrar ettiği için büyük bedeller ödediğini kaydeden Soro, Kürtlerin ise bu çizgiden hiçbir şekilde taviz vermediğini söyledi. Soçi görüşmelerinin fiyasko ile sonuçlandığını vurgulayan Soro, “Soçi ile planlanan Rusya’nın Suriye’de söz sahibi olmasıydı. Başta planlanan Kürtlerin Soçi’de yer almasaydı. Daha önce hazırlanan bir taslağı kabul eden bir tek Kürtlerdi. Rejim bile bunu kabul etmedi” dedi.
 
‘SOÇİ SURİYE HALKLARINI TEMSİL ETMİYOR’
 
Soçi’ye kadar olan süreçte Türkiye’nin Rusya ile yaptığı görüşmelerde yaptığı pazarlıklar sonucu fazlaca taviz verdiğinden kaynaklı Soçi’de inisiyatif almasının kolaylaştırıldığını söyledi. Soro, Soçi’nin Rejim ve Türkiye’nin desteklediği grupların katılımı ile gerçekleştiği bir görüşme olduğunu ifade ederek, “Bir rüzgardı, geldi ve geçti” dedi. Soro, Soçi görüşmeleri ardından hazırlanacak olan anayasa komitesinin tüm Suriye halklarını temsil etmeyeceğini belirtti.
 
‘SURİYE’NİN PARÇALANMASININ BAŞLANGICI’
 
Efrin’e saldırısını Suriye’nin parçalanmasının başlangıcı olarak yorumlayan Soro, İngilizlerin ve Almanların Suriye’de yürüttüğü derin siyasete dikkat çekerek, İngilizleri ulus devletin 300 yıllık temsilcisi olarak tanımladı. Soro, Rusya’nın tüm terörist unsurları Türkiye ile ortak yapıp, Türkiye’ye operasyon alanı olarak Efrin’i göstermesinin büyük planların olduğunun göstergesi olarak gösterdi.
 
 ‘TÜRKLER TETİKÇİ KÜRTLER KURBAN GÖRÜLÜYOR’
 
Bu büyük planda “Tetikçilik rolü Türklere, kurban olarak ise Kürtler görülüyor” diyen Soro, “Erdoğan burada Kürtlere yeni bir Lozan’ı reva görmenin peşinde. Misak-ı Milli’nin sınırlarını genişletme peşinde. Bunun adı da güvenlikli bölge olarak telaffuz ediliyor. İşgalin adı güvenlikli bölgedir yani” diye konuştu.
 
‘KOÇGİRİ, MARAŞ, SİVAS’IN DEVAMI’
 
Fırat’ın batısının “Kürtsüzleştirme projesi”nin Cumhuriyet döneminin projesi olduğuna vurgu yapan Soro, “Maraş, Koçgiri, Sivas katliamlarının ardından şimdi de Efrin saldırısı. Bu tesadüf değildir Erdoğan ve Bahçeli Atatürk ve İnönü rolünü oynamak istiyor” ifadesinde bulundu.
 
‘ÜÇÜNCÜ PAYLAŞIM SAVAŞINDA KÜRTLER KURBAN EDİLİYOR’
 
Efrin saldırısını PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik komploya benzeten Soro, aynı uluslararası güçlerin bu defa Efrin saldırısında bir araya geldiğini söyledi. Efrin saldırısına karşı uluslararası düzeyde bazı çıkışlar olsa da hepsine ayar verilmeye çalışıldığını kaydeden Soro, “Kullanılan silahların hepsi batı menşeili. Bunlar Kürtler üzerinde kullanılıyor. Bir hesap var. Birinci dünya paylaşımında Ermenilerin kurban edildiğini, ikinci paylaşım savaşında da Yahudilerin kurban edildiğini biliyoruz. Bu paylaşım savaşında da Kürtler kurban edilmek isteniyor. Yoksa Türklerin bunu yapacak bir gücü yok” dedi.
 
‘KÜRTLER DİRENECEK’
 
“Ermeniler ve Yahudilerin başına gelenlerin başlarına gelmemesi için Kürtler direnecek” vurgusu yapan Soro, “Kürtlerin soykırıma uğratılmasında bir el ele verme var. Öcalan’ın tasfiyesinde nasıl bir ortak akıl yürütüldüyse bugün de Efrin’de aynısı yapılıyor. 98-99’da komploda rol oynayan aktörler bugün yine devrede. Kürtler ise o günden bu güne çok değişim yaşadı. Her yönü ile değişim yaşadı ve DAİŞ’e karşı da büyük bir başarı elde etti” diye konuştu.
 
‘DÜNYA KÜRTLERİNİN ZAFERİ OLACAK’
 
“Efrin’deki zafer dünya Kürtlerinin zaferi olacaktır” diyen Soro, “Nasıl Kobanê için Stanligrat değerlendirmesi yaptıksa, AKP faşizminin kendisi de Efrin’de yerle bir edilecek. Efrin’de kaybedeceklerdir. Sadece Efrin Kürt halkının değil halkların zaferi ve direnişi olarak tarihe geçecek. Bunun için başta Kürtler olmak üzere tüm halkların sadece sözlü olarak değil eylemsel olarak da harekete geçmesi gerekir. Önümüzdeki günlerde Efrin destanı daha gürleşerek tarihe yön verecektir” şeklinde konuştu.
 
MA / Yasin Kobulan