Pirsûs Katliamı davasında ek rapor kararı 2025-11-27 15:19:19   RIHA - Pirsûs Katliamı’nın firari sanıklarına dair devam eden davada, kayıp görüntülerin bulunup bulunmadığına dair bilirkişi tarafından ek rapor hazırlanmasına karar verdi.    Riha’nın Pirsus (Suruç) ilçesi Amara Kültür Merkezi’nde 20 Temmuz 2015'te İŞİD’in bombalı saldırısında yaşamını yitiren 33 kişinin ölümüne ilişkin firari sanıklar Deniz Büyükçelebi ve İlhami Bali’ye dair devam eden davanın 9’uncu duruşması görüldü. Urfa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada yaşamını yitirenlerin aileleri, katliamdan yaralı olarak kurtulan Efe Çatalbaş ve hukuk örgütleri temsilcileri katıldı.    Duruşmada söz verilen Efe Çatalbaş,  "10 yıl önce Suruç’taydım. 10 yıl önce burada İŞİD, barış için yola çıkan 33 yurtsever sosyalisti katletti. Şuan bu yargılamanın günceliğine değinmek istiyorum. Biz 10 sene önce buradayken bugünkü gibi bir atmosfer vardı. Böyle bir barış süreci yürütülüyordu ve o süreçte katliam gerçekleşti. Eğer biz yine barış ve kardeşlik diyorsak bu katliamla yüzleşmeden bunun yapamayız. Bu toprakların geleceğinde barış içinde yaşayacaksak, bu mahkeme de alınacak sonuç önemli bir durumu teşkil edecek" diye konuştu.    'AHMET DAVUTOĞLU DİNLENMELİDİR'   Çatalbaş, katliamda yalnızca faillerin değil, siyasi sorumluların da bulunduğunu belirterek, "Ambulansların engellenmesi ise kolluğun sorumluluğudur. Bu durum onları en az IŞİD katilleri kadar sorumlu kılıyor. Bu nedenle onların da burada yargı önüne çıkarılmasını istiyorum. Bu ülkede dönemin başbakanı olan kişi 1 Kasım ile 7 Haziran seçimleri arasında yapılanları 'Açıklasam yer yerinden oynar' açıklamasıyla siyasi sorumluluğa sahiptir.  Ahmet Davutoğlu’nun mahkemede dinlenmemiş olması kabul edilemez. Bildiklerini gelip burada anlatmalıdır. Bu mahkemede adalet ortaya çıkarılmadığı sürece daha fazla acı yaşanacaktır. Davutoğlu buraya gelip konuşmalıdır" ifadelerini kullandı.    Çatalbaş, katliam nedeniyle kolluk güçleri ve siyasilerin de yargılanması gerektiğini dile getirerek, "Arkadaşlarımı böyle anacağımı biliyorum ve bütün sorumluların ortaya çıkarılması için gereken her şeyin yapılmasını istiyorum" dedi.   DAEŞ ÜYESİNİN AĞABEYİ DİNLENDİ   Duruşmada bu kez davanın tutuklu sanıklarından DAEŞ üyesi Şükrü Yoldaş’ın ağabeyi Halil İbrahim Yoldaş dinlendi. Yoldaş, Dîlok’tan SEGBİS aracılığıyla mahkemeye bağlandı.   Yoldaş, avukatlardan Erkan Ünver'in "Abdurrahman Karagöz’ü tanıyor musunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Ben Adıyamanlıyım. Adıyaman küçük bir yer, babamların oturduğu mahallede oturuyordu. Oradan biliyorum. Mehmet Şükrü Yoldaş kardeşimdir. Abdurrahman Alagöz yanıma gelmedi, hatırlamıyorum; ama kardeşimin yanında gördüğüm olmuştur. Gaziantep’te gördüm, tarihini hatırlamıyorum. Zaman zaman gelip gidiyorlardı, ancak benim evimde kalmadılar. Şükrü Yoldaş’ın hâlâ gelip gittiği oluyordu. Kardeşimin Suriye’ye gittiğini bilmiyordum; cezaevine girdikten sonra öğrendim. Birkaç derneğe gittim; Furkan Vakfı, Şahitler ve başka gençlerin toplandığı yerler. Oralara gidiyordum. Abdurrahman Alagöz’le hiç telefonla konuşmadım. Emniyetin kayıtlarında Şükrü Yoldaş’ın benim telefonumla konuşmuş olması mümkündür. Dediğim gibi, evime geldiği olmuştur."   ERTLEME KARARI VERİLDİ   Mahkeme, avukatlardan Sevda Çelik Özbingöl ve Erkan Ünüvar'ın dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesi talebini reddetti. Avukatların kayıp görüntü iddiası konusunda mahkeme, dosyada kayıp görüntülerin bulunup bulunmadığı yönünde bilirkişi raporuna ek rapor hazırlanmasına karar vererek, duruşmayı 8 Mayıs 2026'e erteledi.