Taşucu’nda yaşam alanları hedefte

img
MERSİN - Taşucu’nda Seka Limanı’nın serbest bölgeye dönüştürülmesi için ÇED toplantısı yapılmamasına rağmen sahile duvar örüldü. Yurttaşlar, yaşam alanlarının kirletilmesine izin vermeyeceklerini belirterek, dava açacaklarını söyledi. 
 
Mersin’in Silifke ilçesine bağlı Taşucu Mahallesi’nde bulunan Seka Limanı, Cey Grup tarafından serbest bölgeye çevrilmek isteniyor. Başlatılan çalışma ile sahilden denize kadar duvar örüldü. 7 Haziran’da yapılmak istenen Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısı halkın itirazları sonucu yapılmadı. Limanda çalışmalar sürerken, mahalle sakinleri ve çevre örgütleri, serbest bölgenin yapılmasıyla çevreye asbestli ve kanserojen maddelerin yayılmasıyla hem çevre halkının zarar göreceği hem de deniz ile denizde yaşayan diğer canlıların etkileneceğini söyledi. Proje yapımına karşı olan çevre halkı, çalışma iptal edilene kadar mücadele edeceklerini belirtti. 
 
‘DENİZ EKOSİSTEMİ BOZULACAK’
 
Taşucu’nun daha önce nükleer santral yapılmak istendiğini kaydeden Türkiye Çevre Platformu Sözcüsü Suna Kılıççı, duruma tepki göstererek mani olduklarını söyledi. Şimdi de Cey Holding’in Taşucu’nu alıp limanı genişletip burada ticaret yapmak istendiğini aktaran Kılıççı, “Sermaye bir yere adım attı mı, o adım binlerce kez büyür ve çevre biter. Biz yaşamak istiyoruz, onlar sermayeyi koruyorlar” dedi. Kılıççı, liman kurulursa deniz ekosisteminin biteceğini ve denizlere bir sınırlama getirileceğini kaydederek, “Deniz içindeki doğal yaşam ve balıklar ölecek. Biz, bizim ve bizden gelen sonraki nesillerin yaşam haklarını savunuyoruz. Bu kadar hor kullanırsan doğanı sonunda hayat zor duruma düşecek. Yaşamı düşünüyorsak çevreyi doğayı devam ettirmek zorundayız. Halk kirlenmenin farkında. Doğamıza önem vermemiz gerekiyor. Burada turizm de etkilenecek” diye konuştu.
 
‘UTANÇ DUVARINI İSTEMİYORUZ’ 
 
 53 yıldır Taşucu’nda yaşayan Resmiye Özer, limanı istemediklerini belirterek, “Halkın girdiği plaja utanç duvarı istemiyoruz. Denize girdiğimiz yere duvar ördüler. Cey Holding'in burada yaptığı kirli sanayiye karşıyız. Biz kirli sanayiden değil Eko turizmden para kazanmak istiyoruz. Taşucu halkı burada büyük bir tehlike altında, büyük kin ve öfke duyuyoruz. Mücadelemiz sonuna kadar devam edecek” diye konuştu.
 
‘BÖLGEMİZ YAĞMALANIYOR’
 
Bölgede zaten binlerce kirli yatırımın olduğunu hatırlatan mahalle sakinlerinden Mürsel Tekin, bölgede yapılan nükleer santral, mermer ocakları kentin yapısını bozduğunu kaydetti. En son bölgeye yapılacak tersaneye karşı çıktıklarını ve açtıkları davayı kazandıklarını aktaran Tekin, bu davayla Göksudelta ovasını koruma altına alındığını anlattı. Tekin, “Burası kendi dinamikleriyle turizme yatkın durumdayken, kirli sanayiyle bölge yok ediliyor. Mevcut iktidar ekonomiyi kötü hale getirip insanları mecbur bırakarak buraları da bir iş kapısı gibi gösteriyor. Bunları yaparak tarihi olan yerleri yok ediyor. Akdeniz foklarının yaşadığı yerler buralar. Maalesef ki şimdi tamamen yaşanmaz durumda, çocukluk anılarımız halka kapatılıyor, yok ediliyor ve yağmalanıyor. Halk olarak bölgeye sahip çıkalım” ifadelerini kullandı.
 
‘DAVA AÇACAĞIZ’
 
Proje yapımına karşı açılan davanın avukatlarından Semra Kabasakal ise, hedeflerinin Mersin’de yapılacak zararlı ve kirli teknolojili projelere karşı savaşmak olduğunu aktardı. Projenin hayata geçmesiyle koruma altında olan Göksu deltasının da zarar göreceğinin altını çizen Kabasakal, sanayiye karşı olmadıklarını, fakat kirli teknolojili sanayiyle denizin, toprağın ve havanın kirlenmesine karşı olduklarını ifade etti. Yapılacak serbest bölgeyle çevre halkının birçok hastalıkla karşı karşıya kalacağını anlatan Kabasakal, şunları söyledi: “Asbestli ve kanserojen maddeler oluşacak ve bu maddelerden dolayı zarar meydana gelecek. Kanser ortaya çıkacak. Bu kirli teknolojinin havaya verdiği zararlı gazlar, bir kere havayı kirletecek, iklim değişikliği meydana gelecek. Biz bunun karşısındayız. ÇED toplantısını ne kadar yaptırmadıysak, bu sürecin takipçisi olacağım. 30 gün içerisinde idari mahkemeye dava açacağız ve hukuki sürecimiz başlayacak. Çekilen bu duvar tamamen yasadışı ve kaçak inşaatla yapıldı. Biz bunu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bildirdiğimiz halde bu şirketle iş birliği içerisinde olmaya devam ediyorlar. Bu iş birlikçileri burada barındırmayacağız. Mücadeleyle karşı duruş sergileyeceğiz."